Search
English Turkish Sentence Translations Page 156035
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| A white man who's turned into a nigger. | Zenciye dönüşmüş bir beyaz adam. Zenciye dönen beyaz bir adam. | Stiletto-1 | 2008 | |
| It's okay. He called me a nigger. I'm a nigger. | Tamamdır. Bana zenci dedi. Ben bir zenciyim. Tamam. Bana zenci dedi. Ben bir zenciyim. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I'm a nigger, motherfucker man. | Ben bir zenciyim, orospu çocuğu. Ben bir zenciyim, seni kahrolası. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Look, you sell crystal meth amphetamine to underage teenage girls | Bak, sen küçük yaştaki kızlara anfetamin satar ve onları Dinle küçük kızlara uyuşturucu satıyor... | Stiletto-1 | 2008 | |
| and hook them into prostitution. Wow, whoa, that's noble. | fahişeliğe yönlendirirsin. Wow, whoa, bu çok asilane. ...ve onları pazarlıyorsun. Vay canına bu oldukça asilce. | Stiletto-1 | 2008 | |
| That's what you are. That's what you do. Get fucked. Okay? I'm busy. | Ne olduğun bu. Ne yaptığın bu. Siktir git. Tamam mı? Meşgulum. Sen busun. Yaptığın da bu. Cehenneme kadar yolun var. Tamam mı? Ben meşgulüm. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Two of our brothers are dead. | İki kardeşimiz öldü. | Stiletto-1 | 2008 | |
| That's shit to me. What's it go to do with me? I don't give a shit. | Bana ne. Benimle ne ilgisi var? Umurumda bile değil. Çok da umurumda. Benle ne ilgisi var? Umurumda değil. | Stiletto-1 | 2008 | |
| The fucking crippled Greek. | Lanet kahrolası Yunanlı. Kahrolası Yunan. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I want you to take care of it. | Onunla ilgilenmeni istiyorum. Senden bu işin icabına bakmanı istiyorum. | Stiletto-1 | 2008 | |
| They're off my side. | Görüş alanımdan çık. Benim dâhilimde değiller. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Leave me out of it, okay? | Beni unut, tamam mı? Beni bu işin dışında tut, tamam mı? | Stiletto-1 | 2008 | |
| I severed my ties to you fucking pieces of garbage a long time ago. | Uzun zaman önce senin pisliklerinle olan bağlarımı kopardım. Senin gibi çöplükleri uzun zaman önce yakamdan atmıştım. | Stiletto-1 | 2008 | |
| See that? | Bunu görüyor musun?? Bunu görüyor musun? | Stiletto-1 | 2008 | |
| You could burn it off. You could cut your fucking arm off. | Yakabilirsin. Kolunu kesebilirsin. Kazıtabilirsin ya da kolumu koparabilirsin. | Stiletto-1 | 2008 | |
| It's still gonna be there. | Yine de oraya gidecektir. Ama o hep orada kalacak. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Fuck you. | Cehenneme git. Canın cehenneme. | Stiletto-1 | 2008 | |
| You think the money made me soft, don't ya? | Paranın beni yumuşşatığını mı zannediyorsun? Paranın beni yumuşattığını düşünüyorsun, değil mi? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Engelhart. | Melek kalbli. Engelhart. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Don't make that mistake! Okay? | Bu hatayı yapma! Tamam mı? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Are you gonna help me or not? | Bana yardım edecekmisin yoksa etmeyecekmisin? Yardım edecek misin, etmeyecek misin? | Stiletto-1 | 2008 | |
| I'll have you erase from this world just like this tattoo. | Seni bu dünyadan bu dövme gibi sileceğim. O dövme gibi seni de bu dünya üzerinden sileceğim. | Stiletto-1 | 2008 | |
| No, I'm not gonna help you. | Hayır, sana yardım etmeyeceğim. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I will not help you and I cannot help you. Get the fuck outta here. | Sana yardım etmeyeceğim ve sana yardım edemem. Defol git buradan. Sana yardım etmeyeceğim ve edemem de. Buradan defol git. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Those motherfuckers, too. Get out of here. | Bu serseriler de. Hepiniz defolun buradan. O pislikler de öyle. Buradan defolun. | Stiletto-1 | 2008 | |
| It's all right. | Herşey yolunda. Sorun değil. | Stiletto-1 | 2008 | |
| It's all right. Let 'em go. | Herşey yolunda. Bırakın onları gitsinler. Sorun değil. Bırakın gitsinler. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Fucking goddamn barbarian. Clean him up. Clean him up. | Pis barbar. Temizleyin. Kahrolası barbar. Ortalığı temizleyin. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Give me some dope. Okay? Let's get high. | Bana biraz ot verin. Tamam? Eğlenelim. Bana biraz uyuşturucu verin. Tamam mı? Hadi uçalım. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Go on. | Gidelim. Devam et. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Come on. Harder. | Haydi. Daha sert. Hadi. Daha sıkı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Make him go away. | Söyle gitsin. Onu buradan gönder. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Make the driver leave. | Sürücüyü gönder. Şoföre gitmesini söyle. | Stiletto-1 | 2008 | |
| There. | Orada. İşte oldu. | Stiletto-1 | 2008 | |
| He can't see shit. | Birşey göremez. Hiçbir bok göremez. | Stiletto-1 | 2008 | |
| No, come on, I'm serious. He's freaking me out. | Hayır, anla, ciddiyim. Beni korkutuyor. Hayır, hadi ben ciddiyim. Tüylerimi ürpertiyor. | Stiletto-1 | 2008 | |
| He looks like my father. | Babama benziyor. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Okay. I don't want... I don't wanna meet your father right now. | Pekala. Şu anda... babanla karşılaşmak istemiyorum. Tamam. Şu an babanla tanışmak istemiyorum. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Max. Take a walk, you know. | Max. Git biraz dolaş. Max, sen biraz gezintiye çık. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Where do you want me to go? | Nereye gitmemi istiyorsunuz? Nereye gitmemi istersiniz? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Some other place outside the fucking car, okay? | Arabanın dışında herhangibir yere. Tamam mı? Kahrolası arabanın dışında herhangi bir yere, tamam mı? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Got you, boss. | Anladım, patron. Anlaşıldı patron. | Stiletto-1 | 2008 | |
| He's gone. Come here. | Gitti. Gel buraya. Gitti. Buraya gel. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I always had a thing for you. | Hep seni istedim. Biliyorsun. Bir yanım her daim seni istiyordu. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Okay, okay. Sh. Stop. Stop. | Tamam, tamam. Dur. Dur. Tamam. Tamam. Dur. Dur. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Look, I'm sorry about Virgil, baby. I really am. | Virgil konusunda üzgünüm, bebeğim. Gerçekten. Dinle, Virgil için üzüldüm bebeğim. Gerçekten. | Stiletto-1 | 2008 | |
| We're all adults here, okay? | Burada hepimiz erişkiniz, değil mi? Hepimiz birer yetişkiniz, tamam mı? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Okay? | Öyle değil mi? Tamam mı? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Hey, what the fuck is that? | Hey, ne sikimdir bu? Hey o da ne? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Mother. Oh, mother. You fuck. | Anne. Oh, anne. Düzeyim seni. Seni | Stiletto-1 | 2008 | |
| Motherfucker! | Pis orospu! Kancık! | Stiletto-1 | 2008 | |
| Get down. Get down now! | Çök. Hemen çök! Yere yat, hemen! | Stiletto-1 | 2008 | |
| You're the cop. | Polis olan sensin. Sen bir polissin. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Listen, I wanna... | Dinle, Ben ister... Dinle ben | Stiletto-1 | 2008 | |
| Shut up. I know Virgil owns you. | Kes sesini. Biliyorum. Virgil seni satın aldı. Kapa çeneni. Virgil'in adamısın biliyorum. | Stiletto-1 | 2008 | |
| It sucks, doesn't it? | Seni emiyor, değil mi? Berbat bir şey, değil mi? | Stiletto-1 | 2008 | |
| To be someone's property? | Bir başkasının malı olmak. Birisinin malı olmak? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Close your eyes. | Kapat gözlerini. Gözlerini kapat. | Stiletto-1 | 2008 | |
| (Alex) Can I get my toast, please? | Tostumu alabilirmiyim, lütfen? Tostumu getirir misiniz lütfen? | Stiletto-1 | 2008 | |
| What? What, are you fucking telling me that she ran away? | Ne? Bana kaçtığını mı söylüyorsun? Ne? Ne diyorsun, kaçtı öyle mi? | Stiletto-1 | 2008 | |
| This is fucking stupid. Go on, take it. | Bu çok saçma. Bana telefonu ver. Al. Yaptığın aptalcaydı. Devam et, konuş onunla. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Beck, are you telling me you had her and you let her get away? | Beck, onu yakaladığını ve sonra saldığını mı söylüyorsun? Beck, onu yakaladın sonra da kaçmasına izin verdin, öyle mi? | Stiletto-1 | 2008 | |
| This is getting very loud and very public. | Bu iş çok ses çıkarmaya ve kamuya mal olmaya başladı. Bu iş çok fazla yankı yapmaya başladı. | Stiletto-1 | 2008 | |
| That chick is nuts. I hope you got good security in Virgil's place. | Bu piliç çıldırmış durumda. Umarım Virgil'in evinde yeterince güvenlik önlemi vardır. O kadın manyağın teki. Umarım Virgil'in evinde yeterince güvenlik önlemi almışsınızdır. | Stiletto-1 | 2008 | |
| She might be climbing through his bedroom window right now. | Şu anda yatak odası penceresine tırmanıyor olmalı. Belki şu an onun yatak odasının penceresine tırmanıyordur. | Stiletto-1 | 2008 | |
| You let me worry about Virgil. Just get the job done. | Virgil hakkında endişelenmeyi bana bırak. Sen kendi işini yap. Virgil'i sen bana bırak. Sen kendi işinle ilgilen. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Fucking amateur. | Geri zekalı amatör. Kahrolası amatör. | Stiletto-1 | 2008 | |
| This guy is the wrong guy for the fucking job. Why don't you eat something? | Bu herif bu iş için yanlış bir kişi. Neden birşey yemiyorsun? Yanlış kişiyle iş yapıyoruz. Neden bir şeyler yemiyorsun? | Stiletto-1 | 2008 | |
| What are you, my fucking mother? | sen nesin, kahrolası annem mi?? Nesin sen, kahrolası annem mi? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Please. The last thing I would ever wanna be is related to you, Lee. | Lütfen. Olmak isteyeceğim en son şey seninle ilgili, Lee. Lütfen. İstediğim en son şey seninle akraba olmak Lee. | Stiletto-1 | 2008 | |
| You left me standing at the crime scene like a fucking idiot. | Beni kahrolası bir salakmışım gibi suç sahnesinde bıraktın. Beni kahrolası bir ahmak gibi olay yerinde bıraktın. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Why were you even tailing Large Bills? | Neden Büyük Banknotlar'ı izliyordun? Neden Bay Fatura’nın peşine düştün ki? | Stiletto-1 | 2008 | |
| I was following up a tip. | Bir iz peşindeydim. Bir ipucunun peşindeydim. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Yesterday you happened to be at the scene of a public massacre, | Dün toplu bir katliamın içindeydin, Dün bir katliamın ortasındaydın... | Stiletto-1 | 2008 | |
| and today a murdered celebrity. What the fuck is going on here? | bugün ise meşhur birinin katlinde. Neler oluyor burada? ...ve bugün de ünlü birinin öldürüldüğü yerdeydin. Ne haltlar karıştırıyorsun? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Why am I not in the loop? | Niye ben olanların dışındayım? Neden ben yokum? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Can we do this tomorrow? My head's fucked up. | Bunu yarın hallederiz. Başım çatlıyor. Bunu yarın konuşsak? Başım şişti. | Stiletto-1 | 2008 | |
| No, you're gonna stay here and you're gonna tell me what the fuck's going on. | Hayır, burada kalacaksın ve neler olduğunu bana anlatacaksın. Hayır, burada kalıp bana ne haltlar döndüğünü anlatacaksın. | Stiletto-1 | 2008 | |
| You're a liar. You were lying to me. You're a fucking liar. | Sen bir yalancısın. Bana yalan söylüyordun. Sen kahrolası bir yalancısın. Sen bir yalancısın. Bana yalan söylüyorsun. Kahrolası bir yalancısın. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Why are doing this to me? I'm supposed to be your... | Neden bana bunu yapıyorsun? Sözde senin... Bunu neden yapıyorsun? Ben senin | Stiletto-1 | 2008 | |
| What, huh? What is it? What do you want? | Ne, ha? Nedir bu? Ne istiyorsun? Ne, ha? Nedir o? Ne istiyorsun? | Stiletto-1 | 2008 | |
| I want you to tell me the fucking truth. | Bana gerçeği söylemeni istiyorum. Kahrolası gerçeği söylemeni. | Stiletto-1 | 2008 | |
| What's that look? | Ne bu surat? Neden öyle bakıyorsun? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Nothing. | Yok birşey. Hiç. | Stiletto-1 | 2008 | |
| That was definitely a look. | Bu farklı bir bakıştı. Bir şeyler ima ettiğin belli. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I forgot how you always make me feel like you're doing me a favor. | Her defasında bana kıyak yapıyormuş gibi hissettirdiğini unuttum. Her zaman bana iyilik yapıyor olmanın nasıl hissettirdiğini unutmuşum. | Stiletto-1 | 2008 | |
| What, are you gonna cry now? | Ne o, ağlayacakmısın şimdi? Ne, yoksa ağlayacak mısın? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Kevin asked about you again. | Kevin yine seni sordu. | Stiletto-1 | 2008 | |
| You and Vadalos. | Sen ve Vadalos. Seni ve Vadalos'u. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Says he hears things. | Birşeyler duyduğunu söyledi. Bir şeyler duyduğunu söylüyor. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I know something is up with you. | Seninle ilgili birşeyler olduğını biliyorum. Seninle bir ilgisi var biliyorum. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I can see it in your face. | Yüzünde görebiliyorum. Yüz ifaden seni ele veriyor. | Stiletto-1 | 2008 | |
| I'm gonna go back down to the limousine. | Ben tekrar Limuzine gidiyorum. Ben gidip limuzinde biraz daha ipucu arayacağım. | Stiletto-1 | 2008 | |
| You go down to the coroner's office. | Sen savcının ofisine git. Yargıcın ofisine uğramalısın. | Stiletto-1 | 2008 | |
| They got another one there. Looks like the same M.O. | Orada bir tane daha buldular. Aynı yönteme benziyor. Başka bir tane daha var. Diğeriyle aynı gibi gözüküyor. | Stiletto-1 | 2008 | |
| So. | Sonuçta... Peki. | Stiletto-1 | 2008 | |
| You gonna tell me what's going on and let me help you or not? | Sana yardım edebilmem için neler olduğunu bana anlatacakmısın? Bana olup biteni anlatıp sana yardım etmeme izin verecek misin, vermeyecek misin? | Stiletto-1 | 2008 | |
| Fine. | Güzel. İyi. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Leave your keys and lock the door on the way out. | Çıktığın zaman kapıyı kilitle ve anahtarları bırak. Çıkarken kapıyı kilitle ve anahtarlarını bırak. | Stiletto-1 | 2008 | |
| Look, I'm gonna fix it. | Sylvia, bunu düzelteceğim. Bak her şeyi halledeceğim. | Stiletto-1 | 2008 |