Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155903
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
There's a next time? | Sonraki seans olacak mı? Sonraki seans olacak mi? Sonraki seans olacak mı? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, we got three days. | Evet, üç günümüz var. Evet, uc gunumuz var. Evet, üç günümüz var. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
He's coming! He's coming! | Geliyor!.. Geliyor!.. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l am not a monster, goddamn you! Get off of me! | Ben canavar değilim, kahrolasıcalar! Bırakın beni! Ben canavar degilim, kahrolasicalar! Birakin beni! Ben canavar değilim, kahrolasıcalar! Bırakın beni! | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Nobody's calling you a monster, Daisy. Come on now. | Kimse sana canavar demiyor, Daisy. Haydi ama. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Please! You said you would l don't deserve this! | Lütfen! Yapacağınızı söylemiştiniz. Bunu hak etmiyorum ben! Lutfen! Yapacaginizi soylemistiniz. Bunu hak etmiyorum ben! Lütfen! Yapacağınızı söylemiştiniz. Bunu hak etmiyorum ben! | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Well, if you'd just remember to take your pills, you wouldn't have to go through this. | Eğer haplarını almayı unutmasaydın bunları yaşamak zorunda kalmazdın. Eger haplarini almayi unutmasaydin bunlari yasamak zorunda kalmazdin. Eğer haplarını almayı unutmasaydın bunları yaşamak zorunda kalmazdın. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l'm not a monster. l'm lovable. l know you are. | Ben canavar değilim, sevimliyim! Biliyorum öylesin. Ben canavar degilim, sevimliyim! Biliyorum oylesin. Ben canavar değilim, sevimliyim! Biliyorum öylesin. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l'm lovable. Stop! | Ben sevimliyim. Dur! | Stay-1 | 2005 | ![]() |
No, please! l'm lovable. Very lovable. | Hayır, lütfen! Ben sevimliyim. Çok sevimli. Hayir, lutfen! Ben sevimliyim. Cok sevimli. Hayır, lütfen! Ben sevimliyim. Çok sevimli. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
He's coming! l oughta know he's coming! | Geliyor! Geldiğini bilmeliyim! Geliyor! Geldigini bilmeliyim! Geliyor! Geldiğini bilmeliyim! | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l'll be good. l'll be good! l don't want to No! | İyi olacağım. İyi olacağım! İstemiyorum, hayır! İyi olacagim. İyi olacagim! İstemiyorum, hayir! İyi olacağım. İyi olacağım! İstemiyorum, hayır! | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Hey, Sammy. Hey. | Selam Sammy. Selam. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
He's just a kid! He's just a kid! | O daha çocuk! O daha çocuk! O daha cocuk! O daha cocuk! O daha çocuk! O daha çocuk! | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Okay, now. Let go, Daisy. | Pekâlâ, şimdi. Bırak artık Daisy. Pekâlâ, simdi. Birak artik Daisy. Pekâlâ, şimdi. Bırak artık Daisy. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
He's just a kid! | O daha çocuk! O daha cocuk! O daha çocuk! | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Sorry about that. You okay? | Bunun için üzgünüm. İyi misin? Bunun icin uzgunum. İyi misin? Bunun için üzgünüm. İyi misin? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Yeah. Yeah. l'm used to dealing with neurotic stockbrokers. | Evet, evet. Ben daha çok nevrotik borsacılar ile uğraşmaya alışkınım. Evet, evet. Ben daha cok nevrotik borsacilar ile ugrasmaya aliskinim. Evet, evet. Ben daha çok nevrotik borsacılar ile uğraşmaya alışkınım. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Neurotic stockbrokers pay better. | Nevrotik borsacılar daha iyi ödeme yapıyorlar. Nevrotik borsacilar daha iyi odeme yapiyorlar. Nevrotik borsacılar daha iyi ödeme yapıyorlar. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
So, uh, what brings you to Club Meds? | Seni buraya hangi rüzgâr attı? Seni buraya hangi ruzgâr atti? Seni buraya hangi rüzgâr attı? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l have a student threatening to kill himself. | Kendini öldürmekle tehdit eden bir öğrencim var. Kendini oldurmekle tehdit eden bir ogrencim var. Kendini öldürmekle tehdit eden bir öğrencim var. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Christ. Well, tell him to take a number. | Tanrım! Ona numara almasını söyle. Tanrim! Ona numara almasini soyle. Tanrım! Ona numara almasını söyle. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Look, you know how it works. | Bak, nasıl olduğunu biliyorsun. Bak, nasil oldugunu biliyorsun. Bak, nasıl olduğunu biliyorsun. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
lf he threatens to hurt himself or someone else... | Kendisine ya da bir başkasına zarar vermekle tehdit ediyorsa... Kendisine ya da bir baskasina zarar vermekle tehdit ediyorsa... Kendisine ya da bir başkasına zarar vermekle tehdit ediyorsa... | Stay-1 | 2005 | ![]() |
then we can take him in, but we can't hold him here forever. | ...onu gözetime alırız; ama onu burada sonsuza kadar tutamayız. ...onu gozetime aliriz; ama onu burada sonsuza kadar tutamayiz. ...onu gözetime alırız; ama onu burada sonsuza kadar tutamayız. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
He said he's gonna do it on Saturday. | Cumartesi günü yapacağını söyledi. Cumartesi gunu yapacagini soyledi. Cumartesi günü yapacağını söyledi. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
lf you take him in now, he'll be out by then. | Eğer şimdi gözetime alırsanız o zamana çıkmış olur. Eger simdi gozetime alirsaniz o zamana cikmis olur. Eğer şimdi gözetime alırsanız o zamana çıkmış olur. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Organized kid. He's got it all scheduled. | Düzenli çocuk. Hepsini planlamış. Duzenli cocuk. Hepsini planlamis. Düzenli çocuk. Hepsini planlamış. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Saturday, midnight. That's what he said. | Cumartesi, gece yarısı. Söylediği bu. Cumartesi, gece yarisi. Soyledigi bu. Cumartesi, gece yarısı. Söylediği bu. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
We can pick him up Friday, hold him for the weekend. | Onu cuma günü alabiliriz; hafta sonu da burada tutarız. Onu cuma gunu alabiliriz; hafta sonu da burada tutariz. Onu cuma günü alabiliriz; hafta sonu da burada tutarız. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
As you can see, it's not a real fun process. | Gördüğün gibi, eğlenceli bir süreç değil. Gordugun gibi, eglenceli bir surec degil. Gördüğün gibi, eğlenceli bir süreç değil. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Anything you could do to avoid it? | Vazgeçirmek için yapabileceğin bir şey var mı? Vazgecirmek icin yapabilecegin bir sey var mi? Vazgeçirmek için yapabileceğin bir şey var mı? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
What have you got him on? He won't take any meds. | Üzerinde ne kullanıyorsun? Hiçbir ilacı kabul etmeyecektir. Uzerinde ne kullaniyorsun? Hicbir ilaci kabul etmeyecektir. Üzerinde ne kullanıyorsun? Hiçbir ilacı kabul etmeyecektir. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Where's my man? | Erkeğim nerede? Erkegim nerede? Erkeğim nerede? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
You know what l've been craving all day? | Bütün gün canım ne istedi biliyor musun? Butun gun canim ne istedi biliyor musun? Bütün gün canım ne istedi biliyor musun? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Something to drink. | Bir içki. Bir icki. Bir içki. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
What's the matter? You're looking a little tense. | Sorun ne? Biraz gergin görünüyorsun. Sorun ne? Biraz gergin gorunuyorsun. Sorun ne? Biraz gergin görünüyorsun. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
lt's nothing. | Hiçbir şey. Hicbir sey. Hiçbir şey. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
So tell me about nothing. | O zaman bana "hiçbir şey"den bahset. O zaman bana "hicbir sey"den bahset. O zaman bana "hiçbir şey"den bahset. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l'm just tired. | Sadece yorgunum. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Let me make a call, and then we can take a bath together. | Bir arama yapmam gerekiyor, ondan sonra beraber banyo yaparız. Bir arama yapmam gerekiyor, ondan sonra beraber banyo yapariz. Bir arama yapmam gerekiyor, ondan sonra beraber banyo yaparız. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Beth, it's Sam again. | Beth, tekrar ben, Sam. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Um, l hope you're getting some rest. | Umarım dinleniyorsundur. Umarim dinleniyorsundur. Umarım dinleniyorsundur. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Everyone's been asking about you. Look, give me a call. | Herkes seni sorup duruyor. Bak, beni bir arasana. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l want to speak to you about Henry Letham and find out how you're feeling, okay? | Seninle Henry Letham hakkında konuşmak ve nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum, tamam mı? Seninle Henry Letham hakkinda konusmak ve nasil oldugunu ogrenmek istiyorum, tamam mi? Seninle Henry Letham hakkında konuşmak ve nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum, tamam mı? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Bye. | Görüşürüz. Gorusuruz. Görüşürüz. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
You sound like you're talking to one of your patients. | Hastalarından biri ile konuşuyormuşsun gibi geldi bana. Hastalarindan biri ile konusuyormussun gibi geldi bana. Hastalarından biri ile konuşuyormuşsun gibi geldi bana. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
ls she sick? She's exhausted. | Hasta mı? Bitkin. Hasta mi? Bitkin. Hasta mı? Bitkin. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Exhausted? | Bitkin. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Come on. We live in New York City. Everyone's exhausted. | Haydi ama. New York'ta yaşıyoruz. Burada herkes bitkin. Haydi ama. New York'ta yasiyoruz. Burada herkes bitkin. Haydi ama. New York'ta yaşıyoruz. Burada herkes bitkin. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
What, is that a code word? | Ne bu, bir kod sözcük falan mı? Ne bu, bir kod sozcuk falan mi? Ne bu, bir kod sözcük falan mı? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, l guess it is. | Evet, sanırım öyle. Evet, sanirim oyle. Evet, sanırım öyle. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
How's the kid with the hail? | "Dolu"yu bilen çocukla nasıl gidiyor? "Dolu"yu bilen cocukla nasil gidiyor? "Dolu"yu bilen çocukla nasıl gidiyor? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Ever heard of doctor patient privilege? | Doktor hasta ilişkisinin mahremiyetini hiç duymadın mı? Doktor hasta iliskisinin mahremiyetini hic duymadin mi? Doktor hasta ilişkisinin mahremiyetini hiç duymadın mı? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
What's the prediction tomorrow? Locusts? | Yarınki tahmin ne? Çekirgeler mi? Yarinki tahmin ne? Cekirgeler mi? Yarınki tahmin ne? Çekirgeler mi? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
He's confused. | Kafası karışık. Kafasi karisik. Kafası karışık. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Confused? ls that like exhausted? | Karışık mı? Bitkin gibi mi? Karisik mi? Bitkin gibi mi? Karışık mı? Bitkin gibi mi? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l don't want to get into this right now. | Şu an bununla ilgili konuşmak istemiyorum. Su an bununla ilgili konusmak istemiyorum. Şu an bununla ilgili konuşmak istemiyorum. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
You told me about the lawyer who thought her cat was talking to her. | Bana kedisinin kendisi ile konuştuğunu sanan avukattan bahsetmiştin. Bana kedisinin kendisi ile konustugunu sanan avukattan bahsetmistin. Bana kedisinin kendisi ile konuştuğunu sanan avukattan bahsetmiştin. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l shouldn't have. | Bahsetmemeliydim. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
He wants to kill himself. | Kendisini öldürmek istiyor. Kendisini oldurmek istiyor. Kendisini öldürmek istiyor. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
That's it, isn't it? That's why you won't talk about it. | Sorun bu, değil mi? Bu yüzden benimle konuşmak istemiyorsun. Sorun bu, degil mi? Bu yuzden benimle konusmak istemiyorsun. Sorun bu, değil mi? Bu yüzden benimle konuşmak istemiyorsun. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
He has a right to confidential counseling. Come on, Sam. | Güvenli danışmanlık hakkı var. Haydi Sam! Guvenli danismanlik hakki var. Haydi Sam! Güvenli danışmanlık hakkı var. Haydi Sam! | Stay-1 | 2005 | ![]() |
He wants to kill himself on Saturday night. | Cumartesi gecesi kendisini öldürmek istiyor. Cumartesi gecesi kendisini oldurmek istiyor. Cumartesi gecesi kendisini öldürmek istiyor. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
At midnight, like it's a date. | Gece yarısında, randevu gibi. Gece yarisinda, randevu gibi. Gece yarısında, randevu gibi. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
What's so special about Saturday? | Cumartesiyi bu kadar özel yapan ne? Cumartesiyi bu kadar ozel yapan ne? Cumartesiyi bu kadar özel yapan ne? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l didn't have time to ask. | Sormak için zamanım olmadı. Sormak icin zamanim olmadi. Sormak için zamanım olmadı. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Look, we can talk about it, you know. | Bak, bunun hakkında konuşabiliriz, biliyorsun. Bak, bunun hakkinda konusabiliriz, biliyorsun. Bak, bunun hakkında konuşabiliriz, biliyorsun. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
lt doesn't scare me. | Beni korkutmuyor. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
lt scares me. Yeah, l know. | Beni korkutuyor. Evet, biliyorum. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
But you have to trust me. | Ama bana güvenmen gerek. Ama bana guvenmen gerek. Ama bana güvenmen gerek. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l do. | Güveniyorum. Guveniyorum. Güveniyorum. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Up slow,Jerry. Got it. | Yavaşla, Jerry. Tamamdır. Yavasla, Jerry. Tamamdir. Yavaşla, Jerry. Tamamdır. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Looking good, Mikey. Not Not so fast. | İyi gidiyor, Mikey. O... o kadar hızlı değil. İyi gidiyor, Mikey. O... o kadar hizli degil. İyi gidiyor, Mikey. O... o kadar hızlı değil. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Stop that swaying. Come on, Mommy. Faster. | Şu sallanmayı durdurun. Haydi, anne. Daha hızlı. Su sallanmayi durdurun. Haydi, anne. Daha hizli. Şu sallanmayı durdurun. Haydi, anne. Daha hızlı. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Easy. Easy. Hold it! Stay clear, you guys. Quick. | Sakin, sakin. Dur! Tehlike yok çocuklar. Çabuk. Sakin, sakin. Dur! Tehlike yok cocuklar. Cabuk. Sakin, sakin. Dur! Tehlike yok çocuklar. Çabuk. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Wait! Wait! My balloon! | Bekle! Bekle! Balonum! | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Sorry, kid. lt's gone to balloon heaven. | Üzgünüm evlat. Balon cennetine gitti. Uzgunum evlat. Balon cennetine gitti. Üzgünüm evlat. Balon cennetine gitti. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Oh, that's okay, sir. We're gonna get another one at the park. | Önemli değil bayım. Parkta yenisini alacağız. Onemli degil bayim. Parkta yenisini alacagiz. Önemli değil bayım. Parkta yenisini alacağız. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Go ahead, honey. Promise, Mommy? | Devam et tatlım. Söz mü anne? Devam et tatlim. Soz mu anne? Devam et tatlım. Söz mü anne? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
All right, you guys. Comin' your way. | Pekâlâ beyler. Size doğru geliyor. Pekâlâ beyler. Size dogru geliyor. Pekâlâ beyler. Size doğru geliyor. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Tristan Reveur once said... | Tristan Rêveur bir zamanlar şöyle demiş: Tristan Rêveur bir zamanlar soyle demis: Tristan Rêveur bir zamanlar şöyle demiş: | Stay-1 | 2005 | ![]() |
''lf we cannot see the wind, we can see the wind's will.'' | "Rüzgarı göremiyorsak onun isteğini görebiliriz." "Ruzgari goremiyorsak onun istegini gorebiliriz." "Rüzgarı göremiyorsak onun isteğini görebiliriz." | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Here, Pradilla Ortiz forces us to imagine the wind... | Burada, Pradilla Ortiz rüzgarın duman, mum alevleri ve... Burada, Pradilla Ortiz ruzgarin duman, mum alevleri ve... Burada, Pradilla Ortiz rüzgarın duman, mum alevleri ve... | Stay-1 | 2005 | ![]() |
by showing its effect on the smoke... | ...Dona Juana'nın peçesi üzerindeki... ...Dona Juana'nin pecesi uzerindeki... ...Dona Juana'nın peçesi üzerindeki... | Stay-1 | 2005 | ![]() |
the candle flames and Dona Juana's veil. | ...etkisini görmeye itiyor bizi. ...etkisini gormeye itiyor bizi. ...etkisini görmeye itiyor bizi. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Only the victims' faces are visible in Goya's masterwork. | Goya'nın bu şaheserinde sadece kurbanların yüzleri görünüyor. Goya'nin bu saheserinde sadece kurbanlarin yuzleri gorunuyor. Goya'nın bu şaheserinde sadece kurbanların yüzleri görünüyor. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Our eyes are drawn to the brightest spot on the canvas | Gözlerimizi tuvalin en parlak noktasına dikersek... Gozlerimizi tuvalin en parlak noktasina dikersek... Gözlerimizi tuvalin en parlak noktasına dikersek... | Stay-1 | 2005 | ![]() |
the white shirt of a doomed man pleading for his life. | ...lanetlenmiş adamın beyaz gömleği hayatı için yalvarıyor. ...lanetlenmis adamin beyaz gomlegi hayati icin yalvariyor. ...lanetlenmiş adamın beyaz gömleği hayatı için yalvarıyor. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Behind him, the hill closing in... | Onun arkasında, kapanan vadi... Onun arkasinda, kapanan vadi... Onun arkasında, kapanan vadi... | Stay-1 | 2005 | ![]() |
refusing a path to escape. | ...kaçış için patikayı engelliyor. ...kacis icin patikayi engelliyor. ...kaçış için patikayı engelliyor. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
The Dead Toreador was originally part of a larger painting... | Ölü Toreador orijinali daha büyük olan başka bir resmin parçasıydı... Olu Toreador orijinali daha buyuk olan baska bir resmin parcasiydi... Ölü Toreador orijinali daha büyük olan başka bir resmin parçasıydı... | Stay-1 | 2005 | ![]() |
lncident in a Bullfight. | "Boğa Güreşinde Olay". "Boga Guresinde Olay". "Boğa Güreşinde Olay". | Stay-1 | 2005 | ![]() |
After the painting was mocked by critics and viewers... | Resim ile eleştirmenler ve izleyiciler alay ettikten sonra... Resim ile elestirmenler ve izleyiciler alay ettikten sonra... Resim ile eleştirmenler ve izleyiciler alay ettikten sonra... | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Manet angrily sliced it in half... | Manet kızgın bir şekilde onu ikiye ayırdı... Manet kizgin bir sekilde onu ikiye ayirdi... Manet kızgın bir şekilde onu ikiye ayırdı... | Stay-1 | 2005 | ![]() |
removing the fallen hero from his arena... | ...aynı zamanda yerdeki kahramanı da arenadan kaldırmıştı... ...ayni zamanda yerdeki kahramani da arenadan kaldirmisti... ...aynı zamanda yerdeki kahramanı da arenadan kaldırmıştı... | Stay-1 | 2005 | ![]() |
and accidentally creating one ofhis most enduring works. | ...ve kazara en kalıcı eserini ortaya çıkarmıştı. ...ve kazara en kalici eserini ortaya cikarmisti. ...ve kazara en kalıcı eserini ortaya çıkarmıştı. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
How are you doing? | Nasıl gidiyor? Nasil gidiyor? Nasıl gidiyor? | Stay-1 | 2005 | ![]() |
l didn't know if you'd still be coming to class after what you told me. | Bana söylediğin şey sonrasında hâlâ sınıfa geleceğini bilmiyordum. Bana soyledigin sey sonrasinda hâlâ sinifa gelecegini bilmiyordum. Bana söylediğin şey sonrasında hâlâ sınıfa geleceğini bilmiyordum. | Stay-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, well, where else am l gonna go? | Evet, şey, başka nereye gideceğim ki? Evet, sey, baska nereye gidecegim ki? Evet, şey, başka nereye gideceğim ki? | Stay-1 | 2005 | ![]() |