Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15404
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I think it's best if the locals take care of the case. | Bence yerel makamların bu davaya bakması iyi olacak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What? I've already talked | Ne? Dedektif Cohen'le çoktan konuşup seni bu işin dışında bırakmasını istedim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No, no, no, no, no, no, why? Report his findings | Hayır, hayır, hayır, neden? Bulgularını direkt olarak bana raporlayacak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Well, for one, you two can't stand each other, | Birincisi, birbirinize dayanamıyorsunuz... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
but two... I'm just not sure | ...ikincisi, bu olayı halledebilecek durumda olduğuna emin değilim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I can do my job, Lynn. | İşimi yapabilirim Lynn. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You don't have to worry about me. | Benim hakkımda endişelenmene gerek yok. Senin hakkında endişeleniyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Grief is complicated. | Keder karmaşık bir şeydir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It can come out in ways you don't intend. | Hiç düşünmediğin şekillerde ortaya çıkabilir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'm trying to be helpful... Just because we sleep together | Sana yardımcı olmaya Sırf arada sırada yatıyoruz diye... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
have some great insight into my mental state? | ...ruh halimi bu kadar iyi anlayabileceğini mi sanıyorsun? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Do you feel better? | Daha iyi hissediyor musun? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You've already screwed up one case this week. | Bu hafta çoktan bir davayı batırdın, bir başkasını riske atmana izin vermeyeceğim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
That's it. | Bu kadar. Pekala. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Detective Cohen, where you going? | Dedektif Cohen, nereye gidiyorsun? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Going to the victim's department, why? | Cinayet Masası'na gidiyorum. Neden? Ben de geliyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Your boss said that... | Patronun dedi ki Fikrini değiştirdi, benimle berabersin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
But I don't like you, and you don't like me. | Ama sen beni sevmiyorsun, ben de seni sevmiyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Is that gonna be a problem... Partner? | Bu sorun olur mu, ortak? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Did she have any boyfriends? Roommates? | Erkek arkadaşı var mıydı? Ya da ev arkadaşı? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
She paid me the rent in cash every month. | Her ay kirayı nakit öderdi. Tek bildiğim bu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Excuse me, sir? Yes? | Pardon beyefendi. Efendim? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No frequent visitors at all? | Sürekli gelen ziyaretçileri yok muydu? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You never saw anyone more than once? | Yani birden fazla gördüğünüz kişiler oldu mu? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
They don't pay me to spy on them. | Onları gözetlemem için para vermiyorlar bana. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Ian Margrove. | Ian Margrove. Bu ismi biliyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Ah, from her work permit. | Çalışma izninden. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
He was her sponsor. | Kızın kefiliydi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No. | Yapma be. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Hmm, says here | Burada Margrove'un güney duvarının orada bir kazıyı yönettiğini söylüyor. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Let's pay him a visit. | Bir ziyaret edelim bakalım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's very sad, but what has this got to do with me? | Çok üzücü ama benimle ne alakası var? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You sponsored her work permit. | Çalışma izninde ona kefil olmuşsunuz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Along with four dozen other interns | Buraya her yaz gelen diğer dört düzine stajyer gibi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'll try and get her application form. | Başvuru belgesini bulmaya çalışayım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Refresh my memory. | Hafızam tazelenir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
She seemed excited to be working with you. | Sizinle çalışma konusunda oldukça heyecanlı gözüküyordu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
There's a copy of your book at her apartment. | Dairesinde kitabınız var. Bizzat imzalamışsınız. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Did I? | Öyle mi yapmışım? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
As tragic as this young woman's death is, | Her ne kadar bu genç bayanın ölmesi çok trajik bir mesele olsa da... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I have bigger problems to deal with. | ...halletmem gereken daha önemli sorunlarım var. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'm finally on the brink of making a discovery | Sonunda tarihin akışını değiştirecek bir buluşun eşiğindeyim... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
and a handful of cowardly politicians | ...ve bir avuç korkak politikacı beni bundan alıkoymaya çalışıyor. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Excuse me if I don't remember autographing an intern's book. | Eğer bir stajyerin kitabını imzaladığımı unuttuysam kusuruma bakmayın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You called? | Beni istemişsiniz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Get me a copy of her application form | Bu hanımın başvuru dosyasını ve beraber çalıştığı kişilerin listesini getirir misin? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
This is a map of this place? | Bu, alanın haritası mı? Daha çok taslak diyelim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So that would be us there? | Şurada mıyız yani? Buradayız. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Mm hmm. So what's that? | Peki şu nedir? Orada ne kazısı var? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Tunnel seven? No, we're not. | Yedinci tünel mi? Hayır orayı kazmıyoruz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's too close to the Dome of the Rock, the Temple Mount. | Tapınak Tepesi'ndeki Kubbet üs Sahra'ya çok yakın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The Wakf... The Muslim authority won't allow us to dig there. | Vakıf... Yani Müslüman otoriteler orada kazı yapmamıza izin vermiyorlar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Like I told you, politicians only care about their jobs, | Dediğim gibi, politikacılar sadece kendi işlerini düşünür, tarihi değil. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
If that's all you need from me, gentlemen, thank you very much. | Eğer benden istedikleriniz bu kadarsa beyler, teşekkür ederim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So, what are you not telling me? | Peki bana söylemediğin şey nedir? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What do you mean? | Nasıl yani? Ne demek nasıl yani? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
All those questions you asked him. | Adama sorduğun o sorular işte. Sadece onu biraz rahatsız etmek istedim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I don't buy that he didn't know her. | Kızı tanımadığı yalanını yutmadım. Evet ben de öyle. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I don't like him. Let's arrest him. | Onu sevmedim hadi tutuklayalım. Hay... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
My sunglasses, I left them on his desk. | Gözlüklerimi masasında unutmuşum. Sen devam et. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No, I'll wait. | Yok beklerim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No, no, you go smoke yourself stupid | Hayır hayır, sen git aptal sigaranı iç, kornaya falan bas. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'd rather walk back. Catch you tomorrow. | Yürüyerek dönmeyi tercih ederim. Yarın görüşürüz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We're expecting the last shipment in tomorrow. | Son partiyi de yarına bekliyoruz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
After 20 years of planning, it is indeed all gonna work. | 20 senelik planlamadan sonra bu iş olacak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You think I dyed my hair too dark in that photo? | Sence fotoğrafta saçlarım çok mu koyu çıkmış? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No, sir. | Hayır efendim. Bence çok yakışıklı görünüyorsunuz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Rabbi Lev, how good to hear from you. | Haham Lev, sesinizi duymak ne güzel. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The cow will be picked up tomorrow. | İnek yarın alınacak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Right on time. No signs of breach, no leaks? | Tam zamanında, herhangi bir sorun, sızıntı falan var mı? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The farm is 60 miles from the arctic circle. | Çiftlik, kuzey kutup dairesinden 100 kilometre ötede. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I think we're safe. | Bence güvendeyiz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Not many Essenes up there, I suppose. | O tarafta çok Esseni yaşamıyor sanırım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We can't be too careful, so we have a young man | Çok fazla önlem alamıyoruz, ona bakacak genç bir adam tuttuk. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
watching her, but tomorrow, | Ama yarın... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
he will be relieved of his duties. | ...görevinden azat edilecek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We will erase any trail of him, just to be safe. | Güvenlik açısından onunla ilgili her türlü izi ortadan kaldıracağız. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
And our Bar Mitzvah boy? | Ee bizim Bar Mitsva oğlanı nasıl? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Ready and on board. | Hazır ve nazır. Papaz Billingham. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Rabbi, I'm gonna need to call you back. | Rabbi, ben seni sonra arayayım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We have reason to believe she might have let him out | Onun çocuğu dışarıya çıkardığına inanıyoruz... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
to smell the... | ...şeyi görsün diye Dışarıyı mı? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Pastor Billingham, I... | Papaz Billingham, çok... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Well, he can't have gotten far. | Çok uzağa gitmiş olamaz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
He's just a kid. He's never been out there. | O sadece bir çocuk. Daha önce hiç dışarı çıkmadı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
He wouldn't know what to do. I want everyone to fan out, | Ne yapacağını bilemez. Herkes etrafa yayılsın... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
take the cars, and find him. | ...arabaları alın ve bulun onu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Everyone. | Herkes. Sen hariç. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Hi. | Selamlar. Merhaba. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Thanks. | Teşekkürler. Bayan arkadaşınız sizi bekliyor. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Could I get an envelope, please? | Bir zarf alabilir miyim lütfen? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Yes. | Tabii. Teşekkürler. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You keep that safe for me. | Bunu benim için saklayın. Tabii, ne demek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You told Detective Cohen I assigned you | Dedektif Cohen'e seni Emma Wilson davasına atadığımı söylemişsin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So, technically, I lied to him. | Teknik olarak on yalan söylemiş oldum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
As your boss or your occasional sex buddy, | Patronun ya da arada sırada yatak arkadaşın olarak... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
we don't have to be close. I get it, those things are easy. | ...çok yakın olmak zorunda değiliz. Bu tarz şeyler kolaydır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
They don't require anything, but the fact is, I am your friend, | Bir şey yapman gerekmez ama gerçek şu ki ben senin arkadaşınım... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
and that requires a little bit more. | ...ve bunun için biraz daha fazlası gerekli. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Especially since I'm the only one you've got. | Özellikle de sahip olduğun tek arkadaşın olarak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |