• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 155904

English Turkish Film Name Film Year Details
Have you got a minute? Zamanın var mı? Zamanin var mi? Zamanın var mı? Stay-1 2005 info-icon
Are any of these yours? Bunlardan birisi senin mi? Stay-1 2005 info-icon
Well, these are bad, so Bunlar kötü, o yüzden... Bunlar kotu, o yuzden... Bunlar kötü, o yüzden... Stay-1 2005 info-icon
Do you know that Tristan Reveur quote about bad art? ...Tristan Rêveur'ın kötü sanat eserleri ile ilgili sözünü biliyor musun? ...Tristan Rêveur'in kotu sanat eserleri ile ilgili sozunu biliyor musun? ...Tristan Rêveur'ın kötü sanat eserleri ile ilgili sözünü biliyor musun? Stay-1 2005 info-icon
lt's ''Bad art is more tragically beautiful than good art... "Kötü sanat trajik olarak iyi sanattan daha güzeldir... "Kotu sanat trajik olarak iyi sanattan daha guzeldir... "Kötü sanat trajik olarak iyi sanattan daha güzeldir... Stay-1 2005 info-icon
because it documents human failure.'' ...çünkü insan başarısızlığını belgeler." ...cunku insan basarisizligini belgeler." ...çünkü insan başarısızlığını belgeler." Stay-1 2005 info-icon
Why'd do you want to do it on Saturday? Neden cumartesi yapmak istiyorsun? Stay-1 2005 info-icon
lt's my 21st birthday. 21. yaş günüm. 21. yas gunum. 21. yaş günüm. Stay-1 2005 info-icon
l think the tradition is to go out and get drunk. Sanırım gelenek dışarı çıkmak ve sarhoş olmaktı. Sanirim gelenek disari cikmak ve sarhos olmakti. Sanırım gelenek dışarı çıkmak ve sarhoş olmaktı. Stay-1 2005 info-icon
Well, um, Tristan started a different tradition. Şey, Tristan başka bir gelenek başlattı. Sey, Tristan baska bir gelenek baslatti. Şey, Tristan başka bir gelenek başlattı. Stay-1 2005 info-icon
What did he do? Ne yaptı peki? Ne yapti peki? Ne yaptı peki? Stay-1 2005 info-icon
He died. Öldü. Oldu. Öldü. Stay-1 2005 info-icon
What about your parents? Peki ya ailen? Stay-1 2005 info-icon
What about 'em? Ne olmuş onlara? Ne olmus onlara? Ne olmuş onlara? Stay-1 2005 info-icon
Don't you think they care? Umursayacaklarını düşünmüyor musun? Umursayacaklarini dusunmuyor musun? Umursayacaklarını düşünmüyor musun? Stay-1 2005 info-icon
Do they live around here? Buralarda mı yaşıyorlar? Buralarda mi yasiyorlar? Buralarda mı yaşıyorlar? Stay-1 2005 info-icon
They're over in Mahlus Gardens. Mahlus Bahçeleri'nin üstündeler. Mahlus Bahceleri'nin ustundeler. Mahlus Bahçeleri'nin üstündeler. Stay-1 2005 info-icon
Mahlus Gardens Where is that? Mahlus Bahçeleri... Nerede o? Mahlus Bahceleri... Nerede o? Mahlus Bahçeleri... Nerede o? Stay-1 2005 info-icon
lt's a cemetery in Jersey. Jersey'de bir mezarlık. Jersey'de bir mezarlik. Jersey'de bir mezarlık. Stay-1 2005 info-icon
l thought you read the file. l'm sorry. Dosyayı okudun sanıyordum. Üzgünüm. Dosyayi okudun saniyordum. Uzgunum. Dosyayı okudun sanıyordum. Üzgünüm. Stay-1 2005 info-icon
l did. lt didn't mention that. Okudum. O kadar dikkatimi çekmemiş. Okudum. O kadar dikkatimi cekmemis. Okudum. O kadar dikkatimi çekmemiş. Stay-1 2005 info-icon
lt's a little out of date. Bu biraz geç kaldı. Bu biraz gec kaldi. Bu biraz geç kaldı. Stay-1 2005 info-icon
Do you have any other family? Başka bir ailen var mı? Baska bir ailen var mi? Başka bir ailen var mı? Stay-1 2005 info-icon
Girlfriend? Kız arkadaş? Kiz arkadas? Kız arkadaş? Stay-1 2005 info-icon
You talked to her? Onunla konuştun mu? Onunla konustun mu? Onunla konuştun mu? Stay-1 2005 info-icon
No, you're not talking to her. Hayır, onunla konuşmuyorsun. Hayir, onunla konusmuyorsun. Hayır, onunla konuşmuyorsun. Stay-1 2005 info-icon
l thought you were talking about this waitress... Kanal Caddesi'nin üstünde, eskiden gittiğim restorandaki... Kanal Caddesi'nin ustunde, eskiden gittigim restorandaki... Kanal Caddesi'nin üstünde, eskiden gittiğim restorandaki... Stay-1 2005 info-icon
in this diner l used to go to over on Canal Street. ...garson kızdan bahsediyorsun sanmıştım. ...garson kizdan bahsediyorsun sanmistim. ...garson kızdan bahsediyorsun sanmıştım. Stay-1 2005 info-icon
When she filled up my cup of coffee, she would ask me how l was doing. Kahvemi doldururken bana nasıl olduğumu falan sorardı. Kahvemi doldururken bana nasil oldugumu falan sorardi. Kahvemi doldururken bana nasıl olduğumu falan sorardı. Stay-1 2005 info-icon
Waitress things, you know. lt doesn't really constitute a girlfriend. Garson lafları, bilirsin. Asla bir kız arkadaşın yerini tutmaz. Garson laflari, bilirsin. Asla bir kiz arkadasin yerini tutmaz. Garson lafları, bilirsin. Asla bir kız arkadaşın yerini tutmaz. Stay-1 2005 info-icon
Did you ever get her name? Adını öğrendin mi peki? Adini ogrendin mi peki? Adını öğrendin mi peki? Stay-1 2005 info-icon
Yeah, it was Athena. Evet, Athena'ydı. Evet, Athena'ydi. Evet, Athena'ydı. Stay-1 2005 info-icon
l was gonna marry her. Onunla evlenecektim. Stay-1 2005 info-icon
You were gonna marry her? Onunla evlenecek miydin? Stay-1 2005 info-icon
Yeah. l bought her a ring and everything. Evet. Ona yüzük ve diğer her şeyi almıştım. Evet. Ona yuzuk ve diger her seyi almistim. Evet. Ona yüzük ve diğer her şeyi almıştım. Stay-1 2005 info-icon
lt looked just like the one that you got your girl. Tıpkı senin kız arkadaşına aldığına benziyordu. Tipki senin kiz arkadasina aldigina benziyordu. Tıpkı senin kız arkadaşına aldığına benziyordu. Stay-1 2005 info-icon
l didn't steal your ring, Henry, okay? l promise. Senin yüzüğünü çalmadım Henry. Tamam mı? Yemin ederim. Senin yuzugunu calmadim Henry. Tamam mi? Yemin ederim. Senin yüzüğünü çalmadım Henry. Tamam mı? Yemin ederim. Stay-1 2005 info-icon
Yeah, l lost it. Evet, ben kaybettim onu. Stay-1 2005 info-icon
Anyway, she's gone. Zaten, o öldü. Zaten, o oldu. Zaten, o öldü. Stay-1 2005 info-icon
She's gone? Yeah. Öldü mü? Evet. Oldu mu? Evet. Öldü mü? Evet. Stay-1 2005 info-icon
Or she's somewhere else? What do you mean? Ya da başka bir yere mi gitti? Ne demek istiyorsun? Ya da baska bir yere mi gitti? Ne demek istiyorsun? Ya da başka bir yere mi gitti? Ne demek istiyorsun? Stay-1 2005 info-icon
There is no somewhere else. Başka bir yer yok. Baska bir yer yok. Başka bir yer yok. Stay-1 2005 info-icon
He's not going to make it. Başaramayacak. Basaramayacak. Başaramayacak. Stay-1 2005 info-icon
lt's beautiful. No. Çok güzel. Hayır. Cok guzel. Hayir. Çok güzel. Hayır. Stay-1 2005 info-icon
lt's like the crap tourists buy on Fifth Avenue. Turistlerin 5. Bulvar'da satın aldıkları paçavralara benziyor. Turistlerin 5. Bulvar'da satin aldiklari pacavralara benziyor. Turistlerin 5. Bulvar'da satın aldıkları paçavralara benziyor. Stay-1 2005 info-icon
You talk with your student today? Mm hmm. Bugün şu öğrencin ile konuştun mu? Bugun su ogrencin ile konustun mu? Bugün şu öğrencin ile konuştun mu? Stay-1 2005 info-icon
Still wants to do it? Hâlâ yapmak istiyor mu? Stay-1 2005 info-icon
l don't feel right talking about it. Bunu konuşurken rahat değilim. Bunu konusurken rahat degilim. Bunu konuşurken rahat değilim. Stay-1 2005 info-icon
Talking about it with me, you mean. Demek istediğin, benimle konuşurken... Demek istedigin, benimle konusurken... Demek istediğin, benimle konuşurken... Stay-1 2005 info-icon
You stopped taking your pills. ...ilaçlarını almayı bırakmışsın. ...ilaclarini almayi birakmissin. ...ilaçlarını almayı bırakmışsın. Stay-1 2005 info-icon
l've been counting. You haven't taken one in weeks. Sayıyordum. Haftalardır bir tane bile almamışsın. Sayiyordum. Haftalardir bir tane bile almamissin. Sayıyordum. Haftalardır bir tane bile almamışsın. Stay-1 2005 info-icon
l don't need 'em anymore. Onlara artık ihtiyacım yok. Onlara artik ihtiyacim yok. Onlara artık ihtiyacım yok. Stay-1 2005 info-icon
Well, that's a decision we should've made together. Bu ikimizin birlikte alması gereken kararlardan biri olmalıydı. Bu ikimizin birlikte almasi gereken kararlardan biri olmaliydi. Bu ikimizin birlikte alması gereken kararlardan biri olmalıydı. Stay-1 2005 info-icon
l can't paint on meds. İlaç alırken çizemiyorum. İlac alirken cizemiyorum. İlaç alırken çizemiyorum. Stay-1 2005 info-icon
l can't. Çizemiyorum. Cizemiyorum. Çizemiyorum. Stay-1 2005 info-icon
Well, it makes me nervous. Bu beni ürkütüyor. Bu beni urkutuyor. Bu beni ürkütüyor. Stay-1 2005 info-icon
l'm not happy you did this in secret. Bunu bir sır olarak yapman beni mutlu etmiyor. Bunu bir sir olarak yapman beni mutlu etmiyor. Bunu bir sır olarak yapman beni mutlu etmiyor. Stay-1 2005 info-icon
Well, l'm not happy you're counting my pills in secret. Ben de senin benim haplarımı gizlice saymandan mutlu değilim. Ben de senin benim haplarimi gizlice saymandan mutlu degilim. Ben de senin benim haplarımı gizlice saymandan mutlu değilim. Stay-1 2005 info-icon
We have to trust each other. Birbirimize güvenmek zorundayız. Birbirimize guvenmek zorundayiz. Birbirimize güvenmek zorundayız. Stay-1 2005 info-icon
l can't make them disappear. Kaybolmalarını sağlayamam. Kaybolmalarini saglayamam. Kaybolmalarını sağlayamam. Stay-1 2005 info-icon
l wish l could. Keşke yapabilseydim. Keske yapabilseydim. Keşke yapabilseydim. Stay-1 2005 info-icon
l made you a promise. Sana bir söz verdim. Sana bir soz verdim. Sana bir söz verdim. Stay-1 2005 info-icon
l'll see you at home. Evde görüşürüz. Evde gorusuruz. Evde görüşürüz. Stay-1 2005 info-icon
Henry? Forgetting something? Henry? Bir şey unutmadın mı? Henry? Bir sey unutmadin mi? Henry? Bir şey unutmadın mı? Stay-1 2005 info-icon
What's the matter? You just called me Henry. Sorun ne? Beni Henry diye çağırdın. Sorun ne? Beni Henry diye cagirdin. Sorun ne? Beni Henry diye çağırdın. Stay-1 2005 info-icon
Baby, l think l know your name by now. Yeah, but you called me Henry. Bebeğim, sanırım adını şimdiye kadar biliyorumdur. Evet, ama beni Henry diye çağırdın. Bebegim, sanirim adini simdiye kadar biliyorumdur. Evet, ama beni Henry diye cagirdin. Bebeğim, sanırım adını şimdiye kadar biliyorumdur. Evet, ama beni Henry diye çağırdın. Stay-1 2005 info-icon
Sam, l know who you are. l promise. Sam, kim olduğunu biliyorum. Gerçekten. Sam, kim oldugunu biliyorum. Gercekten. Sam, kim olduğunu biliyorum. Gerçekten. Stay-1 2005 info-icon
Sorry. Üzgünüm. Uzgunum. Üzgünüm. Stay-1 2005 info-icon
Do you get nervous? Korkuyor musun? Stay-1 2005 info-icon
lt's a great part, but she should resist more. Harika bir parça; ama daha fazla direnmeli. Harika bir parca; ama daha fazla direnmeli. Harika bir parça; ama daha fazla direnmeli. Stay-1 2005 info-icon
She just takes his abuse and walks into the river. You should use that. Onun suçunu alıp nehre doğru yürüyor. Bunu kullanmalısın. Onun sucunu alip nehre dogru yuruyor. Bunu kullanmalisin. Onun suçunu alıp nehre doğru yürüyor. Bunu kullanmalısın. Stay-1 2005 info-icon
All without a fight. Can we come and see you? Kavgasız bir şekilde hepsini. Gelip sizi görebilir miyiz? Kavgasiz bir sekilde hepsini. Gelip sizi gorebilir miyiz? Kavgasız bir şekilde hepsini. Gelip sizi görebilir miyiz? Stay-1 2005 info-icon
Henry, that would be nice, wouldn't it? Yeah, Mom. Henry, bu çok güzel olurdu, değil mi? Evet anne. Henry, bu cok guzel olurdu, degil mi? Evet anne. Henry, bu çok güzel olurdu, değil mi? Evet anne. Stay-1 2005 info-icon
We could all go together. Hep beraber gidebiliriz. Stay-1 2005 info-icon
King's rook to E 3. Kale E 3'e. Stay-1 2005 info-icon
How's Lila? Lila nasıl? Lila nasil? Lila nasıl? Stay-1 2005 info-icon
She's good. Oh, l got something for her. İyi. Onun için bir şey aldım. İyi. Onun icin bir sey aldim. İyi. Onun için bir şey aldım. Stay-1 2005 info-icon
Mm hmm. Give me your hand. Elini ver. Stay-1 2005 info-icon
Congratulations. Thank you. Tebrikler. Teşekkürler. Tebrikler. Tesekkurler. Tebrikler. Teşekkürler. Stay-1 2005 info-icon
l hear she's a beautiful girl. Çok güzel bir kız olduğunu duyuyorum. Cok guzel bir kiz oldugunu duyuyorum. Çok güzel bir kız olduğunu duyuyorum. Stay-1 2005 info-icon
How long have you been carrying that around? Ne kadar zamandır yanında taşıyorsun onu? Ne kadar zamandir yaninda tasiyorsun onu? Ne kadar zamandır yanında taşıyorsun onu? Stay-1 2005 info-icon
A while. Bir süredir. Bir suredir. Bir süredir. Stay-1 2005 info-icon
The fear to go away, l guess. Korkunun gitmesi için sanırım. Korkunun gitmesi icin sanirim. Korkunun gitmesi için sanırım. Stay-1 2005 info-icon
How do l know she won't try again? Tekrar denemeyeceğini nasıl bilebilirim? Tekrar denemeyecegini nasil bilebilirim? Tekrar denemeyeceğini nasıl bilebilirim? Stay-1 2005 info-icon
You don't know, Sam. Bilemezsin Sam. Stay-1 2005 info-icon
Does she make you happy? Seni mutlu ediyor mu? Stay-1 2005 info-icon
Well, here's something that won't. İşte seni mutlu etmeyecek bir şey. İste seni mutlu etmeyecek bir sey. İşte seni mutlu etmeyecek bir şey. Stay-1 2005 info-icon
Knight to C 3. Check. At C 3'e. Şah. At C 3'e. Sah. At C 3'e. Şah. Stay-1 2005 info-icon
Do you remember the dream of the burning boy referred to by Freud? Freud ile alakalı olan şu yanan çocuğun rüyasını hatırlıyor musun? Freud ile alakali olan su yanan cocugun ruyasini hatirliyor musun? Freud ile alakalı olan şu yanan çocuğun rüyasını hatırlıyor musun? Stay-1 2005 info-icon
Vaguely. Vaguely meaning no? Hayal meyal. Yani hayır mı? Hayal meyal. Yani hayir mi? Hayal meyal. Yani hayır mı? Stay-1 2005 info-icon
Right. Yeah. Doğru. Evet. Dogru. Evet. Doğru. Evet. Stay-1 2005 info-icon
Well, he describes a man whose child is dying. Çocuğu ölen bir adamı tasvir ediyor. Cocugu olen bir adami tasvir ediyor. Çocuğu ölen bir adamı tasvir ediyor. Stay-1 2005 info-icon
The father sits by the boy's bed night after night... Baba her gece çocuğun yatağının yanında oturuyor... Baba her gece cocugun yataginin yaninda oturuyor... Baba her gece çocuğun yatağının yanında oturuyor... Stay-1 2005 info-icon
and after the boy is dead, they give him a wake. ...ve çocuk öldükten sonra, ona ölüyü beklerken verilen ziyafeti hazırlıyorlar. ...ve cocuk oldukten sonra, ona oluyu beklerken verilen ziyafeti hazirliyorlar. ...ve çocuk öldükten sonra, ona ölüyü beklerken verilen ziyafeti hazırlıyorlar. Stay-1 2005 info-icon
And they set up a circle of candles around the boy's body. Ve çocuğun bedeninin etrafına mumlar ile bir çember hazırlıyorlar. Ve cocugun bedeninin etrafina mumlar ile bir cember hazirliyorlar. Ve çocuğun bedeninin etrafına mumlar ile bir çember hazırlıyorlar. Stay-1 2005 info-icon
And the father's exhausted. He falls asleep. Ve baba yorgunluktan uyuyakalıyor. Ve baba yorgunluktan uyuyakaliyor. Ve baba yorgunluktan uyuyakalıyor. Stay-1 2005 info-icon
And he dreams that his son is standing beside him... Rüyasında oğlunun yanında durduğunu... Ruyasinda oglunun yaninda durdugunu... Rüyasında oğlunun yanında durduğunu... Stay-1 2005 info-icon
holding his arm and whispering... ...kolunu tuttuğunu ve şunları fısıldadığını görüyor: ...kolunu tuttugunu ve sunlari fisildadigini goruyor: ...kolunu tuttuğunu ve şunları fısıldadığını görüyor: Stay-1 2005 info-icon
''Father, can't you see that l'm burning?'' "Baba, yandığımı görmüyor musun?" "Baba, yandigimi gormuyor musun?" "Baba, yandığımı görmüyor musun?" Stay-1 2005 info-icon
You have a visitor? Henry. Bir ziyaretçin mi var? Henry. Bir ziyaretcin mi var? Henry. Bir ziyaretçin mi var? Henry. Stay-1 2005 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 155899
  • 155900
  • 155901
  • 155902
  • 155903
  • 155904
  • 155905
  • 155906
  • 155907
  • 155908
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact