Search
English Turkish Sentence Translations Page 15501
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
...but the blind can see. | ...ama körler görebilir. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I am invisible. Where am I? | Ben görünmezim. Neredeyim söyle bakalım? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I think he's gonna kill someone. | Galiba birisini öldürecek. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Hey, no! Not the boys! | Hayır! Erkeklere saldırma! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Wait a second... the Swedish guy who thinks he's a German! | Durun durun...İsviçreli kendini Alman sanıyor! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
It is my wife's favorite finger! Please get it back now! | Karımın en sevdiği parmaktı o! Lütfen geri getirin onu! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
It's over there! Don't hurt him! | Şurada işte! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Somebody, just let the bird out! Please! Just let him out! | Birisi kuşu çıkmasına yardım etsin! Lütfen! Bırakın dışarı çıksın! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
You, stop! Don't move or I'm gonna kill you. | Sen, dur orada! Sakın kıpırdama yoksa seni gebertirim. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Great dinner! Let's go get Julie! | Güzel bir yemekti! Hadi gidip Julie'yi bulalım! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Don't you die on me! | Sakın öleyim deme! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
There's a way to read that that's actually positive. | Okuduklarını olumlu olarak görebileceğin bir tarafı var aslında. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
"Tim, have a ni..." | "Tim, sana..." | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I messed up. Want to hear something pathetic? | Ben mahvettim. Acınacak bir şey duymak ister misin? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
God, yeah. | Hem de nasıl. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
So that Julie would think that I was good enough for her. | Bu sayede Julie'ye ona göre biri olduğumu düşündürtecektim. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
So stupid. I couldn't believe that someone so amazing | Ne kadar aptalım. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
You know what I care about? Her. | Asıl önemsediğim şey ne biliyor musun? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
She's the greatest thing in my life, and I blew it. God, I'm an idiot. | O hayatımdaki en önemli şey ve ben her şeyi mahvettim. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Kieran... Julie, I will handle this. | Kieran... Julie, bu işi bana bırak. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
But Tim got there first. | Ama Tim senden önce davrandı. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
People can die of broken hearts. | İnsanlar kalp kırılması yüzünden ölebiliyor. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
And because of that... you may see Julie no more. | Ve bu yüzden... Julie'yi bir daha göremezsin. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
You may talk to Julie no more. | Julie ile bir daha konuşamazsın. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
and he understands it's purely professional. | ...ve bunun tamamen profesyonelliğe dayalı bir ilişki olduğunu anladı. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Burn it to ashes. ...burn this world to ashes. | Bu dünyayı yakar bitiririz. ...bu dünyayı yakar bitirirsiniz. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
There goes my museum show. Welcome to my world. | Müze sergisi işim gitti gider. Benim dünyama hoş geldin. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Don't stop asking. | Sormaktan vazgeçme. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
You are a wise man, my friend. As are you. | Sen, bilge bir adamsın arkadaşım. Sen de öyle. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Au revoir Julie. Au revoir Tim. | Hoşça kal Julie. Hoşça kal Tim. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
We're gonna be so happy together! | Birlikte çok mutlu olacağız! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Tim lost his job, but the two of us remain best friends. | Tim işini kaybetti, ama ikimiz hep yakın dostlar olarak kaldık. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
He asked me to collaborate with him, | Bana işbirliği önerdi... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
and we showed our work ah' over the world... | ...çalışmalarımızı tüm dünyada sergiledik... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Morgan Freeman. | Morgan Freeman. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Tim went on to help Martin Mueller convert his munitions factory | Tim, Martin Mueller'e cephane fabrikasını Martin Mueller... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
into the Martin Mueller Museum of Modem Art... | ...Modern sanat Müzesi'ne dönüştürmesine yardımcı oldu. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
She had me play detective, and she left all of these clues. | Beni dedektif yaptı ve bazı ipuçları bıraktı. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
And you know what? | Bilin bakalım ne oldu? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I found it. | Hepsini buldum. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Therman wrote a new book. | BU KİTABI OKUMANI BEN SAĞLADIM! Therman yeni bir kitap yazdı. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
And it is very popular in some circles. | Ve bazı çevrelerde çok beğeni kazandı. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I guess it's true what they say... "A mind is a terrible thing. " | Galiba dedikleri doğruymuş, "Zihin, korkunç bir şeydir." | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Oh, yeah, as for Tim and Julie... Well, Julie finally said yes. | Ah evet, Tim ve Julie'ye gelirsek... Julie sonunda evet dedi. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
They went to Paris for the honeymoon. | Balayı için Paris'e gittiler. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I waited around to surprise them, but it never felt like the right time. | Onlara sürpriz yapmak için bekledim durdum ama doğru anı hiç bulamadım. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
They both got curated.. | Her ikisi de organize oldular... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
...several times. | ...bir çok kez hem de. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Oh, yeah... Fenders company went out of business. | Ha bu arada...Fender'in şirketi battı. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
It smells like cabbage on this floor. 1 | Bu kat leş gibi lahana kokuyor. Bu kat leş gibi lahana kokuyor. | Dinner for Schmucks-3 | 2010 | ![]() |
I didn't mean to. it's like you set up camp, | İsteyerek yapmadım. | Dinner for Schmucks-3 | 2010 | ![]() |
You cry like a little baby. | Küçük bir bebek gibi ağlıyorsun. | Dinner for Schmucks-3 | 2010 | ![]() |
Martha told you. No, she did not. | Martha mı söyledi? Hayır, o söylemedi. | Dinner for Schmucks-3 | 2010 | ![]() |
80 millions years ago, two dinosaurs, | 80 milyon yıl önce, iki dinozor, 80 milyon yıl önce, iki dinozor, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
a crested Protoceratops and sharp clawed Velociraptor, | bir Crested Protoceratops ve Sharp Clawed Velociraptor, bir Crested Protoceratops ve Sharp Clawed Velociraptor, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
fought to the death. | ölümüne savaşıyorlar. ölümüne savaşıyorlar. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Somehow, as they died in the sands of the Gobi desert, | Bir şekilde, onlar Gobi çölünün kumları arasında ölmüşlerdi, Bir şekilde, onlar Gobi çölünün kumları arasında ölmüşlerdi, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
their battle was frozen in time. | onların savaşı buzul zamanlarındaydı. onların savaşı buzul zamanlarındaydı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
The Velociraptor flat on its back, | Velociraptor' un sırtı düzdü, Velociraptor' un sırtı düzdü, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
its clawed arm caught in the jaws of the Protoceratops. | Onun pençeli kolu, Protoceratop' sun çenesine yakalanmıştı. Onun pençeli kolu, Protoceratop' sun çenesine yakalanmıştı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
An extraordinary fossil. | Olan üstü bir fosil. Olan üstü bir fosil. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
A mysterious glimpse of life and death in the age of dinosaurs. 1 | Gizemli bir yaşam bakış ve dinozorlar çağında ölüm. 1 Gizemli bir yaşam bakış ve dinozorlar çağında ölüm. 1 | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
For more than 150 million years, | 150 milyon yıldan fazla, 150 milyon yıldan fazla, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
dinosaurs roamed every corner of the planet. | dinozorlar gezegenin her köşesini gezdiler. dinozorlar gezegenin her köşesini gezdiler. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Only a very few left evidence of their existence, | Sadece az sayıda kanıt onların varlığını ispatlıyor, Sadece az sayıda kanıt onların varlığını ispatlıyor, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
their fossilized bones. | onların fosilleşmiş kemikleri onların fosilleşmiş kemikleri | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
And those bones never sees to fascinate us. | ve bu kemikleri görmek bizi büyülüyor.. ve bu kemikleri görmek bizi büyülüyor.. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Dinosaurs came in amazing shapes and sizes. | Dinozorlar inanılmaz şekil ve boyutlardaydı. Dinozorlar inanılmaz şekil ve boyutlardaydı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Some were the largest animals ever to walk the Earth. | Åimdiye kadar onlar bu dünyada yürüyen en büyük hayvanlar. Şimdiye kadar onlar bu dünyada yürüyen en büyük hayvanlar. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Paleontologists, the scientists, who study prehistoric life, | Paleontologlar, kimi Prehistorik yaşamı inceleyen bilim adamları, Paleontologlar, kimi Prehistorik yaşamı inceleyen bilim adamları, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
are discovering more dinosaurs now, than ever before. | daha öncekinden daha fazla dinozor, keşfediyorlar artık. daha öncekinden daha fazla dinozor, keşfediyorlar artık. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
And this fossil evidence is allowing them to reconstruct | ve bu fosiller delil oluyor onların yeniden izini sürmemizde. ve bu fosiller delil oluyor onların yeniden izini sürmemizde. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
not only their strange skeletons, | sadece o fosiller değil değişik iskeletlerde, sadece o fosiller değil değişik iskeletlerde, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
but also their lives. | onların yaşamlarını gösteriyor. onların yaşamlarını gösteriyor. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
An example is this gigantic long necked plant eater, | Bir örnek bu dev uzun bacaklı ot obur, Bir örnek bu dev uzun bacaklı ot obur, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
known as Seismosaurus. | Seismosaurus olarak bilinir. Seismosaurus olarak bilinir. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Found in New Mexico, | New Mexico' da bulundu, New Mexico' da bulundu, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
it lived during the Jurassic Period, | Jura zamanında yaşamış, Jura zamanında yaşamış, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
150 millions years ago, | 150 milyon yıl önce. 150 milyon yıl önce. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
when many dinosaurs grew to unprecedented size. | Bir çok dinozor büyüdüğünde devasa ölçülere ulaşmaktadır. Bir çok dinozor büyüdüğünde devasa ölçülere ulaşmaktadır. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Seismosaurus means "earth shaking lizard", | Seismosaurus anlamına gelen. "Toprağı sallayan kertenkele", Seismosaurus anlamına gelen. "Toprağı sallayan kertenkele", | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
and there's no doubt, | ve hiç şüphesiz ki... ve hiç şüphesiz ki... | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
that their footsteps echoed across the Jurassic landscape. | Onların ayak sesleri Jurassic zamanında yankılanmıştı. Onların ayak sesleri Jurassic zamanında yankılanmıştı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Measuring 110 feet from nose to tail, | Burnundan kuyruğuna kadar 33,5 m. olan Burnundan kuyruğuna kadar 33,5 m. olan | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
it is one of the longest dinosaurs ever discovered. | bu güne kadar keşfedilmiş en uzun dinozor uzunluğudur. bu güne kadar keşfedilmiş en uzun dinozor uzunluğudur. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Strangely, when it was excavated, | ne gariptir ki, kazı çalışmalarında, ne gariptir ki, kazı çalışmalarında, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
some 240 smooth, round stones were found | 240 pürüzsüz yuvarlak taş bulundu, 240 pürüzsüz yuvarlak taş bulundu, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
in and around its huge stomach cavity. | ve devasa mide boşluğu etrafındaydı bunlar. ve devasa mide boşluğu etrafındaydı bunlar. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Some scientists believe, | Bazı bilim adamları, Bazı bilim adamları, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Seismosaurus swallowed stones to help its digestion. | Seismosaurus yuttuğu bu taşların sindirimine yardımcı olduğunu düşünüyorlardı. Seismosaurus yuttuğu bu taşların sindirimine yardımcı olduğunu düşünüyorlardı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Others say, that finding the stones | diğerleri ise, bulunan taşların diğerleri ise, bulunan taşların | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
was a coincidence, that they were part of the riverbed, | nehir yatağının parçası olduğu,ve tesadüf eseri nehir yatağının parçası olduğu,ve tesadüf eseri | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
where Seismosaurus was found. | Seismosaurus bulunduğu yerde olduğuydu. Seismosaurus bulunduğu yerde olduğuydu. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Seismosaurus weighed over 30 tons, | Seismosaurus ağarlığı 30 tondan fazladır. Seismosaurus ağarlığı 30 tondan fazladır. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
as much as 8 elephants. | bu yaklaşık 8 filden fazla yapıyor. bu yaklaşık 8 filden fazla yapıyor. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
It must have consumed hundreds of pounds | Bu da bize yüzlerce ton bitkiyi Bu da bize yüzlerce ton bitkiyi | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
of vegetation every day. | her gün tükettiğini gösteriyor. her gün tükettiğini gösteriyor. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Sometimes scientists can even learn, what dinosaurs ate. | Bazen bilim adamları yanlış anlayabiliyor dinozorların yeme alışkanlıklarını. Bazen bilim adamları yanlış anlayabiliyor dinozorların yeme alışkanlıklarını. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
From clues they left behind in their fossilized dung. | İp uçları sadece fosillerinin içinde bıraktıkları tezeklerdir. İp uçları sadece fosillerinin içinde bıraktıkları tezeklerdir. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Dinosaurs were first discovered in Europe and America. | Dinozorlar ilk olarak Avrupa ve Amerika da bulundular. Dinozorlar ilk olarak Avrupa ve Amerika da bulundular. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |