Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20332
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
He gave me an address. | Bana adresini verdi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
An address? | Adres mi? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
He said that someone was coming to look him up. | Birinin kendisini bulmak için geleceğini söyledi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
He didn't say anything about it being his old man. | Yaşlı bir adam olduğu hakkında herhangi bir şey söylemedi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Bill, I'll leave the keys on my desk. OK? | Bill, anahtarları masaya bırakırım. Tamam mı? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
That's fine. Thanks, Teri. Good night. | Bu iyi. Teşekkürler, Teri. İyi geceler. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Dave, he said he'd come back and finish me off. | Dave, dönüp işimi bitireceğimi söylemiş. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
So, if it's you or the police that finds him first, | Peki, senden önce onu polis bulacak olursa... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
just make sure that he stays the fucking hell away from me. | ...sadece benden uzakta bir yerde olacağından emin ol. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Who's Franklyn? | Franklyn kim? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
That's the address. All right? | Adres o. Tamam mı? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Myjob's done. | İşim bitti. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
You didn't mention you were coming by. Come and say hello. | Geleceğinden bahsetmedin. Gel ve merhaba de. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
No, thanks. I need to speak to you. It won't take long. | Hayır, teşekkürler. Seninle konuşmalıyım. Uzun sürmez. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Darling, I'm in the middle of... | Hayatım, bir toplantının tam ortasında... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
What is it, sweetheart? I'll be in the study. | Ne oldu, tatlım? Çalışma odasında olacağım. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I'm so sorry. I... | Çok özür dilerim. Ben... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Please excuse me. | Lütfen, affedersiniz. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
What are you doing here? You knew I had guests. | Burada ne yapıyorsun? Misafirlerim olduğunu biliyordun. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Please, Mother, sit down. I beg your pardon? | Lütfen, anne, otur. Özür dilerim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
The sooner you sit, the sooner I'll be gone. | Ne kadar erken oturursan o kadar erken bitiririm. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I want to talk about fairy tales. | Peri masalları hakkında konuşmak istiyorum. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
If a god is willing to prevent evil, but not able, | Eğer Tanrı kötülüğü durdurmak istiyor, fakat durduramıyorsa... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
then he is not omnipotent. | ...o zaman her şeye gücü yeten değildir. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
If he is able but not willing, then he must be malevolent. | Eğer gücü var, fakat durdurma isteği yoksa, o zamanda kötü niyetlidir. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
If he's neither able or willing, then why call him a god? | Eğer ne istediği ne de gücü yoksa, ona neden Tanrı deniyor ki? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Why else do bad things happen to good people? | İyi insanların başlarına neden kötü şeyler geliyor? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I always remembered it as bedtime stories. | Yatak hikâyelerini hiçbir zaman hatırlamadım. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
But bad ones. | Fakat kötü olmaları... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Stories with horrible endings. | ...korkunç sonları olan hikayeleri hatırlarım. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Emilia... Instead of "happy ever after", | Emilia... Artık mutlu olmak isteğiyle... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
the Princess would wake up... | ...prenses uyanır... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
.. and her Prince... | ...ve prensi... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
.. would have left her. | ...onu terk etmiştir. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
What do you want from me, Emilia? | Benden ne istiyorsun, Emilia? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I want you to admit... | Bildiklerini... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
.. that you knew about it. | ...kabullenmeni istiyorum. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
That you remember. | Bunu unutma. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
That you've had to live with it all this time, just like I have. | Onca zaman bununla yaşadın, tıpkı benim yaptığım gibi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Is this what it's all been about? | Her şey bununla mı alakalı? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
The way your father treated you? | Babanın sana davranış şekli mi? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I just wanted you to be on my side. | Yalnızca benim tarafımda olmanı istedim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
He had a business trip. | Bir iş seyahatine çıktı. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Usually, I hated him going away, | Çoğunlukla, gitmesinden nefret ederdim... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
but this one was a godsend. | ...fakat bu sefer ki bir mucizeydi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
The moment his foot was out of the door, I packed everything up and took you away. | Adımını dışarı attığın an her şeyi paketledim ve oradan ayrıldım. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Just like that. | İşte böyle. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I hoped we'd... we'd both forget, | Bizleri unutacaklarını umut ettim... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
move on. | Devam etti. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I have to go now. I have a project to finish. | Artık gitmeliyim. Bitirmem gereken proje var. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Peter. Mr Tarrant. | Peter. Bay Tarrant. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Please have a seat. Thank you. | Lütfen, oturun. Teşekkürler. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
This is Frank Grant, David's Military Welfare Officer. | Beyefendi Frank Grant, David'in askeri yardım görevlisi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I hope you don't mind if he joins us. | Umarım, katılmamın sizin için bir sakıncası yoktur. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Mr Esser. | Bay Esser. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Peter, on the whole, we both felt it would have been wiser if you'd stayed at home. | Peter, her şeyi hesaba katacak olursak... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
When you find David... what will happen? | David'i bulduğunuz zaman ne olacak? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Well, obviously, he'll be returned to this institution immediately. | Evet, açıkçası, o bir an önce bu kuruma geri getirilmeli. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
He was getting so much better. The letter you sent... | Sağlık durumu çok daha iyiye gidiyordu. Gönderdiğiniz bu mektupta... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
David's home visit is a little redundant now. | David için ev ziyaretleri artık lüzumsuz. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
As I told you, David took advantage of his assessment hearing to escape. | Söylediğim gibi, David kaçmak için ondan duyduğu değerlendirmelerden faydalandı. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
He was being fitted with a tag when he went out of control. | Kontrolden çıktığı zaman bir ceza ile karşı karşıya geldi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
What... what is it? What's happened? | Ne... Bu da ne? Ne oldu? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Mr Esser, your son assaulted two hospital orderlies... | Bay Esser, oğlunuz iki hastane çalışanına saldırdı... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
.. one ofwhom died of his injuries this morning. | ...ve onlardan biri bu sabah hayatını kaybetti. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
We also have reason to believe | Üstelik yanında beylik tabancası olduğuna... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
there's a chance he may still have his service weapon. | ...inanmak için nedenimiz var. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Essentially, he's possibly armed. | Aslında, büyük ihtimalle silahlı. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Are you ready to listen to us now, Peter? | Artık bizi dinlemeye hazır mısın, Peter? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Mr Tarrant, if I... | Bay Tarrant, eğer... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
If I talk to David... | ...David'le konuşup... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
.. talk some sense into him... | ...hislerini anlayabilirsem... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
.. would you at least reconsider? | ...en azından bir kez daha düşünmesini sağlayabilirim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Peter, if you have any idea where David is, you have to tell us. | Peter, David'in nerede olduğuyla ilgili... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
The police are involved now. | Artık polis işin içinde. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I... I... I don't know where he is. | Onun nerede olduğunu bilmiyorum. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Your daughter was killed playing in the street outside your house | David, Irak'tan dönmeden iki hafta önce... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
just two weeks before David came back from Iraq. | ...sen evdeyken, kızın sokakta oynarken öldürüldü. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
What's Sarah got to do with it? Why are you talking about this? | Sarah'ın bununla ne alakası var? Bundan neden bahsediyorsun? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
We think it's key to David's condition. | Bunun David'in durumunun anahtarı olduğunu düşünüyoruz. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
It was clear from his evaluation that he holds an individual responsible. | Onun sorumlu gördüğü bir kişi olduğu oldukça açık. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Now, you wouldn't happen to know who that might be? | Şimdi, bunun kim olabileceğini biliyor musunuz? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
God, maybe? | Belki de Tanrı? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
It was God's will that Sarah was taken from us. | Sarah'ın bizden alınması Tanrının isteğiydi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
We spoke to Anne earlier today, Peter. | Bugün erken saatlerde Anne ile konuştuk, Peter. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
She seemed to think that you were fairly convinced | David'i bulma konusunda Tanrının yardımına... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
of God's hand in finding David. | ...oldukça inanmış bir halde olduğunuzu düşünüyor gibiydi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Your ex wife thinks you're deluded. Frank! | Seni eski eşinin kandırdığını düşünüyorsun. Frank! | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
What are you saying? Why would she say that? | Ne diyorsun? Bunu neden söyledin? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I came here to help. | Yardım etmeye geldim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
To help bring my son back home. | Oğlumu eve geri getirmeye yardım etmek için. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Peter, if he does in any way hold you responsible, | Peter, eğer bir şekilde seni sorumlu tutarsa... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
however mistaken... | ...gel gör ki, yanılmakta dahi olsa bile... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
.. there's no telling what he might do, if you approached him. | ...eğer ona yaklaşacak olsaydın, ne söylediğini bilemeyecektin. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
We have been severely tested as a family, Mr Tarrant. | Ailecek çok sert bir şekilde test edildik, Bay Tarrant. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
But I have trust in God. | Fakat hala Tanrı'ya inancım var. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I... I should go back to Cambridge. | Cambridge'e dönmeliyim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I... I think you're right. I... I should wait for him there. | Sanırım haklısınız. Onu burada beklesem iyi olacak. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Thank you very much. Thank you. | Çok teşekkürler. Teşekkürler. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
So, Wormsnakes told me he delivered my message. | Yılan, mesajımı ilettiğini söyledi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |