Search
English Turkish Sentence Translations Page 150889
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| How would that be possible? | Bu nasıl mümkün olacak? | Snabba cash-1 | 2010 | |
| You buy a bank. It sounds unbelievable | Bir banka satın alarak. Bunun kulağa inanılmaz geldiğini... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| but I know of a small investment bank currently in crisis. | ...farkındayım ama bu aralar krizde olan bir yatırım bankası biliyorum. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| If we approach them with a cash offer now... | Eğer onlara nakit ödeme teklifiyle yaklaşırsak... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| My cash? | Benim nakitim mi? | Snabba cash-1 | 2010 | |
| What will I get in exchange? Depending on its valuation... | Bu alış veriş ten ne kazanırım? Değerine göre değişir. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| ...we can probably demand 40 60 % of the shares. | ...muhtemelen öz sermayenin yüzde kırk Altmışını talep edebiliriz. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| In that scenario we'd control assets through credits that are valued 20 30 times more | Bu senaryoya göre temel yatırımımızdan 20 30 kat daha değerli olan... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| than our original investment. And the money's legal. | ...krediler vasıtasıyla geçen aktiflerin kontrolü bizde olur. Sonunda para aklanır. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| And what if you screw me over? I get a percentage off of this. | Ya bana ihanet edersen? Ben bu işten yüzde alacağım. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| If you're profiting I am too. | Sen kar edersen, ben de kar ederim. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| I'll get 20 % on all profits. | Karın yüzde 20'sini alırım. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| No hedgefund manager in the world takes less, so that's totally reasonable. | Dünyanın hiç bir yerinde daha az alan bir yatırım fonu uzmanı yok. Yani gayet makul. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Hi, Mrado. Hi. | Selam, Mrado. Selam. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| All well? We have some work to do. We're going to Radovan's. | İyi misin? Yapmamız gereken bir iş var. Radovan'ın mekana gidiyoruz. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| He's asking for you, we have to go. No, I'm alone with my daughter. | Seni istiyor. Gitmemiz gerek. Olmaz. Kızım yalnız. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Sorry, but you know that we have to go. He doesn't want to wait. | Üzgünüm, ama gitmemiz gerektiğini biliyorsun. Beklemeyi sevmez. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| We have to go again. I'm just gonna get something, then I'll be right back. | Yine gitmemiz gerek. Bir şey alacağım. Sonra dönerim. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| You're so pretty. What's your name? Are you behaving well? | Çok şirinsin. Adın ne senin? Görgü kurallarına uyuyor musun? | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Those fuckers... | Amına koduklarım... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Join them over there, and I'll be right here. | Onlara katıl, oraya, tam burada olacağım. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Sit down. I'll be right back. | Otur. Geri geleceğim. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Business is good. Clubs, booze, cigarettes. | İş güzel. Kulüpler, içki, sigara. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| There's only one problem: cocaine. | Tek bir sorun var: Kokain. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| We have to grab a piece of the market. Right? | Pazardan pay kapmak zorundayız, değil mi? | Snabba cash-1 | 2010 | |
| They're just small time bitches. | Onlar ufak çaplı, sürtükler. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Do you get what we are compared to them? We're Serbs. Right? | Onlarla aramızdaki farkı anladın mı? Sırpız biz. Değil mi? | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Proud, speak the same language. Strong brotherhood. | Gururlu, aynı dili konuşan. Kuvvetli kardeşlik bağları olan. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| It's not that easy, Radovan. | O kadar kolay değil, Radovan. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Why not? | Neden olması? | Snabba cash-1 | 2010 | |
| We know that they're importing cocaine to Denmark and Norway. | Danimarka'dan Norveç'e kokain sevk ettiklerini biliyoruz. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Major amounts. | Büyük miktarlarda. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Jorge made that happen through his connections. | Jorge bunu bağlantıları sayesinde başardı. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| And now we got this Arab at 24 hours. | Şimdi de 24 saatte, başımıza şu Arap çıktı. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| He's backed by the Albanians in Gothenburg. | Gothenburg'daki Arnavutları arkasına almış. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| What can you say? It's a difficult situation | Ne diyebilirsin? Zor bir durum. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| They have to pay. Otherwise there'll be war. Right? | Ödeme yapmak zorundalar. Yoksa savaş başlar. Değil mi? | Snabba cash-1 | 2010 | |
| The cops are just waiting for a war. | Zaten polisler de bir savaş bekliyor. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| So they can lock us up, one by one. | Böylece, hepimizi birer birer kodese tıkarlar. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| What do we gain from a war? We need money, not war. | Bir savaş bize ne kazandırır? Bize para lazım, savaş değil. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| I've got another suggestion. Nemanja! Come here! | Başka bir teklifim var. Nemanja! Buraya gel | Snabba cash-1 | 2010 | |
| When did you come home last night? Don't know. | Geçen gece eve kaçta geldin? Bilmiyorum. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| When were you supposed to be home? | Eve kaçta gelmen gerekiyordu? | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Sit down there! | Otur şuraya! | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Let me hear your suggestion. But no collaborations with Albanians or Arabs. | Teklifini duyayım. Ama ne Arnavutlarla ne de Araplarla bir iş birliği olmasın. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| I don't trust them. They lie and they're backstabbers | Onlara güvenmem ben. Onlar yalan söylerler, kancıktırlar... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| and they don't worship the same God as you and I. | ...senin ve benim gibi aynı Tanrıya ibadet te etmezler. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| So let's hear your suggestion. All of us want to hear your suggestion. | Haydi bakalım, teklifini duyalım. Hepimiz teklifini bekliyoruz. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| When you say it like that... | Sen böyle konuşunca... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Then war is all that's left. Right, exactly. Just war. | ...elimizde bir tek savaş kalıyor. Evet, aynen. Sadece savaş. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| But if you would've taken care of that latino when I told you... | Ama sana söylediğim şu Latin'in icabına baksaydın... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| ...we wouldn't have been in this mess right now. | ...şimdi bu belanın içinde olmayacaktık. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| She's gotten so big! | Ne de büyümüş! | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Little doll. | Küçük kız. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Listen. We'll do number one. | Dinleyin. En iyisini yapacağız. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Agreed? Go to daddy. | Anlaştık mı? Babana git. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Go to daddy. | Babana haydi. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| We'll send someone who'll have a chat with the Arab. | Arapla konuşacak birini göndereceğiz. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| If he doesn't stop and start paying us there will be war. | Eğer durmaz ve bize para ödemezde savaş başlar. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Agreed? Yes. | Kabul mü? Evet. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Daddy, I'm tired. Can I sleep? Of course. Just lie down there. | Baba yoruldum. Uyuyabilir miyim? Tabii ki oraya uzanıver. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| We'll be home soon. Okay? Good night. Good night, daddy. | Yakında evde olacağız. İyi geceler. İyi geceler baba. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Did you hear that? She called me daddy. | Şunu duydun mu? Bana baba dedi. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| You are her daddy. | Sen onun babasısın. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| I just hope you won't turn out to be an asshole like mine. | Umarım benim gibi bir puşta dönmezsin. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Only thing I remember from my dad is getting my ass kicked. | Babamla ilgili tek hatırladığım şey beni dövdüğü idi. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Like when I started first grade. | İlk okula başladığım gün. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Forgot my gloves in school. | Eldivenlerimi okulda unutmuştum. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| He beat me up so much | Beni o kadar kötü dövdü ki... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| that I peed blood three weeks. | ...üç hafta boyunca çişimden kan geldi. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| I'll never forget that day. | O günü hiç unutmadım. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| How he kicked me... | Ne dövmüştü beni... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| I'm sorry I'm late. It's a bit hectic now. | Üzgünüm geciktim. Şu an biraz yoğun. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| I read that your most recent equity issuance won't be approved. | Son dış sermaye girişinizin Onaylanmayacağını okudum. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Dad looked through your offer. | Babam teklifine baktı. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Two years ago, we were the most profitable bank in Sweden. | İki yıl önce, İsveç'in en çok kar eden bankasıydık. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Now I'm here talking to a little kid like you. It's horrible. | Şimdi ise senin gibi veletle konuşuyorum. Ne berbat bir durum. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| JW is a stand up guy. I know exactly what JW is. | JW kendi ayakları üstünde duran biri baba. JW'nin tam olarak ne olduğunu biliyorum. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| I'd like to talk to JW alone. | JW ile yalnız konuşmak isterim. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Where did you get the money? A group of individuals I represent. | Parayı nereden buldun? Bir grup insanı temsil ediyorum. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| They've got a lot of cash. Very liquid people. | Çok fazla nakitleri var. Oldukça seviyeli insanlar. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| They operate in a cash rich... I know what kind of business. | Zengin malvarlıklarını yönetiyorlar. Ne çeşit bir iş olduğunun farkındayım. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| The money is still real. | Para hala gerçek. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Now, you have to ask yourself if you should take this... | Şimdi, kendinize, size sunduğum bu kurtuluşu... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| ...lifesaver I'm pushing your way | ...kabul edip etmeyeceğinizi sorun... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| or if you think that it smells a bit bad | ...ya da bu işin içinde bit yeniği olduğunu düşünüp... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| and drown instead.. | ...onun yerine suda boğulun. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| If you succeed with this | Eğer üstesinden gelirseniz... | Snabba cash-1 | 2010 | |
| you'll be very, very rich. | ...çok çok zengin olacaksınız. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| I can let you in to our bank and make your money white as snow. | Bankamıza girmenize izin verebilirim ve paranız tertemiz olur. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| But I want my share. | Ben de payımı isterim. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| How much? We'll let the rate drop a while longer. | Ne kadar? Bir müddet fiyatı düşük tutarım. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Miss out on another equtiy issuance. We're this close to death. | Bir dış sermaye daha kaçırırsak sonumuz gelir. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Then I'll join you and save the sinking ship. | Ondan sonra size katılıp batan gemiyi kurtarırım. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| I'll become a hero and I'll get 10 % of the company. | Bir kahraman olup, şirketin yüzde 10'nunu ele geçiririm. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| You'll get 40. | Siz 40'nı alırsın. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| If we get 50 I think we have a deal. | 50 alırsak, sanırım anlaşmış olacağız. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Ok, because I like you. | Tamamdır. Seni sevdim. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| Good, then we're done here. | Güzel, öyleyse buradaki işimiz bitti. | Snabba cash-1 | 2010 | |
| These are they guys or what? Yep. | Adamlar bunlar mı yoksa? Evet. | Snabba cash-1 | 2010 |