Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15816
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Lemme get one. | Bir tane alayım. | Dog Eat Dog-1 | 2016 |  |
| Go to work, reg. | İşine bak, Reg | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Let me get one, reg. | Bir tane daha alayım Reg. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I got one more in me, reg! Do it! | Bende bir tane daha var, Reg! Yap hadi. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I got one more now! Do it! | Bir tane daha var! Yap hadi. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Hey, pussy, you had enough? | Hey, amcık, doydun mu? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Reg, you think he's had enough? | Reg, sence bu herif doydu mu? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Let's give him a ride. | Hadi onu biraz gezdirelim. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I love it when you talk like that. | Böyle konuşmana bayılıyorum. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Up we go. | Başlıyoruz. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Strap his ass up. | Kıçını kaldır. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| There we go. | Başlıyoruz. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I am rock hard right now, sweetheart. | Ben şimdi sert kayayım, tatlım. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Take the wheel, Jack. Reggie wants to ride. | Direksiyona geç Jack. Reggie gezmek istiyor. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Woo! Woo! | Woo! Woo! | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| In the aftermath of a bloody shootout | Apple Süpermarket'in dışında gerçekleşen... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| outside apple supermarket, | ...kanlı çatışmadan sonra... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| a police representative now confirms the deaths | ...bir polis temsilcisi silahlı takipten sonra... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| of Troy Cameron and dieson Carson after an armed pursuit... | ...Troy Cameron ve Dieson Carson'un öldüğünü onayladı... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Pretty good, huh? Yeah, it was. | Çok iyi değil mi? Evet, öyle. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Now, get home. | Şimdi, eve geldik. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Cute little place, too. | Minik tatlı mekan. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Charles, what is it? Get in the car. | Charles, ne oldu? Bin arabaya. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| You look like the sort of gent who might have a big giant pistol | Yan koltuğun altında yada torpitoda büyük, devasa bir silahı... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| in the trunk or under the front seat. | ...olan beyefendi birine benziyorsun. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| It's under the front seat. | Koltuğun altında. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| All right, I'll take that pistol. | Tamam, silahı alacağım. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| And we'll head down the road. | Ve yola düşeceğiz. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Mind if I smoke? | Sigara içebilir miyim? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Please, just take our money. | Lütfen, sadece paramızı al. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Leave us by the side of the road. | Bizi yolun kenarında bırak. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| You can take the car. | Arabayı alabilirsin. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Why not? We won't say anything. | Neden? Kimseye birşey söylemeyeceğiz. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| He knows we're gonna call the police the minute he gets away. | O gittikten bir dakika sonra polisi arayacağımızı biliyor. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| No, we are not. | Hayır, aramayacağız. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Charlene, don't tell no lies. | Charlene, yalan söyleme. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| The man know that's what we're gonna do. | Adam ne yapacağımızı biliyor işte. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| So, what are you folk's name? | Ee, adınız ne peki? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I'm Charles Wilson, this is charlene Wilson. | Ben Charles Wilson, bu da Charlene Wilson. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| The reverend Charles Wilson. Uh huh. Reverend, huh? | Rahip Charles Wilson. Uh huh. Rahip he? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Where you folks goin' to? | Peki nereye gidiyorsunuz? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| It's where we're comin' from. | Geldiğimiz yere. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| We've been visitin' in Cincinnati. | Cincinnati'de ziyarette bulunduk. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Went to visit my daughter's baby for the first time. | Torunumu ilk defa görmeye gittik. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| On the TV, the shootout. | TV'de, ateş eden kişi. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Yes, but it wasn't like they say. | Evet, ama anlattıkları gibi değil. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Well, how was it? | Peki, nasıldı? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| You ever been inside, reverend? In the joint? | Hiç ortaklık işine girdin mi, rahip? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Yes, sir. Well, then you know. | Evet, efendim. O zaman biliyorsun. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Guy who has a past, guy whose made mistakes. | Birisi kaçar, diğer hata yapar. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| They say they forgive you, but they never do. | Özür dilerler ama aslı faslı yoktur. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| They're always lookin' at ya, tryin' to catch ya at something. | Her zaman gözleri üstünde olur, yakalamak yada başka birşey için. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| All we want heck, all anybody wants, is justice. | Tek istediğimiz kahrolası, herkesin istediği, adalet. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I was explaining to the officer and she... | Ben bunu memura açıklıyordum ve o... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| She panicked, she thought I was resisting. | ...O panikledi, direndiğimi zannetti. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Yeah, that's right, resisting, | Evet, doğru, öyle sandı.... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| and my friend was just tryin' to save me. | ...ve arkadaşım da sadece beni kurtarmaya çalıştı. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I know you know what's what. | Neyin ne olduğunu bildiğinizi biliyorum. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Yeah, you understand how this goes. | Evet, nasıl olduğunu biliyorsunuz. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| You care about your wife. | Karına iyi bak. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Yeah, you're a good man. Well, all right, here's what. | Evet, sen iyi bir adamsın. Peki, tamam, işte bu. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| We're real close. | Benziyoruz. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I need to get dropped off. But I just wanna say one thing, | Açılmaya ihtiyacım var. Ama birşey söylemek istiyorum... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| one thing to put your mind at ease when we go, all right? | ...gittiğimizde işimizin kolaylığı için bunu aklınızda tutun, tamam? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| You're gonna make it outta this. | Bu işin dışında kalacaksınız. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Your wife's gonna be safe, and you're gonna be fine. | Karın güvende olacak, ve sen iyi olacaksın. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| And I promise you, | Ve söz veriyorum... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Just as long as you do as I say, | Sadece elinden geldiği kadar sorun görünmeyecek... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| which doesn't seem to be a problem. | ...şeyleri dediğim gibi yap. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| It's no problem at all. | Tamam, sorun yok. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I figured not, so ease up. | Çok kolay olmayacak. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| You'll be home before ya know it. | Evinizde olacağınızı bilin. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I give ya my word. My hand. | Söz veriyorum. Elimi. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| All right then. Troy. | Tamam o halde. Troy. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Huh? Troy, that's my name. | Ne? Troy, benim adım. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I'm sorry, I can't i can't do this anymore. | Üzgünüm, yapa Daha fazla yapamam. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Hang on, I'll take the wheel, you folks sit in back. | Dayan, direksiyona geçeceğim. Siz de arkaya geçin. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| You're not gonna try anything, are ya? | Herhangi birşey denemeyeceksin, değil mi? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| No, no, no, sir. | Hayır, hayır, efendim. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| You know who you look like? | Neye benzediğini biliyor musun? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| You sound like him, too. | Sesin de onun gibi. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Got any music? | Müzik var mı? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Church music, spirituals. | Kilis müziği var, ruhsal. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I like spirituals. | Severim. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Cassette's in the console. | Kasetler torpitoda. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Don't move, mister! | Kıpırdamayın bayım! | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Is there a problem, officer? | Sorun mu var, memur bey? | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I'm kinda lost with the reverend and the missus. | Hanımefendi ve rahiple kaybolduk. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Don't point that thing at us. | O şeyi bize doğrultma. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Justice. That was what I wanted. | Adalet. İstediğim buydu. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| Then I started thinking. | Sonra düşünmeye başladım. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I didn't want justice. | Ben adalet istemedim. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| I just wanted what I wanted, just like everyone, | Ben canımın istediğini istedim, diğer herkes gibi... | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| and the rest of it was verbiage. | ...gerisi lâf ile güzâf. | Dog Eat Dog-1 | 2016 | |
| A Girl at My Door | Kapımdaki Kız Dohee | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Most of the income here | Buraya gelenlerin çoğu... | Dohee ya-1 | 2014 | |
| either comes from catching octopus, or from farming oysters and fish. | ...ya ahtapot yakalamaya gelir... | Dohee ya-1 | 2014 | |
| The women, they usually mend nets, or mend the tooIs needed for fishing, | Kadınlar genellikle ağları yahut balıkçılık için gerekli... | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Uh, who do we have here? | Amanın, burada kimler varmış? 1 | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I told that woman not to ride her bike on the main road! | Şu kadına kaç kere ana caddede motosikletine binme dedim! | Dohee ya-1 | 2014 | |
