Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156804
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
It should be fun. I heard. l... It's a maybe. | Keyifli olacaktır. Duydum. Belki diyorum. Eğlenceli olmalı. Duydum. Belki gelirim. Eğlenceli olmalı. Duydum. Belki gelirim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Really? For me at the moment. | Sahi mi? Şu anda vereceğim cevap bu. Sahi mi? Şimdilik belli değil. Sahi mi? Şimdilik belli değil. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
My R.S.V.P. Just a maybe? | Henüz cevap vermedim. Belli değil mi diyorsun? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
There's so much other fun shit that's gonna be happening... | Başka o kadar şamata olayı var ki... O kadar çok eğlenceye davetliyim ki... O kadar çok eğlenceye davetliyim ki... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...that I can't really commit and, you know, hurt someone's feelings. | ...söz verip de birilerinin kalbini kırmak istemiyorum açıkçası. ..hepsine de katılmam lazım. Yoksa alınırlar. ..hepsine de katılmam lazım. Yoksa alınırlar. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Fun shit? But I never see you at parties or anything. | Şamata olayı mı? Ama seni partilerde falan hiç göremiyorum. Eğlence mi? Ama seni hiçbir partide görmüyorum. Eğlence mi? Ama seni hiçbir partide görmüyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
That's because of all the other fun shit I'm off doing. | Başka şamata olaylarında takıldığım içindir. Katıldığım diğer eğlenceler yüzündendir. Katıldığım diğer eğlenceler yüzündendir. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I'd love to be at all of them, but... | Keşke hepsine gidebilsem, ama... Hiçbirini de kaçırmak istemiyorum ama... Hiçbirini de kaçırmak istemiyorum ama... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Why weren't you at Dimitri's on Saturday? | Neden cumartesi Dimitri'nin partisine gelmedin? Peki Cumartesi günü Dimitri'nin partisine neden gelmedin? Peki Cumartesi günü Dimitri'nin partisine neden gelmedin? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
There was so many things going on. | Öyle çok şey vardı ki. O kadar çok işim vardı ki. O kadar çok işim vardı ki. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I couldn't find a minute to make an appearance. | Uğramak için bir dakikam bile olmadı. Bir dakika bile uğrayacak vakit bulamadım. Bir dakika bile uğrayacak vakit bulamadım. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
What did you do? Saturday was a crazy night for me. | Neler yaptın? Cumartesi çılgın bir geceydi canım. Ne yaptın? Cumartesi gecelerim çok çılgın geçer. Ne yaptın? Cumartesi gecelerim çok çılgın geçer. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I had some friends over, we had a few drinks. | Birkaç arkadaş uğradı. İki tek attık. Arkadaşlarım geldi bir şeyler içtik. Arkadaşlarım geldi bir şeyler içtik. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
That's Vag tastic! | Am'an da am'ına koyam! Am tastik! Am tastik! | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I hung out in my basement, the chill zone, where we chill lax. | Pek hoş bir yer olan bizim bodrumda hoş bet yaptık. Bodrumda vakit geçirdik. Oraya rahatlama bölgesi deriz. Sa hatlarız. Bodrumda vakit geçirdik. Oraya rahatlama bölgesi deriz. Sa hatlarız. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Like "relax" and "chill" all at once. | Yani hem sohbet ettik, hem de hoştu. Aynı anda "sakinleşir" ve "rahatlarız" Aynı anda "sakinleşir" ve "rahatlarız" | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Seth's parents were throwing a party. | Seth'inkiler parti veriyordu. Seth'in anne babası parti veriyordu. Seth'in anne babası parti veriyordu. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We got to hang around adults, which was a nice change of pace. | Büyüklerle takıldık. Güzel bir değişiklik oldu. Büyüklerle takılmak zorunda kaldık. Bizim için de değişiklik oldu. Büyüklerle takılmak zorunda kaldık. Bizim için de değişiklik oldu. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You converse, you talk to people and they have interesting stories. | İnsanlarla üç beş laf edip ilginç hikâyeler dinliyorsun. Sohbet ettiğim insanların çok ilginç hikayeleri vardı. Sohbet ettiğim insanların çok ilginç hikayeleri vardı. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I talked to a man who claimed he had climbed five mountains in his life. | Mesela ben, beş dağa tırmandığını söyleyen bir adamla konuştum. O yaşına kadar beş dağa tırmandığını iddia eden bir adamla konuştum. O yaşına kadar beş dağa tırmandığını iddia eden bir adamla konuştum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Then we went to a nightclub, which was incredible. This big, fancy one. | Sonra bir gece kulübüne gittik. Büyük, havalı bir yerdi. Sonra bir gece kulübüne gittik. Muhteşemdi. Afili bir yerdi. Sonra bir gece kulübüne gittik. Muhteşemdi. Afili bir yerdi. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Gonna look at tits right now! I'm feeling crazy. I said that. | Şimdi memişlere dikiz atacağım! Azmak istiyorum dedim. O memelere bakmaya geliyoruz! Çılgınlar gibiyim. Öyle dedim. O memelere bakmaya geliyoruz! Çılgınlar gibiyim. Öyle dedim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You got in? We got right in. | Girebildiniz mi? Rahat rahat. İçeri girebildiniz mi? Girdik tabii. İçeri girebildiniz mi? Girdik tabii. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Wanna do this, 'roid monkey? Fuck you! | Bunu da al, steroidli dallama. Siktir lan! Bunu ister misin hormonlu goril? Amına koduğum! Bunu ister misin hormonlu goril? Amına koduğum! | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Then we called it a night. We were all just really exhausted. | Sonra mumu söndürelim dedik. Hepimiz iyice yorulmuştuk. Geceyi böyle bitirdik. Hepimizin pestili çıktı. Geceyi böyle bitirdik. Hepimizin pestili çıktı. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
What the fuck?! | Hayret bir şey ya! Hassiktir!! Hassiktir!! | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You would've loved it. It was an incredible, unbelievable night. | Bayılırdın. İnanılmaz, harika bir geceydi. Görsen bayılırdın. Harika, inanılmaz bir geceydi. Görsen bayılırdın. Harika, inanılmaz bir geceydi. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
That sounds like a lot of fun. | Bayağı bir şamata yapmışsınız. Çok eğlenmişsiniz anlaşılan. Çok eğlenmişsiniz anlaşılan. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You know, I'd love to go do something like that sometime. | Doğrusu ben de bir ara öyle bir şeyler yapmak isterdim. Bir ara ben de böyle bir gece geçirmek isterim. Bir ara ben de böyle bir gece geçirmek isterim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Who wouldn't? I mean, it was like... | Kim istemez ki? Yani... Kim istemez ki? Kim istemez ki? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...me and Seth are always kind of cooking up these... | ...ben ve Seth hep bu tarz keyifli ufak şamatalar yaratırız. Ben ve Seth, sürekli böyle... Ben ve Seth, sürekli böyle... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...fun, sort of, little, you know, events. | ...ufak tefek eğlenceli şeyler icat ederiz. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I guess you guys are really gonna go crazy next year together. | Herhalde önümüzdeki sene birlikte ortalığı iyice dağıtırsınız. Bir parça beyaz toz. Harikaydı. Önümüzdeki yıl ikiniz birlikte çılgınlar gibi eğleneceksiniz herhalde. Önümüzdeki yıl ikiniz birlikte çılgınlar gibi eğleneceksiniz herhalde. Biraz beyaz toz. Muhteşemdi. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We were going to, but we got into different schools. | Dağıtırdık, ama farklı üniversitelere gideceğiz. Öyle olacaktı ama farklı okulları kazandık. Öyle olacaktı ama farklı okulları kazandık. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Really? That sucks. | Yapma ya? Yazık vallahi. Sahi mi? Kötü olmuş. Sahi mi? Kötü olmuş. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, I mean, it's not too bad. I mean, it should be okay. | Evet, ama o kadar da kötü değil. Merak etme sen. Evet ama çok da kötü değil. Yani dert değil. Evet ama çok da kötü değil. Yani dert değil. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Not too worried about it, really. | Hiç dert etmiyorum ben. Ben takmıyorum. Ben takmıyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Don't worry about it. I'm not worried at all. | Sen dert etme. Ben etmiyorum. Merak etme. Hiç üzülmüyorum. Merak etme. Hiç üzülmüyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
All right, well, thank you for the pen. Yeah. No problem. | Pekâlâ. Kalem için sağol. Bir şey değil. Peki, kalem için teşekkür ederim. Önemli değil. Peki, kalem için teşekkür ederim. Önemli değil. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Bye. Bye. | Hoşça kal. Hoşça kal. Hoşçakal. Hoşçakal. Hoşçakal. Hoşçakal. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Bye, Evan. | Hoşça kal, Evan. Güle güle, Evan. Güle güle, Evan. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Mrs. Hayworth, I joined this class because I'd be cooking with a partner. | Bayan Hayworth, bu dersi almamın nedeni bir eşle yemek yapacak olmamdı. Bayan Hayworth, bu derse bir partnerle birlikte yemek yapmak için katıldım. Bayan Hayworth, bu derse bir partnerle birlikte yemek yapmak için katıldım. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
But she's never here, and I don't get twice the grades for doing all the work. | Ama hiç eşim olmadı ve tüm işi yapmama rağmen iki misli not da almıyorum. Ama kimse gelmediği gibi, bütün işi tek başıma... Ama kimse gelmediği gibi, bütün işi tek başıma yaptığım halde iki kat fazla not da almıyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I didn't invent odd numbers, Seth. | Tek sayıları ben icat etmedim, Seth. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I know, but look at Evan, okay? Just look at him. | Biliyorum, ama Evan'a baksanıza. Bir bakıverin. Biliyorum ama Evan'a bakın bir. Şuna bakın. Biliyorum ama Evan'a bakın bir. Şuna bakın. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Don't keep me waiting much longer. I'm getting impatient up here. | Elini çabuk tutsan diyorum. Sabrım taşıyor. Elini çabuk tut. Sabırsızlanıyorum. Elini çabuk tut. Sabırsızlanıyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You know what I'm talking about. Miroki, you're embarrassing me. | Hadiseyi çaktığını biliyorum, Miroki. Beni utandırıyorsun. Ne demek istediğimi anlıyorsun. Beni utandırıyorsun, Miroki. Ne demek istediğimi anlıyorsun. Beni utandırıyorsun, Miroki. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I'm here in my unit, isolated and alone, eating my terrible tasting food... | Bu sette yalnız başımayım, tecrit edilmişim. İğrenç yemeğimi yemem... Yemek tezgahında bir başımayım, bu iğrenç yemeği yiyorum... Yemek tezgahında bir başımayım, bu iğrenç yemeği yiyorum... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...and I gotta look over at that. | ...ve şu manzarayı izlemem gerekiyor. ...ve üstüne üstlük şunların haline seyirci kalıyorum. ...ve üstüne üstlük şunların haline seyirci kalıyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Looks like the most fun I've ever seen in my life. | Hayatımda gördüğüm en eğlenceli sahne herhalde. Hayatım boyunca gördüğüm en eğlenceli şeyi yapıyorlar sanki. Hayatım boyunca gördüğüm en eğlenceli şeyi yapıyorlar sanki. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
And it's B.S. Excuse my language. I'm just saying that I wash and dry. | Çok boktan. Kelimelerimi mazur görün. Ben bulaşık yıkar ve kurularım. Bir boka da benzese. Kaba konuştum kusura bakmayın ama saçımı süpürge ediyorum. Bir boka da benzese. Kaba konuştum kusura bakmayın ama saçımı süpürge ediyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I'm like a single mother. | Kocası olmayan bir anne gibiyim. Dul bir anne gibiyim. Dul bir anne gibiyim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We all know Home Ec is a joke, no offense. | Darılmaca yok, ama ev ekonomisi dersi havagazıdır. Alınmayın ama ev ekonomisi dersi saçmalıktan ibaret. Alınmayın ama ev ekonomisi dersi saçmalıktan ibaret. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Everyone takes this class to get an A. It's bullshit, and I'm sorry. | Herkes A almak için bu dersi alır. Saçmalıktır. Kusura bakmayın. Herkes A almak için giriyor bu derse. Bir boka yaradığı yok. Üzgünüm. Herkes A almak için giriyor bu derse. Bir boka yaradığı yok. Üzgünüm. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I'm not putting down your profession, but it's just the way I feel. | Mesleğinizi aşağılıyor değilim, ama böyle hissediyorum işte. Mesleğinizi kötülüyor değilim ama ben böyle düşünüyorum. Mesleğinizi kötülüyor değilim ama ben böyle düşünüyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I don't wanna sit here alone cooking this shitty food. | Bu boktan tatlıyı tek başıma yapacak değilim. Burada tek başıma oturup boktan yemekler pişirmek istemiyorum. Burada tek başıma oturup boktan yemekler pişirmek istemiyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
No offense. And I just think that I don't ever need to cook tiramisu. | Gücenmeyin. Hayatımda tiramisu yapmam gerekeceğini de sanmıyorum. Kusura bakmayın. Ayrıca tiramisu yapmaya hiç de ihtiyacım yok. Kusura bakmayın. Ayrıca tiramisu yapmaya hiç de ihtiyacım yok. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
When am I gonna need to cook tiramisu? | Ne zaman tiramisu yapmam gerekecek ki? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Am I gonna be a chef? No. | Aşçı mı olacağım? Yo. Aşçıbaşı mı olacağım? Hayır. Aşçıbaşı mı olacağım? Hayır. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
There's three weeks left in school. Give me a fucking break. | Okulun bitmesine üç hafta kaldı. Bana da bir fırsat verin lan. Okulun bitmesine üç hafta kaldı. Bu kadar da üstüme gelmeyin. Okulun bitmesine üç hafta kaldı. Bu kadar da üstüme gelmeyin. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I'm sorry for cursing. | Argo konuştuğum için kusura bakmayın. Küfürlü konuştuğum için özür dilerim. Küfürlü konuştuğum için özür dilerim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
All right, Jules' partner isn't here today either. | Öyle olsun. Bugün Jules'un eşi de yok. Bugün Jules'un partneri de gelmedi. Bugün Jules'un partneri de gelmedi. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Pair up with her. Station four. | Onunla eşleş. Dört numaralı set. Onunla takım olun. Dördüncü tezgah. Onunla takım olun. Dördüncü tezgah. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Jules? | Jules mu? Jules'la mı? Jules'la mı? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
All right. I'll give it another shot. | Peki. Bir daha deneyeyim bari. Tamam. Bir şans daha tanıyacağım. Tamam. Bir şans daha tanıyacağım. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I'll give Home Ec another shot. | Ev ekonomisine bir şans daha vereyim. Ev ekonomisi dersine bir şans daha tanıyacağım. Ev ekonomisi dersine bir şans daha tanıyacağım. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, Hayworth will notice this, if we cover it with chocolate. | Çikolata ile kaplarsak Hayworth'ın dikkatini çekecektir. Çikolatayla kaplarsak Hayworth'un hoşuna gider. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
The whole thing? Just dump it on. I'm serious. | Hepsini mi? Dök gitsin. Sahi söylüyorum. Tamamını mı? Boca et gitsin. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
And now it looks professional. That's really impressive. | Şimdi daha usta işi oldu. Çok etkileyici. Usta elinden çıkmış gibi görünüyor. Gerçekten çok etkileyici oldu. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
It's beautifully done. I think we're gonna get an A. | Güzel oldu. Herhalde A alırız. Güzel iş çıkardık. Artık A alırız herhalde. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
So, what are you doing tonight? | Bu gece ne yapıyorsun? Bu akşam ne yapıyorsun? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Probably nothing. Why? I don't know. | Galiba hiçbir şey. Niye sordun? Büyük ihtimal hiçbir şey. Neden sordun? Bilmem. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
My parents are gone so I'm having a party. | Annemler yok da. Bir parti vereceğim. Annemler evde değil, ben de parti veriyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I don't really know how many people are gonna be there... | Kaç kişi gelecek bilemiyorum... Kaç kişinin geleceğini bilmiyorum... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...but you could stop by if you wanted to. | ...ama istersen uğrayabilirsin. ...ama istersen sen de gelebilirsin | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, I love parties. | Partilere bayılırım. Evet, severim partileri. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I just don't really ever see you at them. | Seni partilerde hiç görmüyorum da. Ama seni hiçbir partide görmedim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You know, it's a love hate thing. | Aslında hem bayılma, hem nefret olayı bu. Sevmekle sevmemek arasında gidip geliyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
So, like, you know, right now, I really love them, though. | Gerçi şu sıralar bayılıyorum. Ama şu an sevesim tuttu. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Yeah. Good shit, right, Miroki? | Öyle işte. Güzel sıçtık, değil mi Miroki? Evet. Güzel olmuş mu, Miroki? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Hey, Miroki, could we have a minute alone? Just... Thanks. | Miroki, bize bir dakika izin verir misin? Sağol. Miroki, bize biraz müsaade eder misin? Sağol. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Dude, Jules is having a fucking party. | Abi, Jules parti veriyormuş lan. Ahbap, Jules parti veriyormuş. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Don't tell Fogell about the party. Gangsters. What's up, guys? | Fogell'a partiden bahsetme. N'aber, fırlamalar? Fogell'e söyleme. N'aber haydutlar? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I was just walking down the hall and Nicola was right in front of me. | Koridorda yürüyordum, Nicola da önümdeydi. Az önce koridorda yürürken önüme Nicola çıktı. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
She's wearing these tight white pants with this black G string... | Dar beyaz pantalonun içine, dışardan görülen siyah g string giymişti. Dar beyaz pantolunun içine siyah G string giymiş. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...and you could see right through the pants. It was so sweet. | İçi görünüyordu. Acayip tatlıydı. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
It's 10:33. | Saat 10:33. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I told her what time it was. | Ona saati söyledim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
That's the coolest fucking story I've ever heard in my entire life. | Hayatımda duyduğum en harika hikâye lan bu. Bu şimdiye kadar duyduğum en müthiş olay. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Can I hear it again? You have time? Yeah, yeah, Seth. | Tekrar anlatır mısın? Vaktin var mı? Elbette, Seth. Bir daha anlatsana? Vaktin var mı? Evet, Seth. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I'll miss your knee slappers when me and Evan are at Dartmouth. | Evan'la birlikte Dartmouth'a gidince senin şakalarını da ben özleyeceğim. Evan'la birlikte Dartmouth'a gidince senin boktan esprilerini özleyeceğim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
While you guys are at Dartmouth, I'll be at State... | Siz Dartmouth'tayken ben eyalet üniversitesinde olacağım. Siz Dartmouth'dayken ben, yarım akıllı ama süper sakso çeken... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...where the girls are half as smart and twice as likely to fellash me. | Kızların iki misli salak ve iki misli saksocu olduğu yerde. ...kızların olduğu yerde saksafon çaldırıyor olacağım. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
What are you guys doing tonight? Asshole. | Bu gece ne yapıyorsunuz? Piç kurusu. Bu akşam ne yapıyorsunuz? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We got nothing. Nothing tonight, Fogell. | Bu gece için planımız yok, Fogell. Bir işimiz yok. Bu akşam boşuz, Foggel. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
No? Well, if nothing comes up, we can get shitfaced again, yeah? | Yok mu? Aklımıza bir şey gelmezse yine içip dağıtabiliriz, değil mi? Öyle mi? Yapacak bir şey bulamazsınız yine zil zurna olabiliriz, uyar mı? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You're always calling me a pussy, but today you're wrong. | Bana hep ödlek derdiniz, ama bugün sizi yanıltacağım. Bana sürekli "amkafa" diyorsun ama bugün yanıldın. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
At lunch, I'm going to the same place Mike Snider went... | Öğle tatilinde Mike Snider'ın gittiği yere gidip... Öğle yemeğinde, yepyeni sahte kimliğimi almak için... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...to pick up my brand new fake ID. | ...gıcır gıcır sahte kimliğimi alacağım. ...Mike Snider'ın yemek yediği yere gideceğim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Yeah. Fake ID. Fake ID. I'm tight. | Yaa... Sahte kimlik. Harikayım canım. Sahte kimlik. Sahte kimlik. Yaşasın. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |