Search
English Turkish Sentence Translations Page 156034
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You cocksucker! | Seni sikemici! Seni aşağılık! | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
It's okay, it's okay. It's okay. Let's go. | Tamam, tamam. Yok birşey. Gidelim buradan. Tamam. Tamam. Hadi gidelim. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
(Lee) Go and get the fuck outta here. | Siktirin gidin buradan. Gidin, buradan toz olun. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Get the fuck outta here! | Defolun gidin buradan. Toz olun! | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Get the fuck outta here! | Siktirin gidin buradan. Defolun gidin! | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Get the fuck outta here, you pussies. | Cehenneme kadar yolunuz var. Defolun gidin sizi kancıklar. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
We'll be back. | Tekrar geleceğiz. Geri döneceğiz. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Time to go. | Gitmek zamanı. Gitme zamanı. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Listen, those clowns puff up like that. They're coming back. | Dinle. Bu soytarılar geri gelecekler. Dinle o palyaçoların o şekilde gitmeleri geri dönecekleri anlamına gelir. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Look, don't be so stubborn. I get the car. | O kadar inatçı olma. Arabaya gidiyorum. İnat etmeyi bırak. Arabayı getiriyorum. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Where's the fucking car? | Nerede bu siktiğimin arabası? Kahrolası araba da nerede? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Let's go. Lee. | Gidelim. Lee. Gidelim Lee. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Get it here, Alex. | Getir onu, Alex. Buraya getir, Alex. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Get in. Get in. | Gir içeri. Gir içeri. Bin hadi bin. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
The shotgun, Virgil. Gimme that shotgun. | Tüfeği ver, Virgil. Tüfeği bana ver. Silah Virgil. Ver şu silahı. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
(Vadalos) What are you doing? | Ne yapıyorsun? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
(Alex) Lee. Hold on. Lee! | Lee. Tut onu. Lee! Lee. Bekle. Lee! | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
C'mon. C'mon! C'mon. C'mon. | Haydi, haydi, haydi. Hadi. Hadi. Hadi. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Go. Go! | Gidelim. Gidelim! Yürü. Yürü! | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
You got something on you mind, Lee? | Aklında birşey mi var, Lee? Aklında bir şey mi vardı Lee? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. You're not up to this! | Evet. Senin aklın ermez. Evet. Buna uygun değilsiniz. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Fuck you, cowboy! | Cehenneme git, kovboy. Canın cehenneme kovboy! | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
This guy should be picking out uniforms for cocktail waitresses. | Bu herif ancak kokteyl garsonlarına üniforma hazırlamaya yarar. Bu adamın eğlence âlemlerinde olması gerekirdi. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Not running an operation during a time of war! | Savaş zamanında bir harekatı yürütmeye değil. Savaş zamanı, operasyonun içinde değil. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Listen to him. "Time of war." | Duydun onu. "Savaş zamanı." Dediğine bak. "Savaş zamanı." | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Mr. John Wayne fucking cowboy! | Bay John Wayne boklu kovboy! Bay John Wayne kahrolası kovboy! | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Hey, when all the guns are pointing in our direction, that's a fucking war! | Bütün silahlar bize doğrutulmuşsa, bu bir savaş demektir! Asıl tüm silahların bize doğrultulması kahrolası savaş zamanıdır. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
The guns are pointed at me. | Silahlar bana doğrutuldu. Silahlar bana doğrultulmuştu. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
No, not this time. | Hayır, bu sefer değil. Hayır, bu kez değil. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
What is wrong with you? | Nedir senin sorunun?? Sizin sorununuz ne? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
We got kids upstairs trying to sleep. | Yukarıda uyumaya çalışan çocuklarımız var. Yukarıda çocuklar uyumaya çalışıyor. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Okay. Everybody out. | Pekala. Herkes dışarı. Tamam. Herkes dışarı. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
There's lot more important things in life than who's fucking who. | Hayatta kimin kiminle sikiştiğinden daha önemli şeyler var. Hayatta kimin kimi becerdiğinden daha önemli şeyler var. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Oh, Sylvia. It's not... | Oh, Sylvia. değil... Hayır Sylvia. Önemli | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Not important? | Önemli değil mi? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
No. It's not. | Hayır. Değil. Hayır, değil. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
But my family is. | Ama ailem önemli. Ama ailem öyle. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I knew what you were when I met you. | Seninle karşılaştığımda ne olduğunu biliyordum. Seninle tanıştığımda ne olduğunu biliyordum. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
All I asked for was your last name. | Senden tek istediğim soyadındı. Öğrenmeye çalıştığım tek şey soyadındı. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
And you gave it to me. | Ve sen onu bana verdin. Ve sen de söylemiştin. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I have everything. | Herşeyim var. Her şeye sahibim. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. So do I. | Evet. Benim de. Evet. Ben de öyle. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
So do you. So do you. So do you. So do you. So do you. So do you. | Senin de. Senin de. Senin de. Senin de. Senin de. Senin de. Sen de. Sen de. Sen de. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
[sobbing] Of course you have everything. | Tabii ki herşeyin var. Elbette ki her şeye sahipsin. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Everything. | Herşeyin. Her şeye. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I am nothing. | Ben bir hiçim. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I knew what you had to do to get us here. | Bu duruma gelebilmek için neler yaptığını biliyorum. Bizi bu günlere getirmek için yapman gerekenleri biliyordum. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Something happened to you. | Sana birşeyler oldu. Sana bir şey oldu. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I could justify that to myself. | Bunu kabullenmeliyim. Bundan kendimi sorumlu tutuyorum. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
To the kids. You did it for us, right? | Çocuklar için. Bunları bizler için yaptın, doğru mu?? Çocukları. Bunu bizim için yaptın, değil mi? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
But if I lose you | Fakat bunun yüzünden Ama bunlar yüzünden... | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
because of this, | seni kaybedersem, ...seni kaybedersem eğer... | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
how do I justify that to myself? | bunu nasıl kabullenebilirim? ...o zaman kendimi nasıl sorumlu tutabilirim? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
How do I tell the kids what happened to their father? | Babalarına ne olduğunu çocuklara nasıl anlatabilirim? Çocuklara, babalarına ne olduğunu nasıl söylerim? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
But this, yes, I would be ashamed of you. | Bunun yüzünden, evet, senden utanç duyabilirim. Ama doğru, bu senden utandığım anlamına gelir. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Give it to me. | Ver onu bana. Ver şunu bana. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I won't give it to you. | Onu sana vermeyeceğim. Vermeyeceğim. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Give it to me or I will break your little fingers. | Ver onu bana yoksa küçük parmaklarını kırarım. Ver şunu yoksa parmaklarını kıracağım. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
[sobs] No, you won't. | Hayır, yapmazsın. Hayır, yapmayacaksın. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I love you, baby. | Seni seviyorum, bebeğim. Seni seviyorum bebeğim. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
(guy) Hey. | Hey. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Oh, God, it's so cold out here. | Oh Tanrım, burası çok soğuk. Tanrım dışarısı ne kadar soğuk. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Hey, you! Look at me! | Hey, sen! Bana bak! Hey sen! Buraya baksana! | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
If I looked like her, I'd had no problem finding a place to crash. | Onun gibi görünseydim, geceyi geçirecek bir yer bulmakta zorluk çekmezdim. Ona benzeseydim, takılacak bir yer bulmak benim için hiç sorun olmazdı. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Try the Four Seasons. | "Dört Mevsim"'i dene. Four Seasons'u dene. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
You wanna cry over your ex girlfriend all night? | Bütün gece eski kız arkadaşını mı sayıklayacaksın, yoksa Gece boyunca kız arkadaşın için üzülmek mi istiyorsun? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
You wanna let us take care of you, hm? | Seninle ilgilenmeyi bize mi bırakacaksın? Seninle ilgilenmemizi ister misin, ha? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Don't move, cocksucker. | Kımıldama, sikemici. Kımıldama pislik. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
You kidding me? | Benimle dalga mı geçiyorsunuz?? Şaka mı bu? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Shut up, pussy. You lucky I don't kill ya after listening to all that wining. | Kes sesini, amcık. Seni öldürmediğim için şanslı sayılırsın. Kes sesini kancık. O şeyleri duyduktan sonra seni gebertmediğim için şükret. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Get your fucking hands off me. | Çek ellerini üzerimden. Çek şu kahrolası ellerini üstümden. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Oh, shit! He's a cop! | Kahretsin! Bu bir polis! Kahretsin. O bir polis. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Okay, okay, enough, enough. | Pekala, pekala, yeter, yeter. Tamam, tamam. Bu kadar yeter. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I know that bitch. | Bu fahişeyi biliyorum. O sürtüğü tanıyorum. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I think you broke my fucking nose. | Sanırım burnumu kırdın. Sanırım kahrolası burnumu kırdın. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I've seen her once. She's with this guy. | Onu bir kere gördüm. Bir herifle birlikte. Onu bir kez görmüştüm. Yanında bir erkek vardı. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Who? What's his fucking name? | Kim? Adı ne? Kim? Kahrolası adı neydi? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I don't know. He likes to buy titties for bitches in need. | Bilmiyorum. İhtiyacı olanlara suni meme alan biri. Bilmiyorum. İhtiyacı olan fahişelere silikon taktırmak hoşuna gider. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
The call him, they call him, uh, Large Bills. | Ona Büyük Banknotlar diyorlar. Ona Bay Fatura diyorlar. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Large Bills. And he's had a hard on over that fucking girl for a long time. | Uzun zamandan beri bu sürtükle birlikte. Bay Fatura. Ve uzun zamandır aynı kadınla takılıyor. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Where's he hanging out? | Nerelere takılır? Nerede takılıyor peki? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I don't know. He's all over. | Bilmiyorum. Her yerde. Bilmiyorum. Her yerde olabilir. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
You can't miss him. Rich white boy. Rolls with the brothers. | Onu bulabilirsin. Zencilerle dolaşan zengin bir beyaz. Gözünden kaçmaz. Zengin beyaz çocuk. Zencilerle geziyor. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Can I have my gun back? | Silahımı geri alabilir miyim? Silahımı alabilir miyim? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Bitch. | Orospu çocuğu. Sürtük. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Open the door. We're coming in. | Aç kapıyı. İçeri giriyoruz. Kapıyı aç. İçeri gireceğiz. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Sorry. Ladies only tonight. | Üzgünüm. Bu gece sadece bayanlar için. Üzgünüm. Sadece kadınlar. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I said open it. | Kapıyı aç dedim. Aç dedim. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
And I said no. | Ben de hayır dedim. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
You're not in the list. You're not getting in. | Listede değilsin. İçeri giremezsin. Listede değilsiniz. İçeri girmiyorsunuz. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
You're gonna let us inside. | Bizi içeri alacaksın. Geçmemize izin vereceksin. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Or I'm gonna split your fucking head open. | kafanı kıracağım. Yoksa kahrolası beynini dağıtırım. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Come on. It's all right. | Gel. Sorun yok. Hadi sorun değil. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
I have a problem. | Bir problemim var. Bir sorunum var. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
No shit why do I need the Lord of the Ring motherfuckers in here. | Niye bu serserileri de beraberinde getirdin? Öyle mi? Sizin gibi salakları neden burada görmek isteyim ki? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
What's wrong with you? Huh? | Nedir senin sorunun? Ha? Sorunun nedir? Ha? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
You're sitting here with these monkeys and you say that to me? | Burada bu maymunlarla oturuyor ve bana bunu mu söylüyorsun? Etrafında bu maymunlar varken benimle bu şekilde konuşabiliyorsun. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Does it bother you to see a man enjoying his life? | Hayatından zevk alan bir adam görmek senin canını mı sıkıyor? Hayatın tadını çıkaran bir adam görmek seni geriyor mu? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
Like something beyond, uh, like something you might be able to comprehend? | Bu sana anlayışının ötesinde gibi mi görünüyor? Aklın hayalinin alamayacağı kadar zengin olan bir adamı görmek? | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |
You know, I think you finally found yourself. | Sonunda kendi benliğine kavuştuğunu düşünüyorum. Sonunda kendine gelebilmişsin. | Stiletto-1 | 2008 | ![]() |