Search
English Turkish Sentence Translations Page 158088
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Sir, this child stole the donkey. Thank you. | Beyim, bu çocuk eşeği çaldı. Teşekkür ederim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| So, kid; is this true? | Ee, evlat! Doğru mu bu? | Tahaan-1 | 2008 | |
| If I had stolen him.. then would I come to return him? | Çalmış olsaydım eğer... onu geri getirir miydim? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Sir, give me some work. | Beyim, bana iş verin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Instead of money give me this donkey. | Bu eşeğe verdiğiniz paraya karşılık. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Come on, go. Sir, believe me; Birbal and I can do a lot. | Hadi, git. İnanın Birbal ve ben çok çalışırız. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey go! There's no work here for you, go! | Git artık! Sana burada iş miş yok, yürü! | Tahaan-1 | 2008 | |
| But I'll come back for sure to take back my Birbal. | Bunu duvara yazın, Birbal'ımı geri almaya geleceğim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Today you've no escape. Come to mother! | Bugün tüymek yok. Anneye gidiyoruz! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mother, look at him; he took all the money from the box! | Anne, şuraya bak. Kasadaki bütün parayı süpürmüş! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Could I do so? Zoya is in a habit of joking | Yapar mıyım hiç? Zoya'nın bugün muzipliği üzerinde. | Tahaan-1 | 2008 | |
| How could Birbal and I live separately? | Ben Birbal'dan ayrı nasıl yaşarım? | Tahaan-1 | 2008 | |
| I will have to bring him home. | Onu eve geri getirmek zorundayım. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Money? This is interest money. | Para? Faiz parasıdır. | Tahaan-1 | 2008 | |
| This is not interest money; this is for my Birbal! | Faiz parası falan değil. O para Birbal için! | Tahaan-1 | 2008 | |
| This isn't enough even for one day's fodder. | Bu para o işe yaramaz hayvanın... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. for that useless. He is not useless! | ...bir günlük otuna bile yetmez. İşe yaramaz değil o! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Now say where is my Birbal? We sold him. | Söyleyin Birbal'ım nerede? Onu sattık. | Tahaan-1 | 2008 | |
| What; sold him!? Yes, that old man took him. | Ne? Sattınız ha! Evet, ihtiyarın teki onu alıp gitti. | Tahaan-1 | 2008 | |
| By now he might have reached the mountain. | Şimdiye dağa varmışlardır. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mountain? Yes. | Dağa mı? Evet. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey kid salesman, where are you rushing to? | Hey satıcı çocuk, nedir bu telaşın? | Tahaan-1 | 2008 | |
| That useless old man sold Birbal! Useless old man? | Şu işe yaramaz ihtiyar Birbal'ı satmış! İşe yaramaz ihtiyar mı? | Tahaan-1 | 2008 | |
| If you think that when time comes.. | Gün gelir... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. one has to bow down even to a donkey. | ...insan bir eşeğe bile boyun eğer diye düşünüyorsan... | Tahaan-1 | 2008 | |
| Then you are mistaken. I'm not going to do so! | ...yanılıyorsun derim. Benden bunu bekleme! | Tahaan-1 | 2008 | |
| But I also know that where words fail kicks work. | Sözlerin bittiği yerde tekmeler konuşur. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You've stopped 1 0 times within 10 feet distance. | 10 adımlık yolda 10 kere durdun. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Four.. four.. four.. four.. Uncle, throw the ball. | Dört... Dört... Dört... Amca, topu atsana. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle is your father! I am Suhan Dar. | Amca sizin babanızdır! Suhan Dar Bey… | Tahaan-1 | 2008 | |
| Ball? Here it goes. Sixer! | Top mu? Alın size top. Sayı! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mr. Dar. What you said? | Dar bey. Ne dedin sen? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mr. Dar. Now who the hell are you? | Dar bey. Sen de kimsin, Şam şeytanı? | Tahaan-1 | 2008 | |
| I am not who the hell. I am Tahaan. | Şam şeytanı falan değilim. Adım Tahaan. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mr. Tahaan, what you want? | Tahaan bey, ne istiyorsunuz? | Tahaan-1 | 2008 | |
| I can make him move. He can make him move. | Onu yürütebilirim. Onu yürütebilirmiş! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Why covering this ear? | Bu kulağı niye kapatıyorsun? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Donkey listens with one ear and let's out with the other. | Çünkü eşeğin bir kulağından giren, öteki kulağından çıkar. | Tahaan-1 | 2008 | |
| For the first time I see a donkey influenced with bribe. | Hayatımda ilk kez bir eşeğin söz dinlediğine şahit oldum. | Tahaan-1 | 2008 | |
| What false promise you whispered in his ears? | Kulağına nasıl bir palavra fısıldadın, ha? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Nothing. Look, Mr. Dar he can do a lot of work. | Yo! Bakın, Dar Bey, o çok iş yapabilir. | Tahaan-1 | 2008 | |
| He just needs a guide; and I'm there for that. | Yeter ki, bir rehberi olsun ve ben o işi yapabilirim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| I'll make him move even faster than ponies. Is it? | Onu bir midilliden bile daha hızlı yürütebilirim. Öyle mi? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Your donkey will go ahead of ponies? | Eşeğin atı geçecek, öyle mi? | Tahaan-1 | 2008 | |
| If it doesn't happen so, then you don't pay anything. | Dediğim gibi olmazsa, para falan vermezsin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| One minute. When did I say that I will take you along? | Dur bir dakika. Seni yanıma alacağımı ne zaman söyledim? | Tahaan-1 | 2008 | |
| No.. no.. Hey! | Yo… Yoo… Hey! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Don't go closer to him. | O kadar yaklaşma. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Nature has given two eyes to donkeys at such.. | Eşeğin iki gözü öyle bir yerdedir ki... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. a place so that they could see all the four of their legs. | ...dört ayağını birden görebilir. | Tahaan-1 | 2008 | |
| So they know when to kick. Is it, my hidden talent? | Bu yüzden, çifte atacakları anı iyi bilirler. Öyle mi, akıl küpüm? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Uncle Dar. Hey uncle. Yes? | Dar amca. Hey amca. Evet? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Give this letter to her. Love letter. | Bunu benim kıza verirsin. Aşk mektubu. | Tahaan-1 | 2008 | |
| This envelope is scented. | Zarfı da kokuluymuş. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Scent of love. Children, what is this? Love letter! | Aşkın kokusu. Neymiş bu, çocuklar? Aşk mektubu! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Love letter. Come on, uncle you are just.. | Aşk mektubu. Ah Amca, sen var ya... | Tahaan-1 | 2008 | |
| You are just. Hey! | Asıl sen var ya! Hey! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Look what he did. He eats letters also? | Yaptığına bak. Mektup da mı yiyor? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Ladies hair pin! | Saç tokası! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Come on, do your work. | Hadi, işinizin başına. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Yes, say. Sir, when will we reach home? | Evet, söyle. Beyim, eve ne zaman döneriz? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey, it's a very long journey. | Bak, bu çok uzun bir yolculuk. | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. it will be night by the time we return. | Biz dönene kadar hava kararmış olur. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Did you tell your family or not? No. | Ailene haber vermiş miydin? Hayır. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Then tell your family. Tell his family | Öyleyse onlara haber ver. Ailene haber ver. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tell his father, tell his mother, tell the whole village. | Anana, babana, tüm köye haber ver. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Come on, go from here! | Hadi, yürü şimdi! | Tahaan-1 | 2008 | |
| But you wait for me. I'll come shortly. | Beni bekleyin ama. Birazdan dönerim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey! I'll wait for you. I'll wait for something to happen. | Hey! Seni bekleyeceğim. Bir şey olmasını bekleyeceğim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| I'm just waiting for so many years. | Yıllardır bunu bekliyorum. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Come on.. come on! | Hadi! Hadi! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tahaan? | Tahaan? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Sir, where is Zoya now? | Bayım, Zoya nerede? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh my god! A small Kashmiri boy! How sweet! | Tanrım! Keşmirli küçük bir çocuk! Ne tatlı! | Tahaan-1 | 2008 | |
| You watch, she and junior sir will make a nice couple. | Bak gör, kız ve küçük bey güzel bir çift olacak. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Look here, child; I'll click your photo. Smile, child. | Buraya bak. Resmini çekeceğim. Gülümse biraz. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tahaan. | Tahaan. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tahaan, what are you doing here? | Tahaan, senin burada ne işin var? | Tahaan-1 | 2008 | |
| And if anybody wants to click your photo will you just grin? | Biri resmini çekmek istese, öylece sırıtacak mısın sadece? | Tahaan-1 | 2008 | |
| I.. I just came to tell you that I am going. | Ben... Ben yola gideceğimi haber vermek için geldim sadece. | Tahaan-1 | 2008 | |
| And she came in between. So then go! | Birden o kız çıkıverdi. Tamam, git öyleyse! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Yes.. yes; I'll return by evening. | Tamam, akşama dönerim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| But, Tahaan where are you going? Evening.. evening! | İyi de, Tahaan nereye gidiyorsun ki? Akşama... akşama! | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hey brother militant, did you see Mr. Suhan Dar? | Hey militan kardeşim, Suhan Dar'ı gördün mü? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Did you see Mr. Suhan Dar? | Suhan Dar'ı gördün mü? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Did you see Mr. Suhan Dar? | Suhan Dar'ı gördünüz mü? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Did you see Mr. Suhan Dar? He went this way. | Suhan Dar'ı gördün mü? Bu tarafa gitti. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Mr. Dar! Mr. Dar! Oh my god; he came back.. | Dar bey! Dar bey! Tanrım, işe yaramaz... | Tahaan-1 | 2008 | |
| .. again like a useless coin. But I told my family. | ...bozuk para misali geri geldi. Ama aileme haber verdim. | Tahaan-1 | 2008 | |
| You only told me to inform the family. | Bana ailene haber ver diyen sendin. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Go back home or I'll beat you. | Evine dön yoksa seni pataklarım. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Please take me with you. | Lütfen beni yanına al. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Birbal will work more if I'm there. | Birbal benimleyken daha çok çalışır. | Tahaan-1 | 2008 | |
| Oh! So you've named him as Birbal? Akbar's minister! | Oo! Demek ona Birbal adını taktın? Akbar'ın eski vekili! | Tahaan-1 | 2008 | |
| What a person he was and what kind of ministers we have now! | Bir o adama bak, bir de şimdiki vekillere. | Tahaan-1 | 2008 | |
| What title you have for your mule? | Katırının adı ne? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Tahaan! | Tahaan! | Tahaan-1 | 2008 | |
| What's wrong with network? | Hattın nesi var böyle? | Tahaan-1 | 2008 | |
| Hello! Please listen. | Alo! Dinle lütfen. | Tahaan-1 | 2008 | |
| If you didn't want to talk, why you called my number? | Madem konuşmayacaksın, niye bu numarayı arıyorsun? | Tahaan-1 | 2008 |