• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19054

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
* Can you become * Evet. Orada korkunç bir şey gelecek başına. * Gelebilir misin sence * Felicity-1 1998 info-icon
* New wallpaper * Nasılsın? * Yeni bir duvar kâğıdı * Felicity-1 1998 info-icon
* New version of you * Beni istediğini eninde sonunda anlayacaksın... * Sen artık yeni biri oldun * Felicity-1 1998 info-icon
* New version of you * Kendime başka bir partner bulacağım. İyi şanslar. * Sen artık yeni biri oldun * Felicity-1 1998 info-icon
I'm sure you've all had an opportunity Şimdiye kadar herkesin adaptasyon paketini... Felicity-1 1998 info-icon
to review your orientation packets, ...gözden geçirme fırsatı bulduğuna eminim. Felicity-1 1998 info-icon
so you know that you have only three days to learn the opening number. Hepiniz açılış parçasını öğrenmek için sadece 3 gününüz olduğunu biliyorsunuz. Felicity-1 1998 info-icon
Apart from our regular rehearsals, Bunun anlamı da, normal provalarımız dışında... Felicity-1 1998 info-icon
I strongly suggest that you practice at home. ...mutlaka evde de prova yapmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Felicity-1 1998 info-icon
Also, don't forget we have a photo shoot at 11:00 sharp. Ayrıca saat tam 11'de fotoğraf çekimi olduğunu unutmayın. Felicity-1 1998 info-icon
It's for promotional purposes, so hair and makeup will be provided. Promosyon amaçlıdır, bu yüzden saç ve makyaj tarafımızdan sağlanacaktır. Felicity-1 1998 info-icon
Yeah, it's really different. Evet, çok farklı oldum. Felicity-1 1998 info-icon
Huh? The colors really make your features pop. Renkler hatlarını cidden öne çıkartıyor. Felicity-1 1998 info-icon
And I'm telling you, a little dab of hemorrhoidal Göz çevresine bir damla hemoroidal... Felicity-1 1998 info-icon
cream around the eyes gets rid of the puffiness. ...krem uygularsan, şişkinliğini indirir. Felicity-1 1998 info-icon
They... Oh, thank you. I'm gonna go work on some other girls. Teşekkür ederim. Diğer kızlar üzerinde çalışacağım. Felicity-1 1998 info-icon
Holler if you need anything. Okay. Bir şeye ihtiyacın olursa, çağır. Tamam. Felicity-1 1998 info-icon
You are beautiful! Neden bunlardan bahsediyorsun? Ödevim yayınlanırsa ve Ryan Baer üstünde benim ismimi görürse ne olacak? Çok güzelsin. Felicity-1 1998 info-icon
They go a little overboard, huh? Yeah. I mean, Aşırıya kaçıyorlar, değil mi? Evet. Yani... Felicity-1 1998 info-icon
I've never been this made up in my life. ...hayatımda hiç bu kadar süslenmemiştim. Felicity-1 1998 info-icon
Next time, tell 'em, no hairspray, easy on the eye shadow. Bir dahaki sefere, sprey istemem, farı da abartma de. Felicity-1 1998 info-icon
'Cause they love that stuff. Çünkü bunlara bayılıyorlar. Felicity-1 1998 info-icon
I'm Sarah. I'm Felicity. Sarah. Felicity. Felicity-1 1998 info-icon
Have you been in one of these things before? Bunlardan birine daha önce hiç katılmış mıydın? Felicity-1 1998 info-icon
One? Try eight. Birine mi? Sekizine. Felicity-1 1998 info-icon
It's great for me. I'm a singer, so it's great exposure. Benim için harika. Şarkıcıyım ve görünmek için çok iyi bir fırsat. Felicity-1 1998 info-icon
I haven't been in one, so if you have words of wisdom... Ben hiç katılmadım, eğer özlü tavsiyelerin varsa Felicity-1 1998 info-icon
I think this is my hairbrush. I'm sorry. It was just sitting on... Sanırım bu fırça benim. Pardon. Sadece burada duruyordu Felicity-1 1998 info-icon
This happened at Miss Empire State. Aynısı Bayan Empire State'te de oldu. Felicity-1 1998 info-icon
I never saw my Conair defuser again. Conair marka saç şekillendiricimi bir daha hiç görmedim. Felicity-1 1998 info-icon
She said she was sorry. Özür diledi ya. Felicity-1 1998 info-icon
I have to waste 20 minutes cleaning out your hair. Şimdi senin saçlarını temizlemek için 20 dakikamı harcayacağım. Felicity-1 1998 info-icon
Hi. Have you seen Felic... Merhaba, Felicity'yi gördünüz mü Felicity-1 1998 info-icon
What they do to you? I don't know. Sana ne yaptılar böyle? Bilmiyorum. Yemek Felicity'lerde. O da orada olacak. Felicity-1 1998 info-icon
See you at the photo shoot. Fotoğraf çekiminde görüşürüz. Felicity-1 1998 info-icon
All right. Nice to meet you. Same here. Tamam. Tanıştığımıza çok memnun oldum. Ben de. Felicity-1 1998 info-icon
Now, don't get too close to these girls. They're killers. Bu kızlarla çok yakınlaşma. Hepsi birer cadıdır. Felicity-1 1998 info-icon
She was actually nice. O kız çok iyi davrandı. Felicity-1 1998 info-icon
You know I love you, but you are so gullible, you're like a sea bird. Seni sevdiğimi bilirsin ama çok safsın, bir deniz kuşu gibi. Felicity-1 1998 info-icon
I scooped out the entire area, and you are Etrafa şöyle bir göz attım ve... Felicity-1 1998 info-icon
the most gorgeous one by a million miles. ...açık ara en güzelleri sensin. Felicity-1 1998 info-icon
Except for this set decorator, who's like this Adonis... Adonis'e benzeyen sahne tasarımcısı hariç Felicity-1 1998 info-icon
Javier. I'm just looking. Javier. Sadece bakıyorum. Felicity-1 1998 info-icon
The point is, you are going to take home the crown. Önemli olan, tacı eve sen götüreceksin. Felicity-1 1998 info-icon
We just have to do something about this hair. Ama önce saçlarına bir şeyler yapmalıyız. Felicity-1 1998 info-icon
If Elvis were alive, believe me, you'd be living in Graceland. Hayatının aşkı Benjamin nerede? Eğer Elvis hayatta olsaydı, inan bana Graceland'de yaşıyor olurdun. Felicity-1 1998 info-icon
It's unusual for me to be doing this for a graduate. Mezun olmuş biri için bunu yapmak benim için de alışılmış bir durum değil. Felicity-1 1998 info-icon
I usually only work with current students, Okulun rehber danışmanı olarak genelde... Felicity-1 1998 info-icon
being the school guidance counselor. ...okula devam eden öğrencilerle çalışırım. Felicity-1 1998 info-icon
I know, and I appreciate it. I just... I didn't know what else to do. Farkındayım ve çok teşekkür ederim. Sadece başka ne yapacağımı bilemedim. Felicity-1 1998 info-icon
Outstanding G.P.A. Not ortalaması mükemmel. Felicity-1 1998 info-icon
Lot of extracurricular. Bir sürü ders dışı faaliyet. Felicity-1 1998 info-icon
Oh, you were an R.A. Yeah, yeah, I was an R.A. Kat danışmanıymışsın. Evet, evet, kat danışmanıydım. Felicity-1 1998 info-icon
"Loser Pet Store." "Zavallı Evcil Hayvanlar Mağazası." Felicity-1 1998 info-icon
That's funny. Why don't you have a job? Çok komik. Neden bir işin yok? Felicity-1 1998 info-icon
Uh, well the dot com industry tanked, Lauren Philadelphia'daymış. Aslında ".com" endüstrisi dibe vurdu... 1 Felicity-1 1998 info-icon
and it took down computer graphics with it. 1 ...beraberinde bilgisayar bazlı tasarımı da götürdü. Felicity-1 1998 info-icon
I just need a lead, or a tip or something, to help. Yardımı olsun diye yol gösterecek bir şeye, bir ipucuna filan ihtiyacım var. Felicity-1 1998 info-icon
You know, people always need help, Mr. Crane. İnsanların her zaman yardıma ihtiyacı vardır, Bay Crane. Felicity-1 1998 info-icon
Yeah. Well, that's... Yeah, that's sort of why I'm here. Evet. Ben de... evet, benim de burada bulunma sebebim budur. Felicity-1 1998 info-icon
No, I mean help as in guidance. Hayır, yol gösterecek bir yardıma ihtiyacım var. Felicity-1 1998 info-icon
Counsel. Danışmanlığa. Felicity-1 1998 info-icon
I'm leaving, and this job is wide open. Belki de adamı yanlış anladın. Yanlış anlamadım. Ayrılıyorum ve bu iş müsait. Felicity-1 1998 info-icon
You're offering me your job? Bana kendi işinizi mi öneriyorsunuz? Felicity-1 1998 info-icon
Medical, pay's not bad, and no boss looking over your shoulder. Sağlık sigortası, maaş da fena değil ve omzundan bakan bir patron yok. Felicity-1 1998 info-icon
This chair is a hot seat of opportunities. Ya resimlerime bakıp, iyi olmadığımı söylerse? Bu sandalye bir fırsatlar kapısı. Felicity-1 1998 info-icon
Every job that comes in, you're the first to hear about it. Nişanlandık. Nişanlandık. Dur bakalım biraz. Cadılığın uç noktasında. Her iş fırsatını ilk önce sen duyarsın. Felicity-1 1998 info-icon
Isn't that a conflict of interest? Menfaat çatışması yaratmaz mı? Felicity-1 1998 info-icon
Great that you're putting the students ahead of yourself. I used to do that. Öğrencilere kendinden daha çok değer vermen harika. Ben de öyleydim. Felicity-1 1998 info-icon
I told you we were cutting you off from the family. Seni reddediyoruz derken... Felicity-1 1998 info-icon
I meant entirely... personally and financially. ...tamamen ediyoruz demek istemiştim. Şahsen ve mali olarak. Felicity-1 1998 info-icon
I don't understand. You know Sean. You like him. Anlamıyorum. Sean’ı tanıyorsunuz, onu sevdiniz. Felicity-1 1998 info-icon
He has his own charm, that's true. Kendine has bir çekiciliği var, kabul ediyorum. Felicity-1 1998 info-icon
But what does he do all day? I don't know. Things. Ama bütün gün ne yapar ki? Bilmiyorum. Bir şeyler. Felicity-1 1998 info-icon
Stuff, I... He has a great Bir şeyler... karides restoranı... Felicity-1 1998 info-icon
idea for a shrimp restaurant. ...için harika bir fikri var. Felicity-1 1998 info-icon
Restaurants are money pits, and shrimp's packed with cholesterol. Harika! Tamam. Restoranlar parayı yutar, kurutur ve karideste çok kolesterol var. Felicity-1 1998 info-icon
It's worse than duck. Fine. He'll think of something else. Ördekten de daha çok. Peki. Başka bir şey düşünür. Felicity-1 1998 info-icon
He always does. Devamlı düşünüyor. Tatlım. Felicity-1 1998 info-icon
Honey, I know right now these schemes are fun and amusing. Bu üçkağıtların şu anda hoş ve eğlenceli gelmesini anlıyorum. Felicity-1 1998 info-icon
But ten years from now, your friends will be Ama 10 yıl sonra bütün arkadaşların... Felicity-1 1998 info-icon
married to successful lawyers and businessmen, ...başarılı avukatlar ve iş adamlarıyla evli olacak ve... Felicity-1 1998 info-icon
and you'll be with this guy who's trying to come up with the next can opener. ...sen başka bir konserve açacağı icat etmeye çalışan bu çocukla olacaksın. Felicity-1 1998 info-icon
Speaking of successful lawyers, I ran into John Eisendrath. Başarılı avukatlardan söz açılmışken, John Eisendrath'a rastladım. Felicity-1 1998 info-icon
He's an associate at Patterson Belnap. Patterson/Belnap'ın kıdemli avukatlarından. Felicity-1 1998 info-icon
He gave me his card. Call him. Bana kartını verdi. Çocuğu ara. Felicity-1 1998 info-icon
Dad, I'm married now. Sean is my husband. Baba, ben artık evliyim. Sean eşim. Felicity-1 1998 info-icon
You don't have to decide right away. Take a little time. Think about it. Hemen karar vermen gerekmiyor. Acele etme. Biraz düşün. Felicity-1 1998 info-icon
Make sure this is what you want... İstediğinin bu olduğuna... Felicity-1 1998 info-icon
that you're ready to make this kind of a sacrifice. ...böyle bir fedakârlığa hazır olduğuna emin ol. Felicity-1 1998 info-icon
Then let me know. Hey, sana harika bir tişörtüm var. Sonra bana haber ver. Felicity-1 1998 info-icon
Okay, the interview portion is 40%, which you'll ace for sure. Pekâlâ, mülakat kısmının payı %40, bence kesinlikle 12'den vurursun. Felicity-1 1998 info-icon
Then the talent portion is 30%. Do you know what you're gonna do? Yetenek kısmı ise %30. Ne yapacağına karar verdin mi? Felicity-1 1998 info-icon
What was that? Hey. I thought this was important to you. * Sen artık yeni biri oldun * Ne dedin? Hey. Bunun senin için önemli olduğunu sanıyordum. Felicity-1 1998 info-icon
It is. I just... Önemli. Sadece Felicity-1 1998 info-icon
I have a lot going on right now. Makes school seem less important. Bir sürü şey yaşamaktayım. Okul en önemsizi gibi geliyor. Felicity-1 1998 info-icon
What are you talking about? Sen neyden bahsediyorsun? Javier, müşteri geldi. Felicity-1 1998 info-icon
I'm late. Gecikti. Felicity-1 1998 info-icon
Do you mean what I think you mean? Sandığım şeyi mi kastediyorsun? Felicity-1 1998 info-icon
Well, maybe it's just stress. Belki strestendir. Felicity-1 1998 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19049
  • 19050
  • 19051
  • 19052
  • 19053
  • 19054
  • 19055
  • 19056
  • 19057
  • 19058
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim