Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 16199
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Think about the future. Forget Shuko. | Gelecek hakkında düşün. Shuko'yu unut. | Double Dragon-1 | 1994 | ![]() |
Forget Shuko! I never liked him. | Shuko'yu unut! Onu asla sevmezdim. | Double Dragon-1 | 1994 | ![]() |
You didn't? No. | Öyle mi? Evet. | Double Dragon-1 | 1994 | ![]() |
He always liked you. He told you? | Senden hep hoşlanırdı. Sana mı söyledi? | Double Dragon-1 | 1994 | ![]() |
No. Then how do you know? | Hayır. Peki sen nereden biliyorsun? | Double Dragon-1 | 1994 | ![]() |
I know so. Yeah? I think you're right. | Biliyorum işte. Öyle mi? Sanırım haklısın. | Double Dragon-1 | 1994 | ![]() |
Now what? What do you want to do? | Şimdi ne yapacağız? Ne yapmak istiyorsun? | Double Dragon-1 | 1994 | ![]() |
I don't know. What do you want to do? | Bilmiyorum. Sen ne yapmak istiyorsun? | Double Dragon-1 | 1994 | ![]() |
Okay. You're on, girls. | Pekala. Kızlar sıra sizde. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Is it true you're leaving us for Belgium, Guy? | Guy, yarın Belçika'ya gideceğin doğru mu? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Yep. Leaving tomorrow night. | Evet. Yarın akşam. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Oh, boo hoo! Oh, boo hoo! | Ü hü! Ü hü! | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
"Boo hoo"? | "Ü hü" mü? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
That's a good title for a song. | Bu iyi bir şarkı adı olur. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Do you happen to have a light? | Ateşin var mı? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Is there anything else I can do for you? You can sit down. | Yapabileceğim başka bir şey var mı? Oturabilirsin. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Thank you. 1 | Teşekkürler. 1 | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Have you been here before, Miss...? Claire. Claire Dunham. | Buraya ilk gelişiniz mi bayan?... Claire. Claire Dunham. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I've been here every night since you opened, but you haven't seen me till now. | İlk akşamdan beri geliyorum ama beni hiç fark etmedin. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I can't understand that. | Ama bu olanaksız. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Perhaps you've been too busy with that pretty little girlfriend. | Belki o güzel kız arkadaşınla fazla ilgileniyordun. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Oh, there's nothing wrong with your eyesight, is there? | Anlaşılan gözlerin çok keskin. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Are you in love with her? Would it break your heart? | Ona aşık mısın? Aşıksam kalbin kırılır mı? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Oh, shatter it to pieces. | Paramparça olur. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
And look, there isn't an ounce of sympathy in your eyes. | Gözlerinde anlayış yok. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
There isn't an ounce of sincerity in yours. | Seninkinde de içtenlik. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Guy? | Guy? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
You going to stay around for a while? Of course. She may not turn up tonight. | Daha buralarda mısın? Tabii. Bu gece gelmeyebilir. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Your lighter. Thank you. | Çakmağın. Teşekkürler. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
What do you want? Must be the maternal instinct. | Ne istiyorsun? Annelik içgüdüsü olmalı. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
What? That you bring out in chicks. | Ne? Piliçlerde uyandırdığın duygu. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Little mothers can't leave you alone. | Kadınlar seni rahat bırakmıyor. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
What are you complaining about? You're married. | Niye şikayet ediyorsun ki? Sen evlisin. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
That's what I'm complaining about. Georgie, you don't pop the big question... | Bu yüzden şikayet ediyorum. Georgie, önemli soruyu sormazsan... | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
...they can't give the big answer. It can't be that easy. I never proposed... | ...önemli cevabı veremezler. Bu kadar kolay olamaz. Ben kimseye... | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
...yet I got a wife and three kids and a grabbing ulcer. | ...evlilik teklifi etmedim, yine de evliyim, üç çocuğum ve ülserim var. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Maybe she won't turn up. Who, Jill? | Belki gelmez. Kim, Jill mi? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Whatever her name is. That's the only name I know. | Adı neyse. Bildiğim tek şey bu. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I can't get a thing out of her. | Ondan başka şey öğrenemedim. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Or anywhere with her. Drink your milk. | Ne de bir ilerleme kaydettin. Sütünü iç. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
She's holding out for a ring on her finger... | Kendi parmağına, senin ise burnuna... | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
...and the one in your nose. It won't be long now, my friend. | ...halka takmaya çalışıyor. Çok sürmez dostum. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I see an ulcer in your future. | Gelecekte bir ülserin olacak. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Look, pal, when we get to Bruges, I'll still be as free as a bird. | Dostum, Bruges'e gittiğimizde bir kuş kadar özgür olacağım. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
A canary's a bird. | Kanarya da bir kuştur. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Ever see one that wasn't locked up? | Kafes dışında kanarya gördün mü hiç? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Let's go to work, partner. | Ortak, işimize bakalım. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
You're very pretty. Thank you. | Çok güzelsin. Teşekkür ederim. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Let's do something different tonight. We've never done anything. | Farklı bir şeyler yapalım. Bugüne kadar bir şey yapmadık ki. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I was wondering if you noticed that. I noticed. | Acaba fark etti mi diyordum. Ettim. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Well, it's my last night here. | Bu akşam buradaki son gecem. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Do we make the most of it, or do you disappear as usual? | Çılgınlar gibi eğlenelim mi yoksa yine yok mu olacaksın? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I suppose if anything's to become of us, it'll have to be tonight. | Aramızda bir şey olacaksa bu gece olmalı. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
That's exactly the way I feel. | Ben de öyle düşünüyorum. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
You've had so many women in your life. | Hayatında bir sürü kadın oldu. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I haven't looked at another woman since the first night you came into the club. | Kulübe geldiğin günden beri başka kadına bakmadım. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
But they're still looking at you. | Ama onlar hala sana bakıyorlar. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I don't even know her. | Onu tanımıyorum bile. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
A music lover. | Bir müziksever. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
That's nice. You are beautiful. | Ne hoş. Çok güzelsin. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
And you're the most wonderful thing in my life. | Sen de hayatımdaki en olağanüstü şeysin. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Come on. I'm gonna put you in a cab and send you straight home. | Seni taksiye bindirip doğruca eve yollayacağım. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Home? But I don't want to go home. | Eve mi? Ama eve gitmek istemiyorum ki. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I want to go with you to your flat. | Senin evine gitmek istiyorum. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
And so after Mommy and Daddy died, I went to live with Uncle Gerald. | Annemle babam öldükten sonra Gerald Amca ile yaşamaya başladım. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
He has a lovely home in the country, and he lived all by himself. | Şehir dışında çok güzel bir evde tek başına yaşıyor. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
He's been looking after me ever since. | O zamandan beri yanındayım. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
You'd love Uncle Gerald, Guy. | Guy, Gerald Amca'yı çok seversin. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Oh, I'm sure I would. He's a lamb. | Eminim severim. O bir melektir. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
You don't mind me tidying up, do you? | Etrafı toplamamın sakıncası var mı? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Not a bit. | Yok. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I love doing things for you. | Sana hizmet etmeye bayılıyorum. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Tea's ready. | Çay hazır. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Do you take milk in your tea? No milk in the tea. | Süt alır mısın? Hayır, almam. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Have you any bikkies? | Biskin var mı? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
"Bikkies"? Not that I know of. | "Biski" mi? Bildiğim kadarıyla yok. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Biscuits, silly. | Bisküvi, şapşal. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
No bikkies, silly. | Biski yok, şapşal. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Oh, dear. I suppose I'm chattering away, but this is the first time... | Galiba çenem düştü ama ilk kez doğru dürüst... | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
...we've really had a chance to talk. And talk and talk and talk. | ...konuşma fırsatı bulduk. Evet, durmaksızın. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Guy? Yes? | Guy? Efendim? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Would you put something on the record player? | Pikaba bir plak koysana. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
What a time to dance. | Tam dans edecek zaman. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Okay, there's something on the record player. | Pekala, pikaba bir plak koydum. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
There we are. | İşte geldim. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Oh, I forgot the sugar. | Ah, şekeri unutmuşum. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Jill, you're flitting around like a butterfly. | Jill, kelebek gibi uçuyorsun. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Why don't you light somewhere? Like here. | Neden bir yere konmuyorsun? Örneğin, buraya. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Ain't that better? | Böyle daha iyi değil mi? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Don't you just love us like this? | Böyle ne kadar güzel, değil mi? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
You all cozy and relaxed, and me pouring your tea... | Keyfin yerinde, sana çay koyuyorum, senin için bir şeyler... | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
...and doing things for you. You could do a lot more if... | ...yapıyorum. Başka şeyler de yapabilirsin... | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Let me prop those pillows. I don't want them propped. | Arkana yastık koyayım. İstemiyorum. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
There. Comfy? Cozy? Comfy, cozy. | Oldu. Rahat mısın? Keyfin yerinde mi? Rahatım, keyfim yerinde. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Better? | Böyle iyi mi? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Jill, hold still just for a minute. | Jill, bir dakika kımıldama. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
What for? For this. | Neden? Bunun için. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
Oh, Guy. Our first kiss. | Oh, Guy. İlk öpücüğümüz. 1 | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
I knew it would be like that, all shivers and goose bumps. 1 | İçimin titreyeceğini, tüylerimin diken diken olacağını biliyordum. | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |
One or two? What? | Bir mi, iki mi? Ne? | Double Trouble-1 | 1967 | ![]() |