Search
English Turkish Sentence Translations Page 156907
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I don't think he was. | Söylediğini sanmıyorum. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
You son of a bitch. | Seni şerefsiz. Seni aşağılık herif. Sana inanmıştım... | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
I believed... | Sana inanmıştım. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
We'll find another way. | Başka bir yol bulacağız. Başka bir yol buluruz. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
We can still stop all this, Dean. | Bu olanları hala durdurabiliriz, Dean. Hâlâ her şeyi durdurabiliriz, Dean. Nasıl? Bilmiyorum. Ama bir yolunu bulacağız. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
I don't know | Bilmiyorum ama... | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
But we'll find it, you and me. | ...bir yol bulacağız. Sen ve ben. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
We'll find it. | Bir yol bulacağız. Bulacağız! | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Drive faster, Dean. I can't! | Daha hızlı sür Dean. Yapamam. Daha hızlı sür, Dean. Süremem! | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Are you okay? | Sen iyi misin? Sen iyi misin? Harikayım. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, I'm amazing. | Evet, harikayım. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
You ever seen that many? | Hiç bu kadar çok görmüş müydün? Hiç bu kadar çok görmüş müydün? Hayır. En azından tek bir yerde. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
No. No way. Not in one place. | Hayır, tek bir yerde görmedim. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
What the hell? | Bu da ne böyle? Bu da ne? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Damn it! | Kahretsin! Hay anasını! | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Well, that's something you don't see every day. | Bu her gün görebileceğin bir şey değil. İşte bu, her gün göremeyeceğin bir şey. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
You two all right? | Siz iyi misiniz? Siz ikiniz iyi misiniz? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Peachy. | Harikayız. Çok iyiyiz. Dikkati olun. Buralar tehlikelidir. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Be careful. It's... dangerous around here. | Dikkatli olun. Buraları tehlikelidir. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Whoa, whoa, whoa. Wait, wait. | Bekle, bekle. Durun bir dakika. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
No need to thank us. | Teşekkür etmenize gerek yok. Teşekkür etmenize gerek yok. Hayır, bekle biraz! Siz kimsiniz? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
No, hold up a sec! Who are you? | Hayır bekleyin bir saniye. Siz kimsiniz? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
We're the sacrament Lutheran militia. | Kutsal Lutheran milisleriyiz. Bizler, Lutheran Halk Ordusu'ndanız. Affedersin, neredensiniz? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
I'm sorry... the what? | Üzgünüm, ne? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
I hate to tell you this, but those were demons, | Bunu söylemekten nefret ediyorum ama onlar şeytandı. Söylemekten nefret ediyorum; ama onlar şeytandı ve kıyamet geldi. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
and this is the apocalypse. | Bu olan da kıyamet. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
So... buckle up. | Yani hazırlıklı olun. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Looks like we're in the same line of business. | Görünüşe göre aynı iş kolundayız. Anlaşılan aynı işle meşgulüz. Evet, meslektaşız. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, and among colleagues. | Evet, meslektaş sayılırız. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
That's a police issued shotgun. | Polislerin kullandığı pompalı tüfek. O, polis tipi bir pompalı. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
That truck is, uh... | Kamyon da bir Inspired. Kamyon ise... | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
inspired. | ...çok etkileyici. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Where'd you guys pick up all this crap? | Bunları nereden buldunuz? Nereden aldınız tüm bunları? Bilirsin, şurdan burdan. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
You know, you... pick things up along the way. | Yol boyunca topladığımız şeyler. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Guys, come on. | Hadi ama çocuklar. Yapmayın. Eyaletin bu bölümü, şeytanî alâmetler ile dolu. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
This whole corner of the state is nuts with demon omens. | Ülkenin bu yakası şeytani işaretlerle dolu. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
We just want to help, that's all. | Yardım etmek istiyoruz, hepsi bu. Sadece yardım etmek istiyoruz. Hepsi bu. Aynı takımdayız. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
We're on the same team here. | Burada aynı takımdayız. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Just talk to us. | Sadece bize de anlatın. Konuşun bizimle. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Follow us. | Bizi izleyin. Bizi takip edin. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Dylan, it's a church. Headphones off. | Dylan, burası bir kilise. Kulaklığını çıkart. Dylan, burası bir kilise. Kulaklıklarını çıkar. Peki. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Who would have thought the apocalypse could be so romantic? | Kıyametin bu kadar romantik olacağını kim düşünürdü ki? Kıyametin bu kadar romantik olabileceğini kim düşünürdü ki? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Marriage, family... it's a blessing. | Evlilik, aile, bunlar kutsanmış şeylerdir. Evlilik, aile... Bunlar kutsal şeyler. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Especially in times like this. | Özellikle de böyle zamanlarda. Özellikle bu gibi zamanlarda. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
So hold on to that. | Buna tutunmaya devam edin. Bu yüzden, buna tutunabiliriz. Düğün mü? Gerçekten mi? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
We've had eight so far this week. | Bu hafta bununla sekiz tane oldu. Bu hafta sekiz tane daha vardı. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
So, Rob tells me you boys hunt demons. | Rob bana sizlerin şeytan avladığınızı söyledi. Rob, sizin şeytan avladığınızı söyledi. Evet, efendim. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Uh... yes, sir. | Evet efendim. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
You missed a few. | Birkaçını kaçırdınız. Bir kaçını elinizden kaçırmışsınız. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, tell us about it. | Evet, bir de bize sor. Evet ya, ne demezsin. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Any idea why they're here? | Neden buradalar bir fikriniz var mı? Neden burada olduklarına dair bir fikriniz var mı? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
They sure seem to like us, though. | Bizi sevdiklerini düşünüyorum. Tıpkı bizler gibiler. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Follow me, gentlemen. | Beni izleyin beyler. Beni takip edin, beyler. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
So, you're a preacher. | Demek sen vaizsin. Demek pedersiniz. Beklediğin gibi çıkmadı mı? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Not what you expected, huh? | Beklemediğin bir şey miydi? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Well, dude you're packing. | Üzerinde silah var dostum. Dostum, toplanıyor musunuz? Tuhaf zamanlar. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Strange times. | Garip bir zamandayız. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Is that a 12 year old packing salt rounds? | 12 yaşında bir çocuk tuz fişekleri mi dolduruyor? Tuz dolduran kız, on iki yaşında mıydı? Herkes çalışıyor. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Everybody pitches in. | Herkes yardım ediyor. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
So, the whole church? | Tüm kilise, öyle mi? Tüm kilise, öyle mi? Tüm kasaba. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
The whole town. | Tüm kasaba. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
A whole town full of hunters? | Tüm kasaba avcı mı dolu? Avcılarla dolu bir kasaba mı? Çığlık çığlığa kaçılacak bir yer. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
I don't know whether to run screaming or buy a condo. | Koşarak kaçayım mı yoksa buradan ev mi alayım bilemedim. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Well, the demons were killing us. We had to do something. | Şeytanlar bizi öldürmeye geldi. Bir şey yapmamız gerekiyordu. Şeytanlar bizleri avlıyor. Bir şeyler yapmalıydık. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
So why not call the national guard? | Neden ulusal güvenliği aramadınız? Neden polis çağırmadınız peki? Çağırmamamız söylendi. Kim söyledi? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
We were told not to. By who? | Yapmamamız söylendi. Kim tarafından? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Come on, padre. | Hadi ama peder. Hadi peder. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
You're as locked and loaded as we've ever seen. | Daha önce hiç görmediğimiz kadar silahlanmışsınız. Çok iyi silâhlanmış ve savunma bölgesi oluşturmuşsunuz. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
And that exorcism was enochian. | O şeytan çıkarma da Enochian'dı. Ayrıca o şeytan çıkarma, Enochian'dı. Biri size bir şeyler söylüyor. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Look, I'm sorry. I, uh, I can't discuss it. | Bakın üzgünüm. Bunu konuşamam. Bakın, üzgünüm. Bu konuda konuşamam. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Dad, it's okay. Leah... | Baba sorun değil. Leah. Baba, sorun değil. Leah... | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
It's Sam and Dean Winchester. They're safe. | Onlar Sam ve Dean Winchester. Güvenilirler. Onlar Sam ve Dean Winchester. Güvenilirlerdir. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
I know all about them. | Onlar hakkında her şeyi biliyorum. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
You do? | Öyle mi? Öyle mi? Elbette. Meleklerden. Meleklerden ha, süper vallahi. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
From the angels. | Meleklerden öğrendim. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
The angels. | Melekler. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Don't worry. They can't see you here. | Merak etme. Seni burada göremezler. Endişelenmeyin. Sizi göremezler. Kaburgalarınızda mühür var, değil mi? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
The... marks on your ribs, right? | Kaburgalarınızdaki mühür yüzünden değil mi? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
So, you know all about us because angels told you? | Demek melekler söylediği için bizim hakkımızdaki her şeyi biliyorsun. Yani bizim hakkımızda her şeyi meleklerden mi duydun? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Yes, among other things. | Evet. Birkaç şeyle birlikte. Evet, başka şeyler de tabii. Şu ufak şeytan çıkarma sözleri gibi. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Like the snappy little exorcism spell. | Şu küçük şeytan çıkarma büyüsü gibi. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
And they show me where the demons are gonna be | Ayrıca şeytanlar gelmeden nerede olacaklarını... Ayrıca bana şeytanların nerede olacağını da gösteriyorlar. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
before it happens, how to fight back. | ...ve nasıl karşı koyacağımızı gösteriyorlar. Nasıl savaşacağımızı da. Şimdiye kadar hiç yanılmadı. Bir kere bile. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
She's never been wrong. Not once. | Hiç yanılmadı. Bir kere bile. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
She's very special. Dad. | O çok özel biri. Baba. Çok özel bir kız. Baba. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Let me guess... before you see something, | Dur tahmin edeyim. Bir şey görmeden önce... Dur da tahmin edeyim: Bir şeyler görmeden önce ciddi bir baş ağrısı çekiyorsun, değil mi? | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
you get a really bad migraine, you see flashing lights? | ...başına kötü bir ağrı giriyor ve ışıklar parlıyor. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
How'd you know? | Nereden biliyorsun? Nereden bildin? Tanıştığımız ilk elçi sen değilsin de ondan. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
'cause you're not the first prophet we've met. | Çünkü sen karşılaştığımız ilk elçi değilsin. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
But you are the cutest. | Ama sen, en şirinisin. Ama en tatlısısın. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
I mean that with total respect, of course. | Yani tüm saygımla söylüyorum. Yani tamamen saygı çerçevesi içinde. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
You've reached the voicemail of... | Telesekreterine ulaştığınız kişi... Sesli mesaj bırakmak için... | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Cass. Hey. Uh, it's me. | Cass, benim. Cass, benim. Blue Earth, Minnesota'dayız. Biraz yardıma ihtiyacımız olabilir. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
So, we are in blue earth, Minnesota, | Blue Earth, Minnesota'dayız. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
and, um, we could use a little help. | Yardımına ihtiyacımız var. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
I... hope you get this. | Umarım mesajımı alırsın. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
Busy night. | Kalabalık bir gece. Yoğun bir gece. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
I'm telling you, since the end started, | Son yaklaştığından beri... Biliyor musun, son başladığından beri burası her gün böyle. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
it's been like one long last call. | ...herkes son isteklerini yapıyor. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |
That round's on me. Thanks. | Bunlar benden. Teşekkürler. Al bakalım, benden. Sağ olasın. | Supernatural 99 Problems-1 | 2010 | ![]() |