Search
English Turkish Sentence Translations Page 145758
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I'm getting it from gasser. | Birazcık gaz yapsalar bile. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Despite all the stories I heard ... | Büyürken duyduğum tüm o hikayelere rağmen... Biliyor musunuz? Duyduğum o kadar hikayeye rağmen... | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
seemed the ocean yet not fearful place. | ...okyanus hiç de korkunç değildi. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
It was quite a good life here. Time seemed to fly. | Denizde yaşam oldukça güzeldi. Zaman hızla akıp geçiyordu. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Before we realized, we were ... grew up. | Daha ne olduğunu anlamadan ikimizde büyümüştük. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Almost grown up then. | Neredeyse büyümüştük. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
This is life, buddy. No gasproblemen today, Ray? | Hayat bu işte dostum. Ray bugün gazın yok mu? | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
It's okay. Did you know that two knapperds leave when we were there? | Hayır. Bu arada biz gelirken yosunların oradaki iki fıstığı gördün mü? | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
No, not seen. They looked at you. | Hayır görmedim. İkisi de sana bakıyordu. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Not true. Yes it is. | Bakmıyorlardı. Bakıyorlardı. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Do you think we stay mates Forever and ever. | Sence dostluğumuz hep sürecek mi? Hem de sonsuza kadar. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Not? Absolutely. | Sence? Kesinlikle. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
But at a certain point and I'm not now ... | Bir gün gelecek şimdi demiyorum ama... | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
but sometime in the future, we must find a girl, right? | ...yani gelecekte bir gün kendimize eş seçeceğiz. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Yes, of course ... Have you ever thought about? | Evet haklısın Özel kişiyi bulacak mısın? | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
What is your type? No idea. | Tipin nedir? Fikrim yok. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Everyone still has a type? | Herkesin bir tipi vardır. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
For me, a smile and they love jellyfish are, of course. | Benim ki gülen ve deniz anası yemeği seven biri olmalıdır. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
What is your type now I've already met her. | Tipini söyler misin? Eskiden tanıştığım biri olabilir. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Is that so? Come on, this is great news. Tell me. | Ciddi misin? Hadi devam et. Bu çok önemli dostum. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
You're going back to exaggerate. You've already done yourself. | Anlatırsam abartacaksın. Sen zaten abartmışsın. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Her name is Shelly. | Kızın ismi Shelly. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
She was nice. | Oldukça güzel biriydi. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Where did you meet her she was important in my early years. | Nerede tanıştınız? Aslında çocukluğumuzda tanıştık. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
What? We met the day after birth. | Ne? Seninle doğduktan bir gün sonra tanıştık. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
We have been together ever since and yet it is an important part? | O günden sonra da birlikteyiz hayatının nasıl önemli parçası oluyor ki? | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Yes, she was. | Evet öyle. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
I want all the juicy details. There are none. | Her şeyi bilmek istiyorum. Anlatacaklarım bu kadar. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Talking or I keep teasing you. All right. | Konuşmaya başla dedim. Öyle olsun. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Come on, I listen. | Hadi dinliyorum. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Impressive story. You saved her life. | İlginç bir hikayeydi. Hayatımı kurtarmıştı. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
It was more an accident. The bird crashed. | Dalgalar sert biçimde çarparken ben hareket bile edemiyordum. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
You spit sand in his face. You saved her life. | Bir yüz belirdi. O beni hayata bağladı. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
No idea if she is saved. You never know. | Hayatını kurtardığını söylüyorsun. Bunu bile düşünemezsin. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
It is a small ocean. Perhaps we ever against her. | Küçük bir okyanusta böyle bir macera olması saçmalık. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Is not this great very great. | Harika değil mi? Aynen öyle. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
Ray was the best friend I could have. | Ray, sahip olabileceğim en iyi arkadaştı. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
He was great, always good humored and always looking for adventure. | Eğlenceliydi, her zaman neşeliydi. Yeni maceralar peşindeydi. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
One thing though ... I could have done without his stinky jellyfish | Tek kötü yanı, deniz anası gibi kokardı. Bir şey hariç deniz analarını sevmesi beni çıldırtıyordu. | Sammy's avonturen: De geheime doorgang-1 | 2010 | ![]() |
When I was a kid I thought cats were female dogs. | Çocukken kedileri, köpeklerin kız arkadaşları sanırdım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
And I thought turtle doves were female pigeons. | Ben de üveyikleri, güvercinlerin kız arkadaşları sanardım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
And I thought weasels were female badgers. | bir de porsukları, gelinciklerin kız arkadaşları sanardım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You're insane. | Kafayı yemişsin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
And I thought men and women were two different species. | Kadınları ve erkekleri iki ayrı tür zannederdim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
So you were in Bangkok? Yup. Tell me about it. | Bankok'da mıydın? Evet. Anlatsana. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What do you want to know? I hear whores are in aquariums. | Ne anlatayım? İçinde orospu olan akvaryumlar var mı? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Yup, and they're usually naked. How much do they go for? | Evet, genelde akvaryumda çıplak yüzüyorlar. Kaça veriyorlar? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
A blow job is 0500 Thai baths. That's the same in Czech crowns. | Ağzına alması 500 Tayland bahtı. Çek kronu ile aynı değerde. (50 TL) | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
A fuck is 500 or 1000. Sometimes you can get both for a grand. | Sikiş 500 ile 1000 arası. Bazen ikisini birlikte, binliğe bağlayabilirsin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What about kissing? Kissing? | Peki öpüşmek? Öpüşmek mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That's most expensive of all. It�ll run you at least 2500. | En pahalısı öpüşmek. En azından 2500'e patlar. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You didn't know that? I guess I forgot. | Bilmiyor muydun? Aklımdan çıkmış. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Tell me about this girl. | Biraz kızdan bahset bakalım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The girl you're about to meet is absolutely one of a kind. | Şimdi tanışacağın kız kesinlikle türünün tek örneği. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
She's modest, intelligent, but mostly she's self sacrificing. | Mütevazı, zeki ve yardımsever. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
A pretty rare combination. Is she seeing anyone now? | Zor bulunur bir tip, değil mi kardeşim? Bu aralar birisiyle çıkıyor mu? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Every girl's seeing someone unless she's seeing you. | Her kız başkasıyla çıkıyordur zaten, ta ki seninle çıkmaya başlayana kadar... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Or should I say, me. | ... ya da benimle. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You've had a girlfriend for three years. I don't get... | Senin 3 senelik bir kız arkadaşın var... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
why you want to meet this girl. 'Cause our relationship's shaky. | ...neden başka birisini arıyorsun anlamıyorum. Çünkü ilişkimiz iyi gitmiyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This might be worth filming. | O zaman bugün güzel bir video yakalayacağım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It was a joke. A stupid one. Okay if I film you arguing? | Şaka yaptım. Çok salakça olmuş Robert. Tamam, en azından siz tartışırken kaydedebilirim, değil mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
We're not going to argue. Are you mental? Hang on. | Tartışmayacağız. Aptal mısın? Bir dakika. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I thought you said your relationship was shaky. | İlişkimiz iyi gitmiyor dediniz diye hatırlıyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I did not. Think that's funny? You're really pushing it. | Ben öyle birşey söylemedim. Sence bu komik mi? Bence abartıyorsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
All I did was help you realize you've come to a dead end. | İkinize de artık sona geldiğinizi göstermek istedim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
My consciously acting like a swine has cleansed you. | Domuzluk yaptığımı biliyorum, ama bu sayede size gerçekleri gösterdim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I've pointed out how ridiculous your lives are. | Hayatlarınızın ne kadar acınası olduğunu gösterdim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Next time we need something... We�ll definitely let you know. | Bir dahakine yardım istersek haber veririz. Eksik olma. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You wanted to know if she was the right girl for you. | Bu kızın senin için doğru kız olup olmadığını merak ediyordun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That means I'm not. | Ama öyle görünüyor ki değilmişim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Then let�s do something. Like what? | O zaman bu sorunu çözelim. Nasıl olacak? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
All we can do is flip a coin. What are you talking about? | Yapabileceğimiz tek şey yazı tura atmak. Sen neyden bahsediyorsun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Okay. I�ll flip. | Tamam. Ben atacağım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You mean you'd actually do it? It was your idea. | Bunu gerçekten bu şekilde yapabilir misin? Bunu sen istedin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Isn't it odd for two grown people to decide | Sence iki yetişkin insanın ilişkilerinin kaderini | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
whether or not to break up by flipping a coin? | yazı tura atarak belirlemesi normal mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Yeah, I guess it is. | Hayır, değil. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Awesome pad. | Evin süpermiş. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Don't turn it off. | Bekle, kapatma. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Awesome tune. What is it? | Harika bir müzik. Kimin şarkısı bu? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The national anthem, bonehead. Oh, yeah. | Bizim ulusal marşımız, kaz kafalı. Haa, evet. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I haven't heard the instrumental version lately, so I forgot it. | Uzun zamandır enstrumantel versiyonunu dinlememiştim, unutmuşum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Is there something you want? Huh? | Birşey istiyor musun yoksa... Nasıl? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You want something? Yeah, of course. | Bir şey istiyor musun? Haa, tabiki. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It's in my car. | Arabamda. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you know they got monkeys dealing drugs in Thailand? | Tayland'da uyuşturucuyu maymunların dağıttığını biliyor musun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What kind of monkeys? Gibbons. | Ne maymunu? Gibon maymunu. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
How could they do that? Like anyone else. | Peki nasıl yapıyorlar? Herkesin yaptığı gibi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
They deliver packages and collect money just like you do. | Paketleri getiriyorlar ve tıpkı senin yaptığın gibi parayı alıyorlar. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Hang on. | Bi dakika | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Are you implying I'm a monkey? | Sen bana maymun mu diyorsun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Let me tell you something, pal. You're a total burn out. | Sana birşey diyeyim mi kardeşim?. Sen toptan bitmişsin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You're thirty years old... I'm twenty nine. Who cares? | Otuz yaşına gelmişsin... Daha 29 yaşındayım. Ne farkeder? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You're a loser. You quit school, you work as a moving man... | Sen kaybedensin. Okulu bıraktın, nakliyeci olarak çalışıyorsun... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You're constantly stoned, and you hardly know your own name. | Sürekli kafan güzel geziyorsun, kendi adını bile hatırlamıyorsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Hey, you're right. I am thirty. | Evet haklısın. 30 yaşıma girdim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Meanwhile you could be the master of your own destiny. | Kendi kaderinin efendisi olabilirdin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You could play an active role in the story of your life. | Hayatının hikayesinde aktif rol oynayabilirdin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You keep smoking weed and you�ll be a basket case by 35. | Eğer ot içmeye devam edersen 35 yaşında çöp kovasına döneceksin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |