• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156650

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Doing very well for herself. Kendisi için güzel şeyler yapıyor. Kendi için epey çalışıyormuş. Summer-1 2008 info-icon
I fucking told you, didn't I? Fuck off, Daz. Sana demiştim, değil mi? Siktir git, Daz. Sana demiştim, değil mi? Git başımdan, Daz. Summer-1 2008 info-icon
What? For fuck's sake, what were you expecting? A fucking blow job? Ne yani? Tanrı aşkına, ne bekliyordun? Sana sakso çekmesini mi? Ne yani? Ne bekliyordun ki? Sakso çekmesini mi? Summer-1 2008 info-icon
Fucking hell. Lanet olası. Hayret bişey. Summer-1 2008 info-icon
What about me shower? Duşum ne olacak? Beni yıkar mısın? Summer-1 2008 info-icon
I said what about me shower? Duşum ne olacak dedim? Beni yıkar mısın dedim. Summer-1 2008 info-icon
Sorry, mate. You want your shower? Pardon dostum. Duş almak mı istiyorsun? Pardon dostum, banyo mu istiyorsun? Summer-1 2008 info-icon
Fucking hell, steady. Fucking hell! Lanet olası, sarsmasana. Lanet olası! Lânet olsun, moloz, lânet olsun. Summer-1 2008 info-icon
Shaun, what are you fucking doing? You dirty bastard! Shaun, ne yapıyorsun? Seni piç kurusu! Shaun, ne yapıyorsun? Bok herif! Summer-1 2008 info-icon
You fucking twat! Amına koduğum! İşe yaramaz herif! Summer-1 2008 info-icon
It's freezing, you cunt. Your fucking soap. Su buz gibi, amcık herif. Sabunun. Buz gibi, şerefsiz. Bu da sabunun. Summer-1 2008 info-icon
Fuck off! You fucking wanker! Siktir git! Otuz birci piç seni! Siktir git! Azgın köpek. Summer-1 2008 info-icon
For fuck's sake. I'm fucking piss wet through! "Tanrı aşkına. Donuma işedim!" Lânet olsun. Sırılsıklam oldum! Summer-1 2008 info-icon
It's fucking freezing, you twat! "Donuyorum, amcık herif!" Su buz gibi, şerefsiz herif! Summer-1 2008 info-icon
I'll fucking get you for this! Go on, fuck off and sulk, you twat! "Bunu sana ödeteceğim! Durma, küs ve siktir git, amcık herif!" Bunu sana ödeteceğim! Git de belanı bul, adi herif! Summer-1 2008 info-icon
That's it. I'm fucking out of here, me. I'm fucking off with Daniel. "Bu kadar. Buradan gidiyorum. Daniel'la birlikte gidiyorum." Buraya kadar. Gidiyorum buralardan. Daniel'le gidiyorum buradan. Summer-1 2008 info-icon
You can fucking live on your own, you twat! "Tek başına yaşa, amcık herif!" İstediğin gibi yaşayabilirsin artık, seni adi herif! Summer-1 2008 info-icon
I'm fucking serious, you know! You fucking bastard. "Ciddi olduğumu biliyorsun! Amına koduğumun piçi!" Çok ciddiyim! Orospu çocuğu. Summer-1 2008 info-icon
I'm gonna fucking have you for this. Fuck. "Bunu sana ödeteceğim!" Siktir. Sana bunu ödeteceğim. Summer-1 2008 info-icon
You're on your fucking own now. I'm out of here. "Artık tek başınasın! Gidiyorum buradan!" Artık tek başınasın. Gidiyorum buradan. Summer-1 2008 info-icon
Shaun? What's going on? Nothing. I just fell over. " Shaun? Neler oluyor?" Yok bir şey. Düştüm sadece. Shaun? Neler oluyor? Yok bir şey. Ayağım burktum. Summer-1 2008 info-icon
What's up with Daz? Fucking bastard. Daz'ın neyi var? " Amına koduğumun piçi!" Daz'ın nesi var? Orospu çocuğu. Summer-1 2008 info-icon
Wrong kind of shampoo. Yanlış şampuanı kullanmış. Yanlış şampuan kullanmış. Summer-1 2008 info-icon
You're fucking sulking still? Fucking lover boy. "Hâlâ küs müsün? Koduğumun sevdalısı!" Hâlâ belanı bulamadın mı? Salak âşık. Summer-1 2008 info-icon
Blew you out, did she? Fucking prick. Seni âşık etti, değil mi? Koduğumun manyağı. Seni bir kenara attı, değil mi? Gerzek herif. Summer-1 2008 info-icon
Well, fuck you. "Siktir git!" Çek arabanı. Summer-1 2008 info-icon
If I could get out of this chair, I'd kick your fucking head in. "Şu sandalyeden kalkabilsem, kafanı tekmelerdim!" Şu sandalyeden bir kurtulsaydım, kafa göz dalardım. Summer-1 2008 info-icon
Come back here, you fucking soft twat. "Buraya gel, koduğumun yumuşak amı!" Gel buraya, soğan erkeği. Summer-1 2008 info-icon
Pick on someone your own fucking size. Kalıbına göre birine çat! Kendine göre birini bul. Summer-1 2008 info-icon
Yeehaw! It loves you, Daz. "Senden hoşlandı, Daz." Yihhu! Seni sevdi, Daz. Summer-1 2008 info-icon
Come on, Daz, it loves you, man. Get off me case. Hadi ama, Daz, senden hoşlandı, dostum. İndir beni. Hadi ama, Daz, seni sevdi dostum. Tadımı kaçırma. Summer-1 2008 info-icon
Get off me case! Fuck off. İndir beni! Siktir. Tadımı kaçırma! Siktir git. Summer-1 2008 info-icon
It serves you right. Sana iyi davranıyor. Sana hizmet ediyor. Summer-1 2008 info-icon
He could have killed me. Huh? Beni öldürebilirdi. Ne? Seni öldürebilirdi. Ha? Summer-1 2008 info-icon
Shaun. He tried to kill me with that horse. Shaun. Beni şu atla öldürmeye çalıştı. Shaun. Atla beni öldürmeye kalkıştı. Summer-1 2008 info-icon
It's a pony. Horses have to be bigger. O daha bir midilli. Atların daha büyük olması gerekir. Bu bir midilli. Atlar daha iri olmalı. Summer-1 2008 info-icon
It looks fucking big enough to me. What are you doing? Bana göre yeterince büyük görünüyor. Ne yapıyorsun? Bana göre gayet iri. Ne yapıyorsun? Summer-1 2008 info-icon
Shaun's coursework. Shaun'un ödevini. Shaun'un ödevi. Summer-1 2008 info-icon
Right. But that ain't exactly... It's not very... Doğru. Ama tam olarak öyle olmaz... Çok da... Peki. Ama bu tam olarak... Aslında pek... Summer-1 2008 info-icon
What? It's not very neat, is it? Ne? Çok da iyi olmamış, değil mi? Ne? Pek derli toplu değil. Summer-1 2008 info-icon
It's not meant to be, is it? Olması gerekmiyor, değil mi? Öyle olmak zorunda da değil. Summer-1 2008 info-icon
If it has perfect handwriting, they might think he had help. Yazı mükemmel olursa, yardım aldığını düşünebilirler. El yazısı kusursuz olursa, yardım aldığını düşünebilirler. Summer-1 2008 info-icon
Oh, yeah, that's true. Evet, o da doğru. Evet, haklısın. Summer-1 2008 info-icon
You gonna help with mine, then? No. O zaman benim ödevime yardımcı olur musun? O zaman benim derse de yardım edersin? Hayır. Summer-1 2008 info-icon
That's not fair, is it? Bu hiç de adil değil, öyle değil mi? Bu adil değil ama. Summer-1 2008 info-icon
You're not doing any exams, are you? No. Hiç ders çalışmıyorsun, değil mi? Hayır. Sen hiç sınav olmuyor musun? Hayır. Summer-1 2008 info-icon
You haven't got any coursework, have you? Hiç ödevin yok, değil mi? O zaman hiç ödevin de yok, değil mi? Summer-1 2008 info-icon
Now go away. Şimdi kaybol. Hadi git şimdi. Summer-1 2008 info-icon
He's coming. Go on. Geliyor. Devam et. O geliyor. Devam et. Summer-1 2008 info-icon
What, on that? Aye. Go on. Ne, ata mı bineyim? Evet. Durma. Ne, neye devam et? Evet. Devam et. Summer-1 2008 info-icon
Piece of piss, mate. Watch. Çocuk oyuncağı, dostum. Seyret. Dostum, izle. Summer-1 2008 info-icon
How's it going? Finished. Nasıl gidiyor? Bitti. Ne durumda? Bitti. Summer-1 2008 info-icon
Am I going to pass? Geçer miyim dersin? Geçecek miyim? Summer-1 2008 info-icon
Of course. Just remember to write your name on the exam. Elbette. Sınavda kendi adını yazmayı unutma. Elbette. Sadece kağıdın üstüne adını yazmayı unutma. Summer-1 2008 info-icon
That's me fucked then. Sonra ayvayı yiyen ben olurum. Bu beni zorlar işte. Summer-1 2008 info-icon
What's he trying to do to it? Ata ne yapmaya çalışıyor? Onunla ne yapmaya çalışıyor? Summer-1 2008 info-icon
How do I get on him? Fuck knows. Nasıl bineceğim? Kim bilir. Nasıl binilir buna? Kim bilebilir. Summer-1 2008 info-icon
Stay still. Kımıldama. Hareket etme. Summer-1 2008 info-icon
I don't even want to know. Bilmek de istemiyorum. Bilmek bile istemem. Summer-1 2008 info-icon
Shaun. It's OK. It's me. Shaun. Bir şey yok. Benim. Summer-1 2008 info-icon
Shauny. Shaun! "Shauny. Shaun!" Shauny. Shaun! Summer-1 2008 info-icon
Shaun, it's my dad. Shaun. Babam. Shaun, babam. Summer-1 2008 info-icon
You alright? İyi misin? Sen iyisin ya? Summer-1 2008 info-icon
Alright, go back to bed. I'll be there in a minute. Tamam, git yat. Biraz sonra geliyorum. Tamam. Sen yatağına dön. Bir dakikaya oradayım. Summer-1 2008 info-icon
Hi. Hello. Merhaba. Merhaba. Selam Merhaba. Summer-1 2008 info-icon
I'm looking for Katy Biggs. Katy Biggs'i arıyordum. Katy Biggs'e bakmıştım. Summer-1 2008 info-icon
I'm afraid she's very busy. Korkarım meşgul. Korkarım işi başından aşkın. Summer-1 2008 info-icon
Right. I came a long way, just on the off chance, you know. Doğrudur. Uzun yoldan geldim, görüşebilirim sanıyordum. Haklısınız. Uzun yoldan geldim, hani acaba diyorum? Summer-1 2008 info-icon
I'll see if she's free. Müsait mi bir bakayım. İşi var mı bakayım. Summer-1 2008 info-icon
He says his name's Shaun Sedman. He says that he knows you. Adının Shaun Sedman olduğunu, seni tanıdığını söylüyor. İsmi Shaun Sedman'mış. Sizi tanıyormuş. Summer-1 2008 info-icon
What do you want me to tell him? Ona ne dememi istersin? Ne söylememi istersin? Summer-1 2008 info-icon
Katy, are you OK? Katy, iyi misin? Summer-1 2008 info-icon
Yeah. Sorry. Erm... Evet. Pardon. Evet. Üzgünüm. Şey... Summer-1 2008 info-icon
You just... I can't see him. Can you just tell him I'm with a client? Şu anda onu göremem. Ona bir müşteriyle ilgilendiğimi söyleyebilir misin? Şey de... Onunla görüşemem. Müvekkilim olduğunu söyler misin? Summer-1 2008 info-icon
OK. Tabii. Olur. Summer-1 2008 info-icon
I'll make sure she gets that. Mesajınızı mutlaka iletirim. Teslim almasına özen gösteririm. Summer-1 2008 info-icon
Right. Tabii. Peki. Summer-1 2008 info-icon
Oh, fuck! Kahretsin. Hassiktir! Summer-1 2008 info-icon
15 minutes. "15 dakika." 15 dakika. Summer-1 2008 info-icon
Fucking thing! Sedman! Lanet şey. " Sedman!" Lânet kağıt! Sedman! Summer-1 2008 info-icon
One more noise out of you... "Eğer bir ses daha çıkarırsan..." Bir daha gürültü edersen... Summer-1 2008 info-icon
Sit down. Listen, I can't do it. Otur yerine. Yapamıyorum. Otur sırana. Bakın, yapamıyorum. Summer-1 2008 info-icon
I can't fucking do it. Lanet olsun, yapamıyorum! Beceremiyorum. Summer-1 2008 info-icon
Get out now! Dışarı çık hemen. Hemen çık dışarı! Summer-1 2008 info-icon
You're gonna be fine. Hiçbir şeyin kalmayacak. Düzeleceksin. Summer-1 2008 info-icon
Mrs Sedman? Yeah. Bayan Sedman? Evet. Summer-1 2008 info-icon
Can I have a word, please? Biraz konuşabilir miyiz, lütfen? Biraz konuşabilir miyiz lütfen? Summer-1 2008 info-icon
The bones are badly crushed and he's severed the tendons. Kemikleri çok kötü biçimde ezilmiş ayrıca tendonlarına da zarar vermiş. Kemikler fena hâlde kırılmış ve lifleri hasar görmüş. Summer-1 2008 info-icon
He's lucky not to have lost it. Elini kaybetmediği için şanslı sayılır. Elini kaybetmediğine şükretsin. Summer-1 2008 info-icon
Will he still be able to use it? Peki elini kullanabilecek mi? Gene de kullanabilecek mi? Summer-1 2008 info-icon
He might have some use. It's difficult to say. Bazı işlevler için kullanabilir. Şimdiden bir şey söylemek zor. Bazı şeyleri yapabilir, bazı şeyleri yapamaz. Söylemesi zor. Summer-1 2008 info-icon
Right. How did this happen? Anladım. Nasıl olmuş? Peki. Bu nasıl oldu? Summer-1 2008 info-icon
They said he did it to himself. Kendi kendine yaptığını söylediler. Kendi yaptığını söylüyorlar. Summer-1 2008 info-icon
Why would he do that? Neden öyle bir şey yapmış? Neden böyle bir şey yapsın? Summer-1 2008 info-icon
He gets upset at school. Upset? Okuldayken sinirleri bozuluyor. Sinirleri mi bozuluyor? Okulda sinirleri bozuluyor. Sinirleri mi? Summer-1 2008 info-icon
He's got a learning problem. Öğrenmekte zorluk çekiyor. Öğrenme sıkıntısı yaşıyor. Summer-1 2008 info-icon
Has he had psychiatric help? Psikiyatrik yardım aldı mı? Summer-1 2008 info-icon
He's not mental, he's just a bit slow. O deli değil, sadece kafası biraz ağır çalışıyor. Zihinsel sorunu yok, yalnızca geç anlıyor. Summer-1 2008 info-icon
What's up? N'aber? Ne oldu? Summer-1 2008 info-icon
What are you staring at? Neye bakıyorsun? Gözünü neye diktin öyle? Summer-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 156645
  • 156646
  • 156647
  • 156648
  • 156649
  • 156650
  • 156651
  • 156652
  • 156653
  • 156654
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim