• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 15887

English Turkish Film Name Film Year Details
I need a lyric book for the new girl now! Yeni kız için hemen bir şarkı sözü kitabı istiyorum! Yeni kız için hemen bir şarkı sözü kitabı istiyorum! Yeni kız için söz kitabı lazım. Dollhouse-1 2009 info-icon
Ey're not very good lyrics. Şarkı sözleri çok güzel değil. Şarkı sözleri çok güzel değil. Sözler pek ahım şahım değil. Dollhouse-1 2009 info-icon
A lot "ooh"s and "ah"s? Yes. Bir sürü "oh" ve "ah" var. Evet. Bir sürü "oh" ve "ah" var. Evet. Bir sürü "ooh" ve "aah" var. Evet. Dollhouse-1 2009 info-icon
Try not to move, please. Hareket etmeyin, lütfen. Hareket etmeyin, lütfen. Lütfen kımıldama. Dollhouse-1 2009 info-icon
Oh, sorry. Özür dilerim. Özür dilerim. Affedersin. Dollhouse-1 2009 info-icon
So is this your first big tour? Big one? Yes. İlk büyük turnen mi? Büyük mü? Evet. İlk büyük turnen mi? Büyük mü? Evet. İlk büyük turnen mi? Evet ilk büyük olanı. Dollhouse-1 2009 info-icon
I've been working a lot, but nothing like rayna russell. Uzun süredir çalışıyorum ama hiç kimse Rayna Russell gibi olamaz. Uzun süredir çalışıyorum ama hiç kimse Rayna Russell gibi olamaz. Bir sürü iş yaptım ama Rayna Russell'ın yanında çalışmak gibisi değil. Dollhouse-1 2009 info-icon
I mean, this is the dream gig. Yani bu hayallerimdeki gösteri. Yani bu hayallerimdeki gösteri. Bu hayallerimin işiydi. Dollhouse-1 2009 info-icon
What's up with all the muscle? O kaslı adamlar da ne? O kaslı adamlar da ne? Bu iri yarı adamlar da neyin nesi. Dollhouse-1 2009 info-icon
Oh, you heard about that "accident," right? Yeah. "Kaza"yı duydun, değil mi? Evet. "Kaza"yı duydun, değil mi? Evet. "Kaza" haberini duydun, değil mi? Evet. Dollhouse-1 2009 info-icon
Well, first, there was three bodyguards. İlk önce üç tane koruma vardı. İlk önce üç tane koruma vardı. İlk önce üç tane koruma vardı. Dollhouse-1 2009 info-icon
Now there's eight, plus a whole security staff. Şimdi sekiz tane var. İlaveten bir sürü de güvenlik görevlisi. Şimdi sekiz tane var. İlaveten bir sürü de güvenlik görevlisi. Şimdi sekiz tane koruma ve bir de güvenlik ekibi var. Dollhouse-1 2009 info-icon
And they don't bring in her fan mail anymore. Artık hayranlarından mesaj getirmiyorlar. Artık hayranlarından mesaj getirmiyorlar. Artık hayran mektupları bile getirmiyorlarmış. Dollhouse-1 2009 info-icon
What I hear, it goes straight to the police. Duyduğuma göre doğrudan polise gönderiliyormuş. Duyduğuma göre doğrudan polise gönderiliyormuş. Duyduğuma göre doğrudan polise gidiyormuş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Stop, stop. Let's do it one more time from the top. Durun, durun. Hadi her şeyi en başından bir kez daha yapalım. Durun, durun. Hadi her şeyi en başından bir kez daha yapalım. Durun, durun. Bir kere daha en baştan yapalım. Dollhouse-1 2009 info-icon
And what about her? Diva or diva? Peki ya şu kız kim? Diva mı yoksa "diva" mı? Peki ya şu kız kim? Diva mı yoksa "diva" mı? Peki Rayna nasıl biri? Diva mı, "diva" mı? Dollhouse-1 2009 info-icon
It depends on the day. I mean, she's the real deal. Güne göre değişiyor. Gerçekten çok başarılı. Güne göre değişiyor. Gerçekten çok başarılı. Günden güne değişiyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
She's earning it. Bulunduğu yeri hak ediyor. Bulunduğu yeri hak ediyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
All right, ladies, here you go. Pekala bayanlar, işte alın. Pekala bayanlar, işte alın. Haydi bakalım bayanlar. Dollhouse-1 2009 info-icon
we had to replace the monitor board, so you are gonna have to get there an hour earlier. Monitör panelinin yerini değiştirmemiz gerekiyor. Bu yüzden oraya bir saat erken gideceksin. Monitör panelinin yerini değiştirmemiz gerekiyor. Bu yüzden oraya bir saat erken gideceksin. Büyük ekranı yerleştireceğiz bu yüzden bir saat daha erken gitmeniz gerekiyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
Thank you. Hello, girls. Teşekkür ederim. Merhaba, kızlar. Teşekkür ederim. Merhaba, kızlar. Teşekkür ederim. Selam kızlar. Dollhouse-1 2009 info-icon
Bra off, please. Try this on. Sutyenini çıkar, lütfen. Bunu dene. Sutyenini çıkar, lütfen. Bunu dene. Lütfen sutyenini çıkarıp bunu dene. Dollhouse-1 2009 info-icon
should we, uh, go to the bathroom or... Banyoya veya başka bir yere gitmemiz... Banyoya veya başka bir yere gitmemiz... Soyunma odasına gitmem gerekmez mi? Dollhouse-1 2009 info-icon
Honey, you've got three quick changes during the show. Tatlım, gösteri sırasında seri şekilde üç defa üstünü değiştireceksin. Tatlım, gösteri sırasında seri şekilde üç defa üstünü değiştireceksin. Gösteri boyunca üç kere hızlı şekilde üstüne değiştirmen gerekecek. Dollhouse-1 2009 info-icon
They're all gonna see your stuff now or later, so you might as well get used to it. Eninde sonunda göğüslerini görecekler. Bu nedenle buna alışsan iyi edersin. Eninde sonunda göğüslerini görecekler. Bu nedenle buna alışsan iyi edersin. Malını mülkünü herkes bir şekilde görecek, yani şimdiden alışmaya baksan iyi olur. Dollhouse-1 2009 info-icon
Is it always this crazy? Hep böyle çılgınca mıdır? Hep böyle çılgınca mıdır? Her zaman böyle çılgın bir yoğunluk mu olur? Dollhouse-1 2009 info-icon
Okay, stop! Stop! Tamam, dur! Dur! Tamam, dur! Dur! Durun, durun! Dollhouse-1 2009 info-icon
Who's eating a mint? Kim naneli şey yiyor? Kim naneli şey yiyor? Kim naneli şeker yedi? Dollhouse-1 2009 info-icon
Somebody is eating a mint! Birileri naneli bir şey yiyor. Birileri naneli bir şey yiyor. Biri naneli şeker yemiş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Okay, I I can't breathe! Nefes alamıyorum! Nefes alamıyorum! Nefes alamıyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
And I think we're done here. Rayna, darling, let's get you over to the venue. Sanırım buradaki işimiz bitti. Rayna, aşkım, seni köşeden içeri alalım. Sanırım buradaki işimiz bitti. Rayna, aşkım, seni köşeden içeri alalım. Bence prova bitti. Rayna, tatlım, gösteri yerini bir daha gözden geçirelim. Dollhouse-1 2009 info-icon
Yes, indeed. Aslında, evet. Aslında, evet. Dollhouse-1 2009 info-icon
Hey, now that you're done flashing everybody, you want to roll with me to sound check? Oranı buranı herkese gösterdiysen benimle ses kontrolüne gelmek ister misin? Oranı buranı herkese gösterdiysen benimle ses kontrolüne gelmek ister misin? Eğer millete oranı buranı göstermeyi bitirdiysen... Dollhouse-1 2009 info-icon
We can go over your harmonies in the car. Vokallerin üzerinden arabada geçeriz. Vokallerin üzerinden arabada geçeriz. Arabadayken geri vokalini çalışırsın. Dollhouse-1 2009 info-icon
Cool with me. Olur. Olur. Bana uyar. Dollhouse-1 2009 info-icon
Well, looky who's pick of the week. Haftanın elemanına bak! Haftanın elemanına bak! Kusura bakma. Sadece... Bakın haftanın şanslı da kimmiş? Dollhouse-1 2009 info-icon
nice view. Güzel manzara. Güzel manzara. Sağlam manzara. Dollhouse-1 2009 info-icon
Yeah, look at all the pretty lights, and the people look like ants and I casee my house from here. Evet, şu güzelim kızlara bak ve insanlar karınca gibi. Ayrıca buradan evimi görebiliyorum. Evet, şu güzelim kızlara bak ve insanlar karınca gibi. Ayrıca buradan evimi görebiliyorum. Evet, şu güzel ışıklara bir bak... Dollhouse-1 2009 info-icon
You trying to get me killed? Beni öldürtmek mi istiyorsun? Beni öldürtmek mi istiyorsun? Beni öldürtmeye mi çalışıyorsun? Dollhouse-1 2009 info-icon
I wasn't followed. Takip edilmedim. Takip edilmedim. Takip edilmedim. Dollhouse-1 2009 info-icon
Yeah, yeah, you cannot be sniffing around the family and talking to me. Ailenin etrafını koklarken benimle konuşmamalısın. Ailenin etrafını koklarken benimle konuşmamalısın. Hem ailenin izini sürüp hem de benimle konuşmamalısın. Dollhouse-1 2009 info-icon
The borons see us together, we both get a death, and I don't get the nice one. Borodinler bizi birlikte görürse, ikimiz de ölürüz ve benim ölümüm hiç de güzel olmaz. Borodinler bizi birlikte görürse, ikimiz de ölürüz ve benim ölümüm hiç de güzel olmaz. Eğer Borodinler bizi görürlerse ikimiz de ölürüz ve benimki de pek yakışıklı olmaz. Dollhouse-1 2009 info-icon
Besides, the family's clean on this. Ayrıca ailenin işle ilgisi yokmuş. Ayrıca ailenin işle ilgisi yokmuş. Ayrıca ailenin bu işte suçu yokmuş. Dollhouse-1 2009 info-icon
They traffic girls. Kadın ticareti yapıyorlar. Kadın ticareti yapıyorlar. İnsan kaçakçılığı yapıyorlar. Buraya kadar tek başına mı geldin? Dollhouse-1 2009 info-icon
Maybe, maybe not, but they don't brainwash them. Olabilir de, olmayabilir de. Ama onların beyinlerini yıkamıyorlar. Olabilir de, olmayabilir de. Ama onların beyinlerini yıkamıyorlar. Belki yapıyorlar belki de değil. Ama kimsenin beynini yıkamıyorlar. Dollhouse-1 2009 info-icon
I thought you got something I could use. Ben de sende işime yarar bir şeyler olduğunu zannetmiştim. Ben de sende işime yarar bir şeyler olduğunu zannetmiştim. İşime yarayabilecek bir şeyler bildiğini sanıyordum. Dollhouse-1 2009 info-icon
Yeah, yeah, I did what you asked. Evet, istediğin şeyi yaptım. Evet, istediğin şeyi yaptım. İstediğin şeyi sordum. Dollhouse-1 2009 info-icon
I start throwing the word "dollhouse" around, my people, they look at me like I'm a tourist. Söylediğin "Dollhouse" kelimesini etrafa yaydım ve adamların bana turistmişim gibi baktı. Söylediğin "Dollhouse" kelimesini etrafa yaydım ve adamların bana turistmişim gibi baktı. Dollhouse nedir diye etrafımdakiler sorunca bana turistmişim gibi baktılar. Dollhouse-1 2009 info-icon
I can't afford that. Bunu göze alamam. Bunu göze alamam. Bunu göz alamam. Dollhouse-1 2009 info-icon
Maybe you're too small time. Belki de sen çok önemsiz birisin. Belki de sen çok önemsiz birisin. Belki de çapın küçüktür. Dollhouse-1 2009 info-icon
It's a myth, okay?It's an urban legend: Bu bir efsane, tamam mı? Şehir efsanesi. Bu bir efsane, tamam mı? Şehir efsanesi. Bu bir mit, şehir efsanesi. Dollhouse-1 2009 info-icon
Young people having their personalities replaced so that they could be the perfect date? Flört edilebilecek mükemmel insanlar olmaları için genç insanların kişilikleri mi değiştiriliyor? Flört edilebilecek mükemmel insanlar olmaları için genç insanların kişilikleri mi değiştiriliyor? Sırf mükemmel bir eş olabilmek için kişilikleri değiştirilmiş gençler. Dollhouse-1 2009 info-icon
it's it's alligators in the sewers! Bu kocaman bir palavra! Bu kocaman bir palavra! Bu resmen kanalizasyonda yaşayan timsah efsanesi gibi. Dollhouse-1 2009 info-icon
I've heard this song. It's not my favorite. Bu şarkıyı dinlemiştim. En sevdiğim şarkı değil. Bu şarkıyı dinlemiştim. En sevdiğim şarkı değil. Bu şarkıyı çok duydum. Pek hoşuma gitmiyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
You got no leads. Elimde hiç ipucu yok... Elimde hiç ipucu yok... Başka ipucun yok. Dollhouse-1 2009 info-icon
anything you think you had led you to me, and I'm a dead end. ...seni bana yönlendiren her ne ise ben çıkmaz sokağım. ...seni bana yönlendiren her ne ise ben çıkmaz sokağım. Elinde ne varsa beni gösterdi benden de bir sonuç çıkmadı. Dollhouse-1 2009 info-icon
You don't know what I got. Elimde ne olduğunu bilmiyorsun. Elimde ne olduğunu bilmiyorsun. Elimde ne olduğunu bilemezsin. Dollhouse-1 2009 info-icon
What you got is the nicest version of "fired" the bi has. Elinde olan şey, kovulduğunun gerçeğinin kibar versiyonudur. Elinde olan şey, kovulduğunun gerçeğinin kibar versiyonudur. Elinde olan tek şey en kibar şekliyle kovulduğun gerçeğidir. Dollhouse-1 2009 info-icon
See, you don't know me, but I checked you out plenty, agent ballard. Sen beni tanımıyorsun ama ben senin gibi yüzlercesini araştırdım, Ajan Ballard. Sen beni tanımıyorsun ama ben senin gibi yüzlercesini araştırdım, Ajan Ballard. Beni pek tanımıyorsun ama senin kim olduğunu araştırdım, Ajan Ballard. Dollhouse-1 2009 info-icon
You don't close. Kapatmazsınız. Kapatmazsınız. Davalarını kapatamıyorsun. Dollhouse-1 2009 info-icon
The van dynes, illinois gun club. Van Dynes, İllinois Silah Kulübü gibi. Van Dynes, İllinois Silah Kulübü gibi. Van Dynes davası, İllinois silah davası. Özel Ajan Ballard değerli suç çözme yeteneğini... Dollhouse-1 2009 info-icon
Bureau takes pity, gives you the one job you can't blow because it doesn't exist. Büro insaf etti, sana var olmadığı için patlatamayacağın bir iş verdi. Büro insaf etti, sana var olmadığı için patlatamayacağın bir iş verdi. FBI sana acıyıp mahvedemeyeceğin bir dava vermiş. Dollhouse-1 2009 info-icon
The technology exists. Teknoloji vardır. Teknoloji vardır. Gerekli teknoloji var. Dollhouse-1 2009 info-icon
It... somebody made a monkey tango, right? Bu sanki birinin bir maymuna tango yaptırması gibi, değil mi? Bu sanki birinin bir maymuna tango yaptırması gibi, değil mi? Birisi bir maymuna tango öğretmişti, değil mi? Dollhouse-1 2009 info-icon
It doesn't mean it's being used on people. Bu insanlar üzerinde kullanıldığı anlamına gelmiyor. Bu insanlar üzerinde kullanıldığı anlamına gelmiyor. Bu, insanlar üzerinde kullanıldığını kanıtlamaz. Dollhouse-1 2009 info-icon
It does. It means that. Geliyor. Bu anlama geliyor. Geliyor. Bu anlama geliyor. Hayır, kanıtlar. Dollhouse-1 2009 info-icon
How do you know? Nereden biliyorsun? Nereden biliyorsun? Nereden biliyorsun? Dollhouse-1 2009 info-icon
We split the atom, we make a bomb. Atomu bölüyor, bomba yapıyoruz. Atomu bölüyor, bomba yapıyoruz. Atomu parçaladık ve bomba yaptık. Dollhouse-1 2009 info-icon
We come up with anything new, the first thing we do is Yeni bir şeyle ortaya çıktığımız zaman, ilk yaptığımız iş... Yeni bir şeyle ortaya çıktığımız zaman, ilk yaptığımız iş... Yeni bir şey bulduğumuzda yaptığımız ilk şey... Dollhouse-1 2009 info-icon
destroy, manipulate, control. ...yok etmek, manipüle etmek ve kontrol etmek. ...yok etmek, manipüle etmek ve kontrol etmek. ...yıkım, kendi çıkarımıza kullanmak ve kontrol etmek oluyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
It's human nature. İnsan doğası böyle. İnsan doğası böyle. İnsan doğası böyle. Dollhouse-1 2009 info-icon
Yeah, people are mostly crap. Evet, insanların çoğu pislik. Evet, insanların çoğu pislik. Evet, insanlar çok boktan. Dollhouse-1 2009 info-icon
I don't think there's a dollhouse. "Dollhouse" olduğuna inanmıyorum. "Dollhouse" olduğuna inanmıyorum. Dollhouse diye bir yerin olduğunu hiç sanmıyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
I hear different, I'll get word. Farklı bir şey duyarsam, sana iletirim. Farklı bir şey duyarsam, sana iletirim. Eğer aksini duyarsam, haber veririm. Dollhouse-1 2009 info-icon
Personally, I wish there was. Şahsen olmasını isterdim. Şahsen olmasını isterdim. Ama olmasını isterdim. Dollhouse-1 2009 info-icon
How come? Nasıl yani? Nasıl yani? Neden? Dollhouse-1 2009 info-icon
So I could sign up, wipe all of my terrible burdens away. O zaman ben de gider, tüm kötü anılarımı sildirirdim. O zaman ben de gider, tüm kötü anılarımı sildirirdim. Oraya katılıp kafamdaki tüm saçmalıkları sildirirdim. Dollhouse-1 2009 info-icon
We'll keep you in mind. Seni aklımızda tutarız. Seni aklımızda tutarız. Seni aklımızda tutarız. Dollhouse-1 2009 info-icon
I start over, I wanna be doris freakin' day. Sil baştan başlarım, Doris Day olmak istiyorum. Sil baştan başlarım, Doris Day olmak istiyorum. Doris Day gibi her şeye baştan başlardım Dollhouse-1 2009 info-icon
Right, so, I know this isn't my place, but I was just walking off my nerves, Doğru, burası benim yerim değil ama sakinleşmeye çalışıyordum... Doğru, burası benim yerim değil ama sakinleşmeye çalışıyordum... Biliyorum bana düşmez ama heyecanım yatışsın diye yürürken... Dollhouse-1 2009 info-icon
and I noticed there's no security by the freight elevator. ...ve nakliye asansöründe güvenlik olmadığını fark ettim. ...ve nakliye asansöründe güvenlik olmadığını fark ettim. ...nakliye asansörünün orada güvenlik olmadığını fark ettim. Dollhouse-1 2009 info-icon
And it seems like somebody could get in there. Biri oraya kolayca girebilir gibi görünüyor. Biri oraya kolayca girebilir gibi görünüyor. Birileri oradan girebilir. Dollhouse-1 2009 info-icon
You know, if you're worried about a homicidal fan or something. Yani fanatik bir hayran veya başka biri. Yani fanatik bir hayran veya başka biri. Gözü dönmüş bir hayran ya da buna benzer biri. Dollhouse-1 2009 info-icon
Good eyes, jordan. Gözünden bir şey kaçmıyor, Jordan. Gözünden bir şey kaçmıyor, Jordan. İyi yakalamışsın, Jordan. Dollhouse-1 2009 info-icon
Sierra should come into play in a minute. Sierra bir dakika içinde sahneye çıkacak. Sierra bir dakika içinde sahneye çıkacak. Sierra bir iki dakika içinde göreve dahil olur. Dollhouse-1 2009 info-icon
I'm glad they double tracked this. Bunun iki kişi ile izlemeye alınmasına sevindim. Bunun iki kişi ile izlemeye alınmasına sevindim. Bu işi iki taraftan kontrol etmemize sevindim. Dollhouse-1 2009 info-icon
Who's handling her? Onu kim izleyecek? Onu kim izleyecek? Onun amiri kim? Dollhouse-1 2009 info-icon
Joe hearn. You won't like him. Joe Hearn. Ondan hoşlanmayacaksın. Joe Hearn. Ondan hoşlanmayacaksın. Joe Hearn. Tanısan pek sevmesin. Dollhouse-1 2009 info-icon
15 minutes to curtain. Perdenin açılmasına 15 dakika var. Perdenin açılmasına 15 dakika var. Gösteriye 15 dakika. Dollhouse-1 2009 info-icon
Echo's on in 15. Okay. Okay. Echo 15 dakika sonra orada. Tamam, tamam. Echo 15 dakika sonra orada. Tamam, tamam. Echo'nun sırasına 15 dakika var. Dollhouse-1 2009 info-icon
Oh, my god, are you nervous? Aman tanrım, heyecanlı mısın? Aman tanrım, heyecanlı mısın? Heyecanlı mısın? Dollhouse-1 2009 info-icon
Opening night jitters? Açılış gecesi stresi mi? Açılış gecesi stresi mi? Açılış gecesi heyecanı mı var? Dollhouse-1 2009 info-icon
Your little girl out there on the big stage? Küçük kızın orada büyük sahnede. Küçük kızın orada büyük sahnede. Küçük kızın ilk kez sahneye çıkacak. Dollhouse-1 2009 info-icon
On the stage where the last little girl caught fire? Son küçük kızın yandığı sahnede. Son küçük kızın yandığı sahnede. Ondan önce çıkan son kızın yandığı sahneye. Dollhouse-1 2009 info-icon
A fair point. İyi bir nokta. İyi bir nokta. İyi noktaya değindin. Dollhouse-1 2009 info-icon
I mean, her singing's not a problem. Yani şarkı söylemesinde problem yok. Yani şarkı söylemesinde problem yok. Sesi problem olmaz. Dollhouse-1 2009 info-icon
It's not, right? I mean, she is a good singer. I think she's good. Değil mi? Yani iyi bir şarkıcı. Bence iyi. Değil mi? Yani iyi bir şarkıcı. Bence iyi. Olmaz, değil mi? Bence iyi bir şarkıcı, gerçekten iyi. Dollhouse-1 2009 info-icon
She wouldn't freeze up? Donup kalmaz değil mi? Donup kalmaz değil mi? Öylece donup kalmaz mı? Dollhouse-1 2009 info-icon
She'll be fine, mama rose. İyi olacaktır, Rose Anne. İyi olacaktır, Rose Anne. Bir şeycikler olmaz, Mama Rosa. Dollhouse-1 2009 info-icon
What's the deal with rayna? Rayna'dan ne haber? Rayna'dan ne haber? Rayna nasıl biriymiş? Dollhouse-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 15882
  • 15883
  • 15884
  • 15885
  • 15886
  • 15887
  • 15888
  • 15889
  • 15890
  • 15891
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact