Search
English Turkish Sentence Translations Page 156037
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| And that night came, | O gece geldi, O gece geldi... | Stiletto-1 | 2008 | |
| and it passed. And there was no phone call. | ve geçti. Telefon eden olmadı. ...ve geçti ama beni aramadı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Virgil's guy at the airport said that she never arrived. | Virgil'in hava alanındaki adamı hiç gelmediğini söyledi. Virgil'in adamları onun gelmediğini söyledi. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And my aunt back home said that she definitely got on the plane. | Rusya'daki teyzem ise kesinlikle uçağa bindiğini söyledi. Ama teyzem onun kesinlikle uçakta olduğu söylemişti. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And Virgil swore that he didn't know what happened to her. | Virgil onun başına ne geldiğini bilmediğine dair yemin etti. Virgil ona ne olduğunu bilmediğe dair yemin etmişti. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And I believed him. | Ve ona inandım. Ve ben de ona inandım. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And then a year later I got this phone call from this girl | Bir yıl sonra aynı emin evde olan bir kızdan Ve olaydan bir yıl sonra o gece güvenli evde olduğunu... | Stiletto-1 | 2008 | |
| who was at the safe house that night. | bir telefon çağrısı aldım. ...söyleyen bir kadın aradı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| She was a drug addict. | Bir uyuşturucu bağımlısıydı. Uyuşturucu bağımlısıydı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And the Nazis made these girls work their habit off. | Naziler bu kızları kafalarına göre kullanıyorlardı. Ve Naziler bu kızları kullanıyordu. | Stiletto-1 | 2008 | |
| She told me that she saw everything. | Bana herşeyi gördüğünü söyledi. Bana her şeyi gördüğünü söyledi. | Stiletto-1 | 2008 | |
| That Ernesto and the skinheads | Şu Ernesto ve derikafalar Ernesto ve dazlak bir adamın... | Stiletto-1 | 2008 | |
| were celebrating some kind of deal that they made with Virgil. | Virgil'le ortaklaşa yaptıkları bir işi kutluyorlardı. ...Virgil ile yaptığı bir anlaşmayı kutladığını söyledi. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And those rich idiots were there who think that they are so hard. | Kendilerini çok güçlü zanneden bu zengin salaklar da oradaydı. Ve kendilerini bir bok sanan zengin adamlar da oradaymış. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And they got so tweaked out of their minds. | Adeta kendilerinden geçmişlerdi. Ve hiçbiri kendinde değilmiş. | Stiletto-1 | 2008 | |
| One of them decided that Staysa was just another Russian whore. | Aralarından biri Staysa'nın oradaki Rus fahişelerden biri olduğuna hükmetti. Aralarından biri Staysa'ya bir fahişe gibi davranmak istemiş. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Let's fuck her. | Gelin şunu becerelim. Hadi onu becerelim. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And there were five of them. | Beş kişiydiler. Beş kişiymişler. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And they took turns. | Sırayla düzdüler. Ve sırayla ona tecavüz etmişler. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And then they left her there like a dog. | Sonra da onu orada bir köpek gibi bıraktılar. Ve onu bir köpek gibi oraya terk etmişler. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And what did Virgil do? | Peki, Virgil ne yaptı? Virgil ne yaptı? | Stiletto-1 | 2008 | |
| He lied about it. | Bana yalan söyledi. Yalan söyledi. | Stiletto-1 | 2008 | |
| He said that that girl was a drug addict. | O kızın bir uyuşturucu bağımlısı olduğunu söyledi. Kızın uyuşturucu bağımlısı olduğunu söyledi. | Stiletto-1 | 2008 | |
| She didn't know any names. | Hiçbir ismi bilmiyordu. İsimleri bilmiyormuş. | Stiletto-1 | 2008 | |
| So she was crazy. | Yani deliydi. Delinin biriymiş. | Stiletto-1 | 2008 | |
| But I know Virgil. Nobody lies better than him. | Virgil'i bilirim. Hiçkimse ondan daha iyi yalan söyleyemez. Ama Virgil'i tanıyorum. Ondan iyi kimse yalan söyleyemez. | Stiletto-1 | 2008 | |
| So, I went to Alex. | Sonra, Alex'e gittim. Bu yüzden ben de Alex'in yanına gittim. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Leave it to me. We have to take it from the start. | Bana bırak. İşi baştan almalıyız. Bana bırak. En başından başlamalıyız. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And he told me that Virgil | Ve bena Virgil'in Ve bana Virgil'in olanlar yüzünden... | Stiletto-1 | 2008 | |
| was furious about what happened. | olanlar yüzünden kızgın olduğunu söyledi. ...öfkeli olduğunu söyledi. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Who did this? | Kim yaptı bunu? Bunu kim yaptı? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Clean it up, goddamn it. | Kahretsin, temizleyin şunu. Temizleyin şunu. | Stiletto-1 | 2008 | |
| But he couldn't start a war over one Illegal Russian immigrant girl. | Gayri kanuni göçmen bir Rus kızı için bir savaş başlatamazdı. Ama yasadışı göçmen bir Rus için kolunu bile kıpırdatmadı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Let alone tell me the truth. | Bana da gerçeği söyleyemedi. Gerçeği söylemek bir yana. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Hey, shut the fuck up. Shut the fuck! | Hey, kes sesini. Kes sesini! Kapa kahrolası çeneni. Kapa çeneni. | Stiletto-1 | 2008 | |
| So he did nothing. | Böylece hiçbirşey yapmadı. Yani hiçbir şey yapmadı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| [low whispering] I'm sorry. | Üzgünüm. | Stiletto-1 | 2008 | |
| But listen, I'll help you. | Fakat dinle, Sana yardım edebilirim. Ama sana yardım edeceğim. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Alex wanted to move up. | Alex yükselmek istiyordu. Alex bir şeyler yapmak istedi. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I wanted to get even. | Ben ise intikam peşindeydim. Ödeşmek istedim. | Stiletto-1 | 2008 | |
| He gave me names, and I planned. | Bana isimler verdi, ben de planlar yaptım. O bana isimleri verdi ben de planları yaptım. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And I waited. | Ve bekledim. | Stiletto-1 | 2008 | |
| All right. One million bucks. | Pekala. Bir milyon dolar. Pekâlâ. Bir milyon dolar. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Leave tonight and never come back. | Bu gece git ve asla geri dönme. Bu gece ayrıl ve bir daha dönme. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Are you going to kill him? | Onu öldürecekmisin? Onu öldürecek misin? | Stiletto-1 | 2008 | |
| I'll handle Virgil. You just disappear. | Virgil'le ben ilgilenirim. Sen sadece kaybol. Virgil'le ben ilgilenirim. Sen sadece git. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I want to know that he suffered. | Acı çektiğini bilmek isterim. Acı çekeceğinden emin olmam gerek. | Stiletto-1 | 2008 | |
| He's gonna find out he lost his cousin, his money, and you. | Yeğenini, parasını ve seni kaybettiğini farkedecektir. Kuzenini, parasını ve seni kaybettiğinin farkına varacak. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Believe me, he won't feel like he got off easy. | İnan bana, rahatça sıyrıldığını hissetmeyecektir. İnan bana, o kadar kolay kurtulamaz. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I'd tell you to be careful, but I think you know how to handle yourself. | Sana dikkatli ol diyeceğim, ama kendini korumayı bildiğinden eminim. Kendine dikkat et derdim ama eminim bunu nasıl yapacağını biliyorsundur. | Stiletto-1 | 2008 | |
| What's your name? | Adın ne senin? Adın ne? | Stiletto-1 | 2008 | |
| You better get... | Sen daha... En iyisi | Stiletto-1 | 2008 | |
| Shut up a second. | Sus bir dakika. Bir saniye olsun kapa çeneni. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Now we're talking. | Şimdi konuşuyoruz. Artık konuşma zamanı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Special Agent Donovan. | Özel Ajan Donovan. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Yeah, it's Beck. I need you to check the archives for me. | Evet, ben Beck. Arşivleri benim için taramanı istiyorum. Evet, benim Beck. Benim için arşivde bir şeye bakmanı istiyorum. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Virgil Vadalos. | Virgil Vadalos. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I think the Bureau had him under surveillance about two years back. | Sanırım FBI onu iki yıldan beri gözetim altında tutuyor. Sanırım iki yıl önce Büro onu gözaltına altına almıştı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I need everything you got. Log sheets, locations, ASAP. | En kısa zamanda bulduğun herşeyi istiyorum. İlişkiler, herşey. Elindeki her şeye ihtiyacım var. Kayıtlara ve adreslere, en kısa zamanda. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Bitch. | Fahişe. Sürtük. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Oh, Virgil. | Oh, Virgil. Virgil. | Stiletto-1 | 2008 | |
| What were you thinking? | Ne düşünüyordun? Ne düşünüyordun ki? | Stiletto-1 | 2008 | |
| All of this for a piece of ass. | Bütün bunlar bir göt parçası için. Hepsi bir hiç uğrunaydı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| What did you do to him, huh? | Ne yaptın ona, ha? Ona ne yaptın, ha? | Stiletto-1 | 2008 | |
| He doesn't even trust me anymore. | Bana artık güvenmiyor bile. Artık bana bile güvenmiyor. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Well, all of that is about to change! | Pekala, herşey değişecek. Ama hepsi değişmek üzere! | Stiletto-1 | 2008 | |
| You know, in a way I understand you. | Biliyormusun, bir anlamda seni anlıyorum. Aslında sana biraz hak veriyorum. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I never had shit neither. | Asla boka bulaşmadım. Asla boka batmadım. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And no matter how much I got, | Bulaşsam da umurumda değil. Ve ne kadarını elime geçirirsem geçireyim... | Stiletto-1 | 2008 | |
| I never fit in with those cocksuckers. | Asla bu sikemicilerle uyuşamadım. ...asla o pisliklere uymadım. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I hate their kids. The fucking little dogs. | Çocuklarından nefret ediyorum. Düzülmüş küçük köpekler. Çocuklarından, kahrolası köpeklerinden. | Stiletto-1 | 2008 | |
| But that's okay. | Fakat iyidir. Ama önemli değil. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Hate's a good thing. | Nefret iyi birşey. Nefret iyidir. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Hate keeps me warm at night. | Beni geceleri sıcak tutuyor. Nefret sayesinde geceleri üşümüyorum. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Now, I'm gonna take this crowbar and I'm gonna bash your head in. | Şimdi, bu levyeyi alacağım ve kafana sokacağım. Şimdi bu levyeyi alıp beynini dağıtacağım. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Then I'm gonna roll you down that hill, | Sonra seni bu tepeden aşağı yuvarlayacağım. Ve sonra seni şu tepeden aşağı yuvarlayacağım... | Stiletto-1 | 2008 | |
| and let the animals get at you while you're still nice and warm. | Hala canlı ve sıcakkken seni hayvanlara bırakacağım. ...ve hâlâ sıcakken hayvanların seni yemesine izin vereceğim. | Stiletto-1 | 2008 | |
| And everything will be like it was before. | Ve herşey eskiden olduğu gibi olacak. Ve her şey eskisi gibi olacak. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Virgil and Alex used to laugh about you. | Virgil ve Alex senin hakkında gülerlerdi. Virgil ve Alex eskiden sana gülerdi. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Alex was Virgil's favorite. | Alex Virgil'in gözdesiydi. Virgil en çok Alex'i severdi. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Gimme that, you bitch! | Ver bana şunu, pis fahişe! Ver şunu bana sürtük! | Stiletto-1 | 2008 | |
| Lee, I found the perfect place to bury her. | Lee, onu gömecek uygun yeri buldum. Lee, onu gömmek için çok iyi bir yer biliyorum. | Stiletto-1 | 2008 | |
| What's that? | Nedir bu? O da nedir? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Your money. Most of it. | Senin paran. Büyük bölümü. Senin paran. Çoğu. | Stiletto-1 | 2008 | |
| That, that's nothing. | Bu, birşey değil. Bu hiçbir şey. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Men bring me bags of money every day. | İnsanlar bana her gün çantalar dolusu para getiriyor. Adamlarım bana her gün çantalar dolusu para getiriyor. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Have I ever gone out of my way to cause you grief? | Hiç sana acı çektirdiğim oldu mu? Hiç acı çekmene sebep olacak bir şey yaptım mı? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Using my brother to keep me on a leash. | Kardeşimi kullanarak beni bağlı tutuyorsun. Beni köpeğin yapmak için kardeşimi kullandın. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Do you think that makes you a good Samaritan? | Bunun seni merhametli biri yaptığını mı zannediyorsun? Bunun seni iyi bir Samiriyeli yapacağını mı düşünüyorsun yoksa? | Stiletto-1 | 2008 | |
| You're so concerned about the safety of your brother | Kardeşinin güvenliğinden o kadar kaygılı olmalısın ki Kardeşinin güvenliği konusunda çok endişeleniyorsun... | Stiletto-1 | 2008 | |
| you come here and you turn on me like this? | bana böyle mi ihanet ediyorsun? ...ve buraya gelip beni eleştiriyorsun, öyle mi? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Turn on you? I got a fucking cop killed tonight! | Sana ihanet mi? Kahrolası bir polis öldürüldü bu gece! Eleştirmek mi? Bu gece bir polis öldürüldü! | Stiletto-1 | 2008 | |
| Don't insult me. | Bana hakaret etme. Beni aşağılama. | Stiletto-1 | 2008 | |
| You could care less. | daha az ilgilenebilirdin. Umurunda olacağını sanmam. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Virgil, don't be crazy. | Virgil, deli olma. Virgil, aptal olma. | Stiletto-1 | 2008 | |
| You fucked her! | Onu becerdin! | Stiletto-1 | 2008 | |
| Jesus Christ. You don't even know what's going on. | yüce İsa. Neler olduğunu bile bilmiyorsun. Tanrı aşkına. Olup bitenden haberin bile yok. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I told her to disappear. Enough dead bodies, Virgil. End it. | Ona kaybolmasını söyledim. Yeterince ceset var, Virgil. Bitir şunu. Ona gitmesini söyledim. Yeterince insan öldü Virgil. Buna son ver. | Stiletto-1 | 2008 | |
| The alarm's down. The electric's cut. Somebody's on the property. | Alarm çalışmıyor. Elektrikler kesildi. Malikanede biri var. Alarm kapalı. Elektrikler kesik. Birisi izinsiz giriş yaptı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| You piece of shit! | seni bok parçası! Seni pislik! | Stiletto-1 | 2008 |