Search
English Turkish Sentence Translations Page 14559
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
and Kate kissed him and held him and kissed him some more. | Kate de onu öptü, kucakladı, sonra bir kez daha öptü. Kate de onu öptü, kucakladı, sonra bir kez daha öptü. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Tears are dropping on him, of course, | Gözyaşları üzerine düşüyordu. Gözyaşları üzerine düşüyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and Kate went to wipe one of those away off his cheek, | Kate, onun yanağına düşen gözyaşlarını silerken... Kate, onun yanağına düşen gözyaşlarını silerken... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and a plug came out where he'd been shot in the left cheek. | ...sol yanağındaki kurşun deliğini kapadıkları tıkaç çıktı. ...sol yanağındaki kurşun deliğini kapadıkları tıkaç çıktı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Oh, God. | Tanrı'm! Tanrı'm! | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
She pushed it back in and cried some more. | Onu tekrar geriye itti ve biraz daha ağladı. Onu tekrar geriye itti ve biraz daha ağladı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
After that, I lost it. I just ran outside and screamed. | Daha sonra kendimi kaybettim. Dışarı koşup çığlık attım. Daha sonra kendimi kaybettim. Dışarı koşup çığlık attım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I was so fucking mad, I couldn't see straight. | Çılgına dönmüştüm, kafam allak bullaktı. Çılgına dönmüştüm, kafam allak bullaktı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
God damn it, I hated. I've never hated like that. | Lanet olsun, nefret ediyordum. Hayatımda hiç böyle nefret etmemiştim. Lanet olsun, nefret ediyordum. Hayatımda hiç böyle nefret etmemiştim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Didn't even know who I hated. Didn't know who it was then. | Kimden nefret ettiğimi bile bilmiyordum. O zaman kim olduğunu bilmiyordum. Kimden nefret ettiğimi bile bilmiyordum. O zaman kim olduğunu bilmiyordum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Just knew that somebody purposely put him there. | Sadece birilerinin onu kasıtlı olarak orada öldürdüğünü biliyordum. Sadece birilerinin onu kasıtlı olarak orada öldürdüğünü biliyordum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Whoever that is is a monster. | Kim olursa olsun bir canavardı. Kim olursa olsun bir canavardı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Well, who hurt him? | Ona kim zarar verdi? Ona kim zarar verdi? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
A very bad person. | Çok kötü bir insan. Çok kötü bir insan. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Which bad person? | Hangi kötü insan? Hangi kötü insan? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
A lady? Mm hmm. | Bir kadın mı? Evet. Bir kadın mı? Evet. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Shirley. | Shirley. Shirley. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Shirley? | Shirley mi? Shirley mi? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Why'd she kill him? | Onu neden öldürdü? Onu neden öldürdü? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Is this Dr. Turner? This is Shirley Turner, yes. | Doktor Turner mı? Ben Doktor Turner, evet. Doktor Turner mı? Ben Doktor Turner, evet. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Dr. Turner, I'm Cpl. Gardner of the Pennsylvania State Police. | Doktor Turner, ben Pensilvanya Eyalet Polisi'nden Onbaşı Gardner. Doktor Turner, ben Pensilvanya Eyalet Polisi'nden Onbaşı Gardner. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I couldn't figure out who she was in relation to Andrew | Onun Andrew'yla olan ilişkisini çözememiştim... Onun Andrew'yla olan ilişkisini çözememiştim... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
since Andrew talked a lot about women | ...çünkü Andrew, kadınlar hakkında çok fazla konuşmazdı... ...çünkü Andrew, kadınlar hakkında çok fazla konuşmazdı... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
but never really mentioned her. | ...ama aslında ondan hiç bahsetmemişti. ...ama aslında ondan hiç bahsetmemişti. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Collette, this is Bagby's new girlfriend. | Collette, bu Bagby'nin yeni kız arkadaşı. Collette, bu Bagby'nin yeni kız arkadaşı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Makes me sick to my stomach now, | Şimdi midemi bulandırıyor... Şimdi midemi bulandırıyor... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
but I was so excited that he was dating somebody. | ...ama o zaman birisiyle çıktığı için çok heyecanlanmıştım. ...ama o zaman birisiyle çıktığı için çok heyecanlanmıştım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Come on, Shirley. Get out from behind him. | Haydi, Shirley. Çekil arkasından. Haydi, Shirley. Çekil arkasından. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I knew he'd been struggling | Onun benimle mücadelede ileri gittiğini... Onun benimle mücadelede ileri gittiğini... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
with me moving on and dating other people. | ...ve başka insanlarla çıktığını biliyordum. ...ve başka insanlarla çıktığını biliyordum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Or maybe you will. You already met me! | Muhtemelen sensin. Benimle tanışmıştınız! Muhtemelen sensin. Benimle tanışmıştınız! | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I was excited at the thought that maybe he had found somebody | Belki de gerçekten mutlu olacağı birisini... Belki de gerçekten mutlu olacağı birisini... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
that he, you know, could really be happy with. | ...bulmuş olabileceği düşüncesi beni heyecanlandırıyordu. ...bulmuş olabileceği düşüncesi beni heyecanlandırıyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
But it didn't turn out that way. | Ama bu şekilde olmadı. Ama bu şekilde olmadı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We went to the same medical school. You went to the same medical school? | Aynı tıp fakültesine gittik. Aynı tıp fakültesine mi gittiniz? Aynı tıp fakültesine gittik. Aynı tıp fakültesine mi gittiniz? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
In Newfoundland? Yeah, in Canada. | Evet, Newfoundland'da. Kanada'da mı? Evet, Newfoundland'da. Kanada'da mı? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Yeah. Can you recognize my accent? | Evet. Aksanımı fark edebiliyor musunuz? Evet. Aksanımı fark edebiliyor musunuz? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Did you know her? Yeah. | Onu tanıyor muydunuz? Evet. Onu tanıyor muydunuz? Evet. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Do you remember when they started dating? | Çıkmaya başladıkları zamanı hatırlıyor musunuz? Çıkmaya başladıkları zamanı hatırlıyor musunuz? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
She just kind of appeared, | Shirley birdenbire ortaya çıktı... Shirley birdenbire ortaya çıktı... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and then she was there all the time all of a sudden. | ...ve sonra sürekli oradaydı, her zaman. ...ve sonra sürekli oradaydı, her zaman. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And just didn't seem suited for him. | Ve onun için uygun biri değildi. Ve onun için uygun biri değildi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Would you describe yourselves as boyfriend & girlfriend? No, not really. | Birbirinizi sevgili olarak tanımlayabilir misiniz? Hayır, pek değil. Birbirinizi sevgili olarak tanımlayabilir misiniz? Hayır, pek değil. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He did say that there was a considerable age difference. | Andrew, aralarında önemli bir yaş farkı olduğunu söylüyordu. Andrew, aralarında önemli bir yaş farkı olduğunu söylüyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And then the second time I heard him talk about it, | Sonra ikinci seferinde bu konu hakkında konuştuğunu ve bu yaş farkının... Sonra ikinci seferinde bu konu hakkında konuştuğunu ve bu yaş farkının... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
he actually fessed to the age difference, | ...hata olduğunu kabul ettiğini duydum. ...hata olduğunu kabul ettiğini duydum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and I was like, "Holy shit!" | Ben de "Vay canına!" dedim. Ben de "Vay canına!" dedim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I'm 40. He's 28. | Ben 40 yaşındayım. O da 28. Ben 40 yaşındayım. O da 28. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Shirley's got three kids! Whoo hoo! | Shirley'nin üç çocuğu vardı. Shirley'nin üç çocuğu vardı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
All my kids have different last names from me. Twice divorced. | Bütün çocuklarımın benden farklı soyadları var. İki kez boşandım. Bütün çocuklarımın benden farklı soyadları var. İki kez boşandım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Me, I always had to give him a hard time, | Bu konuda sürekli onun üzerine giderdim. Bu konuda sürekli onun üzerine giderdim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
so I'd tease him about nailing grandma. | Bir büyükanneyi becerdiğini söyleyip onu kızdırırdım. Bir büyükanneyi becerdiğini söyleyip onu kızdırırdım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And she seemed so incongruous | Onu kafamda Andrew'yla birlikte canlandırdığımda... Onu kafamda Andrew'yla birlikte canlandırdığımda... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
with who I would picture him with. | ...o kadar uygunsuz görünüyordu ki. ...o kadar uygunsuz görünüyordu ki. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
A person like that isn't just, like, completely normal | Öyle olmayan, yani tamamen normal görünen bir kişi... Öyle olmayan, yani tamamen normal görünen bir kişi... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and then, one day, they become a psycho, you know? | ...sonra bir gün birdenbire bir psikopat hâline geliyor. ...sonra bir gün birdenbire bir psikopat hâline geliyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I mean, there had to be some signs. | Yani bazı belirtiler olması gerekirdi. Yani bazı belirtiler olması gerekirdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
She'd just be really inappropriate with things. | Etrafındaki hiçbir şeye gerçekten yakışmıyordu. Etrafındaki hiçbir şeye gerçekten yakışmıyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Poor taste, things that she would say. | Uygunsuz, onun hakkında söylenebilecek şey bu. Uygunsuz, onun hakkında söylenebilecek şey bu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
She was always making sexually inappropriate comments. | Sürekli cinsel içerikli, açık saçık şakalar yapardı. Sürekli cinsel içerikli, açık saçık şakalar yapardı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
But never threatening. | Ancak asla bir tehdit oluşturmuyordu. Ancak asla bir tehdit oluşturmuyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We never thought of her as being threatening, | Onu asla bir tehdit olarak düşünmemiştik... Onu asla bir tehdit olarak düşünmemiştik... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
but, just, something was a little off. | ...ama yine de, az da olsa bir şeyler vardı. ...ama yine de, az da olsa bir şeyler vardı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Something wasn't right. | Doğru olmayan bir şeyler vardı. Doğru olmayan bir şeyler vardı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
She started calling me on a regular basis. | Düzenli aralıklarla beni telefonla aramaya başladı. Düzenli aralıklarla beni telefonla aramaya başladı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
She talked forever. | Sürekli konuşuyordu. Sürekli konuşuyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Crude things about their intimate relationship. | Andrew'yla yakın ilişkileri hakkında havadan sudan şeyler. Andrew'yla yakın ilişkileri hakkında havadan sudan şeyler. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
But I thought it was kind of odd when I met her | Onunla tanıştığım zaman doktorluk yapmayışının... Onunla tanıştığım zaman doktorluk yapmayışının... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
that she was not practicing. | ...garip olduğunu düşünmüştüm. ...garip olduğunu düşünmüştüm. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
She had finished residency for quite some time, | İhtisasını uzunca bir sürede bitirmişti... İhtisasını uzunca bir sürede bitirmişti... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and yet she was having trouble getting her credentials. | ...ve yeterlilik belgesini alma konusunda hâlâ sıkıntılar yaşıyordu. ...ve yeterlilik belgesini alma konusunda hâlâ sıkıntılar yaşıyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Nobody said anything 'cause we all respected Andrew. | Andrew'ya duyduğumuz saygıdan dolayı hiç kimse bir şey söylemiyordu. Andrew'ya duyduğumuz saygıdan dolayı hiç kimse bir şey söylemiyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And if he wasn't putting the pieces together or something, | Eğer parçaları bir araya getirip birleştirmediyse... Eğer parçaları bir araya getirip birleştirmediyse... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
it just makes me think he was just not caring. | ...bu bana, onun bu konuyu çok ciddiye almadığını düşündürüyor. ...bu bana, onun bu konuyu çok ciddiye almadığını düşündürüyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He was likely 4,000 miles away | Hayatının geri kalanında... Hayatının geri kalanında... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
from where he wanted to be for the rest of his life. | ...olmak istediği yerden 4.000 mil uzaktaydı. ...olmak istediği yerden 4.000 mil uzaktaydı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He had had a very difficult, | Heather'la yaşadığı... Heather'la yaşadığı... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
kind of heartbreaking type of situation with Heather. | ...yürek burkan durumdan dolayı acılar çekiyordu. ...yürek burkan durumdan dolayı acılar çekiyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Whatever happened with their breakup | Onların birlikteliğini sona erdiren şey her neyse... Onların birlikteliğini sona erdiren şey her neyse... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
really kind of devastated him | ...onu gerçekten harap etmiş... ...onu gerçekten harap etmiş... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and just left him vulnerable to someone like Shirley. | ...ve Shirley gibi birine karşı onu savunmasız bırakmıştı. ...ve Shirley gibi birine karşı onu savunmasız bırakmıştı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
"Andrew! | "Andrew!" dedim. "Andrew!" dedim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
You know you can do a lot better." | "Senin çok daha iyisini yapabileceğini biliyorum." "Senin çok daha iyisini yapabileceğini biliyorum." | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He said, "Ah, no, I really can't." | "Hayır, yapamam," dedi. "Hayır, yapamam," dedi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He'd poke fun at himself all the time. | Kendisiyle sürekli dalga geçerdi. Kendisiyle sürekli dalga geçerdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He'd say he was a short, portly little fella. | Kendisinin kısa boylu, iri yarı bir herif olduğunu söylerdi. Kendisinin kısa boylu, iri yarı bir herif olduğunu söylerdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I was dressed like I am now, not looking all that pretty... | Şu anda giyindiğim gibi giyinmiştim, bu kadar güzel görünmüyordu tabii. Şu anda giyindiğim gibi giyinmiştim, bu kadar güzel görünmüyordu tabii. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
...no comments please. | Yorum yapmayalım, lütfen. Yorum yapmayalım, lütfen. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
You don't need to go out with a woman | Daha iyisini yapamayacağını düşündüğün için... Daha iyisini yapamayacağını düşündüğün için... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
because you can't think you can do better. | ...herhangi bir kadınla çıkman gerekmez. ...herhangi bir kadınla çıkman gerekmez. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
It was a comfort. | Bu bir avuntuydu. Bu bir avuntuydu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And, in Newfoundland, it was somebody to be around | Newfoundland'da etrafında birisi vardı... Newfoundland'da etrafında birisi vardı... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and he enjoyed it. | ...ve o bundan hoşlanıyordu. ...ve o bundan hoşlanıyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We didn't have a commitment or big future plans. | Bir bağımız ya da gelecekle ilgili büyük planlarımız yoktu. Bir bağımız ya da gelecekle ilgili büyük planlarımız yoktu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We do date other people. | Başka insanlarla da çıkıyorduk. Başka insanlarla da çıkıyorduk. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Oh, it's just a senior year thing. | Okulda son yılıydı. Okulda son yılıydı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
After graduation, he came back to the U.S. | Mezun olduktan sonra Birleşik Devletler'e geri geldi. Mezun olduktan sonra Birleşik Devletler'e geri geldi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
to do a surgery residency in Syracuse, New York, | New York'ta, Syracuse'da cerrahi ihtisası yapacaktı. New York'ta, Syracuse'da cerrahi ihtisası yapacaktı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and he was miserable. | Ama çok mutsuz oldu. Ama çok mutsuz oldu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He hated it. | Bundan nefret ediyordu. Bundan nefret ediyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |