Search
English Turkish Sentence Translations Page 150960
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| So what's this all about, Finn? | Bütün bunlar neden Finn? | Sniper 3-2 | 2004 | |
| How does it all end here? | İşler nasıl bu hale geldi? Isler nasïI bu hale geldi? | Sniper 3-2 | 2004 | |
| It's about Stevie York. | Stevie York'la ilgili. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| You remember Stevie, don't you? | Stevie'yi hatırlıyorsun, değil mi? Stevie'yi hatïrlïyorsun, degil mi? | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Say hello to Stevie York. What the hell's he doing here? | Stevie York'la tanış. Onun burada ne işi var? Stevie York'la tanïs. Onun burada ne isi var? | Sniper 3-2 | 2004 | |
| The AP photographer? | AP fotoğrafçısı mı? AP fotografçïsï mï? | Sniper 3-2 | 2004 | |
| It's about Stevie and me and Avery. | Stevie, Avery ve benimle ilgili. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| And Gaylor. | Ve Gaylor'la. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| John Gaylor, the senator? Soon to be president, some say. | Senatör John Gaylor mu? Bazıları yakında başkan olacağını söylüyor. Senatör John Gaylor mu? Bazïlarï yakïnda baskan olacagïnï söylüyor. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| What about Stevie York? He filmed it all. | Ne olmuş Stevie York'a? Her şeyi kaydetti. Ne olmus Stevie York'a? Her seyi kaydetti. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| We were higher than kites. | Kafayı bulmuş, uçuyorduk. Kafayï bulmus, uçuyorduk. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Smoking and hunting for three days without sleep. | Üç gün boyunca hiç uyumadan tüttürdük ve avlandık. Üç gün boyunca hiç uyumadan tüttürdük ve avlandïk. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| There was nine of them. | Dokuz kişilerdi. Dokuz kisilerdi. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Six men and three women. | Altı erkek ve üç kadın. Altï erkek ve üç kadïn. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| When it was done, we started getting paranoid. | Olanlar olunca paranoyaklaşmaya başladık. Olanlar olunca paranoyaklasmaya basladïk. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| We'd make York destroy the film. | York'un filmi yok etmesini sağladık. York'un filmi yok etmesini sagladïk. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Gaylor and Avery kept getting more and more psycho on me. | Gaylor ve Avery benden rahatsız olmaya başladılar. Gaylor ve Avery benden rahatsïz olmaya basladïlar. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| So we made a pact, the three of us. | Sonunda üçümüz bir anlaşma yaptık. Sonunda üçümüz bir anlasma yaptïk. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| And then we killed Stevie and made it look like the NVA did it. | Sonra Stevie'yi öldürüp NVA yapmış gibi gösterdik. Sonra Stevie'yi öldürüp NVA yapmïs gibi gösterdik. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| So what now, Tommy? What's our next move? | Şimdi ne olacak Tommy? Bundan sonra ne yapacaksın? Simdi ne olacak Tommy? Bundan sonra ne yapacaksïn? | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Tell you what. You could just walk out of here and go home. | Bak ne diyeceğim. Buradan çıkıp eve gidebilirsin. Bak ne diyecegim. Buradan çïkïp eve gidebilirsin. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Lf I leave, the cop goes with me. Go, get out, Beckett! | Eğer gidersem polis de benimle gelir. Defol git Beckett! Eger gidersem polis de benimle gelir. Defol git Beckett! | Sniper 3-2 | 2004 | |
| You know I can't let that happen. | Buna izin veremeyeceğimi biliyorsun. Buna izin veremeyecegimi biliyorsun. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| You're going to have to kill me. | Beni öldürmen gerekecek. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| The only way I see it from here is to kill him. What's your old saying? | Tek çarem onu öldürmek. Sen hep şöyle demez miydin? Tek çarem onu öldürmek. Sen hep söyle demez miydin? | Sniper 3-2 | 2004 | |
| "One shot, one kill. " | ''Bir atışta hedefi vurmak lazım.'' "Bir atïsta hedefi vurmak lazïm. " | Sniper 3-2 | 2004 | |
| How about, one shot, two kills? A million to one. | Bir atışta iki hedef vurmaya ne dersin? Milyonda bir. Bir atïsta iki hedef vurmaya ne dersin? Milyonda bir. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Isn't that what they used to say? Do it. They're gonna kill me anyway. | Öyle demiyorlar mıydı? Ateş et hadi. Beni zaten öldürecekler. Öyle demiyorlar mïydï? Ates et hadi. Beni zaten öldürecekler. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| He's right, Tommy. Take your best shot. | Doğru söylüyor Tommy. En iyi atışını yap. Dogru söylüyor Tommy. En iyi atïsïnï yap. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| The digitorum tendon flexes and extends the finger. | Digitorum tendonu parmağı oynatmaya yarar. Digitorum tendonu parmagï oynatmaya yarar. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Time's running out for one of us. | İkimizden biri için vakit doluyor. Ikimizden biri için vakit doluyor. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Come on, Tommy, make your move! | Hadi Tommy, kıpırda! Hadi Tommy, kïpïrda! | Sniper 3-2 | 2004 | |
| They say you're the Mongoose. | Sana firavun faresi diyorlar. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| The Mongoose. | Firavun faresi. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| It's an old Vietnamese folk tale. | Eski bir Vietnam masalı. Eski bir Vietnam masalï. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| When God created the Cobra, he made him king. | Tanrı Kobra'yı yarattığında onu kral yapmış. Tanrï Kobra'yï yarattïgïnda onu kral yapmïs. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| As time passed, the Cobra became so powerful he thought he was God. | Zaman geçtikçe Kobra o kadar güç kazanmış ki kendini Tanrı sanmış. Zaman geçtikçe Kobra o kadar güç kazanmïs ki kendini Tanrï sanmïs. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| So God created the Mongoose to take his power away. | Tanrı da, onun gücünü elinden almak için firavun faresini yaratmış. Tanrï da, onun gücünü elinden almak için firavun faresini yaratmïs. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Whatever you want. You have the power now. | Ne istersen yaparlar. Artık güç sende. Ne istersen yaparlar. Artïk güç sende. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| You're kidding me. | Şaka yapıyorsun. Saka yapïyorsun. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| It's true, I told you. They're just kids. Kids do anything. | Bu doğru, söyledim ya. Onlar sadece çocuk. Çocuklar her şeyi yapar. Bu dogru, söyledim ya. Onlar sadece çocuk. Çocuklar her seyi yapar. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| There's a Colonel McKenna. | Albay McKenna diye biri var. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Colonel Dan McKenna. Military Intelligence. | Albay Dan McKenna. Askeri istihbarattan. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| He's stationed at the Pentagon in Washington DC. | Washington DC'de Pentagon'da çalışıyor. Washington DC'de Pentagon'da çalïsïyor. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| I want you to contact him and only him. | Onunla, ama sadece onunla temasa geçmeni istiyorum. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Tell him what happened here. | Ona burada olanları anlat. Ona burada olanlarï anlat. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Tell him I'll need a dust off in two days... | İki gün sonra Kampong ve Mekong nehirlerinin... Iki gün sonra Kampong ve Mekong nehirlerinin... | Sniper 3-2 | 2004 | |
| where the Kampong and Mekong rivers meet in Cambodia. | Kamboçya'da birleştikleri yere gelip beni alsınlar. Kamboçya'da birlestikleri yere gelip beni alsïnlar. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Why not come back with me? | Neden benimle dönmüyorsun? | Sniper 3-2 | 2004 | |
| They'll be looking for me in the Nam. | Vietnam'da beni arıyorlardır. Vietnam'da beni arïyorlardïr. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| I think it's safer for me if I DD across the border into Cambodia. | Bence Kamboçya'ya geçmem daha güvenli. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Can you ask them that? | Onlardan bunu isteyebilir misin? | Sniper 3-2 | 2004 | |
| You trust me to do this? | Bu konuda bana güveniyor musun? | Sniper 3-2 | 2004 | |
| If in two days I get there, and there's not a chopper to evac me out... | İki gün sonra oraya ulaşır da beni alacak helikopter bulamazsam... Iki gün sonra oraya ulasïr da beni alacak helikopter bulamazsam... | Sniper 3-2 | 2004 | |
| then I'll guess I was wrong about you. | senin hakkında yanılmışım demektir. senin hakkïnda yanïlmïsïm demektir. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| You're one hell of a shot. | Müthiş bir nişancısın. Müthis bir nisancïsïn. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| In breaking news today, it was learned that Senator John Gaylor from Texas... | Bugün beklenmedik bir gelişme oldu. Teksaslı Senatör John Gaylor... Bugün beklenmedik bir gelisme oldu. Teksasli Senatör John Gaylor... | Sniper 3-2 | 2004 | |
| has resigned his seat in the Senate. | senatodaki görevinden istifa etti. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| In his statement read by a spokesman, the Senator said he has decided... | Senatör, bir sözcü tarafından okunan ifadesinde... Senatör, bir sözcü tarafindan okunan ifadesinde... | Sniper 3-2 | 2004 | |
| to end his political aspirations and enter the private sector. | siyaseti bırakarak özel sektöre girmeye karar verdiğini açıkladı. siyaseti birakarak özel sektöre girmeye karar verdigini açikladi. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| His resignation came as a complete surprise to the White House. | Senatörün istifası, Beyaz Saray'da büyük şaşkınlık uyandırdı. Senatörün istifasi, Beyaz Saray'da büyük saskinlik uyandirdi. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Senator Gaylor was thought to be his party's leading candidate... | Senatör Gaylor, gelecek başkanlık seçimlerinde partisinin... Senatör Gaylor, gelecek baskanlik seçimlerinde partisinin... | Sniper 3-2 | 2004 | |
| for the upcoming presidential race. | önde gelen adayı olarak görülüyordu. önde gelen adayi olarak görülüyordu. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| The news of the Senator's departure... | Senatörün görevinden ayrıldığı haberi... Senatörün görevinden ayrildigi haberi... | Sniper 3-2 | 2004 | |
| must be very troubling for the President, considering it was just two days ago... | başkan için kaygı uyandırıcı bir gelişme. Zira daha iki gün önce... baskan için kaygi uyandirici bir gelisme. Zira daha iki gün önce... | Sniper 3-2 | 2004 | |
| that one of his most trusted advisors, William Avery... | en güvendiği danışmanlarından NSA Müdür Yardımcısı... en güvendigi danismanlarindan NSA Müdür Yardimcisi... | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Deputy Director of the NSA, was found dead, an apparent suicide. | William Avery ölü bulunmuştu. Avery'nin intihar ettiği sanılıyor. William Avery ölü bulunmustu. Avery'nin intihar ettigi saniliyor. | Sniper 3-2 | 2004 | |
| Marine, this hearing | Denizci, bu oturum Birleşmiş Milletler'in yetkisi altında yapılmaktadır. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| Now, you understand this is a deposition, | Şimdi, bunun bir yargılanma değil de, bir ifade verme olduğunu anlıyor musun? | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| The charges against you are serious. | Sana yapılan suçlamalar çok ciddi. Nöbet yerini terk etme. Görev ihmali. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| Any legal actions | Bu soruşturmada yürütülecek olan her yasal eylem... | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| will be adjudicated | ... Askeri Yargı Yasaları altında olacaktır. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| Do you understand your rights in this matter? | Bu durumda haklarının farkında mısın? | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| Lieutenant Abramowitz. | Teğmen Abramowitz. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| ABRAMOWITZ: Sergeant Brandon Beckett, | Çavuş Brandon Beckett... | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| please can you tell us where you were | ...lütfen bize, 4 Ağustos 2010 tarihinde nerede olduğunuzu söyleyebilir misiniz? | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| The Democratic Republic of the Congo in Africa. | Afrika, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| What were you doing in Africa? | Afrika'da ne yapıyordunuz? | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| My squad had just transferred from Kabul, Afghanistan | Ekibim iki ay öncesinde Afganistan Kabul'dan yeni transfer edilmişti. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| Your assignment? | Göreviniz neydi? | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| We were there as part of ATEP. | AEDP'in bir bölümü olarak oradaydık. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| The Africa Train and Equip Program. | Afrika Eğitme ve Donatma Programı. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| We were helping train the Congolese regular army | Kongo ordusunu teröristler tarafından desteklenen iyi silahlanmış... | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| to resist the incursion of well armed rebel forces | ...isyancıların saldırılarına karşı koymaları için eğitiyorduk. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| In exchange, African troops would join | Karşılığında, Afrikalı askerler Afganistan'da... | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| Can you describe the events | 8 gün sonrasında görevinizden kaçmanızla sonuçlanan olayları açıklayabilir misiniz? | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| Most likely, this or one of its variants | Büyük ihtimalle düşmanın elinde, bu ya da... | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| The rifle is chambered for the 5.45 x 39mm round, | Tüfek, 5,45x39 mm mermi yataklıdır... | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| similar to our 5.56mm NATO round. | ...bizim 5.56 mm NATO mermisine benzerdir. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| Only the AKS uses a 52 grain steel core bullet, | Tek fark AKS'nin, çelik yeleği delmek için dizayn edilmiş... | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| This weapon's barrel has a one in eight twist. | Bu silahın namlusu 1'e 8 yiv hadvesine sahiptir. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| That means there's enough spin to stabilize | Bu da daha ağır olan 4.2 gramlık mermilerin ağırlığını... | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| It's accurate. | Hedeften şaşmaz. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| If you hear this thing going off, | Bunun ateşlendiğini duyarsanız, ateş hattından çıkın. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| Remember, in our exercises, | Unutmayın, alıştırmalarımızda... | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| you'll be using blanks and laser activated MILES vests | ...vurduğunuz kişileri saymak için boş kovanlar... | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| But when you get into a fire fight, | Ama bir çatışmaya girdiğinizde mesele vurulmamak olacaktır. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| My men are good soldiers. They know how to fight. | Benim adamlarım iyi askerdirler. Savaşmayı bilirler. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| They just don't know how to duck. | Sadece eğilmeyi bilmiyorlar. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 | |
| BECKETT: Look, Captain Ngoba, | Bak, Yüzbaşı Ngoba, bunların bazılarını herkesin bildiğinin farkındayım. | Sniper: Reloaded-1 | 2011 |