Search
English Turkish Sentence Translations Page 156427
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
l got you these books. They're really meaningful to me. | Sana bu kitapları aldım. Bana çok şey kattılar. Sana bu kitapları getirdim. Benim önem verdiğim kitaplar. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
This is Shakespeare's most mature work, miles better than Hamlet. | Bu Shakespeare'in en olgun çalışması, Hamlet'ten kat kat iyidir. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l don't agree with all he says but he makes some interesting points. | Bütün söylediklerine katılmıyorum, ama değindiği bazı ilginç noktalar var. Söylediği her şeye katılmıyorum ama ilginç noktalara değiniyor. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l thought it'd be nice to get some mutual interest, now we've had sex, | Tükürmek ve bir şeyler yakmak dışında, artık seviştiğimiz için, Düşündümde seks de yaptığımıza göre daha fazla konuşacak şeyimiz olsa | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Why would l want to be more like you? | Neden sana daha çok benzemeyi isteyeyim? Neden daha fazla sana benzeyeyim ki? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lt's rude to leave a film before it's finished. | Film bitmeden çıkmak saygısızlık. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
''Kiss me!'' Who says that? | Kim "Öp beni!" der yahu? "Öp beni" Kim der böyle bir şey? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
It was a kiss. l tried to be romantic. What the fuck? | Altı üstü öpücük. Romantik olmaya çalışıyordum. Daha neler. Öpücüktü. Romantik olmaya çalıştım. "Öp Beni" Hasiktir? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
He probably makes sure all his prospective sex partners | Herhalde müstakbel sevişme arkadaşlarının hepsini... | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
are salon mesh before impregnating them with a ninja love child. | ...ninja bir gayri meşru çocukla hamile bırakmadan önce kuaföre götürüyordur. sonra karınlarına bir ninja aşk bebeği veriyor. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Mum normallyjust gets a trim mom her work colleague Jackie. | Annem normalde sadece iş arkadaşı Jackie'ye uçlarını aldırır. Annem normalde sadece iş arkadaşı Jackie'ye kestiriyor. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
But now l think of it, she did mention her hair the other day. | Ancak şimdi aklıma geldi de geçen gün saçından bahsetmişti. Ama şimdi düşününce, sanırım geçen gün saçından bahsetmişti. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l used to have long hair like her. | Eskiden saçım onunki gibi uzundu. Aynı o kız gibi uzun saçım vardı. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Hm? | Hıım? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Pretty, isn't she? | Güzel, değil mi? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
But did you prefer it long? | Ama uzun olmasını mı tercih ederdin? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lf you want to shave off your hair, you should. | Eğer saçını kazıtmak istiyorsan kazıt. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Why would l shave my hair off, Lloyd? What a stupid idea. | Saçımı niye kazıtayım, Lloyd? Böyle aptalca fikir mi olur. Neden saçımı kazıtıyım ki? Ne saçma bir fikir? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l can imagine my mum calmly leaving one day while Dad helps her pack. | Babam toplanmasına yardım ederken annemin bir gün sakince çekip gidişini hayal edebiliyorum. Eğer annem bir gün evden ayrılacak olsa babamın ona yardım bile edeceğine eminim. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
see how it goes, really. | ...akışına bırakacağım. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l'm going to work from home today so if you want to take the car... | Bugün evde çalışacağım, yani arabayı almak istiyorsan... Bugün evde çalışıcam, yani arabayı alabilirsin istiyorsan. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l was planning on going to see one of Graham's talks tonight. | Bu akşam Graham'ın konuşmalarından birine gitmeyi planlıyordum. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Why would l mind? It just means l won't be in tonight. | Niye olsun? Akşam evde olmayacağım diye. Neden olsun ki. Sadece bu akşam evde olmayacağım. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
So you admit they have a history? | Yani bir geçmişleri olduğunu kabul ediyorsun. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l think you should go to your mother now, OK? | Bence artık annenin yanına gitmelisin, tamam mı? Bence annenin yanına gitmelisin, hadi. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Thanks, Mum. Just a second, we're early. | Sağ ol, anne. Bekle biraz, erken geldik. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lt may seem like a big deal now but it probably won't matter when you're my age. | Şu anda büyük bir mesele gibi görünebilir, ancak muhtemelen benim yaşıma geldiğinde pek önemi kalmayacak. Şimdi ciddi gelebilir ama benim yaşıma gelince önemsiz olacak. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Just be careful. l always use condoms. | Dikkatli ol yeter. Hep prezervatif kullanıyorum. Dikkatli ol. Daima korunuyorum. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
You know that your dad and l are going through a bit of a tough time. | Farkındasındır, babanla zor bir dönem geçiriyoruz. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
So he might be single soon? Goodbye, Oliver. | Yani yakında bekar kalabilir. Güle güle, Oliver. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l still can't believe you fucking said it. | Hâlâ öyle demene kafam basmıyor be. Hala böyle bir saçmalık dediğine inanamıyorum. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l'm busy tonight. | İşim var. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
As in, l've got stuffto do. Busy. | Halletmem gereken şeyler var yani. İş güç. Yapacak şeylerim var. İşim var. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lt's a bloody nail bomb. | Kafanıza düşse yarılır. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
like Professor Hawking or anybody ofthat ilk, | ...herhangi kafası basan bir yazara soracak olursanız, Profesör Stephen Hawking gibi, | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
for about, l don't know, a year... | ..bir yıl durmadan... 1 yıl kadar konuşabilir. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
just about bloody light! | ...ışığı anlatabilir. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
being fiddled with. | ...katakulliye gelmek istemeyiz. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
How's my dad meant to compete? | Babam nasıl mücadele edecek? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
The only time l saw him enthral a room | Onun bir odayı büyülediğini gördüğüm tek sefer, Onu böyle bir konuşma yaparken sadece bir kere gördüm. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
and, if caught, they do become property ofthe Crown. | ...ve yakalanırlarsa, Krallık'ın malı olurlar. Eğer yakalanırlarsa Kraliyetin malı olurlar. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l am exciting and delicious. | Ben heyecanlandırıcı ve nefisim. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
You think l'm silly? No, l don't. | Benim aptal olduğumu mu düşünüyorsun? Hayır, düşünmüyorum. Sence saçma mıyım? Hayır, öyle düşünmüyorum. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
It's OK. l don't. l don't. | Önemli değil. Hiç düşünmüyorum. Sorun değil. Hayır gerçekten. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l split up with Kim Lin. | Kim Lin'den ayrıldım. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
She was young, right? l'm really sorry. | Gençti zaten, değil mi? Çok üzüldüm. Gençti değil mi? Çok üzgünüm. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
It's all good. Anyway, l'd better... l'd better go. | Geçti, gitti. Neyse, Gitsem... Gitsem iyi olacak. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Sure. l'll check my diary. | Tabii. Bir ajandama bakarım. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
..his cup of... l'll ask. | ...ilgi alanı... Sorarım. ..onun hoşuna git... neyse ona sorarım. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lf you ask him... | Eğer sorarsan... Ona sorarsan... | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l'll see what l can do. Right. | Elimden geleni yaparım. Peki. Şansımı denerim. Tamam. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l'm watching you. | Gözüm üzerinde. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
itfeels like you canjust stand under those waves | ...öylece o dalgaların altında durup işlerini yapmalarına... Sanki o dalgaların altında durabilirmiş gibi olursunuz. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
and then get a towel and bloody dry yoursemom, and go about your day. | ...kendinizi adam akıllı kurulayıp gününüze başlıyormuşsunuz gibi gelir. ve hemen bir havluyla kendinizi kurular ve gününüze devam edersiniz. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
but there's something in it. | ...ama boş olmadığını anlattığını hayal edebiliyorum. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lf my dad radiated a colour, | Babam bir renk saçsaydı... | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
He knows the numberfor the pothole helpline om by heart. | Yol çöküntü hattının numarasını ezbere bilir... Yol yardım numaraları ezberinde. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lt's about a foot in diameter. It's a bit of a concern. | *1 feet çapında. Biraz sorun oluyor. Yaklaşık ayak boyu çapında. Evet sorun teşkil ediyor. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
He was the _rst person in our village to install double gla_ing. | Kasabamızda ilk ısıcam taktıran oydu. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lt's a kettle. | Su ısıtıcısı. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
The question was, do l tell Jordana about this Graham situation? | Mesele, Jordana'ya bu Graham mevzusundan bahsedip bahsetmeyeceğimdi. Asıl soru, Graham durumunu Jordana'ya anlatacak mıyım? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l mean, we'd had sex. | Sonuçta sevişmiştik. Yani seks kısmını da geçtiğimize göre | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Wouldn't it spoil things if l suddenly got emotional? | Aniden duygusallaşırsam işleri bozmaz mıydı? Eğer çok duygusal olursam ilişkiyi bozar mıyım? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l decided to soften the blow with some light arson. | Yarayı biraz küçük kundakla hafifletme kararı aldım. Konuşmaya başlamadan önce hafif kundakçılık yapmak istedim. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l mean, do they get on? Yeah, they get on. | Yani, anlaşıyorlar mı? Evet, anlaşıyorlar. Ne bileyim, anlaşıyorlar mı? Evet, anlaşıyorlar. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Actually, my mum's not well at the moment. | Aslında annem bu aralar iyi değil. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
That's the main thing. | Önemli olan o. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
What does it mean? | O da ne demekmiş? | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lt means she's got a brain tumour. | Beyninde tümör var demekmiş. Beyin tümörü. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
And in the Top Trumps of parental problems, cancer beats potential in_delity. | Ve ailevi problemlerin *Süper Kartları’nda, kanser potansiyel aldatmayı yener. Ve Ebeveynlerin En Büyük Sorunları listesinde kanser aldatmadan daha yukarıda. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l would have to travel this road secretly, | Bu yolu gizlice, tek başıma, Bu yolculuğu tek başıma tamamlamalıyım | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l bought my dad some new aftershave, but l'm drawing a blank on the cancer. | Babama yeni bir tıraş kolonyası almıştım, ancak kanser konusunda boş sıkıyordum. Babama yeni traş losyonu aldım ama kanser için henüz bir şey bulamadım. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
This is not what you signed up for. | Anlaşmanızda bu yoktu. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l just split lines as they come to me. | Aklıma geldikçe bir tarafa yazıyorum işte. Aklıma geldikçe söylüyorum. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Get the fuck out of here. Merry Christmas. Have a good 'un. | Basıp gidelim hadi. Nice yıllara. Takılmana bak. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Ifthere's glass in the park | Varsa parkta cam, | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Darling, l can't help but keep | Tutamam kendimi, sevgilim, Kaydırağın altını temizlemek | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l'll tighten your blindfold, baby | göz bağını sıkılaştırırım, bebeğim | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l've been taking my duty as a bo_iend seriously. | Erkek arkadaşlık görevimi ciddiye alıyordum. Erkek arkadaş olarak sorumluluklarımı iyi düşünüyorum. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Last night, l reread the book l Only Want What's Best For You. | Dün gece, 'Sadece Senin İçin En İyisini İstiyorum' kitabını baştan okudum. Dün akşam "Senin İçin En İyisini İstiyorum" adlı kitabı yeniden okudum. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l remembered a chapter that says: | Bir bölümde şöyle dediğini hatırlıyorum: Hatırladığım bir bölüm şöyle diyordu: | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lt's therefore in Jordana's interest that her dog dies before her mother does. | Bu yüzden köpeğinin annesinden önce ölmesi, Jordana'nın yararınaydı. O yüzden Jordana'nın köpeği annesinden önce ölürse onun için daha iyi olur. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
There was no need to poison Jordana's dog | Jordana'nın köpeğini zehirlememe gerek kalmamıştı, | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
because Jordana's dog hadjust been hit by a train. | ...çünkü Jordana'nın köpeğine tren çarpmıştı. çünkü köpeğe tren çarpmış. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l scraped his remains into the bin liner l'd brought. | Artıklarını kazıyarak yanımda getirdiğim çöp poşetine koydum. Köpeğin kalıntılarını aldığım çöp torbasına topladım. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l could feel the tension betNeen Jordana and l start to slip away. | Jordana'yla aramızdaki gerilimin kaybolduğunu hissedebiliyordum. Aramızdaki gerilimin azaldığını hissedebiliyordum. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
No, of course, l'm sorry. l just... | Yok, tabii, özür dilerim. Ben sadece... Hayır, tabi, affedersin, ben sadece... | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
No, l don't think we should. | Hayır, bence gömmemeliyiz. Hayır gömmeyelim. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
and the spouts had turned mushy and out offocus. | ...ve ibikleri lapa olup dağılmıştı. ve iç kısmı da lapa lapa olmuş. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
lt's Jude. | Jude diyeceksin. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Are you all right? Come on. | İyi misin? Haydi ama. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l'm fine. l'm fine. Give us a cudge. | Geçti. Geçti. Sarıl bize. Evet, evet iyiyim. Gelin bakalım. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Thank you from the bottom of my heart. | Kalbimin en derininden teşekkür ederim. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l've got to do some Christmas shopping. | Biraz Yılbaşı alışverişi yapmam lazım. Noel alışverişi yapmam lazım. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
What? l always leave it too late. | Ne? Hep son zamana bırakıyorum. Ne? Hep çok geçe bırakıyorum. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l want to get you something good. Mother might die. | Sana hoş bir şey alayım istiyorum. Annem ölebilir. Sana güzel bir şey alacağım. Annem ölebilir. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
l know. Do you care, | Biliyorum. umurunda mı, | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
or couldn't you give a fuck? l do, clearly. | ...yoksa sikinde mi değil? Umurumda tabii. yoksa sikinde bile değil mi? umurumda, gerçekten. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
Yeah, Friday's good for me, actually. Yeah, l can do that. Excellent. | Evet, Cuma müsaitim aslında. Evet, gelebilirim. Harika. Evet, cuma çok güzel, gelirim. Cuma mükemmel kesin gelirim. | Submarine-5 | 2010 | ![]() |
ls that because ofthe... | Sebebi yoksa... | Submarine-5 | 2010 | ![]() |