Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15893
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
it is a gift. | ...o bir hediye olacak. ...o bir hediye olacak. ...bir hediye. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You're a very generous man. | Çok cömert birisiniz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* Justify me * | Haklı çıkar beni Haklı çıkar beni | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* Turn me on * | Baştan çıkar beni Baştan çıkar beni | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* Gone... * | Gittin... Gittin... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Blue skies. | İyi uçuşlar! İyi uçuşlar! Mavi gökyüzü. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
If I had an uncle | Mezuniyet partime şu kızı getiren bir amcam olsaydı... Mezuniyet partime şu kızı getiren bir amcam olsaydı... Benim de böyle bir bekarlığa veda partisi... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's very... | Kendisiyle çok barışık, değil mi? Kendisiyle çok barışık, değil mi? Kendine güveni tam, değil mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Taffy, baby, I'm going | Taffy, bir tanem. Bu gece seninle çok güzel vakit geçireceğim. Taffy, bir tanem. Bu gece seninle çok güzel vakit geçireceğim. Taffy, bebeğim, bu gece seninle çok eğleneceğim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Anything you want. | Nasıl istersen. Nasıl istersen. Sen ne dilersen yapacağım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's all blue skies. | Hep beraber uçacağız. Hep beraber uçacağız. Önümüz açık. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Gentlemen. | Bayım. Bayım. Beyler. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Sir. Perhaps | Efendim, belki de partiye süitinizde devam etmek istersiniz. Efendim, belki de partiye süitinizde devam etmek istersiniz. Beyefendi. Partinize yukarıda... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'd be happy to send up | Partiyi tamamlayacak bir şişe şampanya göndermekten memnuniyet duyarım. Partiyi tamamlayacak bir şişe şampanya göndermekten memnuniyet duyarım. Size müesseseden bir şişe şampanya yollayacağız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Make it two bottles and you got a deal. | İki şişe gönderirsen, anlaşırız. İki şişe gönderirsen, anlaşırız. İki şişe yollarsan bizi yukarı çıkmış bil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Two bottles it is, sir. | İki şişe oldu, efendim. İki şişe oldu, efendim. İki şişeyi yolluyorum, efendim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Let's go! | Gidelim! Gidelim! Haydi gidelim! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Wait, wait for me. | Bekle, beni bekle. Bekle, beni bekle. Bekleyin, beni bekleyin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Help! | Yardım edin! Yardım edin! İmdat! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Someone help me! | Biri bana yardım etsin! Biri bana yardım etsin! Biri bana yardım etsin! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Please! I need help! | Lütfen yardıma ihtiyacım var! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We're just having a good time! Somebody please! | Güzelce vakit geçiyoruz. Lütfen biri yardım etsin! Güzelce vakit geçiyoruz. Lütfen biri yardım etsin! Ne güzel vakit geçiriyorduk! Yardım edin, lütfen. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Grab her, man! | Yakalayın onu, dostum! Yakalayın onu, dostum! Yakalasana, oğlum! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Please! Help me! | Lütfen! Bana yardım edin! Lütfen! Bana yardım edin! Lütfen! Yardım edin! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They... | Canımı yakıyorlar. Lütfen. Canımı yakıyorlar. Lütfen. Onlar... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
they hurt me. Please! | ...canımı yaktılar. Lütfen. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's okay. | Tamam, geçti. Tamam, geçti. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I shouldn't be here. | Burada olmamalıyım. Burada olmamalıyım. Burada olmamam gerekiyordu. Merak etme. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Those idiots didn't follow us. | O geri zekâlılar bizi takip etmediler. O geri zekâlılar bizi takip etmediler. O beyinsizler bizi takip etmedi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Even if they did... | Takip etseler bile... Takip etseler bile... Etseler bile... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
nobody's getting through here. | ...kimse buraya ulaşamaz. ...kimse buraya ulaşamaz. ...buradan kimse geçemez. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
See? | Tamam mı? Tamam mı? Gördün mü? Her şey yolunda. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Everything's fine. | Her şey yolunda. Her şey yolunda. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Why don't you sit down? | Niçin oturmuyorsunuz? Niçin oturmuyorsunuz? Otursana. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That was not okay. | Yaptıkları hiç doğru değildi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I mean, I know who I am, and, and what I do, | Kim olduğumu, ne yaptığımı biliyorum... Kim olduğumu, ne yaptığımı biliyorum... Tamam, kim olduğumu ve işimin gereklerini biliyorum ama... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Is there a backdoor? | Arka çıkış var mı? Arka çıkış var mı? Buranın arka kapısı var mı? Gitmem gereken bir yer var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I understand you've had a difficult evening, ma'am. | Zor bir akşam geçirdiğinizi biliyorum, hanımefendi. Zor bir akşam geçirdiğinizi biliyorum, hanımefendi. Anladığım kadarıyla zor bir gece yaşadınız, hanımefendi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Yeah? | Ne olmuş? Ne olmuş? Ee? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
But we deeply regret any... | Maruz kaldığınız tüm onur kırıcı davranışlar için gerçekten pişmanız. Maruz kaldığınız tüm onur kırıcı davranışlar için gerçekten pişmanız. Başınıza gelmiş olabilecek küçük düşürücü olaylardan... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
But it's hotel policy, | Ama otel politikamız... Ama otel politikamız... Bu tür olaylarda otel politikamız gereği... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
in these instances, to offer a one time | ...bu tür durumlarda, mağduriyetinizi gidermek için... ...bu tür durumlarda, mağduriyetinizi gidermek için... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You want me to let those freaks off the hook. | Bu kaçık heriflerin bu işten sıyrılmalarına izin verme mi istiyorsunuz? Bu kaçık heriflerin bu işten sıyrılmalarına izin verme mi istiyorsunuz? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You feel that way now. | Şu anda öyle hissediyorsunuz. Şu anda öyle hissediyorsunuz. Bugün böyle düşünebilirsiniz ama yarın... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
But tomorrow, the next day, you may change your mind. | Ama yarın, öteki gün bu fikrinizi değiştirebilirsiniz. Ama yarın, öteki gün bu fikrinizi değiştirebilirsiniz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Ma'am, that's $10,000. | Hanımefendi, burada 10.000 dolar var. Hanımefendi, burada 10.000 dolar var. Burada 10,000 dolar var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Now, all you have to do | Tek yapmanız gereken şey... Tek yapmanız gereken şey... Tek yapmanız gereken otele ya da müşterilerine dair herhangi bir... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
is sign this piece of paper | ...oteli veya söz konusu müşteriyi dava etmeyeceğinizi yazan... ...oteli veya söz konusu müşteriyi dava etmeyeceğinizi yazan... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and you walk away. | ...ve arkanıza bakmadan gitmek. ...ve arkanıza bakmadan gitmek. Sonra istediğiniz yere gidersiniz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
With... | Bu... Bu... Bununla birlikte mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
$10,000. | ...10.000 dolarla. ...10.000 dolarla. 10,000 dolarla. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I just take your $10,000 and disappear? | 10.000 doları alıp ortadan kaybolacak mıyım? 10.000 doları alıp ortadan kaybolacak mıyım? 10,000 doları alıp kaybolmamı mı istiyorsunuz? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You could be free. | Özgür olabilirsiniz. Özgür olabilirsiniz. Özgür olacaksınız. İstediğiniz yere gidebilirsiniz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You can go anywhere. | İstediğiniz yere gidebilirsiniz. İstediğiniz yere gidebilirsiniz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No, thanks. | Hayır, teşekkürler. Hayır, teşekkürler. Sağ ol, almayayım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I just want you to think about it. | Bu konuyu düşünmenizi istiyorum. Bu konuyu düşünmenizi istiyorum. En azından bir gözden geçirmenizi istiyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm in. | İçerideyim. İçerideyim. İçerdeyim. Yerimizi aldık. İyi misin? Sesin telefonda çok ciddi geliyordu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We're in position. | Yerimizi aldık. Yerimizi aldık. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Door code's 489 374 83. | Kapı kodu: 489 374 83. Kapı kodu: 489 374 83. Kapının şifresi: 489 374 83. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Blue skies. | İyi uçuşlar. İyi uçuşlar. Mavi gökyüzü! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
In his infinite wisdom he decided that... | Bırakacağım. Bırakacağım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And wear comfy shoes. | İşin içinde öldürme olmadığı halde müşterimiz bize prim ödüyor. Müşterimizi hiç kimseyi öldürmememiz için esaslı bir ödeme yaptığı için... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Uh, yeah, right. | Şimdi buradan uzaklaşmamız gerekmiyor mu? Şimdiye uzaklaşmamamız gerekmiyor muydu? Size bu işin nasıl olacağını anlatayım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
In 64 seconds, | ...hemen yanımızdaki yüksek güvenlik önlemlerine sahip binadaki... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Bladdy, blah. | Olamazsın, Victor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
you know what they wanted? | Ne istediklerini biliyor musun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's in. | İnanmıyorum! Vay anasını! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Hey, this is... | Aman Tanrım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
used by top museums | ...kasaların var olduğu dedikodusu var ama... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
This is what we're here for. | Kötü mü kokuyorum? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Why else would I have been chosen? | Hiç komik değil. Adım November. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Is she the reason they want me dead? | Amaçlarını araştır. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No! I I gave you a tip! | Duyana kadar bilemeyeceğim. Duyana kadar bilemeyeceğim. Seninkini duyana kadar bunu bilemeyiz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Sounded Georgian maybe. | Rusya'daki Gürcistan, ülkemizdeki değil. Rusya tarafındaki Gürcülerden. Amerika’daki Georgia ile karıştırma. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
who controlled Athens at the time | ...Yedinci Elgin Kontu Thomas Bruce'a... ...bu mermerleri sökmek için Elginlerin yedinci kontundan izin almışlardı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I got a double crosser coming your way. | Parasını peşin ödedim ve onu çağırdım. Parasını peşin ödedim ve onu çağırdım. Peşin parayla alıp onu çağırdım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You're gonna have to complete this job for me. | Müşterimizi mutlu etmemiz lazım. Ben hallederim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
at the altar of your genius, | ...ama tüm bu şeyleri sana almıyorum. Ivy, bebeğim, listeye meyve suyu da ekle. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The bag. | Ver... Çantayı... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Give... | ...şu çantayı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The is a piece of the Parth... | Ne kadar değerli olduğunu biliyor musun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm gonna turn it into dust, I swear to God. | O zaman para da alamazsın, nefes de. O zaman ne paranı alırsın ne de nefes. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It makes me forget my protocols and "q"s. | Echo hayati organlarında değişme başladığında... Göstergeleri sapıtmadan önce Echo Boyd'la konuşuyordu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Echo was talking to Boyd | ...Boyd'la konuşuyordu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
How do I know that didn't happen? | Çünkü bu olamaz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm kind of positive, actually, that | Sandalye'de olmasa da, tam olarak aynısı oldu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
hacked into our call, | ...bu en kötü tarafı bile değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'll confirm that Boyd retrieved the target item. | Peki ya Echo? Echo'nun durumu ne kadar kötü? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
There's no conflict. | ...floresan lambaları ile dolu. ...parlak ışıklar, garip cisimler var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I try to be my best. | Bonnie ve Clyde'ı hatırlıyor musun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You were talking on this. | Konuşurken kapıyı açabileceğini söylemiştin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Taffy's gone, man. | Merhaba! Merhaba! Merhaba? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She makes me feel... | Çünkü diğer adamlar... Çünkü diğer sanatçılar... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Well, that's 'cause these other guys... | ...gördüklerini çizmişler. ...sadece gördüklerini resmeder. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
five seconds of noise. | ...parazit yaratmak değil. Uzaktan. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
There are many. | ...bu kadar çok nörotrofik faktörü... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, why? | Neler oluyor? Neler oluyor? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Remotely. | ...ya da seksi iş kadını ayakkabıları almayız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Neither did we. | Sağ alt karın bölgesinde kurşun yarası var. Sağ alt karın bölgesinde kurşun yarası var. Sağ alt karın kısmından vurulmuş bir yaralımız var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The place is a maze! | Nasıl? Nasıl? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |