Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18863
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
goes through pain and sorrow in the throes of childbirth. | ...çektiği sancıları, acıları ve ızdırapları onlara anlatmış. ...çektiği sancıları, acıları ve ızdırapları onlara anlatmış. ...çektiği sancıları, acıları ve ızdırapları onlara anlatmış. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
But then as soon as she has delivered, there is no more anguish. | Ama kadın çocuğu doğurduktan sonra... Ama kadın çocuğu doğurduktan sonra... Ama kadın çocuğu doğurduktan sonra... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
After all the screaming, after all the pushing, | Tüm o çığlıkların, tüm o ıkınmaların ardından... Tüm o çığlıkların, tüm o ıkınmaların ardından... Tüm o çığlıkların, tüm o ıkınmaların ardından... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
after all the blood and the tears, | ...tüm o kan ve gözyaşının ardından... ...tüm o kan ve gözyaşının ardından... ...tüm o kan ve gözyaşının ardından... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
there's only joy that a new child has been born. | ...ortada sadece yeni doğmuş bir çocuğun mutluluğu vardır. ...ortada sadece yeni doğmuş bir çocuğun mutluluğu vardır. ...ortada sadece yeni doğmuş bir çocuğun mutluluğu vardır. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Hallelujah! | Şükürler olsun! Şükürler olsun! Şükürler olsun! | Faster-1 | 2010 | ![]() |
And I'll tell you my... Amen! Amen! | Size şunu söyleyeyim... Size şunu söyleyeyim... Size şunu söyleyeyim... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Hallelujah! Amen! | Şükürler olsun! Amin! Şükürler olsun! Amin! Şükürler olsun! Amin! | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Amen! Sing me a song! | Amin! Bir şarkı söyleyelim! Amin! Bir şarkı söyleyelim! Amin! Bir şarkı söyleyelim! | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I was wondering when you were gonna show up. | Ne zaman ortaya çıkacağını merak ediyordum. Ne zaman ortaya çıkacağını merak ediyordum. Ne zaman ortaya çıkacağını merak ediyordum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You've been the subject of many of my sermons these past few days. | Geçen birkaç gündeki vaazlarımın çoğunun ana konusu sendin. Geçen birkaç gündeki vaazlarımın çoğunun ana konusu sendin. Geçen birkaç gündeki vaazlarımın çoğunun ana konusu sendin. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I heard. | Duydum. Duydum. Duydum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You heard. But did you listen? | Duydun. Peki ama dinledin mi? Duydun. Peki ama dinledin mi? Duydun. Peki ama dinledin mi? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Everything okay, baby? | Her şey yolunda mı aşkım? Her şey yolunda mı aşkım? Her şey yolunda mı aşkım? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Everything's just fine, honey. | Her şey yolunda tatlım. Her şey yolunda tatlım. Her şey yolunda tatlım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I was just catching up with | Ben de eski bir tanıdığımla... Ben de eski bir tanıdığımla... Ben de eski bir tanıdığımla... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
an old acquaintance. | ...görüşmeyeli neler oldu diye konuşuyordum. ...görüşmeyeli neler oldu diye konuşuyordum. ...görüşmeyeli neler oldu diye konuşuyordum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You go on home now. | Siz eve gidin. Siz eve gidin. Siz eve gidin. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Let's take a walk. | Hadi biraz yürüyelim. Hadi biraz yürüyelim. Hadi biraz yürüyelim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Was that your son? Adopted. | Senin oğlun mu? Evlatlığım. Senin oğlun mu? Evlatlığım. Senin oğlun mu? Evlatlığım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
One of five. | Beş çocuğumdan biri. Beş çocuğumdan biri. Beş çocuğumdan biri. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Wayward boys. | Şımarık çocuklar. Şımarık çocuklar. Şımarık çocuklar. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Not unlike me or you at that age. | O yaşlardaki sen veya ben gibi değiller. O yaşlardaki sen veya ben gibi değiller. O yaşlardaki sen veya ben gibi değiller. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You turned your life around. | Hayatını tümüyle değiştirmişsin. Hayatını tümüyle değiştirmişsin. Hayatını tümüyle değiştirmişsin. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Doesn't change what you did. | Ama yaptıklarını değiştirmez. Ama yaptıklarını değiştirmez. Ama yaptıklarını değiştirmez. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I wouldn't want it to. | Yapmak istemezdim. Yapmak istemezdim. Yapmak istemezdim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I know it sounds cold, | Kulağa itici geldiğini biliyorum... Kulağa itici geldiğini biliyorum... Kulağa itici geldiğini biliyorum... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
but every good I've done hinged on the evil I did. | ...yaptığım her iyi şey, o gün yaptığım kötülüğün sıkıntısını azaltmak için. ...yaptığım her iyi şey, o gün yaptığım kötülüğün sıkıntısını azaltmak için. ...yaptığım her iyi şey, o gün yaptığım kötülüğün sıkıntısını azaltmak için. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Who set us up? I don't know. | Bize tuzak kuran kimdi? Bilmiyorum. Bize tuzak kuran kimdi? Bilmiyorum. Bize tuzak kuran kimdi? Bilmiyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I never did find out how they knew about your safe house. | Güvenli evinizin yerine nereden bildiklerini hiçbir zaman öğrenemedim. Güvenli evinizin yerine nereden bildiklerini hiçbir zaman öğrenemedim. Güvenli evinizin yerine nereden bildiklerini hiçbir zaman öğrenemedim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
When I got the call, "Easy money," they said. | Aradıklarında "Kolay para." dediler. Aradıklarında "Kolay para." dediler. Aradıklarında "Kolay para." dediler. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
All I had to do was guard the door, be the lookout. | Tek yapmam gereken kapıyı koruyup, gözcülük yapmaktı. Tek yapmam gereken kapıyı koruyup, gözcülük yapmaktı. Tek yapmam gereken kapıyı koruyup, gözcülük yapmaktı. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I was in a dark place in my life. | Hayatımın karanlık bir dönemindeydim. Hayatımın karanlık bir dönemindeydim. Hayatımın karanlık bir dönemindeydim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Numb to the chaos and... Right here. | Karmaşaya sürüklenmiştim ve... Tam burası. Karmaşaya sürüklenmiştim ve... Tam burası. Karmaşaya sürüklenmiştim ve... Tam burası. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
But when they cut that boy's throat... | Ama o çocuğun boğazını kestiklerinde... Ama o çocuğun boğazını kestiklerinde... Ama o çocuğun boğazını kestiklerinde... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Oh, Jesus, man. No. | Tanrım! Yapma, hayır! Tanrım! Yapma, hayır! Tanrım! Yapma, hayır! | Faster-1 | 2010 | ![]() |
That boy they killed was my brother. | Ölen o çocuk benim abimdi. Ölen o çocuk benim abimdi. Ölen o çocuk benim abimdi. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I can't bring him back. | Onu geri getiremem. Onu geri getiremem. Onu geri getiremem. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
And in my heart I'm sorry. | Tüm kalbimle özür diliyorum. Tüm kalbimle özür diliyorum. Tüm kalbimle özür diliyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I still took my cut, spent it on drugs and women. | Yine de payımı aldım, kadınlara ve uyuşturucuya harcadım. Yine de payımı aldım, kadınlara ve uyuşturucuya harcadım. Yine de payımı aldım, kadınlara ve uyuşturucuya harcadım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Ended up in prison. | Sonunda hapse düştüm. Sonunda hapse düştüm. Sonunda hapse düştüm. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
But it was there that I found my calling. | Ama orada uyanışı yaşadım. Ama orada uyanışı yaşadım. Ama orada uyanışı yaşadım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
To save and help boys like me. | Kendim gibileri kurtarıp onlara yardım etmek için. Kendim gibileri kurtarıp onlara yardım etmek için. Kendim gibileri kurtarıp onlara yardım etmek için. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
And like you. | Senin gibileri de. Senin gibileri de. Senin gibileri de. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
It was there that I gave my life to God. | Orada hayatımı Tanrı'ya adadım. Orada hayatımı Tanrı'ya adadım. Orada hayatımı Tanrı'ya adadım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
God can't save you from me. | Tanrı seni benden koruyamaz. Tanrı seni benden koruyamaz. Tanrı seni benden koruyamaz. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
But maybe he could save you from yourself. | Ama belki seni kendinden koruyabilirdi. Ama belki seni kendinden koruyabilirdi. Ama belki seni kendinden koruyabilirdi. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I know there's good... You don't know me. | İçinde iyilik olduğunu biliyorum. Beni tanımıyorsun. İçinde iyilik olduğunu biliyorum. Beni tanımıyorsun. İçinde iyilik olduğunu biliyorum. Beni tanımıyorsun. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I know the devil got your heart twisted | Şeytanın, kalbini... Şeytanın, kalbini... Şeytanın, kalbini... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
with vengeance and hate. | ...intikam ve nefretle kararttığını biliyorum. ...intikam ve nefretle kararttığını biliyorum. ...intikam ve nefretle kararttığını biliyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
The Lord is merciful. He sees in your soul. | Tanrı bağışlayıcıdır. Tanrı bağışlayıcıdır. Tanrı bağışlayıcıdır. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Fragile, ain't it? | Kırılgan, değil mi? Kırılgan, değil mi? Kırılgan, değil mi? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
That moment, that sets us on our road to Damascus. | O vakit, Şam yolunda bize saldırdı. O vakit, Şam yolunda bize saldırdı. O vakit, Şam yolunda bize saldırdı. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Sermon's over. | Vaaz bitti. Vaaz bitti. Vaaz bitti. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Can you at least find it in your heart to forgive me for what I did? | En azından yaptığım şey için... En azından yaptığım şey için... En azından yaptığım şey için... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I can't. | Bağışlayamam. Bağışlayamam. Bağışlayamam. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
That's all right. | Ziyanı yok. Ziyanı yok. Ziyanı yok. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Because I forgive you for what you're about to do. | Çünkü ben seni yapmak üzere olduğun şey için bağışlıyorum. Çünkü ben seni yapmak üzere olduğun şey için bağışlıyorum. Çünkü ben seni yapmak üzere olduğun şey için bağışlıyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Lord, see into this man's heart. He's good inside. | Tanrım, bu adamın kalbini gör. İçinde iyi bir insan var. Tanrım, bu adamın kalbini gör. İçinde iyi bir insan var. Tanrım, bu adamın kalbini gör. İçinde iyi bir insan var. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Oh, Lord, save this man's soul. | Tanrım, bu adamın ruhunu kurtar. Tanrım, bu adamın ruhunu kurtar. Tanrım, bu adamın ruhunu kurtar. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I know you see his heart. | Kalbini gördüğünü biliyorum. Kalbini gördüğünü biliyorum. Kalbini gördüğünü biliyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Release him from the bondage of hatred and vengeance, Lord. | Onu nefretin ve intikamın esaretinden kurtar, Tanrım. Onu nefretin ve intikamın esaretinden kurtar, Tanrım. Onu nefretin ve intikamın esaretinden kurtar, Tanrım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Go back to your family. | Ailene geri dön. Ailene geri dön. Ailene geri dön. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
That's one hell of a peashooter you got there. | Tabancan çok güzelmiş. Tabancan çok güzelmiş. Tabancan çok güzelmiş. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
How's the recoil? | Geri tepmesi nasıl? Geri tepmesi nasıl? Geri tepmesi nasıl? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. Where are you? | Efendim. Hangi cehennemdesin? Efendim. Hangi cehennemdesin? Efendim. Hangi cehennemdesin? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Inyo County at the reservoir. They're here. Both of them. | Inyo County baraj gölündeyim. Buradalar. İkisi de. Inyo County baraj gölündeyim. Buradalar. İkisi de. Inyo County baraj gölündeyim. Buradalar. İkisi de. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
What? Did you call for backup? | Ne? Destek çağırdın mı? Ne? Destek çağırdın mı? Ne? Destek çağırdın mı? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
There's no time for that. Okay, don't do this. | Onun için vakit yok. Sakın kendin girme. Onun için vakit yok. Sakın kendin girme. Onun için vakit yok. Sakın kendin girme. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I'm sorry I keep stepping on your case. | Üzgünüm dedektif, devamlı soruşturmana karışıyorum. Üzgünüm dedektif, devamlı soruşturmana karışıyorum. Üzgünüm dedektif, devamlı soruşturmana karışıyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I don't care about that. Want you to do me a favor. | Umurumda bile değil. Bana bir iyilik yapmanı istiyorum. Umurumda bile değil. Bana bir iyilik yapmanı istiyorum. Umurumda bile değil. Bana bir iyilik yapmanı istiyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
If I don't make it out of this, | Bu işten sağ çıkmazsam... Bu işten sağ çıkmazsam... Bu işten sağ çıkmazsam... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
tell my son that his daddy went out like a man. | ...oğluma, babasının bir erkek gibi öldüğünü söylersin, tamam mı? ...oğluma, babasının bir erkek gibi öldüğünü söylersin, tamam mı? ...oğluma, babasının bir erkek gibi öldüğünü söylersin, tamam mı? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I am on my way. Please, just wait for me. | Hemen yola çıkıyorum. Lütfen beni bekle. Hemen yola çıkıyorum. Lütfen beni bekle. Hemen yola çıkıyorum. Lütfen beni bekle. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I'm just going with the flow. | Olayları akışına bırakıyorum, bebek. Olayları akışına bırakıyorum, bebek. Olayları akışına bırakıyorum, bebek. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Damn. | Kahretsin! Kahretsin! Kahretsin! | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Aren't you gonna reach for it? | Tabancana uzanmayacak mısın? Tabancana uzanmayacak mısın? Tabancana uzanmayacak mısın? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Sporting chance. | Sportmenlik fırsatı. Sportmenlik fırsatı. Sportmenlik fırsatı. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I've got nothing against you. | Sana karşı bir düşmanlığım yok. Sana karşı bir düşmanlığım yok. Sana karşı bir düşmanlığım yok. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I've been trying to kill you for days and you've got nothing against me? | Geçen üç gün boyunca seni öldürmeye çalıştım... Geçen üç gün boyunca seni öldürmeye çalıştım... Geçen üç gün boyunca seni öldürmeye çalıştım... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I'm starting to think you don't take me very seriously, friend. | Beni ciddiye almadığını düşünmeye başlıyorum, dostum. Beni ciddiye almadığını düşünmeye başlıyorum, dostum. Beni ciddiye almadığını düşünmeye başlıyorum, dostum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
How about a little respect? Hey? | Biraz saygıya ne dersin? Biraz saygıya ne dersin? Biraz saygıya ne dersin? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
A little professional courtesy from a peer. | Bir emsalden birazcık profesyonelce nezaket. Bir emsalden birazcık profesyonelce nezaket. Bir emsalden birazcık profesyonelce nezaket. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Some acknowledgment of my skills. | Becerilerimi biraz da olsa kabullen. Becerilerimi biraz da olsa kabullen. Becerilerimi biraz da olsa kabullen. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You've got issues. | Senin sorunların var. Senin sorunların var. Senin sorunların var. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Screw you. | Ha siktir! Ha siktir! Ha siktir! | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I win. | Ben kazandım. Ben kazandım. Ben kazandım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You think you're done? | İşinin bittiğini mi sanıyorsun? İşinin bittiğini mi sanıyorsun? İşinin bittiğini mi sanıyorsun? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You can't put it together, can you? | Parçaları birleştiremiyorsun, değil mi? Parçaları birleştiremiyorsun, değil mi? Parçaları birleştiremiyorsun, değil mi? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
There must be one more. | Bir kişi daha olmalı. Bir kişi daha olmalı. Bir kişi daha olmalı. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
The one who hired me. | Beni kiralayan kişi. Beni kiralayan kişi. Beni kiralayan kişi. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
He's still alive. | Hâlâ hayatta. Hâlâ hayatta. Hâlâ hayatta. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Drop the gun. | Bırak silahı. Bırak silahı. Bırak silahı. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Don't move. | Kıpırdama. Kıpırdama. Kıpırdama. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Slowly. | Yavaşça. Yavaşça. Yavaşça. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Put the gun down. | Silahı yere bırak. Silahı yere bırak. Silahı yere bırak. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
No. Put the goddamn gun down. | Hayır. Bırak şu kahrolası silahı! Hayır. Bırak şu kahrolası silahı! Hayır. Bırak şu kahrolası silahı! | Faster-1 | 2010 | ![]() |
No! This is my job! | Hayır! Bu benim işim! Hayır! Bu benim işim! Hayır! Bu benim işim! | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I finish my job. | İşimi bitiririm. İşimi bitiririm. İşimi bitiririm. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
How you gonna finish this when you're dead? | Ölüyken nasıl bitireceksin? Ölüyken nasıl bitireceksin? Ölüyken nasıl bitireceksin? | Faster-1 | 2010 | ![]() |