Search
English Turkish Sentence Translations Page 151889
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Sound off. Luke? Ho. | Ses kontrol. Luke? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Chewie? Erm, me. | Chewie? Ben. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Leia? Yes, Tim... Han. | Leia? Evet, Tim... Han. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Jabba? Is Jabba the princess? | Jabba? Jabba prenses olan mı? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
(AIl) Yeah. Here! | Evet. Burada! | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
OK. (Breathes deeply) Let's go get Colin. | Pekala. Hadi gidip Colin'i alalım. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Come back in one piece. | Tek parça dön. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
You know what piece I mean. | Hangi parçadan bahsettiğimi biliyorsun. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
OK, this is it, people. None of us have ever done anything like this before, | Pekala millet. Hiçbirimiz daha önce böyle birşeye kalkışmadık... | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
apart from Mike who, as we all know, once stole a tank and tried to invade Paris. | ...bi keresinde tank çalıp Paris'i kuşatmaya çalışan Mike hariç tabi ki. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Hello. We're through the looking glass here, OK? | Selam. Burada ciddi bir iş yapıyoruz, tamam mı? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
We've been given a responsibility and if we don't do this, nobody else will. | Bir sorumluluğumuz var ve biz yapmazsak başka kimse yapmayacak. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Good luck, and I'll see you at the Beech. | İyi şanslar, Beech'te görüşürüz. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Oo ooh! What are you doing? | Ne yapıyorsun? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Erm, excuse me. | Pardon. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
OK, this is it. Stand guard. If it gets pear shaped, just go. | Tamam işte geldik. Burada bekleyin. Boka sararsa gidin. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Good luck. You too, Princess. | İyi şanslar. Sana da prenses. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
You must get terrible headaches looking at the screens all day long. | Bütün gün bu ekranlara bakmaktan dolayı başın çok ağrıyordur. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Oh, it's all right, really. | Sorun olmuyor, gerçekten. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
I find if I keep a little bottle of eye drops handy, | Yanımda biraz göz damlası olunca... | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
it's not too bad, really. | ...o kadar da kötü olmuyor. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
You should get one of those eye masks with the cooling gel in. I find them very soothing. | Göz maskesi alman lazım, şu içerisinde rahatlatıcı jel olandan. Bence işe yarar. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Oh, that sounds nice, yeah. | Kulağa hoş geliyor. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
What if they set the dogs on us? | Ya köpekleri üzerimize salarlarsa? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Don't worry, Twist. We trap 'em. Ahh ah, ahh ah, ahh ah! | Merak etme, Twist. Onları tuzağa düşürürüz. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Shh! Sorry. | Özür dilerim. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
I'm risking a lot being here, you know. | Biliyorsun burada olmakla hayatımı riske atıyorum. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
You're only doing it cos you fancy Chewie. | Chewie için buradasın. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Brian?! Yeah. | Brian mı? Evet. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
You stay back, OK, I'm coming in. | Geri çekil, geliyorum. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Italian make, 9mm parabellum, 13 in the clip, one in the spout. | Italyan yapım, 9mm mermiler, 13 tane şarjörde, bi tane gözde. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Kill zone. Feel that. | Ölüm bölgesi. Hisset. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
That, my friend, will mash up through the engine block of a Fiat Uno, no problem. | Bir Fiat Uno'nun motorunu delip geçer dostum, hiç sorun olmaz. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
How's it feel? It's so cold. | Nasıl? Çok soğuk. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
You're always wiggling your arse when he's around. | O etraftayken hep kıçını oynatıyorsun. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
I do not! You do, I've seen you. | Yapmıyorum! Evet, seni gördüm. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Yes, well, what about you and "Han"? | Tamam, peki sen ve "Han"? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
What about me and Tim? | Ne olmuş ben ve Tim'e? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Run! Colin! | Koşun! | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Er, 14 across, three letters "To walk at speed, manage or oversee." | Soldan sağa 14, üç kelime: "Hızlı yürüme." | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Run! Bye. | Koşun! | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
We're stuck! Do something with it. | Sıkıştık! Bir şeyler yap. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
No, you're all right, Officer. Must have been a fox or something set off the motion sensors. | Hayır, sorun değil komiserim. Tilki veya onun gibi bir şey hareket algılayıcıların önünden geçmiş olmalı. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
No, everything's fine. You stay where you are. | Hayır, herşey yolunda. Gelmenize gerek yok. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
There you go. There's, erm, a bit of a knack to it. | Tamamdır. Biraz ustalık gerektiriyor. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
It was you who sent the letter, wasn't it? | Mektubu yollayan sendin, değil mi? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Well, Eldridge left one of the Portakabins open last week. | Eldridge geçen hafta kabinlerden birini açık bırakmış. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
I couldn't believe it, all those little animals in cages. | O kadar hayvanı kafeslerde görünce inanamadım. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
I'd never have taken the job if I knew what he was up to, but... | Böyle bir şeyin peşinde olduğunu bilseydim işi kabul etmezdim, ama... | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
I knew he'd clean away any evidence if I went through the official channels, | Gereken yerlere başvuracak olsaydım kanıtları temizleyeceğini biliyordum. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
and when Colin arrived, I saw my chance. | Ve Colin geldiğinde, bir şansım olduğunu farkettim. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
See, I... I've always been a bit of a yes man, you see. | Görüyorsunuz ki ben biraz iyiliksever bir adamım. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
(AIl) Have you? | Öyle misin? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Yeah. So I thought it was time I just stood up and said no. | Artık bunlara dur demenin vakti gelmişti. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Aren't you worried about getting in trouble with the police, being involved in a break in? | Bizim kaçmamıza yardım ettiğin için polisle başın belaya girebilir. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
It won't look very good on your permanent record, will it? | Sicilin için pek iyi olmaz, değil mi? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
There's not much I can do about that, is there? | Bu konuda yapacağım bir şey yok. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Wait a minute, everyone. I've got an idea. | Bekleyin bir dakika. Bir fikrim var. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
There you go it wasn't your fault, we beat you up. | İşte bu. Senin suçun değildi, biz seni dövdük. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Hey, I suppose I'd better call the police, then, eh? | Sanırım polisi arasam iyi olacak. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
You lot had better get off. Right. | Artık gitseniz iyi olacak. Haklısın. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Colin says thanks. "Thanks!" | Colin teşekkür ediyor. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Daisy, look at this. | Daisy, şuna bak. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
"Scientist James Eldridge, wanted by police for his involvement in an illegal laboratory, | "Polis tarafından aranan, yasal olmayan bir laboratuar işleten bilim adamı... | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
is missing today." | ...James Eldridge kayıp." | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
"Eldridge, whose nefarious dealings may have earnt him in excess of �250,000, | "Kötücül planlarıyla bu güne kadar 250,000 pound kazandığı düşünülen Eldridge... | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
was last seen on Tuesday near Hampstead Heath." | ...en son salı günü Hampstead Heath yakınlarında görüldü." | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Close to the meat, Hampstead Heath. | Ete yakın, Hampstead Heath. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
He roams wild on Hampstead Heath, Hampstead Heath. | Hampstead Heath'te vahşice geziniyor. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
Is anyone there? (Snarling) | Kimse var mı? | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
I can assure you, this isn't the least bit amusing. | Seni temin ederim bu hiçte komik değil. | Spaced Chaos-1 | 1999 | ![]() |
'Happy birthday, darling. I thought I'd catch you. | Mutlu yıllar, canım. Umarım seni yakalayabilmişimdir. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
'It's such a shame I won't see you | Seni göremeyecek olmam büyük utanç... | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
'but I'm really hoping you'll come to Auntie Irene's 40th. | ...ama umuyorum teyzen Irene'nin 40. yaş gününe geleceksin. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
'It'll probably be the 15th now. 0h, no. | Muhtemelen ayın 15'inde. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
'The 23rd of this month. | Hayır ayın 23'ünde. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
'Not this month now, this month coming. So...next month. | Bu ay değil, zaten bu ayın içindeyiz. Yani gelecek ay. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
'So let me know. Aunt Susie's out of hospital, such a relief. | Bu arada haberin olsun, teyzen Susie hastaneden çıktı. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
'It was going to be today...' (Colin yelps ) | Bu gün çıkacaktı ama dün çıktı. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
'..and it was yesterday, I thought you'd want to know.' | Bilmek istersin diye düşündüm. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
For my birthday song. | Doğum günü şarkısı için. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
0h, is it your birthday? | Bu gün senin doğum günün mü? | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
How are you feeling this morning? | Bu sabah nasılsın? | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
Very rough, actually. | Boktan. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
I swear to God I will never drink again until lunchtime. | Tanrı'ya yemin olsun bir daha içki içmeyeceğim, öğle yemeğine kadar. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
Very wise. Hmm. | Çok akıllıca. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
So how does it feel to be 26? | Pekala, 26 olmak nasıl hissettiriyor? | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
Bit gassy. Well, getting old. | Biraz gazlı. Yaşlanıyorsun. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
You'd be dead in four years, if this was Logan's Run. | Eğer bu Logan's Run olsaydı dört yıl içinde ölmüş olacaktın. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
That'd be terrible. I'd look a twat in a jumpsuit. | Kötü olurdu. Paraşüt elbisesinin içindeki bir karacahil gibi olurdun. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
Don't say that. That's a word that hates women. | Öyle söyleme. Kadınlar o kelimeden nefret eder. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
Twat? No, jumpsuit. | Karacahil mi? Hayır, paraşüt elbisesi. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
Aaaah! Look. 0h, my God! What's in the fridge? | Şuraya bakın. Aman Tanrım! Dolapta ne var böyle? | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
Don't you like it? I love it. | Sevmedin mi? Sevdim. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
Anyway, happy birthday, pickle. | Herneyse, mutlu yıllar. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
I'm gonna do a wee. | Tuvalete gideceğim. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
0h, God. Hi, Sophie. I forgot you were here. | Selam, Sophie. Burada olduğunu unutmuşum. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
So, you got anything special planned? | Özel bir şey planladın mı? | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
I think we're going out for dinner, | Sanırım yemeğe çıkacağız, bilirsin işte. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |
you know. That'll be nice. | İyi olur. | Spaced Dissolution-1 | 2001 | ![]() |