Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179875
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| At least what I want her to know. | En azından bilmesini istediklerimi. | Walled In-1 | 2009 | |
| She'd believe whatever I said." | Ne söylesem inanırdı.'' | Walled In-1 | 2009 | |
| Sorry, no credit cards. Machine's broken. | Üzgünüm, kredi kartı kabul edemiyoruz. Makinamız bozuk. | Walled In-1 | 2009 | |
| Do you have internet? | İnternet var mı? | Walled In-1 | 2009 | |
| Sam: You gotta be kidding me. | Şaka yapıyor olmalısın. Şaka mı bu? | Walled In-1 | 2009 | |
| Jimmy: Look who's here. | Bak kim burada. | Walled In-1 | 2009 | |
| Hey, what's up? I don't know. Just hanging out. Why? | Naber? Bilmem. Öyle takılıyorum. Neden sordun? Selam, n'aber? Bilmem, öylesine takılıyorum. Neden? | Walled In-1 | 2009 | |
| No, I do correspondence courses. Mom says it's better that way. | Hayır, uzaktan eğitim alıyorum. Annem böyle daha iyi olduğunu söylüyor. | Walled In-1 | 2009 | |
| Yeah, I've got one and the dog. | Evet, bir tane var ve köpek. | Walled In-1 | 2009 | |
| There used to be a lot more houses like this before, | Önceden bunun gibi birçok ev varmış, | Walled In-1 | 2009 | |
| but most of them were torn down. | ...ama çoğu çökmüş. | Walled In-1 | 2009 | |
| When the factory closed, everyone just took off. | Fabrika kapatıldıktan sonra, herkes çekti gitti. | Walled In-1 | 2009 | |
| This is all that's left. | Bu da son kalanlar. | Walled In-1 | 2009 | |
| Well, you really know how to impress a girl. | Bir kızı nasıl cezbedeceğini kesinlikle biliyorsun. Bir kızı nasıl etkileyeceğini çok iyi biliyorsun. | Walled In-1 | 2009 | |
| You know, I know about Malestrazza, Jimmy. | Malestrazza hakkındakileri biliyorum, Jimmy. | Walled In-1 | 2009 | |
| I know Malestrazza was killed. | Malestrazza'nın öldürüldüğünü biliyorum. | Walled In-1 | 2009 | |
| And I know about the other murders. | Ve diğer cinayetleri de biliyorum. | Walled In-1 | 2009 | |
| And you told me he was living on the eighth floor? | Ve sen bana, onun 8. katta yaşadığını söylemiştin. | Walled In-1 | 2009 | |
| I tell stories. I don't lie. | Hikayeyi anlatırım. Yalan yok. | Walled In-1 | 2009 | |
| You lied when you said it was dangerous to go on the roof. | Çatıya çıkmak tehlikeli derken de yalan söylüyordun. | Walled In-1 | 2009 | |
| Why? Did you go? | Neden? Çıktın mı? | Walled In-1 | 2009 | |
| Listen, tonight, I'll take my mom's passkey. | Dinle, bu gece, annemin geçiş anahtarını alacağım. | Walled In-1 | 2009 | |
| We can visit the eighth floor. | 8. katı ziyaret edebiliriz. | Walled In-1 | 2009 | |
| We'll see if I'm a liar or not. | Yalancı olup olmadığımı göreceğiz. | Walled In-1 | 2009 | |
| Okay, we'll see. | Tamam, göreceğiz. | Walled In-1 | 2009 | |
| It's funny. What? | Komik. Ne? | Walled In-1 | 2009 | |
| You dress like a guy and do a job usually... | Erkek gibi giyiniyorsun ve işin genellikle... | Walled In-1 | 2009 | |
| Guys do? | Erkek işi mi? | Walled In-1 | 2009 | |
| You're a dyke, aren't you? | Lezbiyensin, değil mi? | Walled In-1 | 2009 | |
| Well, you get straight to the point. | Direk konuya girdin. | Walled In-1 | 2009 | |
| I'm just curious. | Meraktan. | Walled In-1 | 2009 | |
| Why are you in the closet? | Niye gizleniyorsun? | Walled In-1 | 2009 | |
| No, and I'm not a dyke. | Hayır, lezbiyen değilim. | Walled In-1 | 2009 | |
| What did you tell her? Nothing. | Ona ne anlattın? Hiçbir şey. | Walled In-1 | 2009 | |
| I said, what did you tell her? | Sana, ona ne anlattın dedim? | Walled In-1 | 2009 | |
| Just don't go anywhere near her, Jimmy, please. | Lütfen onun yanına yaklaşma artık, Jimmy. Onun etrafında dolaşma, Jimmy, lütfen. | Walled In-1 | 2009 | |
| I love you, you know? | Seni seviyorum, biliyorsun. | Walled In-1 | 2009 | |
| She can never take care of you the way I do. | O asla benim sana baktığım gibi bakamaz. O, seninle, benim ilgilendiğim gibi ilgilenemez. | Walled In-1 | 2009 | |
| What's wrong? Y'all need any help? (screaming) | Sorun ne? Yardım lazım mı? | Walled In-1 | 2009 | |
| It'll go faster this way. | Böyle daha hızlı olur. | Walled In-1 | 2009 | |
| For you it's a job. | Bu senin için bir iş. | Walled In-1 | 2009 | |
| For us it's our lives. (panting) | Bizim için, bu bizim hayatımız. | Walled In-1 | 2009 | |
| Did somebody knock? | Biri kapıyı mı vurdu? | Walled In-1 | 2009 | |
| Howard Carter, say hello to our guest. | Howard, Carter, misafirimize merhaba deyin. | Walled In-1 | 2009 | |
| Sit, please. I'll make some tea. | Otur, lütfen. Çay yapıyorum. | Walled In-1 | 2009 | |
| And make yourself at home. | Kendini evinde gibi hisset. | Walled In-1 | 2009 | |
| So how are you enjoying your stay with us? | Bizimle kalmak nasıl, eğlenceli mi? | Walled In-1 | 2009 | |
| It's lively. | Hareketli. | Walled In-1 | 2009 | |
| You must really love reading. | Okumayı çok seviyor olmalısınız. | Walled In-1 | 2009 | |
| There are exactly 2,301 books | O raflarda, tam olarak 2,301 kitap var. | Walled In-1 | 2009 | |
| Here we are. | Geldim. | Walled In-1 | 2009 | |
| he was a very distinguished person. | ...çok seçkin bir kişiydi. | Walled In-1 | 2009 | |
| But the murders... | Ama cinayetler... | Walled In-1 | 2009 | |
| weren't you scared, too? | ...sizi de korkutmadı mı? | Walled In-1 | 2009 | |
| Well, at the time of the disappearances, | Kaybolmaların görüldüğü zaman, | Walled In-1 | 2009 | |
| I lived here alone and nothing ever happened to me. | ...burada tek başımaydım, ve başıma bir şey gelmedi. | Walled In-1 | 2009 | |
| Because I'm a good person. | Çünkü ben iyi bir kişiyim. | Walled In-1 | 2009 | |
| Are you a good person, Miss Walczak? | Siz iyi bir kişi misiniz, Bayan Walczak? | Walled In-1 | 2009 | |
| "It was believed that human energy and emotions | ''İnsan enerji ve duygularının, | Walled In-1 | 2009 | |
| could be imprinted in the foundations of a structure. | ...bir yapının temelini etkileyebileceğine inanılıyordu. | Walled In-1 | 2009 | |
| Fear and death were considered | Korku ve ölüm bir binanın ömrünü Korku ve ölüm, bir binanın ömrünü artıran... | Walled In-1 | 2009 | |
| to be the most powerful elements to increase a building's longevity. | ...en güçlü elementler olarak düşünülüyordu. | Walled In-1 | 2009 | |
| The Egyptians practiced this | Mısırlılar bunu, | Walled In-1 | 2009 | |
| by immuring sacrificial humans." | ...insanları kurban gibi duvara gömerek pratikte yaptılar. | Walled In-1 | 2009 | |
| Ready for our little trip? | Küçük gezimiz için hazır mısın? | Walled In-1 | 2009 | |
| Malestrazza was a sort of crazy genius. | Malestrazza bir çeşit çılgın dâhiymiş. | Walled In-1 | 2009 | |
| He didn't work for money. He worked out of passion. | Para için çalışmamış. Tutku için çalışmış. | Walled In-1 | 2009 | |
| Really secretive too. Never let anyone take his picture or anything. | Çok da ketummuş. Kimseye resmini çekmeleri için izin vermezmiş. | Walled In-1 | 2009 | |
| How do you know so much? | Nasıl bu kadar çok şey biliyorsun? | Walled In-1 | 2009 | |
| I was born here. Come on. | Burada doğdum. Hadi ama. | Walled In-1 | 2009 | |
| I read things, | Bir şeyler okudum, | Walled In-1 | 2009 | |
| and I stole some books from Denise. | ...ve Denise'ten kitaplar çaldım. | Walled In-1 | 2009 | |
| Oh, yeah? Me too. | Öyle mi? Ben de. | Walled In-1 | 2009 | |
| Which ones? | Hangisini? | Walled In-1 | 2009 | |
| "Primitive Beliefs in Architecture." | ''Mimarideki İlkel İnançlar.'' | Walled In-1 | 2009 | |
| I know. You know, genius or not, | Biliyorum. Dahi olsun ya da olmasın, | Walled In-1 | 2009 | |
| he could have built a damn elevator. | ...şuraya bir asansör yapabilirmiş. | Walled In-1 | 2009 | |
| (chuckles) Around the time of the murders, | Cinayetlerin işlendiği zamanda, | Walled In-1 | 2009 | |
| there used to be a tenant named Tom Sullivan | ...Tom Sullivan isminde... | Walled In-1 | 2009 | |
| who worked at the factory. | ...fabrika işçisi bir kiracı vardı. | Walled In-1 | 2009 | |
| One day he got fired because the bosses found out | Bir gün işinden kovulmuş, | Walled In-1 | 2009 | |
| about a prior rape conviction. | ...çünkü patronu tecavüzden hüküm giydiğini öğrenmiş. | Walled In-1 | 2009 | |
| That was enough to make him a suspect. | Bu onu şüpheli yapmaya yeterdi. | Walled In-1 | 2009 | |
| So the tenants called the cops, | Kiracılar polisi aradı, | Walled In-1 | 2009 | |
| but when they came to question him | ...ama polisler onu sormaya geldiklerinde... | Walled In-1 | 2009 | |
| he was gone and they found nothing. | ...o gitmişti ve polisler hiçbir şey bulamadılar. | Walled In-1 | 2009 | |
| No blood, no signs of struggle, | Kan izi yok, boğuşma izi yok, | Walled In-1 | 2009 | |
| Rumors were going around that Sullivan | Dedikodular, Sullivan'ın dairesindeki... | Walled In-1 | 2009 | |
| was using secret passages, | ...şu çift taraflı ayna sayesinde... | Walled In-1 | 2009 | |
| that the mirrors in the apartments were double sided. | ...gizli bir geçit kullandığı hakkındaydı. | Walled In-1 | 2009 | |
| The tenants were terrified, | Kiracıların ödü koptu, | Walled In-1 | 2009 | |
| and the disappearances continued. | ...ve kayboluşlar devam etti. | Walled In-1 | 2009 | |
| Always mysterious. | Asla bilinmedi. | Walled In-1 | 2009 | |
| Malestrazza's... where they found a few of the bodies, even his | Malestrazza'nın yeri... onun ki ve diğer birkaç cesedin bulunduğu... | Walled In-1 | 2009 | |
| and maybe even where his ghost still hides today. | ...ve belki de onun hayaletinin bugün hâlâ saklandığı yer. | Walled In-1 | 2009 | |
| No one could ever accuse you of subtlety. | Bu kurnazlıkla, kimse seni suçlayamaz. | Walled In-1 | 2009 | |
| And they wouldn't have found anything if Sullivan hadn't made his one mistake. | Şayet Sullivan o hatasını yapmasaydı yine de bir şey bulamazlardı. Sullivan küçük bir hata yapmasaydı, hiçbir şey bulamayacaklardı. | Walled In-1 | 2009 | |
| Oh, yeah, and what was that? | Öyle mi, neymiş o? | Walled In-1 | 2009 | |
| He kidnapped that little girl. | Küçük bir kızı kaçırdı. | Walled In-1 | 2009 | |
| Wait. Not the little girl from my apartment. | Bekle. Dairemdeki küçük kız mı? | Walled In-1 | 2009 |