Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 166892

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
was so expensive. How much do you have?	olduğunu bilmiyordum. Ne kadar paranız var?	The Man Who Copied-1	2003
I have $ 11.50.	11.50.	The Man Who Copied-1	2003
But it's only $ 11.30.	Ama bunlar sadece 11.30 tutuyor.	The Man Who Copied-1	2003
But I need to get the matches and they're not in there yet.	Evet ama kibritleri de almam gerekiyor henüz onları koymadım.	The Man Who Copied-1	2003
How much are the matches? $1.20.	Kibritler ne kadar? 1.20.	The Man Who Copied-1	2003
What are you leaving out?	Hangisini bırakacaksınız?	The Man Who Copied-1	2003
How much is the detergent?	Deterjan ne kadar?	The Man Who Copied-1	2003
$ 1.15.	1.15.	The Man Who Copied-1	2003
And the sponge?	Ya sünger?	The Man Who Copied-1	2003
It's 40 cents.	40 sent.	The Man Who Copied-1	2003
Ok, you can leave the meat out.	Tamam, eti çıkarabilirsiniz.	The Man Who Copied-1	2003
$ .45.	9.45.	The Man Who Copied-1	2003
I dropped my coin there.	Bozukluk şuraya düştü.	The Man Who Copied-1	2003
THE MAN WHO COPIED	THE MAN WHO COPIED (KOPYALAYAN ADAM)	The Man Who Copied-1	2003
My name is Andr�.	Benim adım André.	The Man Who Copied-1	2003
It was my father's name. It was he who chose mine.	Bu babamın adıydı. Bana bu ismi o vermiş.	The Man Who Copied-1	2003
My mom called me Zinho. But my father always called me Andr�.	Annem bana Zinho derdi. Ama babam her zaman André diye çağırdı.	The Man Who Copied-1	2003
Later he gave up and started calling me Zinho too.	Daha sonra o da vazgeçti ve Zinho demeye başladı.	The Man Who Copied-1	2003
I live in Porto Alegre, in the south of Brasil.	Porto Alegre'de yaşıyorum, Brezilya'nın güneyinde.	The Man Who Copied-1	2003
I live on this street, Presidente Roosevelt Ave.	Bu caddede oturuyorum, Başkan Roosevelt Caddesi.	The Man Who Copied-1	2003
Roosevelt was a president of the U.S.	Roosevelt Amerikalı bir başkandı.	The Man Who Copied-1	2003
He was married to his cousin.	Kuzeniyle evlenmişti.	The Man Who Copied-1	2003
He invented the Roosevelt Doctrine.	Roosevelt Doktrinini ortaya koydu.	The Man Who Copied-1	2003
But I had no time to read about that.	Ancak okuyacak zamanım olmadı.	The Man Who Copied-1	2003
I don't know what a doctrine is, I think it's a bunch of rules.	Doktrinin ne olduğunu bilmiyorum, galiba bir dizi kural.	The Man Who Copied-1	2003
It sounds like an old lady's name. Granny Doctrine.	Kulağa yaşlı bir kadın ismi gibi geliyor. Büyükanne Doktrin.	The Man Who Copied-1	2003
From my bedroom window I see a club, the Gondoliers.	Yatak odamın penceresinden bir kulüp görüyorum, "Gondolcular".	The Man Who Copied-1	2003
There's a gondola on its roof.	Çatısında bir gondol var.	The Man Who Copied-1	2003
I don't know if there ever were gondolas here.	Porto Alegre'de hiç gondol olmuş mudur, bilmiyorum.	The Man Who Copied-1	2003
I work in this shop. I'm a photocopier operator.	Bu dükkanda çalışıyorum. Ben bir fotokopiciyim.	The Man Who Copied-1	2003
When the machineJams you remove the paper.	Makine sıkıştığında kağıdı çıkarırsınız.	The Man Who Copied-1	2003
And throw away the copy.	Ve kopyayı atarsınız.	The Man Who Copied-1	2003
Usually you only have to press these two buttons: Start, stop.	Genelde sadece iki düğmeye basmanız gerekir: Başlat ve Dur.	The Man Who Copied-1	2003
I should stop or the Blob will catch me through his mirror.	Durmam gerekiyor, yoksa Blob aynadan beni yakalayacak.	The Man Who Copied-1	2003
He says the mirror is for our safety.	Aynanın güvenliğimiz için olduğunu söylüyor.	The Man Who Copied-1	2003
The Blob thinks I'm a sucker.	Blob, benim enayi olduğumu düşünüyor.	The Man Who Copied-1	2003
Considering what he pays me, I guess he's right.	Bana verdiği parayı düşünürsek, galiba haklı.	The Man Who Copied-1	2003
The Blob's name is Mr. Gomide.	Blob'un adı bay Gomide. (Blob: The Blob filmindeki yaratık)	The Man Who Copied-1	2003
Mrs. Blob is called Maria.	Bayan Blob ise Maria.	The Man Who Copied-1	2003
She comes to the shop to look at magazines and get money.	Dükkana dergilere bakmak ve para almak için uğruyor.	The Man Who Copied-1	2003
Little Blob's name is Rodrigo. Or Diogo.	Küçük Blob'un adı Rodrigo. Ya da Diogo.	The Man Who Copied-1	2003
They call him Guigo.	Ona Guigo diyorlar.	The Man Who Copied-1	2003
He likes the light in the paper cabinet.	Kağıt dolabındaki ışığı seviyor.	The Man Who Copied-1	2003
This is important too.	Kağıt dolabı da önemli.	The Man Who Copied-1	2003
Leave him, Andr�! The paper must be very dry.	Bırak onu, André! Kağıtlar kuru olmalı.	The Man Who Copied-1	2003
Or it gets stuck together, Mrs. Gomide.	Kağıtlar biribirine yapışıyor, bayan Gomide.	The Man Who Copied-1	2003
Get the boy out of here, Maria.	Çocuğu çıkar burdan, Maria.	The Man Who Copied-1	2003
Come Guigo, don't touch that!	Gel Guigo, dokunma ona!	The Man Who Copied-1	2003
Good, Mrs. Blob, off you go.	Güzel, işte bayan Blob gidiyor.	The Man Who Copied-1	2003
I'm going. Bye, little blob.	Ben gidiyorum. Güle güle küçük Blob.	The Man Who Copied-1	2003
When the paper runs out, you open the drawer...	Kağıt bitince çekmeceyi açarsınız...	The Man Who Copied-1	2003
and put in the paper.	ve kağıt koyarsınız.	The Man Who Copied-1	2003
First you loosen the paper.	Önce kağıtları gevşetirsiniz.	The Man Who Copied-1	2003
Hold, fold, loosen.	Tut, katla, gevşet.	The Man Who Copied-1	2003
Then you put the paper here and close the drawer.	Sonra kağıdı koyup çekmeceyi kapatırsınız.	The Man Who Copied-1	2003
Then you choose lighter or darker.	Sonra da açık ya da koyuyu seçersiniz.	The Man Who Copied-1	2003
It's best to leave it in the center.	En iyisi ortada durması.	The Man Who Copied-1	2003
Right, Blob. In the center.	Tamam, Blob. Ortada.	The Man Who Copied-1	2003
You tell her how many copies. You put the original here.	Kaç kopya olacağını söylersiniz. Orjinali buraya koyarsınız.	The Man Who Copied-1	2003
If it's a book, you hold it.	Eğer kitapsa, bastırmanız gerekir.	The Man Who Copied-1	2003
When you press this button you are saying: Go ahead, baby.	Bu düğmeye basınca "Başla, bebeğim" dersiniz.	The Man Who Copied-1	2003
And off she goes.	Ve başlar.	The Man Who Copied-1	2003
This light is the best part.	Bu ışık en iyi tarafı.	The Man Who Copied-1	2003
OK. Now you know all you need to know to do what I do.	Tamam. Şimdi, benim yaptıklarımı yapmak için bilmeniz gerekenleri biliyorsunuz.	The Man Who Copied-1	2003
Photocopier operator.	Fotokopi operatörü.	The Man Who Copied-1	2003
Big shit.	Büyük iş.	The Man Who Copied-1	2003
That's what I tell girls if they ask me. Only if they ask me.	Kızlar sorduğunda onlara söylediğim bu. Eğer sorarlarsa.	The Man Who Copied-1	2003
So what do you do? Me?	Ne iş yapıyorsun? Ben mi?	The Man Who Copied-1	2003
I'm a photocopier operator.	Fotokopi operatörüyüm.	The Man Who Copied-1	2003
I operate a photocopying machine.	Fotokopi makinesini kullanıyorum.	The Man Who Copied-1	2003
Like... Xerox?	Xerox gibi mi?	The Man Who Copied-1	2003
Yes, but it's another brand.	Evet ama farklı bir marka.	The Man Who Copied-1	2003
You make photocopies in a firm?	Bir şirkette fotokopi mi çekiyorsun?	The Man Who Copied-1	2003
No, no. In a shop.	Hayır hayır. Dükkanda.	The Man Who Copied-1	2003
Very cool. Start, stop, the paper with the light, the drawer...	Çok güzel. Başlat, durdur, kağıt ışığı, çekmece...	The Man Who Copied-1	2003
button in the center, how many copies, and go ahead, baby.	ortadaki düğme, kaç kopya, ve başla bebeğim.	The Man Who Copied-1	2003
How many brain cells do you need to do this?	Bunu yapabilmek için kaç beyin hücresine gerek var ki?	The Man Who Copied-1	2003
It sucks.	İşe yaramaz.	The Man Who Copied-1	2003
It's for the money. I work with illustrations.	Para için katlanıyorum. Çizim yapıyorum.	The Man Who Copied-1	2003
I've sent some material to a magazine.	Bir dergiye bir kaç iş gönderdim.	The Man Who Copied-1	2003
"Material". I don't think she bought that one.	"İş". Bunu yuttuğunu sanmıyorum.	The Man Who Copied-1	2003
Girls are smart.	Kızlar akıllı oluyor.	The Man Who Copied-1	2003
When I'm not working, I stay home drawing.	Çalışmadığım zamanlar evde çizim yapıyorum.	The Man Who Copied-1	2003
It's fun because it's useless, except as a pick up line.	Eğlenceli, çünkü bir amacı yok, çizgimi geliştirmek dışında.	The Man Who Copied-1	2003
But it's never worked yet. Girls are very smart.	Ama şimdiye kadar işe yaramadı. Kızlar çok akıllı.	The Man Who Copied-1	2003
Girls can tell a photocopier operator in seconds.	Kızlar, fotokopici olduğunuzu anında anlar.	The Man Who Copied-1	2003
No girl dreams of spending her life with a photocopier operator.	Hiçbir kız, hayatını fotokopi operatörüyle geçirmeyi hayal etmez.	The Man Who Copied-1	2003
Or traveling with a photocopier operator...	Ya da fotokopi operatörüyle dolaşmayı...	The Man Who Copied-1	2003
having children with a photocopier operator.	Fotokopi operatöründen çocuk sahibi olmayı.	The Man Who Copied-1	2003
At least I have never met a girl who dreamt of that.	En azından ben, böyle bir kıza rastlamadım.	The Man Who Copied-1	2003
She's not home yet.	Henüz eve gelmedi.	The Man Who Copied-1	2003
She lives with her father. I think it's her father, must be.	Babasıyla yaşıyor. Yani babası olduğunu sanıyorum, öyle olmalı.	The Man Who Copied-1	2003
By the look of their furniture, they can't have much money.	Mobilyalarından anladığım kadarıyla fazla paraları yok.	The Man Who Copied-1	2003
But her father works, he has a uniform.	Ama babası çalışıyor, üniforması var.	The Man Who Copied-1	2003
His shirt has those things on the shoulders with buttons.	Gömleğinin omuzlarında şu düğmeli şeylerden var.	The Man Who Copied-1	2003
Maybe he's a cop.	Belki polistir.	The Man Who Copied-1	2003
Or a public health agent, who kills mosquitoes.	Ya da sivrisinekleri öldüren bir sağlık çalışanı.	The Man Who Copied-1	2003
Maybe he's a public health agent.	Sağlık çalışanı olabilir.	The Man Who Copied-1	2003
She's arrived.	Geldi.	The Man Who Copied-1	2003
She goes straight to her room, I think she eats out.	Doğruca odasına gider. Galiba dışarda yiyor.	The Man Who Copied-1	2003