Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183023
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Find an excuse to send him back to Tokyo. | Onu Tokyo'ya geri göndermek için bir mazeret bulmalıyız. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| That's not nice! Who has to tell him? | Bu hoş değil. Bunu, ona kim söyleyecek? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Take Mr. Ota to dinner tonight. Tell him we're keen to sign. | Bay Ota'yı, akşam yemeğe çıkar. Anlaşma konusunda hevesli olduğumuzu söyle. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| But play hard to get, let's buy some time. | Uğraş işte biraz, vakit kazanmamız lazım. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| You look honest! | Dürüst görünüyorsun. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| So? Am I pretending? | Ne yani? Numara mı yapacağım şimdi? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| What's wrong with a little acting? | Biraz rol yapmanın nesi yanlış ki? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| So honesty is an act? And friendship? Business? | Demek dürüstsün. Peki ya arkadaşlık? İş? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Is anything real left? | Gerçek olan hangisi? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Don't mind what I said about acting. | Rol yapman konusunda söylediklerimi boşver. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| We've been a team since schooldays. | Okuldan beri biz bir takımız. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Sure, why else do I stick around? | Tabii, aksi takdirde buralarda oyalanmazdım. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| By the way, Sherry's husband, Rodney Breitner is big in insurance. | Bu arada, Sherry'nin kocası, Rodney Breitner büyük bir sigorta şirketinde. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| He's from Chicago. | Adam, Chicago'luymuş. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Good reputation. | Güzel iş. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| I had a long talk with her on the phone. | Sherry'le telefonda uzun uzun konuştuk. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| She asked me to say "Hi". | Sana selam söylememi istedi. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Give her a call sometime. | Onu arasan iyi olacak. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Just as a classmate, not an ex lover. | Eski bir sevgili olarak değil, sınıf arkadaşı olarak tabii. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| It's not locked. | Kapı açık. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| I was next door. | Yandaydım. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Hello? Dad! | Selam, baba. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Yang Yang hid the phone, I couldn't find it. | Yang Yang telefonu sakladı, bulamadım ben de. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| We're cooking a health food dinner and you'll miss it! | Akşama sağlıklı bir yemek hazırlıyoruz ve sen gelemiyorsun. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Okay, next time. | Neyse, bir dahaki sefere. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Yes, I'll tell Ma. | Tamam, anneme söylerim. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| He's going to miss my masterpiece. | Müthiş yemeğimi kaçıracakmış. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Well, that's his loss. | Kendi kaybeder, boşver. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Check that page. | Kitaba bak. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| We're out of carrots. | Havucumuz yok ama. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| We have some. | Bizde biraz olacak. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Next time I'll show you my pad in Shanghai. | Bir dahaki sefere sana, Shanghai'deki dairemi de göstermek isterim. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| My daughter's in. | Kızım içerde. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| My daughter Lili. | Bu, kızım Lili. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Call him Uncle. | Amca desene. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Call me Allen. | Allen diyebilirsin bana. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| You're cooking? | Yemek mi yapıyorsun? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Nice place you have here. | Burası çok güzelmiş. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Hi, Mrs. Jiang. | Merhaba, Bayan Jiang. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Ting Ting, you're cooking too? | Ting Ting, sende mi yemek yapıyorsun? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Big job, isn't it? | Büyük iş, değil mi? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| It's fun! Join us for a health food feast! | Çok eğlenceli! Sağlıklı yemek ziyafetimize siz de katılın. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| We're going to the movies. | Biz sinemaya gideceğiz. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| That's nice... hold on. | Çok hoş..Bekleyin bir saniye. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Allen, make yourself at home. | Allen, kendini evinde hisset. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Shall we really go? | Cidden gidecek miyiz? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| It's on me. | Bu benden. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Treat Ting Ting to a good show. | Ting Ting'i güzel bir filme götür. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Your daughter is a musician! | Kızın bir müziysen demek! | Yi Yi-1 | 2000 | |
| She certainly is, she's won prizes! | Evet öyle, birçok da ödülü var. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Lots of comedies, which one do you fancy? | Daha çok komediler var. Hangisine gitmek istersin? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| We can do something else... if you'd prefer... | Eğer istersen, başka şeyler yapabiliriz. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Our friend is... | Arkadaşımız.. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| They're my friends. | Onlar, benim arkadaşlarım. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Hi, Fatty. | Selam, Fatty. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| I thought you were cooking. | Yemek yapacağını sanıyordum. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Checking these. | Şunları kontrol ediyordum. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| I don't come here every day. | Her gün buraya gelemem. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Wait for me at the usual place, okay? | Her zamanki yerde beni bekle, olur mu? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Fatty? He's so thin! | Fatty? Çocuk ne kadar da zayıf! | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Maybe he used to be fat. | Belki önceden şişmandı. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| You shouldn't mind waiting. He's often waited for you. | Bekleme olayını kafana takma. Genelde bekleyen o olmadı mı? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| It's not that he'll be here soon. | Kafama takmıyorum. Birazdan burada olur. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Want to be alone? | Yalnız kalmak mı istiyorsun? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| I can go home... | Eve dönebilirim.. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Don't worry, he'll be here soon. | Üzülme, birazdan gelir o da. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Keep it down! This isn't your own place! | Sesinizi kısın biraz! Burası sizin yeriniz değil! | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Hey, you seem to be disturbing her! | Hey, kızı rahatsız ettin bak işte. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| It's not our fault that your boyfriend stood you up! | Erkek arkadaşının seni ekmesi, bizim suçumuz değil. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Leave her alone. | Rahat bırak kızı. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Been in the army too long, I'm not used to this! | Uzun zamandır askerdeydim, ne zamandır yapmadım! | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Cool it, cool it. | Sakin ol..Sakin ol! | Yi Yi-1 | 2000 | |
| I may look rough but I have a heart of gold. | Dışarıdan kaba görünebilirim, ama altından bir kalbim var benim. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Let it be, okay? | Karışma daha fazla. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Yes, we are very impressed. | Biz, gerçekten çok etkilendik. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| But you know... we think your proposal is very advanced. | Fakat , anlarsınız.. ..teklifiniz bizi biraz aştı. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| So, my company need more time to... | Kısacası, şirketimin biraz zamana.. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| We can't tell a lie. | Yalan söyleyemiyoruz. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| My company, last year | Şirketim geçen yıl.. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| lost big money... | ..büyük paralar kaybetti. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Not successful... | Başarılı olamadık. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Because we tried to repeat the old way | Çünkü, hep eski yöntemleri tekrar ettik. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| so, too many same products, | Böylece, birbirinin aynı birçok ürün.. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| too many competition, | ..birçok rakip.. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| almost not profit. | ve neredeyse hiç kar edemedik. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| That is why I suggest to you | İşte bu yüzden size.. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| we try at new way. | ..yeni bir yöntem öneriyorum. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| If we don't sign, | İmza atamazsak da.. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| I understand. | ..sizi anlarım. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Risk is high, when you do anything for the first time. | Herhangi birşeyi ilk kez yaptığınızda risk her zaman fazladır. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Just let me know | Sadece şunu bilmek istiyorum: | Yi Yi-1 | 2000 | |
| when your company makes any decision. Ok? | Şirketiniz ne zaman bir karara varır, acaba? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Let's toast. | Şerefe. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Thanks. This must be fish... | Teşekkürler. Bu, balık olmalı.. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Stange! | Çok tuhaf! | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Why are we afraid of the first time? | Neden, ilk seferden korkarız ki? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Every day in life is first time. | Hergün, bir ilk değil midir? | Yi Yi-1 | 2000 | |
| Evey moring is new. | Uyandığımız her sabah, yeni bir sabah. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| We never live the same day twice. | Aynı günü, asla iki kez yaşamayız. | Yi Yi-1 | 2000 | |
| We never afriad of getting up every morning. | Yeni bir sabaha uyanmaktan korkmayız. | Yi Yi-1 | 2000 |