• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 158173

English Turkish Film Name Film Year Details
Kids can't wear those Çocuklar bunları takamaz. Take Shelter-4 2011 info-icon
They gotta have a special thing, it's like a hood. Onların özel bir şeyleri var, kukuleta gibi. Onlar özel şeyler takar, başlık gibi. Onların özel bir şeyleri var, kukuleta gibi. Take Shelter-4 2011 info-icon
I don't fool with those. Onları satmakla uğraşmıyorum hiç. Bunlarla sizi kandıramam. Onları satmakla uğraşmıyorum hiç. Take Shelter-4 2011 info-icon
What the hell are you doing? N'apıyorsun? Ne haltlar yapıyorsun? N'apıyorsun? Take Shelter-4 2011 info-icon
What you got going on here? Nedir bunlar böyle? Burada neler oluyor? Nedir bunlar böyle? Take Shelter-4 2011 info-icon
I'm just adding on to the storm shelter. Fırtına sığınağına eklemeler yapıyorum. Fırtına sığınağına ekleme yapıyorum. Fırtına sığınağına eklemeler yapıyorum. Take Shelter-4 2011 info-icon
Why? Just because. Neden? Öyle işte. Neden? Öylesine. Neden? Öyle işte. Take Shelter-4 2011 info-icon
You running water to it? Su mu çektin içeriye? Şebeke suyu mu çektin? Su mu çektin içeriye? Take Shelter-4 2011 info-icon
Oh, yeah. From our well Evet, bizim kuyudan. Evet. İyiliğimiz için. Evet, bizim kuyudan. Take Shelter-4 2011 info-icon
Running sewer out to the city line. Atık suyu da şehir hattına yönlendiriyorum. Şehrin atık su kanalından geliyor. Atık suyu da şehir hattına yönlendiriyorum. Take Shelter-4 2011 info-icon
How much you spending on this thing? Ne kadar harcadın bunlara? Bu şeye kaç para harcadın? Ne kadar harcadın bunlara? Take Shelter-4 2011 info-icon
It's not bad. Çok değil. Öyle görünmüyor ama. Çok değil. Öyle gözükmüyor hiç. Çok değil. Öyle görünmüyor ama. Take Shelter-4 2011 info-icon
You take your eye off the ball one minute in this economy Bu ekonomide en ufak bir yanlış yaparsan... Bu ekonomide gözünü toptan ayırırsan... Bu ekonomide en ufak bir yanlış yaparsan... Take Shelter-4 2011 info-icon
and you're screwed. ...batarsın. ...hapı yuttuğunun resmidir. ...batarsın. Take Shelter-4 2011 info-icon
You got the cash for this? Paran var mıydı? Bunun için nakit paran var mıydı? Evet. Paran var mıydı? Take Shelter-4 2011 info-icon
Don't put nothing on credit cards. That shit'll eat you up. Kredi kartlarından bir şey çekme sakın. Adamın canına okuyorlar. Hiçbir şey için kredi kartı kullanma. Seni yer bitirir sonra. Kredi kartlarından bir şey çekme sakın. Adamın canına okuyorlar. Take Shelter-4 2011 info-icon
I'm not. Çekmiyorum. Kullanmıyorum. Çekmiyorum. Take Shelter-4 2011 info-icon
Samantha called me. Samantha aradı beni. Take Shelter-4 2011 info-icon
I figured Tahmin ettim. Anladım zaten. Tahmin ettim. Take Shelter-4 2011 info-icon
Called you to come tell me to quit? Bunu bırakmamı söylemeni istemek için mi aradı? Bana bu işi bırakmamı söylemen için aradı seni? Bunu bırakmamı söylemeni istemek için mi aradı? Take Shelter-4 2011 info-icon
She called 'cause she's worried. Endişelendiği için aramış. Endişelendiği için aradı beni. Endişelendiği için aramış. Take Shelter-4 2011 info-icon
Says you've been stressed out. Bu aralar stresli olduğunu söyledi. Aşırı stresliymişsin bu aralar. Bu aralar stresli olduğunu söyledi. Take Shelter-4 2011 info-icon
So? So what? Ee? Ne eesi? Yani? Yani ne? Ee? Ne eesi? Take Shelter-4 2011 info-icon
You stressed out? Stresli misin? Aşırı stresin var mı? Stresli misin? Take Shelter-4 2011 info-icon
No. No more than anybody else. Hayır, herkes kadar işte. Hayır. Herkes kadar. Hayır, herkes kadar işte. Take Shelter-4 2011 info-icon
Work all right? İşler yolunda mı? İş iyi gidiyor mu? İşler yolunda mı? Take Shelter-4 2011 info-icon
Hey, look. You wanna come by Bir ara gelip akşam yemeğine kalmak istersen buyur gel, Kyle. Dinle. Arada uğrayıp yemeğe gelmek istersen Kyle, sorun değil. Bir ara gelip akşam yemeğine kalmak istersen buyur gel, Kyle. Take Shelter-4 2011 info-icon
We'll have a beer and talk about the old days, Birer bira içip eski günlerden konuşuruz. Bira içeriz, eski günlerden konuşuruz... Birer bira içip eski günlerden konuşuruz. Take Shelter-4 2011 info-icon
but you got something to say, just say it. Ama bir şey söyleyeceksen söyle gitsin. Bu saçmalığı hemen bırak. ...ama bir şey söylemek istiyorsan söyle. Ama bir şey söyleyeceksen söyle gitsin. Bu saçmalığı hemen bırak. Take Shelter-4 2011 info-icon
You can stop that shit right now. Bu saçmalığı kesebilirsin şu anda. Take Shelter-4 2011 info-icon
I'll come over there and remind you Benden yediğin dayakları unuttuysan hatırlatayım istersen. Kıçına şamar atılmasının nasıl bir şey olduğunu hatırlatmaya geldim buraya. Benden yediğin dayakları unuttuysan hatırlatayım istersen. Take Shelter-4 2011 info-icon
I'm just coming here to check on you. Seni kontrol etmek için geldim. Seni kontrol etmeye geldim sadece. Seni kontrol etmek için geldim. Take Shelter-4 2011 info-icon
Well, I appreciate it, Kyle. Sağ olasın, Kyle. Bunun için minnettarım Kyle. Sağ olasın, Kyle. Take Shelter-4 2011 info-icon
You been to see Mom? Annemi gördün mü? Annemizi gördün mü? Annemi gördün mü? Take Shelter-4 2011 info-icon
Yeah. A few days ago. Evet, birkaç gün önce. Evet. Birkaç gün önce. Evet, birkaç gün önce. Take Shelter-4 2011 info-icon
She all right? İyi mi? İyi miymiş? İyi mi? Take Shelter-4 2011 info-icon
You should see her. Gidip gör bence. Onu görmelisin. Kızlarını da götür. Gidip gör bence. Take Shelter-4 2011 info-icon
Take your girls. Kızları da götür. Take Shelter-4 2011 info-icon
Yeah. Yeah, I'll get around to it. Evet, bir ara gideceğim. Evet. Bir ara uğrarım. Evet, bir ara gideceğim. Take Shelter-4 2011 info-icon
You need a hand? No. I've got it Yardım edeyim mi? Yok, hallettim. Yardıma ihtiyacın var mı? Hayır. Hallederim ben. Yardım edeyim mi? Yok, hallettim. Take Shelter-4 2011 info-icon
Call me if you need me, okay? Bana ihtiyacın olursa ara, tamam mı? Bana ihtiyacın olursa ara, tamam mı? Ararım. Bana ihtiyacın olursa ara, tamam mı? Take Shelter-4 2011 info-icon
Oh. hey, Kyle? Kyle? Take Shelter-4 2011 info-icon
Actually, you could do me a favor. Aslında bir iyilik yapabilirsin bana. Aslında bana bir iyilik yapabilirsin. Aslında bir iyilik yapabilirsin bana. Take Shelter-4 2011 info-icon
What's that? Nedir? Hâlâ köpek istiyor musun? Neymiş o? Hâlâ köpek bakınıyor musun? Nedir? Hâlâ köpek istiyor musun? Take Shelter-4 2011 info-icon
Sure. Evet. Elbette. Evet. Take Shelter-4 2011 info-icon
They got a good spot for you, okay, buddy? Sana güzel bir yerde bakacaklar, tamam mı evlat? Senin için mükemmel bir yerleri var tamam mı dostum? Sana güzel bir yerde bakacaklar, tamam mı evlat? Take Shelter-4 2011 info-icon
I know it'll make my girls happy. Kızlarım çok sevinecek. Kızlarımın mutlu olacağını biliyorum. Kızlarım çok sevinecek. Take Shelter-4 2011 info-icon
All right. Hadi görüşürüz. Pekâlâ. Hadi görüşürüz. Take Shelter-4 2011 info-icon
Hey, Kyle? Kyle? Kyle? Evet? Kyle? Take Shelter-4 2011 info-icon
(CHUCKLING) Okay. Tamam. Take Shelter-4 2011 info-icon
Take care of yourself. Kendine dikkat et. Kendine iyi bak. Kendine dikkat et. Take Shelter-4 2011 info-icon
All right. All right. I will, little brother. Tamam, ederim kardeşim. Pekâlâ. Bakarım küçük kardeşim. Tamam, ederim kardeşim. Take Shelter-4 2011 info-icon
You take care of your family. Sen de ailene dikkat et, işine sahip çık, tamam mı? Ailene iyi bak. İşine sarıl. Tamam mı? Sen de ailene dikkat et, işine sahip çık, tamam mı? Take Shelter-4 2011 info-icon
All right. Bedtime. Hadi bakalım, yatma vakti. Tamam. Yatma vakti. Hadi bakalım, yatma vakti. Take Shelter-4 2011 info-icon
Who's that? Şu kim? O kim? Şu kim? Take Shelter-4 2011 info-icon
Oh, shit. Olamaz. Kahretsin. Olamaz. Take Shelter-4 2011 info-icon
Hey, Jim. Selam, Jim. Selam Jim. Selam, Jim. Take Shelter-4 2011 info-icon
Dewart told me you took equipment Dewart evindeki bir proje için işten araç gereç aldığını söyledi. Dewart evinde yaptığın projen için iş yerinden araç aldığını söyledi. Dewart evindeki bir proje için işten araç gereç aldığını söyledi. Take Shelter-4 2011 info-icon
Said that's why you wanted him off your crew. Bu yüzden onu ekibinden çıkarmak istediğini söyledi. Bu yüzden onu ekibinden çıkartmak istediğini söyledi. Bu yüzden onu ekibinden çıkarmak istediğini söyledi. Take Shelter-4 2011 info-icon
I came out here to see it myself. Kendi gözlerimle görmek için geldim. Gözlerimle göreyim diye geldim. Kendi gözlerimle görmek için geldim. Take Shelter-4 2011 info-icon
Yeah. It was just a hauler and a backhoe. Evet, yalnızca çekiciyle kepçeyi aldım. Evet. Sadece çekici ve kepçeyi aldım. Evet, yalnızca çekiciyle kepçeyi aldım. Take Shelter-4 2011 info-icon
It was Saturday. I had them back in less than eight hours. Cumartesi günü almıştım. Sekiz saat olmadan geri götürdüm. Cumartesi günüydü. 8 saatten az bir süre içerisinde geri götürdüm. Cumartesi günü almıştım. Sekiz saat olmadan geri götürdüm. Take Shelter-4 2011 info-icon
You know that doesn't matter. Bunun fark etmeyeceğini biliyorsun. Bunun önemli olmadığını biliyorsun. Bunun fark etmeyeceğini biliyorsun. Take Shelter-4 2011 info-icon
I can't even tell you how many rules you broke. Kaç kuralı çiğnediğini sayamıyorum bile. Kaç tane kuralı çiğnediğini söyleyemiyorum bile. Kaç kuralı çiğnediğini sayamıyorum bile. Take Shelter-4 2011 info-icon
What if you had an accident? Huh? Ya bir kaza geçirseydin? Eğer bir kaza geçirseydin ne olacaktı? Ya bir kaza geçirseydin? Take Shelter-4 2011 info-icon
What if you ran somebody over on your way out here? Ya buraya gelirken birini ezseydin? Ya yoluna birileri çıksaydı? Ya buraya gelirken birini ezseydin? Take Shelter-4 2011 info-icon
Lawsuit like that could bankrupt me. Öyle bir dava açılsa iflas etmiştim. Böyle bir dava beni mahvederdi. Öyle bir dava açılsa iflas etmiştim. Take Shelter-4 2011 info-icon
I'm sorry, Jim. I hadn't thought of that. Özür dilerim, Jim. Bunu düşünememiştim. Özür dilerim Jim. Bunu düşünmemiştim. Özür dilerim, Jim. Bunu düşünememiştim. Take Shelter-4 2011 info-icon
Thank God nothing like that happened, you know? Tanrı'ya şükür öyle şeyler olmadı, değil mi? Tanrı'ya şükür ki, böyle bir şey olmadı. Tanrı'ya şükür öyle şeyler olmadı, değil mi? Take Shelter-4 2011 info-icon
I'll do whatever I can to make it right. Bunu telafi etmek için elimden gelen her şeyi yaparım. Bunu düzeltmek için elimden geleni yapacağım. Bunu telafi etmek için elimden gelen her şeyi yaparım. Take Shelter-4 2011 info-icon
You can pick up your last check on Friday. Cuma günü son maaş çekini alabilirsin. Cuma günü son çekini alıp, toplanırsın. Cuma günü son maaş çekini alabilirsin. Take Shelter-4 2011 info-icon
You've got two weeks' benefits. İki hafta da sosyal yardımların devam edecek. Sigortan 2 hafta devam edecek. İki hafta da sosyal yardımların devam edecek. Take Shelter-4 2011 info-icon
Did you fire Dewart, too? Dewart'ı da kovdun mu? Take Shelter-4 2011 info-icon
He's on two weeks leave, unpaid. O da ücretsiz iki haftalık uzaklaştırma aldı. Ücretsiz 2 hafta uzaklaştırdım. O da ücretsiz iki haftalık uzaklaştırma aldı. Take Shelter-4 2011 info-icon
I'm sorry, Curtis. Üzgünüm, Curtis. Üzgünüm Curtis. Üzgünüm, Curtis. Take Shelter-4 2011 info-icon
You did this to yourself. Bunu kendine sen yaptın. Bunu sen yaptın kendine. Bunu kendine sen yaptın. Take Shelter-4 2011 info-icon
I've been fired. Kovuldum. Take Shelter-4 2011 info-icon
What about the health insurance? Sağlık sigortan ne olacak? Peki ya sağlık sigortası? Sağlık sigortan ne olacak? Take Shelter-4 2011 info-icon
We get two more weeks. İki hafta daha devam edecek. 2 haftamız daha var. İki hafta daha devam edecek. Take Shelter-4 2011 info-icon
Are you Curtis? Adınız Curtis mi? Take Shelter-4 2011 info-icon
Yeah. Come in. Evet. Buyurun. Evet. İçeri girin. Evet. Buyurun. Take Shelter-4 2011 info-icon
Kendra transferred out I'll be meeting with you today. Kendra başka yere transfer oldu. Bugün sizinle ben görüşeceğim. Kendra tayin oldu. Sizinle bugün ben görüşeceğim. Kendra başka yere transfer oldu. Bugün sizinle ben görüşeceğim. Take Shelter-4 2011 info-icon
Please, sit down. Oturun lütfen. Lütfen, oturun. Oturun lütfen. Take Shelter-4 2011 info-icon
What happened to Kendra? Kendra'ya ne oldu? Take Shelter-4 2011 info-icon
She got into a program at OSU, OSU'daki bir programa katıldığı için... Ohio Üniversitesi'ndeki bir program için oraya tayinini istedi. OSU'daki bir programa katıldığı için... Take Shelter-4 2011 info-icon
so she'll be transferring near there ...oraya yakın bir yere transfer oldu. Take Shelter-4 2011 info-icon
I've split her caseload with another counselor. Hasta dosyalarını başka bir danışmanla bölüştük. Onun dosyalarını ben ve başka bir danışman paylaştık. Hasta dosyalarını başka bir danışmanla bölüştük. Take Shelter-4 2011 info-icon
It's been kind of crazy around here lately. Son zamanlarda burası iyice curcunaya döndü. Son zamanlarda burası iyice tımarhane gibi oldu. Son zamanlarda burası iyice curcunaya döndü. Take Shelter-4 2011 info-icon
I've looked over your file. Dosyanızı inceledim. Dosyana baktım. Dosyanızı inceledim. Take Shelter-4 2011 info-icon
It says your mother was diagnosed with paranoid schizophrenia Annenize 30'lu yaşlarının başında... Annene 30'unda paranoyak şizofreni teşhisi... Annenize 30'lu yaşlarının başında... Take Shelter-4 2011 info-icon
in her early 30s. ...koyulduğu yazıyor. Take Shelter-4 2011 info-icon
Let's start there. Buradan başlayalım. Oradan başlayalım. Buradan başlayalım. Take Shelter-4 2011 info-icon
I'm so sorry. I completely forgot. Kusura bakma, tamamen aklımdan çıkmış. Çok özür dilerim. Tamamen unutmuşum. Kusura bakma, tamamen aklımdan çıkmış. Take Shelter-4 2011 info-icon
That's okay. Don't worry about it. Önemli değil, hiç dert etme. Sorun değil. Takma kafana. Önemli değil, hiç dert etme. Take Shelter-4 2011 info-icon
Thanks. Sağ ol. Umarım beğenirsin. Teşekkürler. Umarım hoşuna gider. Sağ ol. Umarım beğenirsin. Take Shelter-4 2011 info-icon
I brought cash. Nakit getirdim. Şahane. Nakit getirdim. Müthiş. Nakit getirdim. Şahane. Take Shelter-4 2011 info-icon
Call me if they don't work and I'm sorry again. Olmazsa ararsın. Tekrar çok özür diliyorum. Eğer bir pürüz çıkarsa ara beni, tekrardan özür dilerim. Olmazsa ararsın. Tekrar çok özür diliyorum. Take Shelter-4 2011 info-icon
Oh, it's okay. Thank you. Önemli değil, sağ ol. Sorun değil. Teşekkür ederim. Önemli değil, sağ ol. Take Shelter-4 2011 info-icon
Okay. All done. Done. Peki, hepsi bitti. Tamam. Bitti. Hepsi bu kadar. Peki, hepsi bitti. Take Shelter-4 2011 info-icon
Sweet dreams. Güzel rüyalar. Tatlı rüyalar. Güzel rüyalar. Take Shelter-4 2011 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 158168
  • 158169
  • 158170
  • 158171
  • 158172
  • 158173
  • 158174
  • 158175
  • 158176
  • 158177
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact