• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 165099

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Yeah, 80 pieces sitting on an offshore rig. Evet, 80 parça açıktaki kulede bekliyormuş. The Insatiable-1 2006 info-icon
What did... What... What did... What did he say? Peki... Peki... O ne dedi? Peki...Peki...Peki... O ne dedi? The Insatiable-1 2006 info-icon
Well, I lied my ass off and blamed it on an error in the technical manual Kendimi kurtarmak için yalan söyledim ve suçu teknik... Kendimi kurtarmak için yalan söyledim ve suçu teknik kılavuzdaki hataya bağladım. The Insatiable-1 2006 info-icon
Told him that the, uh, serial numbers ...kılavuzdaki hataya bağladım. Ona dahili kontrol... Ona dahili kontrol kataloğundaki seri numaraların The Insatiable-1 2006 info-icon
were off in the internal control catalogue. ...kataloğundaki seri numaraların okunmadığını söyledim. okunmadığını söyledim. The Insatiable-1 2006 info-icon
Thanks, buddy. Teşekkür ederim, dostum. Teşekkürler,dostum. The Insatiable-1 2006 info-icon
Yeah, well, just don't make it a habit, okay? Ama, bunu alışkanlık haline getirme, olur mu? Evet, sadece bunu bir alışkanlık haline getirme, tamam mı? The Insatiable-1 2006 info-icon
Are you okay? You don't look so good. İyi misin? Pek iyi görünmüyorsun. The Insatiable-1 2006 info-icon
Yeah, I' m not sleeping much. Evet, uykumu pek alamıyorum. Evet,uyumu pek alamıyorum. The Insatiable-1 2006 info-icon
Yeah? Something keeping you up? Öyle mi seni uyutmayan bir şey mi var? Öyle mi seni uyutmayan bi şey mi var? Öyle mi seni uyutmayan bi şey mi var? Öyle mi seni uyutmayan bir şey mi var? The Insatiable-1 2006 info-icon
No. I mean, I, uh, I don't know. Hayır. Yani, Ben,... Hayır. Yani, Ben, ah, bilmiyorum. The Insatiable-1 2006 info-icon
I'm... I' m... I'm just not sleeping. ...tam olarak bilemiyorum. Uyuyamıyorum işte. ...tam olrak bilemiyorum. Uyayamıyorum işte. Ben... Ben... Ben uyuyamıyorum sadece. The Insatiable-1 2006 info-icon
Yeah, well, you should try it. You know, sleeping? Evet, ama denemelisin. Yani uyumayı. Evet, ama denemelisin. Bilirsin, yani uyumayı. Evet, ama denemelisin. Bilirsin, yani uyumayı. Evet, bunu denemelisin. Bilirsin,uyumayı? The Insatiable-1 2006 info-icon
I'm no good without my 14. Ben de 14'Iüm olmadan rahat uyuyamıyorum. Ben de 14'lüm olmadan rahat uyuyamıyorum. Ben de 14'lüm olmadan rahat uyuyamıyorum. Ben de 14'lüm olmadan rahat uyuyamıyorum. The Insatiable-1 2006 info-icon
I don't care. You decide. Önemli değil. Sen söyle. Önemli değil.Siz karar verin. The Insatiable-1 2006 info-icon
Oh, this one's cute. Pekala, bu çok tatlı. Oh, bu çok sevimli. The Insatiable-1 2006 info-icon
Are you a lost child? Kaybolmuş bir çocuğun var mı? The Insatiable-1 2006 info-icon
Along lost child... Kaybolmuş uzun bir çocuk... The Insatiable-1 2006 info-icon
Ah, you brought me a cute little bunny. Bana küçük şirin bir tavşancık getirmişsin. Bana küçük şirin bi tavşancık getirmişsin. Bana küçük şirin bi tavşancık getirmişsin. Bana küçük şirin bir tavşancık getirmişsin. The Insatiable-1 2006 info-icon
How sweet of you. Ne kadar iyisin. The Insatiable-1 2006 info-icon
I'm hanging it there. Şuraya asıyorum. The Insatiable-1 2006 info-icon
You hearwhat I said? Söylediğimi duydun mu? The Insatiable-1 2006 info-icon
I hung the key up overthere, so, you kill me, you won't get outta here. Anahtarı şuraya astım, beni öldürürsen buradan çıkamazsın. The Insatiable-1 2006 info-icon
You'll starve. Ve açlıktan ölürsün. Açlıktan ölürsün. Açlıktan ölürsün. Açlıktan ölürsün. The Insatiable-1 2006 info-icon
What are you gonna do with me, djadadjii? Bana ne yapacaksın, djadadjii? The Insatiable-1 2006 info-icon
I wish you would stop calling me that. Keşke bana söyle demeyi bıraksan. The Insatiable-1 2006 info-icon
Okay, sweetheart. You don't mind me calling you ''sweetheart''? Tamam, tatlım. Sana "tatlım" dememin sakıncası var mı? Tamam, tatlım. Sana ''tatlım'' dememin sakıncası var mı? Tamam, tatlım. Sana ''tatlım'' dememin sakıncası var mı? Tamam, tatlım. Sana ''tatlım'' diye çağırmamın sakıncası var mı? The Insatiable-1 2006 info-icon
My name's Harry, okay? Benim adım Harry, tamam mı? The Insatiable-1 2006 info-icon
Just call me that, or you say, ''hey, you.'' İstersen öyle de,... İstersen öyle de, The Insatiable-1 2006 info-icon
I don't care, but... ...istersen "hey, sen. " de. ...istersen ''hey, sen.'' de. ...istersen ''hey, sen.'' de. istersen''hey, sen.'' de. Umurumda değil.ama... The Insatiable-1 2006 info-icon
You can't keep me in here forever, feeding me little bunnies and kitty cats. Beni sonsuza kadar burada tutup tavşancıklarla besleyemezsin. Beni sonsuza dek burda tutup tavşancıklarla besleyemezsin. The Insatiable-1 2006 info-icon
I'm gonna be discovered, oryou're gonna die. Ya beni öğrenirler ya da sen ölürsün. The Insatiable-1 2006 info-icon
Well, I' m not gonna let you go. Okay? So... Gitmene izin vermeyeceğim. Tamam mı? Yani... Gitmene izin vermiyecem. Tamam mı? Yani... The Insatiable-1 2006 info-icon
Well, you might as well go ahead and kill me. Aslında beklemeyi bırakıp beni öldürebilirsin. Peki,aslında beni bırakıp öldürebilirsin. The Insatiable-1 2006 info-icon
Do you have any enemies, Harry? Hiç düşmanın var mı, Harry? The Insatiable-1 2006 info-icon
Enemies? No. Düşman mı? Hayır. The Insatiable-1 2006 info-icon
I mean, there... Yani,... The Insatiable-1 2006 info-icon
There's one guy at work, but, no, I don't... ...işte biri var, ama, hayır, aslında... İşte biri var , ama, hayır, aslında... The Insatiable-1 2006 info-icon
No, no, there's not really, no. Hayır, hayır, hiç düşmanım yok. Hayır, hayır, gerçekten yok,hayır. The Insatiable-1 2006 info-icon
Bring me your enemy, Harry. No. Düşmanını bana getir, Harry. Hayır. Düşmanını ban getir, Harry. Hayır. The Insatiable-1 2006 info-icon
The guy at work. No! İşteki adamı. Hayır! İştede ki adamı. Hayır! The Insatiable-1 2006 info-icon
No, I told you no! Harry! Hayır. Harry! Sana hayır dedim. Hayır, sana hayır dedim! Harry! Hayır, sana hayır dedim! Harry! Hayır,Sana hayır dedim! Harry! The Insatiable-1 2006 info-icon
No! Harry. Hayır! Harry. The Insatiable-1 2006 info-icon
I see the wayyou look at me. Bana nasıl baktığını görüyorum. The Insatiable-1 2006 info-icon
You have no idea what it would be like. Nasıl olacağına tahmin bile edemezsin. Ne olacağına dair hiçbir fikrin yok. The Insatiable-1 2006 info-icon
I can make you feel things Sana hayal bile edemeyeceğin... Sana hayal bile edemiyeceğin The Insatiable-1 2006 info-icon
you've never imagined. ...şeyleri hissettirebilirim. şeyleri hissettirebilirim. The Insatiable-1 2006 info-icon
Or maybe you have imagined. Belki de hayal etmişindir. Veya belki de hayal etmişindir. The Insatiable-1 2006 info-icon
Harry There used to be these hummingbirds, you know. Şu sinek kuşları vardı, bilirsin. Şu sinek kuşları vardı bilirsin. Şu sinek kuşları vardı bilirsin. Harry Şu sinek kuşları vardı bilirsin. The Insatiable-1 2006 info-icon
I used to see them. The flowering vines next door. Onları görürdüm. Yan taraftaki asmaya gelirlerdi. Onları görürdüm. Yan taraftaki asmaya gelirlerdi Onları görürdüm. Yan taraftaki asmaya gelirlerdi Onları görürdüm. Yan taraftaki asmaya gelirlerdi The Insatiable-1 2006 info-icon
So I put out a feeder, you know? Onlara bir yemlik koymuştum, bilirsin? Yani, onlara bi yemlik koymuştum, bilirsin? Yani, onlara bi yemlik koymuştum, bilirsin? Yani,onlara bir yemlik koymuştum, bilirsin? The Insatiable-1 2006 info-icon
Just hoping they'd come over. Hep gelmelerini istiyordum. The Insatiable-1 2006 info-icon
One morning I saw 'em right outside mywindow. Bir gün onları camın dışında gördüm. Bi gün onları camın dışında gördüm. Bi gün onları camın dışında gördüm. Bir sabah onların camın dışında gördüm. The Insatiable-1 2006 info-icon
Theywere beautiful, just blurs of color. Çok güzellerdi, o parlak renkleri bir harikaydı. Çok güzellerdi, o parlak renkleri bi... Çok güzellerdi, o parlak renkleri bi... Çok güzellerdi, o parlak renkleri bi. The Insatiable-1 2006 info-icon
They're lapping up the nectar. ...harikaydı. harikaydı.O nektarı yudumluyorlardı. The Insatiable-1 2006 info-icon
But I only saw 'em once, you know. O nektarı yudumluyorlardı. Ama bir kere gördüm ,bilrsin. The Insatiable-1 2006 info-icon
Then theywere gone. Bir kere gördüm ve gittiler. Bi kere gördüm ve gittiler. Bi kere gördüm ve gittiler. Onlar gittiler. The Insatiable-1 2006 info-icon
It's because you killed them. Çünkü onları öldürdün. The Insatiable-1 2006 info-icon
Put honey in theirfeeder. Yemliklerine bal koydun. The Insatiable-1 2006 info-icon
Water and honey, right? Su ve bal. Öyle değil mi? Su ve bal, öyle değil mi? Su ve bal, öyle değil mi? Su ve bal, değil mi? The Insatiable-1 2006 info-icon
Honeyferments. It turns into alcohol Bal mayalanır ve alkole dönüşür. The Insatiable-1 2006 info-icon
But their systems are too delicate to handle it. Ama onların sistemleri bunu kaldıramayacak kadar zayıf. Ama onların sistemleri bunları kaldıramayacak kadar zayıf. Ama onların sistemleri bunları kaldıramayacak kadar zayıf. Ama onların sistemleri bunları kaldıramayacak kadar zayıf. The Insatiable-1 2006 info-icon
They drink because they can't resist, İçtiler çünkü dayamadılar,... İçtiler çünkü dayamadılar, The Insatiable-1 2006 info-icon
and then they die. ...ve sonra öldüler. ve sonra öldüler. The Insatiable-1 2006 info-icon
If you look closely, you'll see that there's half a dozen of them Yakından bakarsan, camının dışında onlarcasını... Yakından bakarsan, camının dışında onlarcasını The Insatiable-1 2006 info-icon
dead outside yourwindow. ...ölü olarak bulabilirsin. ölü olrak bulabilirsin. The Insatiable-1 2006 info-icon
You wanted them because they're beautiful, Onları istiyordun çünkü, güzellerdi... Onları istiyordun çünkü,güzellerdi... Onları istiyordun çünkü,güzellerdi... Onları istiyordun çünkü,güzellerdi The Insatiable-1 2006 info-icon
but because you don't understand their special needs, ...ama özel ihtiyaçlarını anlayamadığın için,... ama özel ihtiyaçlarını anlayamadığın için,... ama özel ihtiyaçlarını anlayamadığın için,... ama özel ihtiyaçlarını anlıyamadığın için, The Insatiable-1 2006 info-icon
you killed them. ...onları öldürdün. onları öldürdün. The Insatiable-1 2006 info-icon
What are you getting at? Nereye varacaksın? Ne demek istiyorsun? The Insatiable-1 2006 info-icon
I would have thought it was obvious. Beni anladığından eminim. The Insatiable-1 2006 info-icon
They're actually gonna engrave my name next week at the bottom. Adımı gelecek hafta buraya yazacaklar hem de... Adımı gelecek hafta burada yazacaklar hem de... Adımı gelecek hafta burada yazacaklar hem de... Adımı gelecek hafta burada yazacak hem de The Insatiable-1 2006 info-icon
A different font, but, uh... Hey... Harry. ...farklı bir puntoyla. Hey, Harry. ...farklı bi puntoyla, ama,... Harry. ...farklı bi buntoyla, ama,... Harry. farklı bir buntoyla, ama, ah... Hey... Harry. The Insatiable-1 2006 info-icon
You're looking at flange man of the year, Dördüncü bölgeden yılın,... Dördüncü bölgeden yılın, The Insatiable-1 2006 info-icon
region four. ...flanş adamına bakıyorsun. flanş admına bakıyorsun. The Insatiable-1 2006 info-icon
Yourfucked up order was what pushed me overthe top. Berbat ettiğin sipariş beni zirveye taşıdı. The Insatiable-1 2006 info-icon
I have to thank you forthat. Sana bunun için teşekkür etmeliyim. The Insatiable-1 2006 info-icon
Couldn't have done it without you. Sen olmasan bunu yapamazdım. The Insatiable-1 2006 info-icon
Well, congratulations. Şey, tebrik ederim. Şey,tebrik ederim. The Insatiable-1 2006 info-icon
Mm hmm. Yeah. Evet. Mm hmm. Evet. The Insatiable-1 2006 info-icon
Aweek's long stay at the beachfront isle in Muscle Shoal. Muscle Shoal'da beachfront'ta bir hafta kalmak. Muscle Shoal'da beachfront'ta bi hafta kalmak. Muscle Shoal'da beachfront'ta bi hafta kalmak. Muscle Shoal'da beachfront'ta bir hafta kalmak. The Insatiable-1 2006 info-icon
And those Alabama bitches, oh, they are sick. Ve o Alabamalı fıstıklar, hepsi harikalar. Ve o Alabamalı fıstıklar, hepsi harika. Ve o Alabama'li fıstıklar, hepsi harika. Ve o Alabama'li fahişeler, oh,onlara hastayım. The Insatiable-1 2006 info-icon
It's like shucking oysters. İstiridyenin kabuğunu soymak gibi. İstiridye'nin kabuğunu soymak gibi. İstiridye'nin kabuğunu soymak gibi. İstiridye'nin kabuğunu soymak gibi. The Insatiable-1 2006 info-icon
They're sweet, tender. Yumuşacık. Pamuk gibiler. Yumuşacık.Tatlı gibiler. The Insatiable-1 2006 info-icon
Practically melt in your mouth. Sanki ağızında eriyorlar. The Insatiable-1 2006 info-icon
That's great, Jav. Bu harika, Jav. The Insatiable-1 2006 info-icon
Mm hmm, yeah. Really. Gerçekten. Evet. Mm hmm, evet. Gerçekten. The Insatiable-1 2006 info-icon
No, I doubt I could go anyway. Hayır, zaten ben gidemezdim. Hayır,Zaten ben gidemezdim. The Insatiable-1 2006 info-icon
I've got somethin' at home that's been keeping me kind of tied up. Evde elimi kolumu bağlayan bir işim var. Evde elimi kolumu bağlayan bi işim var. Evde elimi kolumu bağlayan bi işim var. Evde elimi kolumu bağlayan bir işim var. The Insatiable-1 2006 info-icon
If I didn't know any better, I'd say our boy's gettin' laid. Onu tanımasan, bizim oğIan eve kız atmış derdim. Onu tanımasan, bizim oğlan eve kız atmış derdim. Onu tanımasan, bizim oğlan eve kız atmış derdim. Onu tanımasan,bizim oğlan eve kız atmış derdim. The Insatiable-1 2006 info-icon
Strickland: Are you out of yourfuckin' mind? Sen lanet olası aklını mı kaçırdın? Strickland: Sen lanet olası aklını mı kaçırdın? The Insatiable-1 2006 info-icon
Where is she? Nerede o? Nerde o? The Insatiable-1 2006 info-icon
Someplace safe, someplace nobody'll find her. Trust me. Güvenli bir yerde, kimsenin bulamayacağı bir yerde. Güven bana. Güvenli bi yerde, kimsenin bulamayacağı bi yerde. Güven bana. Güvenli bi yerde, kimsenin bulamayacağı bi yerde. Güven bana. Güvenli bir yerde,kimsenin bulamıyacağı yerde.Güven bana. The Insatiable-1 2006 info-icon
Even though you've got her locked up, Onu kilitlemen seni,... Onu kilitlemen seni, The Insatiable-1 2006 info-icon
she still has power overyou. ...etkilemeyeceği anlamına gelmez. etkilemeyeceği anlamına gelmez. The Insatiable-1 2006 info-icon
That's... That's not true. Bu... Bu doğru değil. The Insatiable-1 2006 info-icon
Isn't it? No. Öyle mi? Hayır. The Insatiable-1 2006 info-icon
The most obvious sign is the fact that she's still alive. Bunun en açık işareti hâlâ hayatta olması. Bunum en açık işareti hâlâ hayatta olması. Bunum en açık işareti hâlâ hayatta olması. Bunu açık işareti hâlâ hayatta olması. The Insatiable-1 2006 info-icon
You probably think she's special Muhtemelen özel olduğunu... The Insatiable-1 2006 info-icon
That you and her have some sort of connection... Yaptıklarını bildiğimden aramızda bir tür bağ olduğunu... Yaptıklarını bildiğimden aramızda bi tür bağ olduğunu... Yaptıklarını bildiğimden aramızda bi tür bağ olduğunu... Yaptıklarını bildiğimden aramızda bir tür bağ olduğunu... The Insatiable-1 2006 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 165094
  • 165095
  • 165096
  • 165097
  • 165098
  • 165099
  • 165100
  • 165101
  • 165102
  • 165103
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim