Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155572
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I will not harm him. | Ona zarar vermeyeceğim. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Why can't you just accept that? Because I know you. | Neden bunu kabul edemiyorsun ki? Çünkü seni tanıyorum. Niçin bunu kabul etmiyorsun? Çünkü seni tanıyorum. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
All these worlds filled with people | O kadar gezegen,.. Tüm bu gezegenler, kendilerini... | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
busying themselves with their pathetic lives. | ...acınası yaşamlarıyla meşgul eden insanlarla dolu. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
They come and they go, they live and they die, | Geliyorlar, gidiyorlar, yaşıyorlar, ölüyorlar,.. Gelirler ve giderler, yaşarlar ve ölürler,... | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
and the galaxy is no better for it, but your son... | ...ve galaksi daha iyiye gitmiyor, ama senin oğlun,.. Ve galaksi ondan iyi değil, ama oğlun... | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
your son will be an instrument of change. | ...o, değişimin aracı olacak. ...oğlun bir değişimin anahtarı olacak. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
He will be remembered for the ages. | Asırlar boyunca hatırlanacak. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
And what of his mother? | Peki ya annesi? Ve annesi ne olacak? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
You speak often of his future, but never of mine, why is that? | Onun geleceği hakkında çok sık konuşuyorsun ama benimki hakkında hiçbir şey söylemiyorsun, neden? Sık sık gelecek hakkında konuşuyorsun ama asla benim hakkımda bir şey söylemiyorsun, neden? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
I'd hoped that you would... | Ben umut etmiştim ki sen... Ummuştum ki... | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
I had hoped that you would understand. It's time. | Senin anlayacağını umut etmiştim. Zamanı geldi. Senin anlayacağını ummuştum. Zamanı geldi. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Very well. | Pekâla. Çok iyi. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Remove the restraints and post a guard outside this door. | Kelepçeleri çıkar ve kapının önüne bir nöbetçi koy. Onu çöz ve kapının önüne bir nöbetçi koy. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
I must escape before our child is born. | Çocuğumuz doğmadan önce kaçmam gerek. Çocuğum doğmadan önce kaçmalıyım. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
He will kill me once I'm of no use to him. | İşine yaramadığım an beni öldürecek. Onun işine yaramadığım anda beni öldürecek. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
I can't. Kanaan, why? | Yapamam. Kanaan, neden? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
It is too dangerous. For who? | Çok tehlikeli. Kimin için? Bu çok tehlikeli. Kim için? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
He will kill us. | Bizi öldürür. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Kill us all. | Hepimizi. Hepimizi öldürür. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Yes, he will. | Evet, öldürür. Evet öldürecek. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Whether you help me or not, | Bana yardım et yada etme,.. Bana yardım etsen de etmesen de,... | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
you are disposable to him, can you not see that? | ...onun için bir değerin yok, görmüyor musun? ...onun için gözden çıkarılabilirsin, bunu göremiyor musun? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Come over here. | Şöyle gel. Buraya gel. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
I'm fine, it's just a couple scratches. | Ben iyiyim, sadece birkaç çizik. İyiyim, sadece bir iki çizik. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Rodney McKay refusing medical help, now I really know there's something wrong. | Rodney McKay tıbbi yardımı reddediyor, şimdi gerçekten bir şeylerin yanlış olduğunu biliyorum. Rodney McKay tıbbi yardımı kabul etmiyor, şimdi, bir şeylerin yanlış gittiğine emin oldum. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Seriously, I'm okay, just you should look after Lorne. | Gerçekten, ben iyiyim, senin Lorne'a bakman gerekir. Ciddiyim, ben iyiyim, Lorne'la ilgilenmelisin. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Any survivors? | Başka kurtulan var mı? Hayatta kalan var mı? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We found two other life signs but they're burried under a lot more debris. | İki yaşam sinyali daha bulduk, ama onlar çok daha derindeler. İki tane daha yaşam sinyali alıyoruz ama onlar sizden daha derindeler. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
So it's going to take a little longer. I've got people working on it. | Yani bu biraz daha zaman alacak. Adamlarım üzerinde çalışıyor. Yani onları kurtarmak biraz daha uzun sürecek. Adamlarımız uğraşıyorlar. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We know who it is? | Kim olduklarını biliyor muyuz? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Not yet. | Daha değil. Henüz bilmiyoruz. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Did you find Teyla? No. | Teyla'yı buldunuz mu? Hayır. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
But I think Sheppard was right. | Ama galiba Sheppard haklıydı. Ama sanırım Sheppard haklıydı. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
He was gonna bring her here. We just came to soon. | Onu buraya getirecekti. Sadece çok erken geldik. Onu buraya getirecekti. Çok önce geldik. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Colonel Carter. Go ahead. | Albay Carter. Devam et. Albay Carter Devam et. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Ma'am, a Wraith cruiser just came out of hyperspace. | Efendim, bir Wraith kruvazörü az önce hiperuzaydan çıktı. Efendim, bir Wraith kruvazörü hiperuzaydan biraz önce çıktı. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Michael's here. | Michael burada. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Multiple life signs. | Birden fazla yaşam sinyali. Birçok yaşam sinyali. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
It must be the Atlantians. | Atlantis'liler olmalı. Atlantisliler olmalı. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
They're combing the debris. | Enkazı tarıyorlar. Enkazı araştırıyorlar. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
But they must know it's too dangerous to stay here. | Ama orada durmanın tehlikeli olduğunu biliyor olmalılar. Ama orada kalmanın çok tehlikeli olduğunu biliyor olmalılar. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
They're searching for survivors. | Kurtulanları arıyorlar. Hayatta kalanları arıyorlar. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
This might not be a total loss, after all. | Onca şeyden sonra, belki de bu tamamiyle bir kayıp değildir. Sonuçta bu durum pek de büyük bir kayıp olmayacak gibi. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Everyone, fall back to your Jumpers! | Herkes Jumper'larına geri dönsün! Herkes, Jumper'lara geri çekilin. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We got incoming! | Gelen var! Geliyorlar. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Let's fall back to our Jumpers. | Hadi Jumper'lara dönelim. Pekala, Jumper'lara çekilelim. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We still got men trapped down here. | Aşağıda hâlâ sıkışmış adamlarımız var. Hala orada sıkışmış adamlarımız var. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
They'll have to wait. We're no good to them out. | Beklemek zorundalar. Onları çıkartmayız. Beklemek zorundalar. Böyle açıkta onlara bir yararımız olmaz. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Let's go! Fall back! | Hadi gidelim! Geri çekilin! Gidelim! Geri çekilin! | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Cloak the ship. Got it! | Gemiyi gizle. Tamamdır! Gemiyi görünmez yap. Tamamdır. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We're getting a reading. The Gate's been activated. | Bir okuma alıyorum. Geçit açıldı. Bazı bilgiler alıyoruz. Geçit etkinleştirilmiş. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Wraith battle technique: | Wraith savaş tekniği,.. Klasik Wraith taktiği: | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
dial the Gate, lock everyone out, make sure they can't escape. | ...geçidi çevir, herkesi kıstır, onların kaçamayacağından emin ol. Geçidi açarlar ve kimse kaçamasın diye açık tutarlar. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Well it's a good one. Well, they're not idiots. | Peki, bu iyiydi. Evet, onlar aptal değiller. İyi bir taktik. Aptal değiller. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We got more darts on the way and they got troups on the debris field. | Enkaz alanında adamları var ve daha fazla Dart geliyor. Yolda daha çok dart var ve çoktan yere adam indirdiler. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Must know we got people there. | Orada adamlarımızın olduğunu biliyor olmalılar. Adamlarımızın aşağıda olduğunu biliyor olmalılar. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
How many Jumpers do we have? Three including this one. | Kaç tane Jumper'ımız var? Bu da dahil olmak üzere, üç. Kaç tane Jumper'ımız var? Bu dahil üç. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
I'm reading over twenty darts! | Yirminin üstünde Dart okuyorum! 20'den fazla dart tespit ettim. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
But they can't see us though, right? We can't fire while we're cloaked. | Ama bizi göremezler, değil mi? Görünmez durumdayken ateş edemeyiz. Bizi göremiyorlar ama değil mi? Şimdilik hayır ama görünmezken ateş edemeyiz. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Look, it's gonna take them time to dig them out. The same as us. | Bak, onları oradan çıkarmak zamanlarını alacaktır. Aynı bizim gibi. Bak, onları enkazın altından çıkarmaları zaman alacak, aynen bizim gibi. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We wait for the Daedalus. Rodney, take us into orbit. | Daedalus'u bekleyeceğiz. Rodney, bizi yörüngeye çıkar. Daedalus'u bekleyeceğiz. Rodney, bizi yörüngeye götür. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Darts reporting minimal resistance. | Dart'lar düşük direniş rapor ediyorlar. Dartlar direnişin az olduğunu bildiriyor. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
They've started searching the debris. | Enkazı aramaya başladılar. Şimdiden enkazı aramaya başladılar. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We must work fast. I need them alive. | Hızlı olmalıyız. Onları canlı istiyorum. Hızlı çalışmalıyız. Onları canlı istiyorum. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Here it is. | İşte orada. İşte burada. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Is that Michael's cruiser? Well, it looks like it. | O Michael'ın kruvazörü mü? Şey, öyle görünüyor. Bu Michael'ın kruvazörü mü? Öyle görünüyor. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Does that mean that Teyla's on that ship? | Bu Teyla'nın o gemide olduğu anlamına mı geliyor? Yani bu Teyla'nın gemide olduğu anlamına mı geliyor? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
It's possible. | Bu mümkün. Olası. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Well, that's great, though, right? | Şey, bu harika öyleyse, değil mi? Bu harika ama değil mi? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
When the Daedalus shows up we can just beam her up too, no? | Daedalus buraya geldiğinde onu öylece ışınlayabiliriz, öyle mi? Daedalus gelince onu da ışınlayabiliriz değil mi? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
It's not as easy as that. | O kadar kolay değil. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Chances are Michael has already removed her transmitter. | Michael muhtemelen onun vericisini çıkarmıştır. Michael çoktan vericisini çıkarmıştır. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
And even if he hasn't, | Eğer bunu yapmamışsa bile,.. Çıkarmasa da... | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Wraith cruisers surround themselves with an electromagnetic jamming field. | ...Wraith kruvazörlerinin etrafında elektromanyetik karıştırıcı bir alan var. Wraith kruvazörleri elektromanyetik sinyalleri bozucu bir alana sahiptir. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
No beaming in, no beaming out. | İçeri yada dışarı ışınlama yapılamaz. İçeri ve dışarı ışınlanma olamaz. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We're so close. | Çok yakınız. Çok yakındayız. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
How about one more try? | Bir defa daha denemeye ne dersin? Bir kez daha denemeye ne dersin? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
I feel pretty weak, buddy. You're not quiting on me yet, are you? | Kendimi çok güçsüz hissediyorum, dostum. Şimdi vazgeçmiyorsun, değil mi? Oldukça halsiz hissediyorum dostum. Umudunu kesmiyorsun değil mi? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
I was thinking about it. | Onu düşünüyordum. Sadece düşünüyordum. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
You know this is part of our deal? | Bu anlaşmamızın bir parçasıydı biliyorsun değil mi? Bunun anlaşmamıza dahil olduğunu biliyorsun değil mi? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
You keep adding things to this deal of ours. | Sen şu bizim anlaşmamıza habire bir şeyler ekleyip duruyorsun. Şu anlaşmamıza bir şeyler dahil edip duruyorsun. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
I need you to get outta here. | Buradan çıkman gerek. Buradan çıkman lazım. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Would you leave me if I was stuck under there? | Eğer ben orada sıkışmış olsam, sen beni bırakır mıydın? Buraya sıkışsam beni bırakır mıydın? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
You hear that? | Şunu duydun mu? Duydun mu? | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
It sounds like digging. | Kazı sesine benziyor. Kazı sesleri gibi. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We're down here! | Buradayız! Buradayız. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We're coming for you, just stay calm! | Geliyoruz, sadece sakin olun. Sizi almaya geliyoruz, sakin olun. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
And you were gonna quit. | Ve sen vazgeçiyordun... Sen de vazgeçmek üzereydin. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Status. | Durum raporu. Durum. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Reading another ship in orbit. It's a Wraith cruiser. | Yörüngede başka bir gemi algılıyorum. Bir Wraith kruvazörü. Yörüngede başka bir gemi var. Wraith kruvazörü. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Shields up. Ready forward beam weapons. | Kalkanları açın. Ön ışın silahlarını hazır duruma getirin. Kalkanları açın. Ön ışın silahlarını ateşleyin. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Sir, I'm receiving a coded transmission from Colonel Carter. | Efendim, Albay Carter'dan şifreli bir ileti alıyorum. Efendim, Albay Carter'dan şifreli bir mesaj alıyorum. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Sam, what's going on? Long story short: | Sam, neler oluyor? Uzun lafın kısası,.. Sam, neler oluyor? Uzun lafın kısası: | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
that's Michael's cruiser and he likely has Teyla onboard. | ...bu Michael'ın kruvazörü ve Teyla bir ihtimal içinde. bu Michael'ın kruvazörü ve Teyla'nın içinde olması muhtemel. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
So I can't blow him out of the sky. No, I'm afraid not. | Yani onu gökyüzünden silemem. Hayır, korkarım bunu yapamazsın. Yani havaya uçuramayacağım. Korkarım hayır. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
We're taking fire, sir. Shields are holding. | Ateş altındayız, efendim. Kalkanlar dayanıyor. Ateş altındayız efendim. Kalkanlar dayanıyor. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
They managed to get the shields up before we hit them. | Onları vurmadan kalkanlarını açmayı başardılar. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
That's unfortunate. | Ne kötü. Bu çok yazık. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |
Transfer power to the hyperdrive. | Gücü hipersürücü'ye aktar. Gücü hiperuzay motoruna yönlendir. | Stargate: Atlantis Search and Rescue-1 | 2008 | ![]() |