Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 150950
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Sir, you could have your pick of a dozen of the Corps' best snipers. | Efendim, seçiminizi ordunun en iyi bir düzine nişancısı arasından yapabilirdiniz. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Corporal Evers is particularly good. | Onbaşı Evers özellikle iyi bir seçim olurdu. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| l'm not interested in him. l'm interested in Thomas Beckett. | Onbaşıyla ilgilenmiyorum. Thomas Beckett ile ilgileniyorum. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| This is NSA Deputy Director William Avery. | NSA başkan vekili William Avery. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| We know each other, Captain. We served together. | Birbirimizi tanıyoruz, Yüzbaşı. Birlikte çalışmıştık. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| A lifetime ago, sir. | Uzun zaman önce, efendim. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Best goddamn sniper l had the privilege of working with. | Birlikte çalışma şansı bulduğum en iyi kahrolası nişancıdır. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Well, thank you, sir. What can l do for you? | Teşekkürler, efendim. Sizin için ne yapabilirim? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Tom, l want you on a plane tomorrow. | Tom, yarın bir uçağa binmeni istiyorum. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| To where, sir? Vietnam. | Nereye efendim? Vietnam. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| l want you to take out a target there. | Orada bir hedefi halletmeni istiyorum. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| A mountain warlord from Phum Bat. He and his rogue army... | Phum Bat'taki yerlilerin başı. O ve onun haydutlar ordusu... | Sniper 3-1 | 2004 | |
| are running opium, weapons, anything they can get their hands on. | ...afyon, silah, ellerine ne geçirirlerse onun ticaretini yapıyorlar. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Sounds like a pain in the ass for the Vietnamese, sir. | Kulağa Vietnamlılar için tam bir başbelası gibi geliyor, efendim | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Why are we getting involved? | Neden bu işe karışıyoruz? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| He's graduated to bigger and better things. | Bu adam daha büyük işlerin peşinde. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| We have intelligence that leads us to believe... | Elimizde onun Jamaah İslamiyah ile... | Sniper 3-1 | 2004 | |
| he's been talking business with the Jamaah lslamiyah. | ...iş yapmaya çalıştığına dair istihbarat var. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| What kind of business? Terrorism. | Ne çeşit bir iş? Terörizm. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| He's ventured into the big leagues. | Boyundan büyük işlere cüret ediyor. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Well, with all due respect, sir, there's not very much here. | Tüm saygıma rağmen, efendim, bunda pek de önemli bir şey yok. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Do we even know what he looks like? | En azından neye benzediğini biliyor muyuz? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Captain Laraby, would you mind excusing us? | Yüzbaşı Laraby, bize biraz izin verir misiniz? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Of course not, sir. | Tabii ki efendim. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Addis. | Addis. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Finnegan. | Finnegan. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| His body was shipped home. | Cesedi eve gönderildi. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| What was left of the body. A body. | Vücudundan kalanlar gönderildi. Sadece bir gövde. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| lt's a long story, Tom. Let me try to explain some of it. | Uzun hikaye, Tom. Sana bir kısmını açıklamaya çalışayım. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| During the last days before the fall of Saigon, Paul Finnegan was recruited. | Saigon'un düşüşünün son günlerinde Paul Finnegan işe alınmıştı. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Recruited by who? The ClA. | Kim tarafından? ClA | Sniper 3-1 | 2004 | |
| His first op was to help the Khmer Rouge run heroin out of the highlands. | İlk işi Khmer Rouge'a dağlık arazide eroin yetiştirmesi için yardım etmekti. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| His cut financed the covert operations. | Ordan aldığı parayla gizli operasyonları finanse ediyordu. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| As the years passed, our interests changed. | Yıllar geçtikçe ilgi alanlarımız değişti. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Finnegan was offered a new op but the jungle had changed him. | Finnegan'a yeni bir operasyon önerildi ancak orman onu değiştirmişti. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| That patriotic fervor had changed into something else... | O coşkulu vatansever adam başka bir şeye... | Sniper 3-1 | 2004 | |
| something that makes him dangerous. | ...tehlikeli birşeye dönüşmüştü. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| He's a threat. To you, me, his family, and his country. | O bir tehdit. Sana, bana, ailesine ve ülkesine bir tehdit. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Welcome to the tunnels, Tommy. | Tünellere hoşgeldin,Tommy. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| What the hell's he doing here? | O burda ne yapıyor? Onun burada ne işi var? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| ls there any other way to handle this? | Bunu halletmenin başka bir yolu yok mu? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| A deal or an arrangement? | Anlaşma ya da düzenleme mi? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| There's no other way. We've learned the Ho Chi Minh Police... | BAşka bir yolu yok. Ho Chi Minh polisinin... | Sniper 3-1 | 2004 | |
| have set up a sting to capture him. That cannot happen. | ...onu yakalamak için bir tuzak hazırladığını öğrendik. Bu olamaz. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| lf he is identified, you can imagine the problems that we might face. | Eğer kimliği ortaya çıkarsa, karşılaşacağımız problemleri tahmin edebilirsin. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| The explanations. Not to mention the effect on his family... | Açıklamalar. Onun ailesi üzerindeki etkilerini saymıyorum bile... | Sniper 3-1 | 2004 | |
| his son.... | ...oğlu.... | Sniper 3-1 | 2004 | |
| You're asking me to kill the man who saved my life. | Benden hayatımı kurtaran adamı öldürmemi istiyorsunuz. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| l know how incredibly bizarre this must seem to you, Tom... | Bunun sana ne kadar garip ve inanılmaz göründüğünü biliyorum, Tom... | Sniper 3-1 | 2004 | |
| but believe me, this is not the man that you once knew. | ...ama inan bana, o bir zamanlar tanıdığın adam değil. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Over the years, he has become a cold blooded killer. | Yıllar sonra, soğukkanlı bir katil haline geldi. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| And l'm ashamed to say, we bear some responsibility for that... | Ve utanarak belirtiyorum, bunda bizim de payımız var... | Sniper 3-1 | 2004 | |
| and an obligation to rectify the mistake. | ve bu yüzden bu hatayı düzeltmek zorundayız. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| As a sniper, you have the option to refuse the mission. | Bir nişancı olarak, görevi reddetme seçeneğin var. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| But l need an answer, Tom. By 0800. | Ama bir cevaba ihtiyacım var, Tom. 0800 olarak. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| l'll understand if you can't do this. l'll find somebody else. | Bunu yapamayacağını söylersen, seni anlarım. Başka birisini bulurum. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| l'll do it. Alone. | Yapacağım. Yalnız. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| l want no observer with me. | Yardımcı istemiyorum . | Sniper 3-1 | 2004 | |
| l don't want anybody else's hand in it. | Başka kimsenin bu işe karışmasını istemiyorum. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| How can you be so sure he'll do it when the time comes? | Zamanı geldiğinde yapacağından nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| One way or another, he will get the job done. | Öyle ya da böyle o bu işi yapacak. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| lt's all he's got left. | Onun yapabildiği tek şey bu. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| His Iife isn't worth a damn unIess he's risking it, or taking someone eIse's. | Onun hayatı, riske atmadığı ya da başkasının hayatını almadığı takdirde önemsizdir. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| First time in Ho Chi Minh? | Ho Chi Minh'e ilk gelişiniz mi? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Last time l was here, it was called Saigon. | Son geldiğimde, buraya Saygon diyorlardı. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Beckett, Thomas. | Beckett, Thomas. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Welcome to Ho Chi Minh, Mr. Beckett. First time in Vietnam? | Ho Chi Minh'e hoşgeldiniz Bay Beckett. Vietnam'a ilk gelişiniz mi? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Do you want anything, sir? lf you know what l mean, you know? | Herhangi birşey istermisiniz, efendim? Neden bahsettiğimi anladınız mı? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Yeah, l know what you mean, and thanks but no thanks. | Evet neden bahsettiğini anladım, ve teşekkürler ama hayır sağol. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Sure? Because Ky Mam can get you anything. | Emin misiniz? Çünkü Ky Mam size herşeyi getirebilir. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Anything that you want. Any good massage? | İstediğiniz herhangi bir şeyi. Mesela iyi bir masaj? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Happy ending. | Mutlu sonla bitenlerden. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Your bag has arrived, sir. | Bavulunuz geldi efendim. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| You must have the wrong room. l already have my bags. | Yanlış odadan bahsediyor olmalısın. Benim bavullarım zaten yanımda. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Not this one, Master Gunnery Sergeant Thomas Beckett. | Ama bu değil, Çavuş Thomas Beckett. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| My name is Quan. Detective, Ho Chi Minh City Police. | Benim adım Quan. Dedektif, Ho Chi Minh Polisinden. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Also your operations contact. Like l give a shit about some badge. | Aynı zamanda sizin operasyon bağlantınızım. Sanki pislik bir rozete inanacakmışım gibi. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| What's the operation code name? Cobra. | Operasyonun kod adı ne? Kobra. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| lnteresting choice of shirt. You look like a Canadian tourist. | İlginç bir tişört seçimi. Kanadalı bir turist gibisiniz. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| You'll find what you need here. | İhtiyacınız olan şeyleri burda bulabilirsiniz. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| They say you can make million to one shot. You are the go to guy. Yes? | Sizin için milyonda bir ihtimalli atışları yapabilir diyorlar. İşini iyi yapanlardansınız. Öyle mi? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| They say a lot of things. | Çok fazla şey söylüyorlar. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| You rest after your trip, then we have some dinner. We talk. | Yolculuğunuzdan sonra biraz dinlenin, sonra akşam yemeği yeriz, konuşuruz. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| l show you the spot. | Size ateş edeceğiniz yeri gösteririm. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Be ready 1 1 :30. | 11:30'da hazır olun. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| This bring back memories, Mr. Beckett? | Bu, anılarınızı mı canlandırdı Bay Beckett? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| They told me a little about you. Two full tours. | Sizin hakkınızda bana çok az bilgi verdiler. İki tam tur. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| You were here for the worst of it. | Bir zamanlar en kötüsü için buradaydınız. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| None of it was good. | Hiçbiri iyi değildi ki. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| You must have been very young. | O zamanlar çok genç olmalıydınız. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Okay. Who else knows l'm here besides you? | Tamam. Burada olduğumu senden başka kim biliyor? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| lf you're talking about the Ho Chi Minh Police, no one. | Eğer Ho Chi Minh Polisinden bahsediyorsanız, hiçkimse bilmiyor. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| lf they knew, l'd be a dead man. | Eğer bilselerdi, ben ölü bir adam olurdum. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| All right, then how do we work this? | Tamam, peki bu işi nasıl yapacağız? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| How do l find my target? | Hedefimi nasıl bulacağım? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Two weeks ago, l arrested his biggest dealer in Ho Chi Minh City... | İki hafta önce, onun Ho Chi Minh'deki en büyük satıcısını yakaladım... | Sniper 3-1 | 2004 | |
| and convinced him to, how do you say, to finger the Cobra for us. | ve onu, nasıl diyorsunuz, kobrayı parmaklaması için ikna ettim. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| Why do you call him that? | Neden ona böyle diyorsunuz? | Sniper 3-1 | 2004 | |
| They treat him like he's a king. King Cobra. | Ona bir kral gibi davranıyorlar. Kral kobra. | Sniper 3-1 | 2004 | |
| They're just kids, really. Some barely in their teens. | Onlar gerçekten çocuklar. Gençlik çağındalar. | Sniper 3-1 | 2004 |