Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 176995
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| AVERY: I don't know, it depends on where she sprays it. | AVERY: Bilemiyorum, nereye sıktığına bağlı. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| JENSEN: Oh, nice. Very nice. | JENSEN: Güzel, çok güzel. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| SEIDEL: That's no way to handle a gallbladder, Mr. Lee! | SEIDEL: Safra kesesiyle başa çıkmanın yolu yoktur, Bay Lee! | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| JENSEN: Oh, Lexi's perfume. | JENSEN: Lexi'nin parfümü. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Hey, smells better than formaldehyde. | Formaldehitten daha güzel kokuyor. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| it smells like roses and formaldehyde. | Gül ve formaldehit gibi kokuyor. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| So, Harry, what's with the camera? Oh, it's nothing. | Pekala, Harry, kamera ne iş? Önemsiz. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Just my first solo gig at Dad's law firm. | Babamın hukuk firmasındaki ilk günümdü. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| The training wheels are off, baby. Check it. | Deneme süresi bitti, bebek. Şunu dinle. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| These two guys got in a fight on the goIf course... | İki adam golf sahasında kavga ediyorlardı... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| and one of them is, like, filing an A&B. | ...ve onlardan biri şu anda bir S&D dolduruyor. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| A&B? Yeah, assault and battery charge. | S&D mi? Evet, saldırı ve dayak suçlaması. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| He claims he was too hurt to leave the house. | Evi bile terk edemeyecek kadar kötü olduğunu iddia ediyor. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Well, I happen to know that he's a major hockey fan... | Onun büyük bir hokey hayranı olduğunu biliyorum... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| and he's got tickets to tonight's game. | ...ve bu geceki maça biletleri var. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| So you're gonna be taking shots of him jumping up and down... | Yani maç sırasında heyecandan zıplamasını çekeceksin... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| And when I lay those pictures down on Dad's desk, he's gonna love me. | Ve bu resimleri, babama gösterdiğimde, beni çok sevecek. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Love me. | Beni sevecek. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I�m glad you two are getting along. I know how much that means to you. | Anlaşabilmenize sevindim. Senin için anlamı çok büyük. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Yeah, it's great. Here, you two are getting along, right? | Evet, mükemmel. Siz de anlaşıyorsunuz, değil mi? | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| And I don't know, maybe we were just too hard on him. | Ve bilemiyorum, belki ona çok yüklenmişizdir. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Hi, mind if I join you? Oh, Dr. Allen. No, go ahead. | Selam, sana katılabilir miyim? Dr. Allen. Evet, buyurun. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Carrie: You can sit down. | CARRIE: Oturabilirsiniz. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Oh, damn. I forgot to ask for sugar. Have one of mine. Oh, shoot. | Lanet. Şeker istemeyi unuttum. Benimkinden alın. Lanet olsun! | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| is it all right? Yeah, it's just a little wool polyester fiber. | Her şey yolunda mı? Evet, sadece yün polyester lifi. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| [Amusing instrumental music] | [Eğlenceli enstrümantal müzik] | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Did you get the memo about the fire drill? No, I didn't. | Yangın tatbikatı notumu aldın mı? Hayır, almadım. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Tomorrow afternoon. I like to warn people... | Yarın öğleden sonra. İnsanları uyarmak istedim... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| because sometimes that alarm goes off at the most inconvenient times... | ...çünkü alarm bazen çok uygunsuz zamanlarda çalabiliyor... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| like when you're in the toilet or you're elbow deep in someone's chest cavity.... | ...misal tuvaletteyken ya da eliniz birinin göğüs boşluğundayken... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Well, I suppose I should go back across the street. | Pekala, yolun karşısına dönsem iyi olacak. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Okay. Bye. Bye. | Tamam. Hoşçakal. Hoşçakal. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Davis: I�m just cursed. I�m just.... | DAVIS: Lanetlendim, ben... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| TRU: I�m sure it wasn't that bad. | TRU: O kadar kötü olmadığına eminim. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| When the saints were standing around my cradle, they said: | Azizler, beşiğimin başında durup demişler ki: | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| ''He will be able to analyze 60 kinds of bullet wounds... | "60 çeşit kurşun yarasını inceleyebilecek... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| ''but when it comes to conversational skills, none.'' | ...ama konu, konuşma becerisine gelince, o yok." | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I thought you didn't even like small talk. | Gevezelik etmeyi bile sevmediğini sanıyordum. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Davis: I hate small talk. TRU: So why would it bother you.... | DAVIS: Gevezelikten nefret ederim. TRU: O halde niye rahatsız oluyorsun... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| What was that? What was that, ''Ah''? | O da neydi? O "Ah" da neydi? | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| it�s just an ''Ah,'' Davis. There's no agenda. | Sadece bir "Ah" Davis. Önemli değildi. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| [Cell phone ringing] | [Cep telefonu çalması] | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| TRU: Harry? Harrison: Hey, it's me. | TRU: Harry? HARRISON: Hey, benim. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I got those pictures. Congratulations. | Resimleri çektim. Tebrikler. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Yeah, it came at a price, though. | Evet, evet, gerçi pahalıya patladı. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| This guy's got a mean right hook. | Sağ kroşesi sağlammış. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Oh, it's worth it. I can't wait to show Dad. | Buna değecek. Babama göstermek için sabırsızlanıyorum. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I�m so happy for you. I'll call you later though, okay? | Senin adına sevindim. Sonra yine ararım, tamam mı? | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Harrison: Yeah. TRU: Bye. | HARRISON: Evet. TRU: Hoşçakal. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Yeah, about the ''Ah.'' Talk to her again. | Evet, "Ah" konusuyla ilgili... Onunla tekrar konuş. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Find a topic you can both get excited about. | İkinizin de heyecanlanacağı bir konu bul. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I find that my interests don't overlap with the rest of humanity's. | İlgilerimin, insanlığın geri kalanıyla örtüşmediğini öğrendim. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| [Lightly suspenseful instrumental music] | [Hafiften şüpheli enstrümantal müzik] | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Okay, Thomas Burrell, MD. | Tamam, Thomas Burrell, Doktor. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| TRU: Looks like a note he wrote to himseIf. Davis: A grocery list? | TRU: Bir not yazmış gibi. DAVIS: Alışveriş listesi mi? | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Varden, and an arrow pointing to DSM 3. | Varden ve DSM 3'ü işaret eden bir ok. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Oh, must be a psychiatrist. | Oh, psikiyatrist olmalı. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| TRU: How do you figure? Davis: You see | TRU: Nasıl anladın? DAVIS: Bildiğin gibi | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| BURRELL: Please? | BURRELL: Lütfen? | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| SEIDEL: That's no way to hold a gallbladder, Mr. Lee! | SEIDEL: Safra kesesiyle başa çıkmanın yolu yoktur, Bay Lee! | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I�ll thank you not to bring your feminine trinkets into the lab, Miss Davies. | Kadınsı eşyanızı laboratuara getirdiğiniz için teşekkürler... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| JENSEN: No. | JENSEN: Hayır. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Oh, I�m sorry, I�ll go tell him it was mine. it�s all right, but I have to go. | Üzgünüm, benim olduğunu söylerim. Sorun değil ama gitmem gerek. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| [intense instrumental music] | [Hararetli enstrümantal müzik] | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| is it me, or does Tru seem a little abrupt? | Bana mı öyle geliyor, yoksa Tru'nun acelesi mi vardı? | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| JACK: Hey. WOMAN: Hi. | JACK: Hey. KADIN: Selam. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| JACK: is he in? WOMAN: Yes, go on in. | JACK: İçeride mi? KADIN: Evet, devam et. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I rewound. | Geriye sardım. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Got it. Day two. Cause of death? | Anladım. İkinci gün. Ölüm sebebi ne? | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Shot in the back at the Fourth Street Market. | Fourth Street Alışveriş Merkezinde arkadan vurulmuştu. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| What's your strategy? My daughter will be expecting you. | Stratejin nedir? Kızım seni bekliyor olacaktır. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Her track record's been pretty good since what happened to Luc. | Luc'a olanlardan sonra, performansı oldukça iyi. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Which was a stretch of the rules on your part. | Senin açından kuralları biraz geriyor. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I told you. Luc was meant as a lesson. | Söylemiştim. Luc ona ders olmalıydı. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Not a lesson she seems to have learned from. | Bundan ders almışa benzemiyor. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I am not losing this guy to Jack. You did pretty well against him last time. | Bu adamı Jack'e kaybetmeyeceğim. Geçen sefer oldukça iyiydin. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| That's the point. There's an opportunity here to take things to another level. | Konu da bu ya. Olayları başka seviyeye taşıma fırsatım var. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Learn from the mistake you made with her mother. | Annesiyle yaptığın hatadan ders aldım. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Marrying her? | Onunla evlenerek mi? | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Killing her. We know that won't help. | Onu öldürerek. Bunun yardımcı olmadığını biliyoruz. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| The ability only goes to someone else. | Yeteneği sadece bir başkasına geçiyor. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| No, Tru has to be rendered powerless. | Hayır, Tru güçsüz kalmak zorunda. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| And I have an idea on how we can do that. | Ve bunu yapabilecek bir fikrim var. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Thomas Burrell, MD. Must be a psychiatrist. | Thomas Burrell, Doktor. Psikiyatrist olabilir. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| His office is at...87 Third Street. | Ofisi... 87 Third Street'de. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I�m going straight there. | Doğrudan oraya gideceğim. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Maybe I can head him off before he goes to the market. | Alışveriş Merkezine gitmeden, farklı bir yere yönlendirebilirim. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| [Door closing] | [Kapı kapanması] | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Hey. I�m sorry to bother you... | Hey. Rahatsız ettim üzgünüm... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| but your receptionist seems to be away from her desk. | ...ama görevli masasında değil. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| BURRELL: I�m sure she�ll be back soon. | BURRELL: Eminim, yakında gelir. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Can I help you? I hope so. | Yardımcı olabilir miyim? Umarım. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| I�ve been going through a lot of changes lately... | Son zamanlarda çok şey atlattım... | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| and I was thinking maybe it's time to talk to someone about them. | ...ve belki artık biriyle konuşmanın zamanı gelmiştir. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Could you be more specific, Mr....? Goodwin. Paul Goodwin. | Daha spesifik olabilir misiniz, Bay...? Goodwin. Paul Goodwin. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Dr. Burrell. | Dr. Burrell. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| What do you hope to get out of therapy, Paul? | Terapiden ne alacağını umuyorsun, Paul? | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Well, I have a very high stress job, and I wouldn't mind learning... | İşim çok stresli ve nasıl başa çıkacağımı bilemiyorum. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| May I ask what it is you do? Oh, you might say I�m a repo man. | Yaptığınız işi sorabilir miyim? Repo yapan biriyim diyelim. | Tru Calling Grace-1 | 2005 | |
| Some people cheat, try to hold onto what's no longer theirs... | Birileri dolandırıcılık yapar, kendilerinin olmayanı sahiplenirler... | Tru Calling Grace-1 | 2005 |