Search
English Turkish Sentence Translations Page 14275
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I screwed everything up. | ...için özür dilerim. | Daydream Nation-1 | 2010 | ![]() |
You saved me. | Sen beni kurtardın. | Daydream Nation-1 | 2010 | ![]() |
People will tell you nothing matters, | İnsanlar bize dünyanın yakında sona ereceğini,... | Daydream Nation-1 | 2010 | ![]() |
the whole world's about to end soon anyway. | ...bu yüzden hiçbir şeyin önemli olmadığını söylüyor. | Daydream Nation-1 | 2010 | ![]() |
But those people are looking at life the wrong way. | Ancak o insanlar hayata yanlış açıdan bakıyorlar. | Daydream Nation-1 | 2010 | ![]() |
I mean... | Demek istediğim,... | Daydream Nation-1 | 2010 | ![]() |
things don't need to last forever to be perfect. | ...hiçbir şey sonsuza kadar mükemmelliğini koruyamaz. | Daydream Nation-1 | 2010 | ![]() |
We found the first tape on the kitchen | İlk kasedi mutfak tezgahının üstünde bulduk, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I remember the smell. | O berbat kokuyu hala hatırlıyorum. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
The food was just putrid, like it had been | Yiyecekler sanki aylardır açıkta kalmış gibi çürümüşlerdi. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
There were two of them, covered in sheets, | İki ceset vardı ve ikisi de kanlar içindeydi. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
several feet apart. | Yanyana duruyorlardı. 1 | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Around them was a set of bloody foot prints. 1 | Ortalık bir sürü kanlı ayak izi doluydu. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
We did forensic analysis of those, | Teknik incelemeden sonra izlerin | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
and they came back to Father Patrick. | Peder Patrick'e ait olduklarını tespit ettik. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
About a mile from the house we found a car right over here. | Evin bir mil açığında bir araba bulduk, işte tam burada | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
When we ran the plates they came | Plakayı incelediğimizde | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
back to Father Isaac Hitchens. | Peder Isaac Hitchens'e ait olduğu ortaya çıktı. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Right over here were three sets of footprints. | Tam burada da üç farklı ayak izi daha bulduk. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
One set belonging to Sydney Irons, another | Biri Sydney Irons'a, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
to Father Patrick and a third belonging | diğeri Peder Patrick'e ve üçüncüsü de | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
to CPS worker Jennifer Borman. | ÇKH (Çocuk Koruma Hizmetleri) görevlisi Jennifer Borman'a aitti. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Closer to me right here there were two sets of prints. | Tam burada ise iki ayak izi daha vardı. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
It looked like they came later to the scene. | Sanki bunlar olaya sonradan dahil olmuş gibiydiler. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
We did analysis of those and it came back to CPS | Onları da incelediğimizde ÇKH görevlileri | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
workers David McCracken and Josh Riedford. | David Mc Cracken ve Josh Riedford'a ait olduklarını tespit ettik. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
We couldn't find any trace evidence or forensic | Ancak, tüm aramalarımıza rağmen, Peder Hitchens'a ait | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
When we did a directional analysis of all the prints | Ayak izlerinin gittikleri yönü incelediğimizde de | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
they all led one way, that way, towards the lake. | hepsinin göle doğru gittiklerini gördük. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Thanks to the surface level receding, the second | Yaptığımız yüzey araştırmaları sonucunda | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
of two tapes was found just a few weeks ago | bir kaç hafta önce ikinci kasedi kameranın içersinde | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
right over there still preserved inside the camera. | tam burada bulduk. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
The first tape left a lot of questions unanswered. | İlk kaset, bir çok sorumuzu yanıtsız bırakmıştı. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
And unfortunately, even after three years | Üç yıl aradan sonra, ne yazık ki ikinci kaset de | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
the second one just raises more. | daha bir çok soruyu cevapsız bırakıyor. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Anyway, that's it. | İşte, hepsi bundan ibaret. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Your favorite. | Al bakalım, istediğin buydu, herhalde. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Well, how much do I owe you for this? | Evet, borcum nedir, bunun için? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Don't worry about it. Put it on your tab. | Sorun değil, hesabına ilave ederim. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Well, let me know when we get to six figures. | Altı rakamlı sayılara geldiğinde haber ver. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I probably already own your house. | Åu an evine el koyabilirim. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
All right. We're rolling Jen. | Peki, o zaman. Sorun nedir? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
This is case number 0935085058, | Dava No. 0935085058, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
concerning Susan Elroy, age 14. | Susan Elroy, Yaş : 14. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
We're speaking with Principal Elliot West at | Daylight Kasabası Ortaokul ve Lise | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Daylight Junior and Senior High School. | Müdürü ile görüşme. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Interviewer is Jennifer Borman. | Görüşmeci : Jennifer Borman. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
So, if you wouldn't mind just take it from the top. | Sizce bir sakıncası yoksa, en baştan başlayalım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Well, Susan has always had it tough | Annesi onunla pek fazla ilgilenemediği için | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
because her mother's not around very much. | Susan hep zor zamanlar geçiriyordu. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
This was the first year that I actually had | İlk olarak bu sene ben onda bunun olumsuz | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
seen it begin to have some negative consequences. | sonuçlarını görmeye başlamıştım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
In what way is that? | Ne tür olumsuzluklar? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Well, talking back to teachers, dressing provocatively. | Hocalara karşılık vermeler, uygunsuz kıyafetler, falan. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Once I even had to remove her from the boy's | Bir keresinde onu erkekler tuvaletinde bir çocuğa zarar verirken | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
bathroom where she was traumatizing another student. | dışarı çıkarmak zorunda kalmıştım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
It was only when we discovered this, | Ama bunu bulduğumuzda, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
it all started to make some sense. | taşlar yerine oturmaya başladı. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Its the journal that you found, right? | Bu günlüğü siz mi buldunuz? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
No, Father Patrick brought it to me. | Hayır, günlüğü bana Peder Patrick verdi. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Isn't Susan a little old | Okul sonrası faaliyetlere katılmak için | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
She helps him out. | Bu faaliyetlere katılmayı seviyordu. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
The monastery is understaffed so | Manastırda fazla çalışan olmadığından | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
it's a prid quo pro situation. | Herkes da bundan kazançlı çıkabiliyordu. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
The school gets an after school program, and | Okul, okul sonrası faaliyetleri gerçekleştiriyordu, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
the students get volunteer hours for helping Patrick out. | öğrenciler de gönüllü olarak Peder Patrick'e yardım ediyorlardı. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Anyway, when Patrick showed this to me it set off all | Herneyse, Peder Patrick bu günlüğü bana gösterdiğinde | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
the usual red flags and I called you immediately. | alarm zilleri çalmaya baişladı, ben de sana haber verdim. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Would you mind reading the entry for me? | Giriş bölümünü okuyabilir misiniz? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
"November 2nd. | "2 Kasım." | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
"Brushed my teeth. | "Dişlerimi fırçaladım." | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
"When I came back to my room they were there again. | "Odaya döndüğümde, yine oradaydılar." | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
"Let them put their hands on me. | "Bana dokunmalarına izin verdim." | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
"Why would they do that?" | "Bunu neden yapmak istiyorlardı, bilmiyorum?" | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
The rest is just illustrations. | Kalanı ise bir sürü çizimden ibaret. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
That's the only written entry in the journal. | Günlükte yazılı olanların hepsi bu kadar. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
And did you talk to Susan about this? | Bu günlükle ilgili olarak hiç Susan'la konuşabildiniz mi? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
She sidestepped all my questions. | Sorduğum bütün soruların etrafından dolaştı. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
And what about her mother? | Peki, ya Annesi? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Kris? | Kris mi? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
We had a meeting, with Officer Boyd, Patrick, | Polis Memuru Boyd, Peder Patrick ve | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
and Julie Pyle, the Speech Team Coach. | Münazara Takımı Koç'u Julie Pyle ile bir toplantı yaptık. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
We told Kris the situation and Officer Boyd spoke with | Kris'e durumu anlattık, Memur Boyd da | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Susan alone, but Susan adamantly defended | Susan ile yalnız görüştü ama Susan kararlılıkla annesini savundu ve | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
her mother and insisted on going home with her. | onunla birlikte eve gitme konusunda ısrar etti. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Can I have Kris' address? | Kris'in adresini alabilir miyim? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Officer Boyd told Kris that you would need to speak with her | Memur Boyd, Kris'e senin onunla konuşmak isteyebileceğini söyledi ve | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
and she had her sign the consent form that you faxed over. | fakslamış olduğun formu ona imzalattı. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I need to get going. | Sanırım, gitmem gerekiyor. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I need to catch Father Patrick | Saint Odilia'dan ayrılmadan önce | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
before he leaves Saint Odilia's. | Peder Patrick'i yakalamam gerekiyor . | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Thank you so much Elliot. | Çok teşekkürler, Elliot. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Of course. | Bir şey değil. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
From Elliot's office. | Az önce Elliot'un ofisindeydim. 1 | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
You giving him more of that coffee he likes? | Hala ona, o çok sevdiği kahveden mi getiriyorsun? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Of course! | Evet, neden olmasın! | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I want to talk to you about Susan's journal. | Sizinle, Susan'ın günlüğü hakkında konuşmak istiyorum. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Its a shame we always have 1 | Hep bu şartlar altında | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
to meet under these circumstances. | karşılaşıyor olmamız çok kötü. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
It is the area where both of our jobs intersect. | İkimizin de mesleklerinin kesiştiği alan burası. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |