Search
English Turkish Sentence Translations Page 15899
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
or I shoot you. | Yoksa seni vururum. ...seni vururum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'd like to go now. | Gitmek istiyorum. Artık gitmek istiyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
There's no way out! | Çıkış yok. Çıkış yolunuz yok. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Drop the weapon! | Atın silahlarınızı. Silahlarınızı bırakın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Do it. | Ateş et. Yap dedim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Building perimeter is locked down! | Etrafınız sarıldı. Etrafınız sarıldı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Do it now! What are you waiting for? | Ateş et! Neyi bekliyorsun? Yap dedim! Neyi bekliyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Around the corner... | Köşeden dolaşırsan, dışarı çıkabilirsin. Köşeden kaçabilirsin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Go now; they won't be able | Git hadi, seni göremeyecekler. Hemen git, seni göremezler. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Are you okay? | Sen iyi misin? İyi misin? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's broken. | Yaralandı. Tedavi edebilir miyiz? O kırıldı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Can we fix him? | Onu düzeltebilir misin? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We'll try. | Deneriz. Deneriz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm not broken. | Ben yaralanmadım. Ben kırılmadım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No, you're not. | Evet, yaralanmadın. Evet, kırılmamışsın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Come on. | Hadi. Gidelim buradan. Haydi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Let's get out of here. | Buradan çıkalım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What took you so long? | Niye bu kadar uzun sürdü? Niye bu kadar geciktin? Dışarıda bir araba var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
There's a car out there. | Dışarıda bir araba var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Two guys, motor on, 15 minutes at least. | İçinde iki kişi var, motor çalışıyor ve en az 15 dakikadır oradalar. İki eleman 15 dakikada bir geçip duruyorlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Two guys in an idling car isn't news. | Rölantideki bir araba sorun yaratmaz. Boş boş gezen adamlar yeni bir şey değildir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So, who am I going to be? | Peki ben kim olacağım? Ee, yeni kimliğim ne olacak? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Uh, John Smith, maybe? | Belki John Smith. John Smith olabilir mesela. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I got a good American accent. | İyi Amerikan aksanım vardır. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You're gonna be Anton Lubov. | Antov Lubov olacaksın. Adın Anton Lubov kalacak. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I d... I don't get it. I may have misled you | Anlamadım. Sana kimin kime yardım ettiğini... Anlamıyorum. Sana yardım edeceğim konusunda... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I needed you to stay put while I put you front and center | Tek ihtiyacım olan, seni buradan New York’a kadar... Buradan New York'a kadar her birimin takip edilecekler listesinin... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
If you try to leave Los Angeles | Los Angeles’i uçak, tren veya otomobil ile terk etmeye kalkışırsan FBI tepene binecek. Eğer Los Angeles'ı uçakla, arabayla ya da trenle... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We won't be discreet. | Pek ketum olmayacağız. Sessiz sedasız olmayacağız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'll personally drop you off at the Borodins' doorstep, | Bizzat ben, seni Borodin'in eşiğinden içeri atıp... Seni kendi elimle Borodinlerin kapısına bırakırım gerekirse. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
make sure they know we're friends. | ...arkadaş olduğumuzu anlamalarını sağlayacağım. Böylece arkadaş olduğumuzu anlarlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Are you crazy? | Kafayı mı yedin? Ölmemi mi istiyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You want me to die? | Ölmemi mi istiyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I don't want you to die, but if you do, | Ölmeni istemiyorum ama öyle bir şey olursa... Ölmeni istemem ama ölürsen... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
there's a lot to learn from a dead body. | ...bir cesetten de çok şeyler öğrenilebilir. ...cesedinden bir sürü şey öğrenebilirim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I know how the Russians kill. | Ruslar nasıl öldürür bilirim. Rusların nasıl öldürdüğünü iyi bilirim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I know their favorite weapons. | Hoşlarına giden silahları, nereyi yaralamayı sevdiklerini bilirim. En sevdikleri silahları bilirim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I know where to look for bruises. | Morluklar için nereye bakacağımı bilirim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I know which body parts they like to chop off | Vücudun hangi parçasını, hangi mesajı yollamak için kopardıklarını da bilirim. Vücudun hangi kısmını kestiklerini... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I tried to help you. | Sana yardım etmeye çalıştım. Ben sana yardım etmeye çalışmıştım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
If your body turns up | Cesedin bulunursa... Eğer ölürsen ve cesedinden bir şeyler okuyabilirsem... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and tells a different story, | ...ve farklı bir hikaye anlatırsa... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
well, then that'll give me information, too. | ...bu da bana gerekli bilgileri verir. ...en azından bir şeyleri öğrenmiş olurum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The FBI doesn't work like that. | FBI bu şekilde çalışmaz. Ama FBI böyle çalışmaz ki. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You ca... | Bunu yapamazsın. Bunu yapamazsın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
you can't do this. | Ah anneciğim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm a screw up, remember? | Ben boka batmış biriyim, hatırladın mı? Beceriksiz biriydim, hatırladın mı? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
My CI shows up dead, nobody's going to blink. | Muhbirim ölü bulunursa, kimse gözünü bile kırpmayacaktır. Muhbirim ölürse kimse arkasına dönüp bakmaz bile. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Nobody's going to care. | Kimse umursamayacak. Kimse umursamaz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You put on your mean face, act tough, | Ciddi suratını takın, sert ol... Şimdi yüzünü ekşitip sert görünebilirsin... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
but you will care, Agent Ballard. | ...ama önemseyeceksin, Ajan Billard. ...ama umurunda olacaktır, Ajan Ballard. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That's your problem. | Senin sorunun da bu. Sorunun da bu zaten | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm not broken. | Yaralanmadım. Kırılmadım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Around the corner, you can get out. | Köşeden dolaşırsan, dışarı çıkabilirsin. Köşeden kaçabilirsin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What are you waiting for? Do it! 1 | Neyi bekliyorsun? Ateş et! Neyi bekliyorsun? Yapsana. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Aren't we the bad guys? | İyi de kötü adam biz değil miydik? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You either get broken or you can be the one doing the breaking. | Ya yaralanan olursun ya da yaralayan. Ya kırılan olursun ya da kıran. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That's what art's for: | Zaten sanatın amacı budur. Bize kim olduğumuzu gösterir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Did I fall asleep? | Uyuya mı kaldım? Uykuya mı daldım? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Hello, Echo. | Merhaba, Echo. Merhaba, Echo. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Michelangelo believed his sculptures already existed | Michelangelo oymalarının, mermerin içinde önceden de var olduğuna inanıyordu... Michelangelo eserlerinin bu mermerlerin içinde zaten önceden beri... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We should get this to our clients | Sabah ilk iş olarak bunu müşteriye ulaştırmalıyız. Sabah ilk iş bunu müşterimize ulaştırmalıyız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And the antiquities expert? | Peki antika uzmanı? Peki antika uzmanını ne yapacağız? Onu da müşterimize verin gitsin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They can have him, too. | Onu da alabilirler. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So... I put Echo through every test I could think of, | Echo'yu elimdeki her şeyle test ettim, fazlasıyla. Echo'yu aklıma gelebilecek tüm testlerden geçirdim... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The remote wipe didn't do any permanent damage, so... | Uzaktan silme işlemi kalıcı hasar yaratmamış. Uzaktan silme işlemi herhangi bir kalıcı hasar bırakmamış. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Whatever happened... | Kasada Echo'nun beynine her ne olduysa, gitti mi? Kasada olanlar, Echo'nun kafasında olanlar... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
it's gone? | ...silindi mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's fresh as morning dew. | Sabah oluşan çiğ gibi taze. Bir çiğ tanesi kadar yeni biri oldu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No pesky human evolution bits lingering around. | Ortada hiçbir rahatsız edici kalıntı kalmadı. Ufak da olsa hiçbir sıkıcı olayın izi kalmadı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I believe Victor has completed his debriefing. | Sanırım Victor bilgilendirme işlemini bitirdi. Victor'ın sorgulaması bitmiş olmalı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's ready to be wiped. | Silinmeye hazır. Silinmeye hazır. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It was Alpha, wasn't it? | Bu Alpha'ydı, değil mi? Bu Alfa'nın işiydi, değil mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Nobody else could come even close | Başka kimse uzaktan silme işlemi yapacak kadar ileri gidemez. Başka hiç kimse bu uzaktan silme işini kıvırmaya yaklaşamaz bile. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's alive. | Başka kimse uzaktan silme işlemi yapacak kadar ileri gidemez. O yaşıyor. Dışarıda bir yerde. O yaşıyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's out there. | Orada bir yerde. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You'll need to sign and initial at the bottom. | Altta isminin olduğu yeri imzalaman gerekiyor. En alt kısmını imzalaman gerekiyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Is this...? | Yoksa bu...? Yoksa bu... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Am I fired? | Kovuldum mu? Kovuldum mu? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm upping your security clearance. | Güvenlik seviyeni yükseltiyorum. Güvenlik seviyeni yükseltiyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Does that mean... I'm right? | Bu haklı olduğum anlamına mı geliyor? Bu, haklı olduğum anlamına mı geliyor? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Alpha's alive? | Alpha yaşıyor mu? Dışarıda bir yerlerde mi? Alfa yaşıyor mu? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
But after the... incident, | Ama olaydan sonra bize, güvenliğin onu izleyip yakaladığını ve... Ama o olaydan sonra... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
you told us security tracked him down and, you know... | ...güvenlik takımımızın onun izini bulup, işini... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
but Alpha, with his gifts gifts we gave him | ...ama Alpha'nın yetenekleriyle, bizim ona verdiğimiz yeteneklerle... ...ama yetenekleriyle... Ona verdiğimiz yeteneklerle... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
finding him, confining him | ...bulunmasını ve hapsedilmesini... ...omu bulmak ve yakalamamız çok zor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
we're not all powerful. | ...sağlayacak kadar güçlü değiliz. O kadar güçlü değiliz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm scared like a little girl. | Küçük bir kız gibi korkuyorum. Küçük bir kız gibi korkuyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Sign and initial at the bottom. | Alttaki yeri imzala, Alpha ile ilgili bildiğim her şeyi anlatayım. Alt tarafı imzala... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'll tell you what I know about Alpha. | ...sana Alfa hakkında bilmek istediklerini söyleyeyim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You'll tell me how he did this | Bunu nasıl yaptığını ve bir daha yapmasını nasıl engelleyeceğimizi anlat. Sen de bu uzaktan silme olayını nasıl yaptığını... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and how we can keep him from ever doing it again. | ...ve bir daha yapmaması için ne yapabileceğimizi söyle. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
******** | Dollhouse'da daha önce. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
****** | Yani söylentiler doğru. Emir almak için insanlar programlanabiliyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
See,these personality imprints, they come from scans of real people. | Bu kişilik kopyaları gerçek insanlardan alındı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Keep it down. | Sessiz olun da bu şeker şeyle birbirimizi daha yakından tanıyalım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Wow,she's in. 1 | Vay be. Açtı bile. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Hey,neighbor. Off early? | Selam komşu. İşten erken mi çıktın? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm talking to you! What,are you deaf? Or you just tone deaf? | Seninle konuşuyorum! Ne oldu, sağır mısın, yoksa sağır taklidi mi yapıyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Jesse,not in my shop,please. | Jesse, dükkânımda olmaz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |