• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 166855

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Do you feel a vacancy Hayatında bundan ötürü bir The Man from Earth-1 2007 info-icon
In your life about that, John, boşluk hissediyor musun, John? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Something you wish could be filled Bir yüzle, sesle, şekille doldurulabilecek The Man from Earth-1 2007 info-icon
By a face, a voice, an image? bir şeyin eksikliğini hissediyor musun? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Not at this late date. Onca zamandan sonra, hayır. Bu kadar zaman sonra, hayır. Onca zamandan sonra, hayır. The Man from Earth-1 2007 info-icon
There must be someone Probably many Çok değer verdiğin birileri, hatta birçokları olmalı. Gerçekten değer vermiş olduğun birisi Çok değer verdiğin birileri, hatta birçokları olmalı. The Man from Earth-1 2007 info-icon
That you valued intensely. belki de bir çok kişi olmalı. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Loved. Sevdiğin. The Man from Earth-1 2007 info-icon
You saw them age and die Onların yaşlanmalarına ve ölmelerine tanık oldun. Onların yaşlanıp ölmelerine tanıklık ettin Onların yaşlanmalarına ve ölmelerine tanık oldun. The Man from Earth-1 2007 info-icon
A friend, a colleague, a wife. Bir dost, bir meslektaş, ya da bir eş. Bir arkadaş, iş arkadaşı, bir eş. Bir dost, bir meslektaş, ya da bir eş. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Certainly you've had wives and children? Eşlerin ve çocukların olmuştur kesinlikle. Eminim eşin ve çocukların olmuştur? Eşlerin ve çocukların olmuştur kesinlikle. The Man from Earth-1 2007 info-icon
I'd move on. Yer değiştirirdim. The Man from Earth-1 2007 info-icon
I had to move on. Devam etmek zorundaydım. Değiştirmek zorunda kalırdım. Devam etmek zorundaydım. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Making him history's biggest bigamist. Bu da onu zamanın en çok eşli çok eşlisi yapar. Bu seni dünyanın en büyük bigamisti yapar. Bu da onu zamanın en çok eşli çok eşlisi yapar. The Man from Earth-1 2007 info-icon
( Chuckles softly ) . The Man from Earth-1 2007 info-icon
Have you ever in your life thought Hayatında hiç, Hayatında hiç Hayatında hiç, The Man from Earth-1 2007 info-icon
"It should have been me"? "O ben olmalıydım" diye düşündüğün oldu mu? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Yeah, Art has told me Art dediki, Evet, Art bana Art dediki, The Man from Earth-1 2007 info-icon
That some of your early fellows eski dostlarından bazıları, ilk zamanlardaki yandaşlarının eski dostlarından bazıları, The Man from Earth-1 2007 info-icon
Feared you were stealing their lives. onların hayatlarını çaldığından korkmuş. hayatlarını çalıyor olduğunu düşündüklerini söyledi. onların hayatlarını çaldığından korkmuş. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Have you thought that perhaps you were? Hiç belki de çalıyor olabileceğini düşündün mü? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Perhaps you are! Belki çalıyorsundur! The Man from Earth-1 2007 info-icon
There have always been legends of such a thing, Buna benzer efsaneler tarihte hep vardır. Böyle şeylerin efsaneleri hep olmuştur, Buna benzer efsaneler tarihte hep vardır. The Man from Earth-1 2007 info-icon
A creature not quite human Tam insan olmayan bir yaratık The Man from Earth-1 2007 info-icon
Taking not the blood, but the life force itself? insana benzeyen, ama tam insan olmayan bir yaratık. Kanı değil de, yaşam gücünü çalan? insana benzeyen, ama tam insan olmayan bir yaratık. The Man from Earth-1 2007 info-icon
My god, will. Tanrım, Will. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Unconsciously, perhaps, Belki de bilinçsizce... Farkında olmadan, belki, Belki de bilinçsizce... The Man from Earth-1 2007 info-icon
By some biological or psychic mechanism biyolojik ya da psişik bir mekanizma... biyolojik ya da psişik bir mekanizma sayesinde biyolojik ya da psişik bir mekanizma... The Man from Earth-1 2007 info-icon
That we can only guess at. sadece tahmin edebileceğimiz bir şeyle. The Man from Earth-1 2007 info-icon
I'm not saying you would do such a thing deliberately. Böyle bir şeyi kasten yapabileceğini söylemiyorum. Böyle bir şeyi bilerek yapacağını söylemiyorum tabi ki. Böyle bir şeyi kasten yapabileceğini söylemiyorum. The Man from Earth-1 2007 info-icon
I'm not saying that you would even know how to... Nasıl yapacağını bildiğini bile sanmıyorum... The Man from Earth-1 2007 info-icon
But would such a thing be fair? Ama böyle bir şey adil olur muydu? The Man from Earth-1 2007 info-icon
So you believe me now? Yani şimdi bana inanıyor musun? The Man from Earth-1 2007 info-icon
I'm only exploring what you have said. Ben sadece senin anlattıklarını irdelemeye çalışıyorum. Sadece senin söylediklerini keşfediyorum. Ben sadece senin anlattıklarını irdelemeye çalışıyorum. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Whether I believe it or not is of no importance. Benim inanıp inanmamam, bir önem teşkil etmiyor. İnanıp inanmadığım pek de önemli değil. Benim inanıp inanmamam, bir önem teşkil etmiyor. The Man from Earth-1 2007 info-icon
We will die... Hepimiz öleceğiz... The Man from Earth-1 2007 info-icon
Will you come to my funeral, John? Cenazeme gelecek misin John? Cenazeme gelecek misin, John? Cenazeme gelecek misin John? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Hey, will... Hey, Will... The Man from Earth-1 2007 info-icon
you've gone too far. çok aşırıya kaçıyorsun. The Man from Earth-1 2007 info-icon
John didn't ask to be what he is. Böyle olmayı John istemedi. John böyle olmayı istemedi. Böyle olmayı John istemedi. The Man from Earth-1 2007 info-icon
And we did not ask to hear about it. Ve biz de bunu duymayı istemedik. The Man from Earth-1 2007 info-icon
But if it were true, Ama eğer doğruysa, The Man from Earth-1 2007 info-icon
Is there one among us who would not feel envy, aramızda bir tane bile kıskançlık hissetmeyen var mı? aramızda kıskanmayacak biri var mı, aramızda bir tane bile kıskançlık hissetmeyen var mı? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Even perhaps a touch of hatred? ya da az da olsa nefret etmeyecek? The Man from Earth-1 2007 info-icon
You told us of yourself, John. Bize kendini anlattın John. Sen kendin söyledin, John. Bize kendini anlattın John. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Can you imagine how we feel? Nasıl hissettiğimizi düşünebiliyor musun? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Since you may not die, Sen ölmeyeceğine, The Man from Earth-1 2007 info-icon
While we most assuredly will... sen ölemiyorsun. ve biz kesinlikle öleceğimize göre... The Man from Earth-1 2007 info-icon
there must be a reason for that, no? Bunun bir sebebi olmalı, değil mi? bunun bir nedeni olmalı, değil mi? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Perhaps you are an expert. Belki sen bir uzmansındır. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Uh, that's it, Mr. Oldman. Have a good one. Hepsi bu kadar Bay Oldman. İyi günler dileriz. Ah, hepsi bu kadar, Bay Oldman. İyi günler. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Thank you. You too. Teşekkürler. Size de. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Or are you a vampire, John? Ya da, bir vampir olabilir misin John? Yoksa sen bir vampir misin, John? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Even an unknowing one. Bilmeden bile olsa. Farkında olmadan. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Do you stand alive and tall Dolmasına yardım ettiğin bir mezarlığın üzerinde, gururla, başın dik bir şekilde durabiliyor musun? İçini doldurmaya yardım ettiğin bir The Man from Earth-1 2007 info-icon
In a graveyard that you helped to fill? mezarlıkta dimdik ayakta mı duruyorsun? The Man from Earth-1 2007 info-icon
That's going too far. Bu çok fazla. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Bored, perhaps lonely, because your heart Sıkılıyorsun, yalnızsın, belki de kalbin, içine dolan onca hazineyi taşıyamıyordur. Sıkılmış, belki yalnız, çünkü The Man from Earth-1 2007 info-icon
Cannot keep its treasures. kalbin hazinelerini elinde tutamıyor. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Have you led a wrongful life? Hatalarla dolu bir hayat mı yaşadın? Yanlışlarla dolu bir hayat mı yaşadın? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Well, then, perhaps... Ne diyelim, belki de... Yani, o zaman, belki de... The Man from Earth-1 2007 info-icon
it is time to die. artık ölme vaktin gelmiştir. ölmenin zamanı gelmiştir. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Wait a minute, now. Dur bi dakika. Dur bakalım, şimdi. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Look, I don't know what John is doing, Bak, John'un ne yaptığını bilmiyorum, Bak, John ne yapıyor bilmiyorum, The Man from Earth-1 2007 info-icon
But I sure as hell don't like what you're doing. ama senin yaptığın şeyden hoşlanmadığım kesin. Ama senin yaptığın hiç de hoşuma gitmiyor. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Give me that gun or I'm gonna break your goddamn arm. Şimdi ver bana şu silahı, yoksa o kolunu kıracağım. Şu tabancayı bana ver yoksa o kahrolası kolunu kırarım. The Man from Earth-1 2007 info-icon
You sound like our football coach, Dan. Futbol koçu gibi konuşuyorsun, Dan. The Man from Earth-1 2007 info-icon
What do you think, John? Ne düşünüyorsun, John? The Man from Earth-1 2007 info-icon
A shot to the arm? Koluna bir kurşun? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Perhaps we could watch it heal. İyileşmesini seyredebiliriz. Belki iyileşmesini izleyebiliriz. The Man from Earth-1 2007 info-icon
A bullet in the head Kafana bir kurşun The Man from Earth-1 2007 info-icon
What exactly will happen? Tam olarak ne olur? The Man from Earth-1 2007 info-icon
I have papers to correct. Okumam gereken kağıtlar var. Kontrol etmem gereken kağıtlar var. The Man from Earth-1 2007 info-icon
As much as I dislike that job, Her ne kadar bu işi sevmesem de... İşimi her ne kadar sevmesem de, The Man from Earth-1 2007 info-icon
It'll be preferable to this. buna tercih ederim. The Man from Earth-1 2007 info-icon
I leave you with it. Ne haliniz varsa görün. Sizi yalnız bırakayım. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Where'd he get a gun? Tabancayı nereden aldı? The Man from Earth-1 2007 info-icon
He had you on the ropes, John. Seni parmağında oynattı John. Seni köşeye sıkıştırmıştı, John. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Are you really so damn smart? Gerçekten çok mu akıllısın? The Man from Earth-1 2007 info-icon
It's not like will. Will kendinde değildi. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Mary passed away yesterday. Marry dün öldü. Mary dün vefat etti. The Man from Earth-1 2007 info-icon
His wife. Karısı. Will'in eşi. The Man from Earth-1 2007 info-icon
She had, uh, pancreatic cancer. Pankreas kanseriydi. Pankreas kanseri vardı. The Man from Earth-1 2007 info-icon
I didn't know about mary. Bilmiyordum. Mary'ye olanları bilmiyordum. The Man from Earth-1 2007 info-icon
I'm sorry. I can see how this might have hit you. Üzgünüm. Seni nasıl etkileyebileceğini düşünemedim. Özür dilerim. Şimdi bunların seni nasıl etkilemiş olabileceğini anlıyorum. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Please, permit me to be infantile by myself. Lütfen, tek başıma savunmasız olmama izin ver. The Man from Earth-1 2007 info-icon
( Starts car ) . The Man from Earth-1 2007 info-icon
What the hell were you thinking, Art? Aklından neler geçiyordu Art? Aklından ne geçiyordu, Art? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Oh, come on. Something had to be done. Ah, hadi ama. Bir şeyin yapılması gerekiyordu. The Man from Earth-1 2007 info-icon
I have to say I agree. Katıldığımı söylemem gerek. The Man from Earth-1 2007 info-icon
And he's our friend. Ve o bizim arkadaşımız. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Whatever else on earth is going on, Ne olursa olsun, Her ne olursa olsun, The Man from Earth-1 2007 info-icon
He's our friend! O bizim arkadaşımız! The Man from Earth-1 2007 info-icon
Why are you being so hard on him? Neden bu kadar üstüne gidiyorsun Edith? Neden ona bu kadar kötü davranıyorsun? The Man from Earth-1 2007 info-icon
One of my favorite people has disappeared. En sevdiğim insanlardan biri gidiyor. En sevdiğim insanlardan biri yok oldu. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Can you get alzheimer's at 35? 35 yaşında alzheimer hastası olabilir misin? The Man from Earth-1 2007 info-icon
Maybe I'm trying to wake him up. Belki onu uyandırmaya çalışıyorumdur. The Man from Earth-1 2007 info-icon
Maybe I'm too sad to cry. Belki ağlamak için çok üzgünümdür. The Man from Earth-1 2007 info-icon
What I said about myself hurt him. Kendimle ilgili anlattıklarım onu üzdü. Kendim hakkında söylediğim şey onu incitti. The Man from Earth-1 2007 info-icon
He struck back expertly Tepki verdi ustaca The Man from Earth-1 2007 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 166850
  • 166851
  • 166852
  • 166853
  • 166854
  • 166855
  • 166856
  • 166857
  • 166858
  • 166859
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim