Search
English Turkish Sentence Translations Page 148816
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| taking a bite out of it, | ...bir ısırık alarak... | Shi-1 | 2010 | |
| imagining the sunlight absorbed in it... | ...gün ışığını özümseyişini hayal etmek... | Shi-1 | 2010 | |
| That is really seeing it | Gerçekten görmek budur. | Shi-1 | 2010 | |
| Ifyou really see something, you can feel... | Bir şeyi gerçekten görürseniz... | Shi-1 | 2010 | |
| something naturally, | ...onu hissedebilmeniz doğaldır. | Shi-1 | 2010 | |
| like water gathering in a spring | Tıpkı baharda suların bollaşması gibi. | Shi-1 | 2010 | |
| You should prepare paper and a pencil, | Bir kâğıt ve bir kalem hazırlayıp... | Shi-1 | 2010 | |
| and wait for the moment to come | ...doğru anın gelmesini beklemelisiniz. | Shi-1 | 2010 | |
| Empty white paper... | Boş, beyaz bir kâğıt... | Shi-1 | 2010 | |
| A world of pure potential, a world before creation... | İçinde büyük potansiyel barındıran, henüz yaratılmamış bir dünya... | Shi-1 | 2010 | |
| This is the perfect moment for a poet | Şiir yazmak için ne mükemmel bir an! | Shi-1 | 2010 | |
| Hold your pencil over that pure paper... | Kaleminizi o saf kâğıdın üzerinde tutun... | Shi-1 | 2010 | |
| I love pencils | Kalemleri severim. | Shi-1 | 2010 | |
| When I place a well sharpened pencil over a piece of paper, | İyi açılmış bir kalemi kâğıtla buluşturduğumda... | Shi-1 | 2010 | |
| I feel full | ...kendimi hazır hissederim. | Shi-1 | 2010 | |
| My heart flutters with the hope ofwriting a good poem | Kalbim iyi bir şiir yazma umuduyla çırpınır. | Shi-1 | 2010 | |
| I love sharpening pencils | Kurşun kalemleri severim. | Shi-1 | 2010 | |
| The very fun ofa pencil is hand sharpening it | Kalemi kendi ellerinizle açmak çok eğlencelidir. | Shi-1 | 2010 | |
| I used to be good at sharpening pencils | Eskiden ben de çok güzel kalem açardım. | Shi-1 | 2010 | |
| I was told to be a good pencil sharpener | Kalem açmakta iyi olduğumu söylerlerdi. | Shi-1 | 2010 | |
| I sharpened all my brothers' and sisters' pencils | Bütün kardeşlerimin kalemlerini ben açardım. | Shi-1 | 2010 | |
| Is that so? Then, ma'am | Gerçekten mi? Madem öyle... | Shi-1 | 2010 | |
| Why don't you sharpen my pencil some day | ...neden bir gün benim de kalemimi açmıyorsunuz? | Shi-1 | 2010 | |
| By the time this 1 month class ends, | Bir ay sonra kurs bittiğinde... | Shi-1 | 2010 | |
| I want you all to have written a poem, okay? | ...hepinizden bir şiir yazmanızı istiyorum, tamam mı? | Shi-1 | 2010 | |
| Everyone has to write one poem | Herkes bir şiir yazmak zorunda. | Shi-1 | 2010 | |
| You need to write to really know | Gerçekten bilmek için, yazmalısınız. | Shi-1 | 2010 | |
| You'll never know if you don't write | Yazmazsanız, asla bilemezsiniz. | Shi-1 | 2010 | |
| So you have to write yourself | İşte tam da bu yüzden; yazın! | Shi-1 | 2010 | |
| Who has written a poem at least once before? | Daha önce şiir yazmış olan var mı? | Shi-1 | 2010 | |
| And who hasn't? | Peki yazmayan? | Shi-1 | 2010 | |
| Nowyou will be writing your own poem... | Şimdi, hayatınızda ilk defa... | Shi-1 | 2010 | |
| for the first time in your life | ...şiir yazacaksınız. | Shi-1 | 2010 | |
| Okay? Okay | Anlaşıldı mı? Anlaşıldı. | Shi-1 | 2010 | |
| Who is it? | Kim geldi? | Shi-1 | 2010 | |
| Why are your friends here? It's late | Neden geldiler? Saat geç oldu. | Shi-1 | 2010 | |
| We need to talk | Konuşmamız gerek. | Shi-1 | 2010 | |
| About what? Haven't you seen enough ofeach other? | Ne konuşacaksınız? Okulda yeterince görüşmediniz mi? | Shi-1 | 2010 | |
| Hello, ma'am | Merhaba Teyze. | Shi-1 | 2010 | |
| Why's the door locked? | Kapı neden kilitli? | Shi-1 | 2010 | |
| Aren't you boys hungry? Want some apples? | Çocuklar, acıkmadınız mı? Elma ister misiniz? | Shi-1 | 2010 | |
| No, stop bothering us It's annoying | Hayır, rahatsız etme bizi. Sinirimi bozuyorsun. | Shi-1 | 2010 | |
| Apples are better for eating than looking at | Bakacağıma yerim daha iyi. | Shi-1 | 2010 | |
| The tree | Ağaca. | Shi-1 | 2010 | |
| Why are you looking up the tree? | Ağacın ne demeye bakıyorsun ki? | Shi-1 | 2010 | |
| To see it well | Görmek için... | Shi-1 | 2010 | |
| To feel it, | Hissedebilmek için... | Shi-1 | 2010 | |
| to understand its thoughts and... | İçinde sakladıklarını anlayabilmek ve... | Shi-1 | 2010 | |
| listen to what it says to me | ...bana fısıldadıklarını duyabilmek için. | Shi-1 | 2010 | |
| Kibum's dad? | Kibum'un babası mı? | Shi-1 | 2010 | |
| Yes, ofcourse I know Kibum... | Evet, Kibum'u tanıyorum tabii... | Shi-1 | 2010 | |
| who always hangs out with Wook | Wook'un yakın arkadaşı. | Shi-1 | 2010 | |
| Ofcourse | Tabii ki. | Shi-1 | 2010 | |
| He was at our place last night | Dün gece bizdeydi. | Shi-1 | 2010 | |
| I... have to go to my poetry class | Şiir dersime gitmem gerek. | Shi-1 | 2010 | |
| Poetry! | Şiir! | Shi-1 | 2010 | |
| I'll be done by 12pm | İşim on ikide biter. | Shi-1 | 2010 | |
| Okay, I'll see you then | Tamam, görüşürüz o zaman. | Shi-1 | 2010 | |
| Writing poetry is... | Şiir yazmak... | Shi-1 | 2010 | |
| all about finding beauty Understand? | ...güzelliği keşfetmektir. Anlaşıldı mı? | Shi-1 | 2010 | |
| It is about discovering true beauty... | Günlük yaşantımızda... | Shi-1 | 2010 | |
| in everything we see in front of us... | ...karışımıza çıkan her şeydeki... | Shi-1 | 2010 | |
| in our everyday life | ...asıl güzelliği keşfetmektir. | Shi-1 | 2010 | |
| True beauty... | Gerçek güzelliği... | Shi-1 | 2010 | |
| Not things just looking beautiful | ...yalnızca güzel görünenleri değil. | Shi-1 | 2010 | |
| Every single one ofyou... carries poetry in your heart | Her biriniz, kalplerinizde şiir barındırıyorsunuz. | Shi-1 | 2010 | |
| But you've imprisoned them It's time to free your poetry | Ama onları hapsediyorsunuz. Şimdi şiirlerinizi azat etme vakti. | Shi-1 | 2010 | |
| Your poetry trapped inside should get their wings... | İçinizde sıkışıp kalmış şiirler kanatlanıp... | Shi-1 | 2010 | |
| and fly away | ...uçmalı. | Shi-1 | 2010 | |
| Sir | Öğretmenim. | Shi-1 | 2010 | |
| When does a 'poetic Inspiration' come? | İlham ne zaman gelir? | Shi-1 | 2010 | |
| When does a 'poetic inspiration' come? | İlham ne zaman mı gelir? | Shi-1 | 2010 | |
| Yes, as much as I try, it won't come | Evet, ne kadar denersem deneyeyim, bir türlü gelmiyor. | Shi-1 | 2010 | |
| I'd like to know, when does it come? | Ne zaman geleceğini bilmek istiyorum. | Shi-1 | 2010 | |
| It doesn't. You must go and beg for it | O kendisi gelmez. Senin ayağına gidip, yalvarman gerekir. | Shi-1 | 2010 | |
| You must pray but even this guarantees nothing | Gelsin diye dualar etmelisin. Ama bu da garanti etmez tabii. | Shi-1 | 2010 | |
| It's too precious to give itselfout | Kendiliğinden ortaya çıkmayacak kadar nazlıdır. | Shi-1 | 2010 | |
| That's whyyou must go and beg for it | İşte bu yüzden sizin ona gidip yalvarmanız gerekir. | Shi-1 | 2010 | |
| It's not in some special place, | Belli bir yeri yok. | Shi-1 | 2010 | |
| but somewhere you must wander around for | Bulmak için etrafta aranmalısın. | Shi-1 | 2010 | |
| It isn't waiting for you with a name plate... | "Ben buradayım!"... | Shi-1 | 2010 | |
| saying, 'poetic inspiration' | ...demeyecek sana. | Shi-1 | 2010 | |
| The clear thing is, | Bildiğim tek bir şey var... | Shi-1 | 2010 | |
| it is somewhere nearby, not far away | ...çok uzakta değil, yakınlarda bir yerde. | Shi-1 | 2010 | |
| It's there, right where you stand | Orada, hemen yanı başında. | Shi-1 | 2010 | |
| I told you poetry can be found even in the dishwashing basin | Daha önce de söylemiştim; şiiri bir bulaşık leğeninde bile görebilirsin. | Shi-1 | 2010 | |
| The car with blinking lights? | Selektör mü? | Shi-1 | 2010 | |
| You're Wook's grandma, aren't you? | Wook'un büyükannesisiniz, değil mi? | Shi-1 | 2010 | |
| Are you Kibum's dad? Yes | Kibum'un babası siz misiniz? Evet. | Shi-1 | 2010 | |
| Let's get in the car | Buyurun, arabaya binelim. | Shi-1 | 2010 | |
| You know our boys' group of six? | Bizim çocukların arkadaş grubunu biliyorsunuzdur. | Shi-1 | 2010 | |
| The boys' parents are getting together for lunch | Ebeveynler olarak toplanıp, bir yemek yiyelim dedik. | Shi-1 | 2010 | |
| You can come with me I'll take you there | Sizi ben götüreceğim. | Shi-1 | 2010 | |
| What kind ofclass are you taking? | Ne tür bir kursa gidiyorsunuz? | Shi-1 | 2010 | |
| I'm learning poetry Twice a week | Şiir öğreniyorum. Haftada iki gün. | Shi-1 | 2010 | |
| You mean singing traditional poetry? | Geleneksel koşuklarımız gibi mi? | Shi-1 | 2010 | |
| No, actually writing poetry | Hayır, şiir yazmayı öğreniyorum. | Shi-1 | 2010 | |
| Why are you learning poetry? | Ne için? | Shi-1 | 2010 | |
| I wonder myself | Ben de merak ediyorum. | Shi-1 | 2010 | |
| Why am I learning poetry? | Neden şiir yazmayı öğreniyorum ki? | Shi-1 | 2010 |