Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21202
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Let go of the child. | Bırak onu. Çocukla gidelim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I do all this all, so that everything can be saved. | Kurtuluşumuz için uğraşıyorum. Tüm bunlarım hepsini yaparım, bu yüzden herşey korunuyor olur. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Get out there. | Dışarı çık. Çık buradan.. | Gamgi-1 | 2013 | |
| You are just a person who live just for yourself. | Sen kendinden başkasını düşünmüyorsun. Sen sadece kendi hayatını yaşayabilecek birisin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| It's only a little blood, damn it, get out! | Bir kaç damla kan, lan, çık dışarı. Bu sadece biraz bir kan, lanet olsun, defol! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Shoot Don't move | Ateş et. Kımıldama. Vur Kıpırdama | Gamgi-1 | 2013 | |
| Shoot I told you, don't move | Ateş et. Kımıldama, dedim. Vur Sana söyledim, kıpırdama | Gamgi-1 | 2013 | |
| Anyway, I couldn't survive, Why don't you shoot me? | Zaten öleceğim, vur gitsin. Zaten artık kurtulamam. Neden beni vurmuyorsun? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ji Goo, you hear me? | Ji Goo, beni duyuyor musun? Ji Goo, beni duyuyor musun? | Gamgi-1 | 2013 | |
| You should not pass. | Geçemezsiniz. Geçemezsin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Why now not allowed? | Neden? Az önce izin aldım. Åimdi niye izin vermiyorsunuz? | Gamgi-1 | 2013 | |
| The Commander reversed his decision. | Komutan, kararını onamadı. Komutan, kararını değiştirdi. | Gamgi-1 | 2013 | |
| You don't believe me? | Bana inanmıyor musunuz? Bana inanmıyor musun? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Leave it all to me | Hepsini bana bırakın. | Gamgi-1 | 2013 | |
| We have found the person with antibodies! | Antikor üretmiş birini bulduk. Antibiyotik verilen kişiyi bulmak zorundayız! | Gamgi-1 | 2013 | |
| No way. | İmkânsız. Olamaz. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'm not going to be sway by speculation, | Spekülasyonlara kulak kabartmayacağım. Ben çıkan yaygaradan etkilenecek değilim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| My duty is not just not to protect Korea, | Benim görevim sadece Kore'yi değil, Benim görevim, sadece ve sadece Kore'yi korumak değil, | Gamgi-1 | 2013 | |
| but to save guard the whole of the rest of the world. | ...dünyanın tüm kalanını da korumak. Dünyanın geri kalanını korumak içinde kurtarmalıyım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| You need to stop the operation, | Operasyonu durdurmalısınız. Operasyonu durdurmak zorundasın, | Gamgi-1 | 2013 | |
| We found the antibodies, Snyder. | Antikor bulduk, Snyder. Biz antibiyotiği bulduk, Snyder. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Snyder! | Snyder. Snyder! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Uncle! | Amca. Ajussi! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Get out. | Dışarı çık. Git buradan. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Defense Commander, I ordered pre emptive strikes against protestor. | Kumandan, protestoculara karşı ateş etme yetkisi verilmiştir. Savunma komutanı, ben protestocuları önlemek için emir verdim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Anybody crossing the orange line. | Turuncu çizgiyi geçen herkesi vurun. Turuncu hattı kimse geçemez. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Shoot on sight. | Atışa hazır ol. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I want to pass. | Geçmek istiyorum. Ben geçmek istiyorum. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Doctor, you should not go there. | Doktor hanım, oraya gidemezsiniz. Doktor, buradan gitmelisin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Go and find the kid. I'm fine. | Git, çocuğa bak, ben iyiyim. Git ve çocuğu bul. Ben iyiyim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Go on. | Git. Çabuk ol. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Mom ... mom ... | Anne. Anne...Anne... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Do not cross the orange line... | Turuncu çizgiyi geçmeyin. Turuncu hattı geçemezsiniz... | Gamgi-1 | 2013 | |
| If you want to get rid of us, you have to shoot us, you bastard! | Bizden kurtulmak istiyorsanız, vurun, pislikler. Eğer bizden kurtulmak istiyorsan, bizi vurmalısın, kahrolası! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Keep holding hands! | Ellerinizi bırakmayın. Ellerinizi havaya kaldırın! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Don't back down! | Vazgeçmek yok. Geri adım atmayın! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Don't retreat ... | Geri çekilmeyin. Geri çekilemezsiniz.... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Mom. | Anne. Anne | Gamgi-1 | 2013 | |
| Don't come here ... | Gelme. Buraya gelme ... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Doctor Kim, | Doktor Kim. Doktor Kim, | Gamgi-1 | 2013 | |
| It that one of your doctor? | Bu, o doktor değil mi? Sen doktorlardan biri değil misin? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Yes sir, Mr. President. | Efet efendim, Sayın Başbakanım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Mom ... Mom ... | Anne. Anne ... Anne ... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Mom... | Anne. Anne.. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Do not come here. | Gitme. Sakın buraya gelme. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Shoot. | Ateş et. Vur. | Gamgi-1 | 2013 | |
| No Captain. | Olmaz, kaptan. Hayır kaptan. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Quickly shoot! | Et, diyorum. Çabuk vur! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Don't come here Mi Reu ... | Gelme, Mi Reu. Buraya gelme Mi Reu ... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Do not shoot my mom... | Annemi vurmayın. Mi Reu. Anneme ateş etmeyin... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Don't shoot my mom ... Mi Reu | Annemi vurmayın. Mi Reu. Anneme ateş etmeyin... Mi Reu | Gamgi-1 | 2013 | |
| No, it's too dangerous. | Hayır, çok tehlikeli. Hayır bu çok tehlikeli. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Do not shoot my mom... | N'olur, annemi vurmayın. Anneme ateş etmeyin... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Do not shoot my mom ... | N'olur, annemi vurmayın. Anneme ateş etmeyin... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Mi Reu, child come here quickly. | Mi Reu, buraya gel. Mi Reu,çabuk gel buraya . | Gamgi-1 | 2013 | |
| Come quickly, we can pass. | Koşun, geçebiliriz. Çabuk gel, hemen geçebiliriz. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Snyder, tell them to hold the fire. | Synder, ateş emrini askıya al. Snyder, Onlara ateş etmemelerini söyle. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Commander, I'm the President | Kumandan, Başkan konuşuyor. Komutanım, ben Başbakanım | Gamgi-1 | 2013 | |
| Do not shoot. Do not shoot. | Ateş etmiyorsunuz. Ateş etmeyin. Vurma. Sakın vurma. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Launch secondary strikes as planned | Planlandığı gibi ikinci ateşi hazırlayın. Planın ikinci aşaması başladı. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Fighter bombers confirmed your position, please. | Bombardıman uçakları, konum bildirin, lütfen. Bombardıman ekibi, konumunuzu lütfen doğrulayın! | Gamgi-1 | 2013 | |
| What did you say? | Ne dedin? Sen ne söyledin? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Fighter bombers! | Bombardıman mı! Bombardıman mı! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Just in case, the ROK army losses control on the ground. | Kore ordusu karadaki kontrolünü kaybederse diye, Sadece bu durumda, ROK(Kore Cumhuriyeti ) ordusu tüm kontrolü kaybeder. | Gamgi-1 | 2013 | |
| We scrambled two fighter bombers. | ...bombardıman uçakları hazırladık. Biz iki bombardıman çağırdık . | Gamgi-1 | 2013 | |
| South east of Bundang, | Bundang'ın güneydoğusu. Bundang'ın güney doğusunda, | Gamgi-1 | 2013 | |
| Confirm the drop location. | Hedef bildirimi bekleniyor. Düşen yeri onaylayın. | Gamgi-1 | 2013 | |
| General, confirmed the location. | General, hedef bildirin. General, Yerinizi bildirin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Will do, Sir. | Tamam, efendim. Tamam efendim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| What is this? | Neler oluyor? Bu ne? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Where is the child with antibodies? | Kamerayı çocuğa yönlendir. Antibiyotik olan çocuk nerede? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Mr. President please refer to the screen. | Sayın Başkan, lütfen ekrana bakın. Sayın Başbakan, lütfen ekrana bakın. | Gamgi-1 | 2013 | |
| That child. That child. | Şu çocuk. Şu çocuk. Bu çocuk, bu çocuk. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Successfully recovered and survived. | Hastalığı atlatıp hayatta kaldı. Başarılı bir şekilde kurtarıldı ve yaşıyor... | Gamgi-1 | 2013 | |
| This child survived the deadly flu, I saw it myself. | Bu çocuk ölümcül gribi atlattı, ben kendim gördüm. Bu çocuk ölümcül gribi atlattı... Ben kendim gördüm. | Gamgi-1 | 2013 | |
| How do we determine whether the child has antibodies or not? | Çocukta antikor olup olmadığını nasıl tespit edebiliriz? Çocuğun antibiyotiğe sahip olup olmadığını nasıl belirleyebiliriz? | Gamgi-1 | 2013 | |
| First of all we must stop the assault. | Öncelikle ateş emrinin durması lazım. Her şeyden önce saldırıyı durdurmalıyız. | Gamgi-1 | 2013 | |
| We have not been able to prove whether the child's body has antibodies. | Çocukta antikor var mı yok mu emin bile değiliz. Çocuğun vücudunda antibiyotik olup olmadığını kanıtlayamadık. | Gamgi-1 | 2013 | |
| So let's prove it. | Emin olalım, o zaman. Bu yüzden bunu ispat edelim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Secretary of State, immediately contact the Defense Minister. | Sekreter Bey, hemen Savunma Bakanı'nı bağla. Dış işleri bakanı, hemen savunma bakanı ile iletişime geçin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Command to defend the capital is under the President's jurisdiction, right? | Şehri koruma emri yetkisi Başkan'da, değil mi? Merkezin savunma yetkisi, Başbakanın yetkisi alanında, değil mi? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Here... It connected, Sir... | Hatta, Başkan Bey. Burada... Bağlandı efendim.. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Defense Minister, this is the President. | Savunma Bakanım, Başkan konuşuyor. Savunma Bakanı, ben Başbakan. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I am the Secretary of State Defense, what can I do for you, Mr. President? | Ben Savunma Bakanlığı sekreteriyim, nasıl yardımcı olabilirim, Sayın Başkan? Ben Savunma Bakanı, sizin için ne yapabilirim, sayın Başbakan? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Prepare anti aircraft missiles | Uçaksavarlar füzelerini hazırlayın. Anti uçak füzeleri hazırlayın. | Gamgi-1 | 2013 | |
| If you see any air crafts over the sky of Bundang, immediately shoot it down. | Bundang semalarında savaş uçağı görürseniz, hemen indirmenizi emrediyorum. Eğer Bundang'ın gökyüzünde füzeler görürseniz, onları hemen vurun. | Gamgi-1 | 2013 | |
| This is unacceptable. | Bu yaptığınız kabul edilemez. Bu kabul edilemez. | Gamgi-1 | 2013 | |
| You have no authority to countermand my order ... | Benim emrimi geri çevirme yetkisine sahip değilsiniz. Siz benim emrimi iptal etmek yetkisine sahip değilsiniz. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Those people, they are my people. | Oradaki insanlar, benim insanlarım. Bu insanlar, onlar benim insanlarım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Sir, I officially demand you withdraw your order. | Efendim, sizden resmî olarak emrinizi geri almanızı talep ediyorum. Efendim, sizin emrinize uymayı reddediyorum. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Synder, I officially warn you, | Synder, sizi resmî olarak uyarıyorum, Synder, seni resmi olarak uyarıyorum, | Gamgi-1 | 2013 | |
| I will shoot them down. | ...ateş edilecek. Onları vuracağım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| All citizens, please go. | Vatandaşlar, lütfen geri gidin. Tüm vatandaşlar, lütfen gidin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I got eyes on the target. I got eyes on the target. | Hedef görüş alanına girdi. Hedef görüş alanına girdi. Gözlerimi hedefe kitledim. Gözlerimi hedefe kitledim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Snyder, We're ready to strike the target. | Snyder Bey, hedef vurulmaya hazır. Snyder, Biz hedefi vurmaya hazırız. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Target locked, confirmation to fire. | Hedefe kilitlenildi, ateş emri bekleniyor. Hedefe kitlen, atış onaylandı. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Mr. Presidential the air crafts has entered the missile's shooting range. | Başkan Bey, uçaklar uçaksavarların menziline girmiş. Sayın Cumhurbaşkanı, füzeler atış alanına girmiştir.. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Get ready to launch. | Ateşe hazırlansınlar. Başlamak için hazır ol. | Gamgi-1 | 2013 | |
| General. | General. General. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Mission Aborted. | Görev iptal edildi. Görev durduruldu. | Gamgi-1 | 2013 |