Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18494
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
now hold the key to Earth's future. | ...şimdi Dünya'nın geleceğinin anahtarını taşıyor. ...şimdi Dünya'nın geleceğinin anahtarını taşıyor. ...şimdi Dünya'nın geleceğinin anahtarını taşıyor. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
But where does that leave us? | Peki bu bizi nereye götürüyor? Peki bu bizi nereye götürüyor? Peki bu bizi nereye götürüyor? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Over 99% of all species that have ever existed | Mevcut bütün türlerin %99'unun... Mevcut bütün türlerin %99'unun... Mevcut bütün türlerin %99'unun... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
have gone extinct. | ...nesli tükenmiş durumda. ...nesli tükenmiş durumda. ...nesli tükenmiş durumda. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
What if it's our time? | Ya bizim sonumuz gelmişse? Ya bizim sonumuz gelmişse? Ya bizim sonumuz gelmişse? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Previously on Extant... | Extant'ın önceki bölümlerinde... Extant'ın önceki bölümlerinde... Extant'ın önceki bölümlerinde... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
That's John Woods' car. | Bu John Woods'un arabası. Bu John Woods'un arabası. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
He leaves Humanichs, | Humanich Laboratuvarından ayrılıyordu... Humanich Laboratuvarından ayrılıyordu... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
his car stops on the train tracks... | ...arabası tren rayları üzerinde durdu. ...arabası tren rayları üzerinde durdu. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Unlock this door! | Aç şu kapıyı! | Extant-1 | 2014 | ![]() |
What do you know about Taylor? | Taylor hakkında neler biliyorsunuz? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
A threat assessment computer | Bir tehdit değerlendirme bilgisayarı. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Calderon and John created way back. | Calderon ve John dönüş yolunda icat etti. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
John knew I had a way to shut Taylor down. | John, Taylor'ı kapatmanın bir yolunu bildiğimi biliyordu. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Taylor killed my husband? | Kocamı Taylor mı öldürdü? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Perhaps it's time you told the public | Belki de artık melez istilasını... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
about the hybrid invasion. | ...halka söylemenin vakti geldi. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
But there aren't enough National Guardsmen to maintain control. | Ama kontrolü sağlamak için yeterli ulusal muhafız yok. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
You have Humanichs. | Humanich'leriniz var. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
If it is the end of the world, maybe we should | Bu dünyanın sonuysa, belki de geri kalan... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
enjoy the time we have left, | Nedir bu böyle? Bir erkek. ...zamanımızın tadını çıkartmalıyız... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
even if it is for just one night. | ...sadece bir gece olsa bile. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Ethan told me about your legs. | Ethan bacaklarında olan sorunu bana anlattı. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Lucy told Shepherd that she was answering | Lucy, Shepherd'a daha yüksek bir otoritenin emirlerini uyguladığını söyledi. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
We need to find out where | Emirlerin nereden geldiğini öğrenmek zorundayız. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
You were playing me. | Benimle oynuyordun. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
I hid Julie. Your turn to find her. | Julie'yi sakladım. Şimdi onu bulma sırası sende. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
The kill switch is the Amulet. | Öldürmenin anahtarı tılsımda. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
It is. | Evet öyle. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
This is the Amulet | Bu seni öldürmeye çalışırken... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
that I was holding in my dream | ...rüyamda gördüğüm tılsım. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Just let me do it. Molly. No. | İzin ver yapayım. Molly. Hayır. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
We're gonna use it. | Onu kullanacağız. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
No matter what happens. | Ne pahasına olursa olsun. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
You are aware of the gravity of the situation? | Durumun ciddiyetinin farkında mısınız? Durumun ciddiyetinin farkında mısınız? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Yes, Madam President. | Evet, Sayın Başkan. Evet, Sayın Başkan. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
We're doing everything we can. | Yapabileceğimiz her şeyi yapıyoruz. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
We've instituted random checkpoints. | Rastgele kontrol noktaları oluşturduk. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
We have every Humanich on the street that's available to us. | Her sokakta bizimle iletişim hâlinde olan Humanich'ler var. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
We will find Molly Woods. | Molly Woods'u bulacağız. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Just get it done. | Sadece bu işi hallet. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Osama Bin Laden. | Usame Bin Ladin. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Do you know who that was? | Kim olduğunu biliyor musun? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Of the late 20th and early 21st centuries. | 20. yüzyılın sonlarında ve 21. yüzyılın başlarında... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Responsible for many attacks, | ...11 Eylül 2001 de dahil... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
including those of September 11, 2001. | ...olmak üzere bir çok saldırıdan sorumlu. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
He was killed May 2, 2011... | 2 Mayıs 2011'de öldü... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Let me stop you right there. | İzin ver düzelteyim. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
That mission was accomplished. | Bir saldırı gerçekleştirdik. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
What are the Humanichs doing to accomplish this mission? | Humanich'lerin misyonunu gerçekleştirmek için görevi nedir? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
There will be 1,000 more online by tomorrow, ma'am. | 1000'den fazlası yarına kadar çevrimiçi olacak, efendim. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
That's the kind of initiative I expect from you, Lucy. | Senin bunu halledeceğine inanıyorum, Lucy. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Yes, ma'am. You'll be seeing a lot more of that. | Evet, efendim. Bundan daha fazlasını göreceksiniz. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Julie wouldn't mind. | Julie bunu önemsemezdi. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Please cooperate with security forces. | Lütfen güvenlik güçleriyle işbirliği yapın. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
They are here for your protection. | Sizleri korumak için buradalar. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Pain in the ass, all this security. | Tüm bu güvenlikler tam bir başa bela. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
It's a crock. | Bu bir saçmalık. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
You ask me, more people were killed last year | Bana sorarsanız, geçen sene teröristlerin öldürdüklerinden... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
by bad eggs than by terrorists. | ...daha fazla insan öldürdüler. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
: Not my bad eggs. | Şerefsiz olan ben değilim. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Oh! Honey, are you okay? | Tatlım, iyi misin? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
You're bleeding. I got to get you to a hospital. | Kanıyorsun. Seni hastaneye götüreyim. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
No. You're Dorothy. | Hayır. Sen Dorothy'sin. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
You knew my father, Ahdu. | Babam Ahdu'yu tanıyordun. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
They're looking for me. | Beni arıyorlar. Lütfen bana yardım et. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Okay. Come on, come on, come on. | Tamam. Hadi, hadi, hadi. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Please cooperate with security forces. | Lütfen güvenlik güçleriyle iş birliği yapın. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Is he dead? | Seni seviyorum. Ölmüş mü? Sayın Bakanım, hazır hâlde bekleyen iki düzine Humanich'im var. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
No, he's drunk. | Hayır, sarhoş. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
She's dead. 1 | Öldü. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Nicholas Calderon has been captured. | Nicholas Calderon yakalandı. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Yes, I heard. | Evet, duydum. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
I believe there's something in Molly Woods' possession | Molly Woods'un ele geçirilmesiyle ilgili... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
that may be of concern. | ...ilginizi çekecek şeyler olduğuna inanıyorum. 1 | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Calderon took something from a safety deposit vault. | Calderon emanet kasadan bir şeyler aldı. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
He risked exposure in order to get it. | Onu alabilmek için yakalanmayı göze aldı. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
I believe that he gave it to Molly Woods. | Ve onu Molly Woods'a verdiğine inanıyorum. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Given both of their agendas, I can only assume | Ona her ne verdiyse... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
that whatever he gave her poses a serious threat to us. | ...bizim için ciddi bir tehdit oluşturduğunu varsaymalıyız. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
What are your recommendations? | Öneriniz nedir? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
I have one that should get the job done. | Bu işi halledebilecek bir kişi var. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
I tried everything to find her. | Onu bulabilmek için her şeyi denedim. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
If I'm responsible for killing the woman I love, | Sevdiğim kadının ölümüne neden olduysam... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
how am I supposed to live with that? | ...bununla yaşamaya nasıl devam edebilirim? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
But it's still possible | Ama hayatta olması hâlâ mümkün. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
It's possible. | Evet, mümkün. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Did Lucy give you any clues | Lucy, Julie'nin nerede olabileceğine dair... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
to where Julie might be? | ...sana bir ipucu verdi mi? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Ask you for anything | Karşılığında senden bir şey istedi mi? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
No. She said my punishment was | Hayır. Cezamın ona asla ne olduğunu bilemeyeceğim olduğunu söyledi. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
There's nothing worse. | Daha kötüsü olamazdı. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
I created Lucy. | Lucy'yi ben yaptım. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Unleashed this monster on the world. | Bu canavarı dünyaya ben saldım. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
what if you could destroy that monster? | ...ya bu canavarı yok edebilseydin? ...ya bu canavarı yok edebilseydin? | Extant-1 | 2014 | ![]() |
I thought Taylor's prime directive was to keep humanity safe, | Taylor'ın esas görevinin insanlığı güvende tutmak olduğunu sanıyordum... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
not to destroy us. | ...bizi yok etmesi değil. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
Well, apparently he got the details | Görünen o ki, operasyonun battığına dair... | Extant-1 | 2014 | ![]() |
of the mission a little screwed up. | ...detayları almış. | Extant-1 | 2014 | ![]() |
An artificial superintelligence controlling an army | Yapay bir üstün zeka, yüksek yetenekli... | Extant-1 | 2014 | ![]() |