Search
English Turkish Sentence Translations Page 14738
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
No. I write it myself. | Hayır. Kendim yazıyorum. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You know what? You need a good ghost writer. | Biliyor musun? Senin iyi bir hayalet yazara ihtiyacın var. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Somebody with talent. | Yetenekli birine. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You need a ghost writer. | Senin bir hayalet yazara ihtiyacın var. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
'Cause that's what you're going to be after I pulverize you. | Çünkü, sizi un ufak ettikten sonra olacağın şey bu. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
What? What's that? | Ne? O da ne? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
A jar. | Bir kavanoz. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Duh. So, what is it supposed to do? | Herhalde. Yani, ne işe yarıyor? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Very little. | Çok az işe. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Except contain a swarm of angry wasps. | Tabii bir grup sinirli eşek arısını saklamak hariç. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Get the fucking retard! | Şu lanet gerzeği yakalayın! | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Come on! Lights on, Dog! Lights! | Hadi! Işıkları aç, Köpek! Işıklar! | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Lights, Dog. Lights on, Dog. Lights on! | Işıklar, Köpek. Işıkları aç, Köpek. Işıkları aç! | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Lights! Lights on! I said lights on! | Işıklar! Işıkları aç! Işıkları aç dedim! | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Who wants to go first? Okay then. | Kim önce gelmek ister? Peki öyleyse. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Why don't I go first? | Neden önce ben gelmiyorum? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
My fucking elbow. | ...lanet dirseğim. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Fay! Come on, let's go! | Fay! Hadi, gidelim! | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Just give me a second. I want to say goodbye. | Bir saniye izin ver. Güle güle demek istiyorum. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Hey, Arthur. | Hey, Arthur. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Hey, smelly. | Merhaba, kokulu. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You gotta get up. Come on. | Kalkmalısın. Hadi. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
I'm going to go away for awhile. Make some cash. | Bir süreliğine gideceğim. Biraz para kazanacağım. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Come on. You can do it. There you go. You can do it. You can do it. | Hadi. Yapabilirsin. İşte. Yapabilirsin. Yapabilirsin. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Good job. Good job. | Aferin. Aferin. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Soon, little man. Grandpa's going to take care of you. | Yakında, ufaklık. Deden seninle ilgilenecek. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Just a couple of months. | Sadece bir kaç aylığına. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Okay. Okay. Come on. You're a big boy now. | Tamam. Tamam. Hadi. Artık büyüdün. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Look out there. What do you see? | Dışarı bak. Ne görüyorsun? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
The moon. | Ay'ı. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Wherever I am, you just look at that moon. | Nerede olursam olayım, sadece o aya bak. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
'Cause we can always see the same moon. | Çünkü daima aynı ayı göreceğiz. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Sure. Whatever you're into. But I'm not running a charity here. | Tabii. İlgini ne çekiyorsa. Ama burada yardım vakfı işletmiyorum. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You need money. | Paraya ihtiyacın var. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You just keep looking at that moon, little man. | Sadece o aya bakmaya devam et, ufaklık. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
That's where I'll be at. | Ben orada olacağım. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Let's go, baby. | Gidelim, bebeğim. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Hey. Hey. You want me to be your mommy, right? | Annen olmamı istiyorsun, değil mi? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Come on. Let's go to your place. Come on. There you go. Okay. | Hadi. Evine gidelim. Hadi. İşte. Tamam. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
It's a secret base. | Burası gizli üs. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You live here? Cool. | Burada mı yaşıyorsun? Güzel. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You know, you really messed with my situation the other day. | Geçen gün, cidden olayımı mahvettin. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Messed with your... Who are you? | Olayını mahvettim... Kimsin sen? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Angel? | Angel? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
"Make like a rocket. Take off." Remember? That was me, Wordsworth. | "Roket gibi yap. Yaylan." Hatırladın mı? Bendim, Wordsworth. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You fucked everything up that night. | O gece her şeyi mahvettin. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
This? It's a little bling bling. You want to try? | Bu mu? Birazcık bling bling. Denemek ister misin? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
It's like medicine. It'll make you feel really, really good. Here, look. | İlaç gibidir. Gerçekten ama gerçekten iyi hissetmeni sağlar. İşte, bak. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
That stuff is bad. | O şey kötüdür. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Your momma tell you that? | Annen mi dedi? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
She died. Her name was Fay. | Annem öldü. Adı Fay'di. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Shit. Sorry. | Kahretsin. Üzgünüm. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Look, I got another way to make you feel good. You ready? | Bak, seni iyi hissettirmemin bir yolu daha var. Hazır mısın? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Ready for what? | Neye hazır mıyım? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
What does the wind do? | Rüzgâr ne yapar? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
The wind? The wind? | Rüzgâr? Rüzgâr? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
The wind, the wind, the wind, the wind, | Rüzgâr, rüzgâr,... | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
the wind, the wind, the wind... | ...rüzgâr, rüzgâr. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
It swishes everything around. | Her şeyi hışırdatır. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
It swishes everything around. Okay. | Her şeyi hışırdatır. Peki. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Well, Meal Ticket's a little pissed off right now. | Yemek biletim şu anda kızgın durumda. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Soon as he calms down, I'm gone. Couple of days, all right? | Sakinleşir sakinleşmez, gideceğim. Birkaç günlüğüne, tamam mı? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Number one? | İlk sayı mı? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Shit, that's got to be worth something. | Lanet, bir şeyler ediyor olmalı. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
I tripped. You tripped? | Tökezledim. Tökezledin mi? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Down some steps. | Basamaklardan aşağı. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Bullshit. Who did this to you? | Palavra. Bunu sana kim yaptı? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
What'd they look like? | Neye benziyorlardı? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Arthur, don't fucking lie to me. How are your ribs? | Arthur, bana yalan söyleme. Kaburgaların nasıl? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
It only hurts when I breathe. | Sadece nefes aldığımda acıyor. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Jesus! Give me this. | İsa Aşkına! Ver şunu. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Come on. We're going to the hospital. | Hadi. Hastaneye gidiyoruz. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Arthur, we're going to the hospital. Let's go. | Arthur, hastaneye gidiyoruz. Hadi, gidelim. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
How many guys? | Kaç kişiydiler? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
10 or 12. | 10 ya da 12. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Jesus, Arthur. Did you provoke them? | İsa Aşkına, Arthur. Onları kışkırttın mı? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You know what "provoke" means? Yes. | "Kışkırtmak"ın anlamını biliyor musun? Evet. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You lost a tooth, pal. You got to do | Dişini düşürmüşsün, dostum. Dişini düşürtmek için... | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
some provoking to lose a tooth. | ...kışkırtılmaları gerekir. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Trying to save someone. How is he? | Birini kurtarmaya çalışıyordum. O nasıl? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Jack, Jack, Jack, Jack, Jack. | Jack, Jack, Jack. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Hey, Arthur. How are you? You hungry? | Merhaba, Arthur. Nasılsın? Aç mısın? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
We brought some dinner. Meatloaf. | Biraz yemek getirdik. Köfte. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
I don't know. He says 10 or 12 guys. | Bilmiyorum. Deyişine göre, 10 12 kişi. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
He was trying to save somebody. | Birini kurtarmaya çalışıyormuş. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Arthur Poppington? | Arthur Poppington? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
It's okay. Take it on in with you. He won't mind. | Sorun değil. Yanında götür. Aldırmaz. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
What does this teach us, Jack? | Bu bize ne öğretiyor, Jack? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Next time have a gun. | Bir dahaki sefere, yanında silah taşı. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Hey. Don't be a wise ass. But... | Ukalalık yapma. Ama... | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
No, it teaches us that fighting never solves anything. | Hayır, bu, bize kavga etmenin bir şeyi çözmeyeceğini gösteriyor. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Sometimes a good knock in the teeth | Bazen adamın bir iki dişini dökmek... | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
isn't such a bad... Paul! | ...o kadar kötü değildir... Paul! | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
But, Mom, is it okay to fight if you're trying to save someone? | Ama, anne, birini kurtarmak için dövüşüyorsan, o zaman iyi olmaz mı? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
The Mayor's all over me, Roger. | Vali sıkıştırıyor, Roger. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
We're going to have a problem with these bikers? | Bu bisikletçiler sorun çıkaracak mı? | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
No. No. No. I got a man deep inside. | Hayır, hayır, hayır. Derinlerine kadar sızan bir adamım var. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, I got a wire tap before the judge as we speak. | Evet, konuştuğumuz sırada hakimin önünde olan bir ses kaydım var. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
You need money, resources, just say the word. | Paraya, kaynağa ihtiyacın var, söylemen yeter. | Defendor-1 | 2009 | ![]() |
And I appreciate your support, Chief, | Desteğin için teşekkürler, Şef... | Defendor-1 | 2009 | ![]() |