Search
English Turkish Sentence Translations Page 158395
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| CASE Y: The drummer? JOD Y: He's not just the drummer. | Baterist mi? Sadece sıradan bi baterist değil o. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| He writes all the lyrics. It's his band. He's the fucking genius. | Bütün şarkı sözlerini o yazıyor. Grup onun. Herif tam bir dahi. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Not Steve Culley, or any of these wankers. It's Ben. | Ne Steve Culley, ne de bu mastürbatörlerden biri.. Sadece "Ben". Ne Steve Culley, ne de bu puştlardan biri.. Sadece "Ben". | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Okay, yeah. L... l'd do Ben. | Hmm tamam, Ben'le yapabilirdim.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I wanna be her, in that dress, with him licking my teapot lids. | Şu kızın yerinde olup, o elbisenin içindeyken kukuşumu yalamasını isterdim. Şu kızın yerinde olup o elbisenin içindeyken kukuşumu yalamasını isterdim. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| So has the muse shone on you, Greg? | İlham perisi geldimi son zamanlarda, Greg? İIham perisi geldimi son zamanlarda, Greg? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| L've been pretty distracted most recently | Beth'in bu öğlen getirdiği şu leziz kurabiyeler yüzünde Beth'in bu öğlen getirdiği şu leziz kurabiyeler yüzünden | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| by those delicious cookie things Beth brought around this afternoon. | baya bir dikkatim dağılıyor aslında.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Oh, yes. Of course, we call them biscuits here. | Oo,evet, elbette. Biz ona bisküvi diyoruz buralarda. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| And by the place itself, the people. | bu yer ve insanlar yüzünden de.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I sometimes wish I could get distracted. | Bazen keşke benim de biraz dikkatim dağılabilse.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Ten page a day man, rain or shine. | Günde 10 sayfa adamım. Her halükarda. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Wow. That's scary. Ten pages a day, how do you do that? | Vaav, korkunç..Günde 10 sayfa, nasıl beceriyorsun bunu? Vaav, korkunç.. Günde 10 sayfa, nasıI beceriyorsun bunu? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Oh, Greg, Glen. | Oh, Greg, Glen. Oh, Greg, Glen. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I wouldn't presume to give an academic tips. | Akademik tüyolar vereceğimi sanmıyorum.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Matter of fact, I read one of your books... | İşin aslı, Senin kitaplarından birini okudum. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Another distraction. I thought it was decent stuff. | Dikkatimi dağıtan bi başka sebep. Bence kitap gayet hoştu. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Well, how do I do it? I just get on with it, Greg. | Bunu nasılmı beceriyorum ? Sadece işimi yapmaya devam ediyorum Greg. Bunu nasıImı beceriyorum? Sadece işimi yapmaya devam ediyorum Greg. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| [MIMICS NICHOLAS] 'We call them biscuits here.' | "Biz ona bisküvi deriz buralarda" | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| To the muse. The muse. | İlham perisine. İlham perisi. İIham perisine. İIham perisi. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| However you find her. | Her nasıl bulursanız ,bulmanıza. Her nasıI bulursanız,bulmanıza. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| WRITERS [SOFTLY]: Cheers. | Şerefe. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Who's that? | Şu da kim? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| GLEN: That's Tamara Drewe. | Tamara Drewe. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| NICHOLAS: No, it isn't. GLEN: I met her with Andy. | Hayır değil Andy'le beraber rastladık ona. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Good God, what's happened to her? She had a nose job, Dad. | Güzel rabbim, n'olmuş ona? Burnundan estetik ameliyatı olmuş baba. Güzel rabbim, n'olmuş ona? Burnundan estetik ameliyatı olmuş baba. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| NICHOLAS: She's completely different. | Tamamiyle değişmiş. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| GLEN: That's what Andy said. | Andy öyle diyor. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Poor Tamara, she's such a sad girl. | Zavallı Tamara, çok hüzünlü bi kız. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| She used to come help you wash the car, didn't she, Nicholas? | Gelip arabayı yıkamana yardım ederdi değil mi Nicholas ? Gelip arabayı yıkamana yardım ederdi değil mi Nicholas? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| NICHOLAS: When she was a teenager. | Genç bir kızken. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| She liked a bit of family after her dad left. | Babası terkettikten sonra bir parça aile sevgisine hoşuna gitmişti | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Is that Tamara Drewe that writes a column | Bu Tamara Drewe Sundays'te köşe yazıları yazan kadın mı ? Bu Tamara Drewe Sundays'te köşe yazıları yazan kadın mı? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| in one of the Sundays? Used to. | Eskiden öyleydi. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Writes for The Independent now. Oh. | Şimdi "The Independent" için yazıyor. Oh. Şimdi "The Independent" için yazıyor. Oh. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| BETH: She spent weeks going on about her nose job. | Burun estetiği için haftalarını harcadı.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Was her old one an awful conk? Yes. | Eski burnu tokmak gibimiydi ? evet Eski burnu tokmak gibimiydi? evet | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| BETH: She's poured herself into those shorts. | Şortu da tam oturmuş .. Şortu da tam oturmuş.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Hope they don't give her thrush. | Umarım bi tarafında kızarık yapmaz. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Hello. Sorry to intrude. | Merhaba, habersiz geldiğim için özür dilerim | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Hi, Tamara. Poppy. How are you? | Selam Tamara. Poppy. Nasılsın? Selam Tamara. Poppy. NasıIsın? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I love your new hooter. | Yeni burnunu çok sevdim. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Thanks. It's not actually new, it's just smaller. | teşekkürler..aslında yeni sayılmaz. sadece daha ufak. teşekkürler.. aslında yeni sayıImaz. sadece daha ufak. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Tamara. So sorry about your mom. | Tamara. Annen için çok üzgünüm. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Thanks. Are you staying down for long? | teşekkürler Uzun süreliğine mi kalacaksın ? teşekkürler Uzun süreliğine mi kalacaksın? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| L'II have to. There's so much to be done. | Evet mecburum. Halledilmesi gereken çok iş var. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Well, let us know if we can help. | Yardım edebileceğimiz birşey olursa haber ver. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Could you spare a pair of strong arms? | Bir çift kuvvetli kol ödünç alabilir miyim ? Bir çift kuvvetli kol ödünç alabilir miyim? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| L've got a skip coming tomorrow, and... | Yarın çöp konteyneri gelecek, ve... | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| L'm available. I do skips. | Ben müsaidim. Ben çöplerim. Ben müsaidim. Ben çöplerim. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| BETH: Nicholas? Oh, bug... | Nicholas? Hay ebenin.. Nicholas? Hay ebenin.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Thank you, everyone. You're very kind. | Herkese teşekkür ederim. Hepiniz çok naziksiniz. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Is Andy around at all? | Andy buralarda mı? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Oh, l... I can't spare Andy. | Oo, Andy'e izin veremem. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| He's making a new coop for my Buff Orpingtons. Heh. | Tavuklarım için yeni bir kümes yapıyor. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| We'II soon have that dry, don't worry. Heh heh. | Yakında kurur merak etme. Heh heh. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| She's had Glen down there helping her all morning. | Glen sabahtan beri yanında yardım ediyor ona. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I hope she realizes he's here to work. | Umarım herifin çalışmak için burda olduğunun farkına varır. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Can't believe what a difference her nose makes. | Burnunun onu ne kadar farklı gösterdiğine inanamıyorum. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I think it's a mistake. Taken away all her character. | Bence yanlış yaptı. Bütük karakterini değiştirmiş. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Come on, she looks 10 times better. Huh. | Yapma be, 10 kere daha güzel görünüyor. Hah. Yapma be, 10 kere daha güzel görünüyor. Hah. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| And she knows it. I found those shorts really irritating. | O da biliyor. Giydiği şort gerçekten de rahatsız ediciydi. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Going around with half her bum hanging out. I mean, why? | Kıçının yarısı dışarda dolanıyor.. Ne diye yani? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| To annoy people like you. Hmm. | Senin gibilerini sinir etmek için. Hmm. Senin gibilerini sinir etmek için. Hmm. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I might get a pair myself. | Ben de alabilirim o şorttan. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Of course you wouldn't. Why not? | Tabi ki de almazsın. Nedenmiş? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Because you're not desperate, are you? | Çünkü umutsuz değilsin, öylemisin? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| There was always something desperate about Tamara Drewe. | Tamara Drewe için her zaman umutsuz bi durum vardı. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| GLEN: Why did you change your face? | Neden yüzünü değiştirdin? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Changing my face is the best thing I ever did. | Yüzümü değiştirmek yaptığım en iyi şeydi. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I don't care what anybody else thinks. | Kimse ne düşünüyor umrumda değil. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| You think it would work for me? Maybe, if you did the wrinkles too. | Ben yapsam bana da yakışır mıydı sence? Kırışıklıkları da düzelttirsen belki. Ben yapsam bana da yakışır mıydı sence? Kırışıklıkları da düzelttirsen belki. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Oh, you're just coming on to me now. | Oo, üstüme geliyorsun ama.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| In your column, you write about yourself. Does that come easily? | Köşe yazılarında kendin hakkında yazıyorsun Kolayına geliyor mu? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Not easily. It just feels right. | Kolay değil, sadece doğru olduğunu hissediyorum. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| My first novel is definitely going to be autobiographical. | İlk romanım kesinlikle otobiyografik olacak. İIk romanım kesinlikle otobiyografik olacak. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Your first novel? You're gonna dash one off, just like that? | İlk romanın mı? Oturup şıp diye bir kitap mı yazacaksın yani ? İIk romanın mı? Oturup şıp diye bir kitap mı yazacaksın yani? | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Heh. Ideally, l'd like to make it into fiction before l'm 30. | Heh. Düşüncem, 30'umdan önce kurguya girebilmek. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Then maybe a swimwear collection, chat show, pasta sauce range. | O zaman mayo koleksiyonu, sohbet programı, makarna sosu çeşitleri hakkında olabilir. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Life sure comes easy for the beautiful. | Güzel birine hayat daha kolaydır mutlaka.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| You know, before I had the nose job, | Biliyor musun, burnumdan estetik olmadan önce | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I had no problem being taken seriously. | ciddiye alınmak konusunda hiç bir problemim yoktu. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Maybe when they removed that bit of cartilage, | Belki o kıkırdağı yerinden çıkarırken, | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| they pulled out my brain by mistake. | yanlışlıkla beynimi çıkarmışlardır yerinden. yanlışIıkla beynimi çıkarmışlardır yerinden. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| She's single, you know. | Hatun bekar biliyorsun. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Well, it's not exactly a relationship. We have an occasional thing. | Pek bir ilişki gibi sayılmaz aslında.. Ara sıra olan bişey. Pek bir ilişki gibi sayıImaz aslında.. Ara sıra olan bişey. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Zoe doesn't wanna be tied down... Not Zoe. | Zoe bağlanmak istemiyor... Zoe'den bahsetmiyorum. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Tamara. | Tamara. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| You should get in there. Marry the girl. Then you could live | Git oraya, evlen kızla. Daha sonra.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| in your ancestral home again. No. Not her type. | dedelerinin evinde yaşarsın tekrardan. Hayır, onun tarzı değil.. dedelerinin evinde yaşarsın tekrardan. Hayır, onun tarzı değil.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Andy, you know, the trouble with you is that you think like a loser. | Andy, senin tek sorunun bir ezik gibi düşünüyosun. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I know this because l'm the loser that all other losers come to for tips. | Biliyorum çünkü ben de diğer tüm eziklerin nasihat için kapısını çaldığı eziklerdenim. Biliyorum çünkü ben de diğer tüm eziklerin | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I am a loser's loser. | Ben eziklerin eziğiyim. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| L'm a pedigree loser. | Ben safkan eziğim. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Had a graphics business, went bust. | Grafik işim vardı, iflas etti. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Then with my great business acumen, | Sonra bütün iş adamı zekamla, | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| I invested in a polytunnel full of ganja. | Kenevir yetiştirme işine yatırım yaptım. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Spent six years stoned out of my box. L'm only just getting it back together. | 6 yılımı kafam bi' dünya geçirdim.. Yeni yeni toparlamaya başladım.. 6 yıIımı kafam bi' dünya geçirdim.. Yeni yeni toparlamaya başladım.. | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| even if I was the last man in the world, | dünyadaki son adam olsaydım bile, | Tamara Drewe-1 | 2010 | |
| Tamara Drewe wouldn't have me. | Tamara Drewe beni istemezdi. | Tamara Drewe-1 | 2010 |