Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 150911
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I want you to do something for me. | Senden benim için bir şey yapmanı. Benim için bir şey yapmanı. Benim için birşey yapmanı. Benim icin bir sey yapmani istiyorum. Benim için bir şey yapmanı. Benim için bir şey yapmanı. Benim için bir şey yapmanı. Benim için birşey yapmanı. | Snatch-2 | 2000 | |
| There is a bookies I know that will take bets. | Bahisleri alan bir bahisçi var Bahis oynatan bir bahisçi tanıyorum. Bildigim bir kac bahisci var. Bahisleri alan bir bahisçi biliyorum. Bahisleri alan bir bahisçi biliyorum. Bahisleri alan bir bahisçi biliyorum. Bahis oynatan bir bahisçi tanıyorum. | Snatch-2 | 2000 | |
| If you place one down for me... | Eğer benim için oynarsan... Benim yerime oynarsan... Eger benim icinde bir tane oynarsan... Eğer benim için oynarsan... Eğer benim için oynarsan... Eğer benim için oynarsan... | Snatch-2 | 2000 | |
| And I already have an outstanding debt with the house. | Ve ben buralara gerçekten büyük borcu var. Ve benim buralara gerçekten büyük borcum var. Ve ev için günü gelen bir borcum var. Ve ben simdiden evle ilgili bir cok borcun altindayim. Ve benim buralara bu ev yüzünden gerçekten çok borcum var. Ve benim buralara bu ev yüzünden gerçekten çok borcum var. Ve benim buralara bu ev yüzünden gerçekten çok borcum var. | Snatch-2 | 2000 | |
| I know something most don't. | Bir çoğunun bilmediği bir şey biliyorum. Çoğunun bilmediği birşey biliyorum. Cok kimsenin bilmedigi bir sey biliyorum. Bir çoğunun bilmediği birşey biliyorum. Bir çoğunun bilmediği birşey biliyorum. Bir çoğunun bilmediği birşey biliyorum. | Snatch-2 | 2000 | |
| It's a campsite. A pikey campsite. | Burası bir kamp yeri. Bir çingene kampı Bir kamp yeri. Göçebelerin. Bir kamp alani, cingenelerin kamp alani. Burası bir kamp yeri. Bir çingene kampı. Burası bir kamp yeri. Bir çingene kampı. Burası bir kamp yeri. Bir çingene kampı. | Snatch-2 | 2000 | |
| I fucking hate pikeys. | Ben lanet olası çingenelerden nefret ederim. Göçebelerden nefret ederim. Lanet olasi cingenelerden nefret ederim. Koduğumun çingenelerinden nefret ederim. Koduğumun çingenelerinden nefret ederim. Koduğumun çingenelerinden nefret ederim. | Snatch-2 | 2000 | |
| Fuck off, I'll find him meself. | Siktir. Onu kendim bulurum. Hastir. Kendim bulurum. Defol, Onu kendim bulurum. Siktir. Kendim bulurum. Siktir. Kendim bulurum. Siktir. Kendim bulurum. | Snatch-2 | 2000 | |
| not lrish, not English. | Ne İrlandalı, ne de İngiliz Ne İrlandalı, ne İngiliz. Irlandaca degil, Ingilizce degil. İrlandalı değil, İngiliz değil. İrlandalı değil, İngiliz değil. İrlandalı değil, İngiliz değil. | Snatch-2 | 2000 | |
| It's just Pikey. | Sadece bir çingene Sadece bir çingene. Çingene işte. Sadece cingeneler. Sadece bir çingene. Sadece bir çingene. Sadece bir çingene. Çingene işte. | Snatch-2 | 2000 | |
| I could murder one. | İçecek için birini öldürebilirim İçmezsem ölürüm. Birini oldurebilirim. İçecek için birini öldürebilirim. İçecek için birini öldürebilirim. İçecek için birini öldürebilirim. İçmezsem ölürüm. | Snatch-2 | 2000 | |
| Be no murdering done around here, I don't mind telling you. | Sakın buralarda birini öldürme. Burada ölmek yok. Söylemiş olayım. Buralarda kimse oldurulmez. Soylemekte sakinca gormedim. Sakın buralarda birini öldürme. İhbar etmeye çekinmem. Sakın buralarda birini öldürme. İhbar etmeye çekinmem. Sakın buralarda birini öldürme. İhbar etmeye çekinmem. Burada ölmek yok. Söylemiş olayım. | Snatch-2 | 2000 | |
| Is the big fella not coming with us? He's minding the car. | Bu çamyamasıda bizlemi geliyor? O arabayla ilgileniyor. Bu çam yarmasıda bizimlemi geliyor? O arabayla ilgileniyor. Koca adam gelmiyor mu? Arabayla ilgileniyor. Buyuk cocuk bizimle gelmiyor mu? Arabaya bakiyor. İri arkadaş bizimle gelmiyor mu? O arabayı bekleyecek. İri arkadaş bizimle gelmiyor mu? O arabayı bekleyecek. İri arkadaş bizimle gelmiyor mu? O arabayı bekleyecek. | Snatch-2 | 2000 | |
| Sure, I like dags. | Tabiiki severim. Tabii, küpekleri severim. Elbette, kopekleri severim. Tabii ki. Köpekleri severim. Tabii ki. Köpekleri severim. Tabii ki. Köpekleri severim. | Snatch-2 | 2000 | |
| I like caravans more. You're very welcome. | Ben karavanları daha fazla severim. Güzel. Ben karavanları daha çok severim. Güzel. Karavanları daha çok. Buyur öyleyse. Karavanlari daha cok severim. Oyleyse hosgeldin. Karavanları daha çok severim. E buyur o zaman. Karavanları daha çok severim. E buyur o zaman. Karavanları daha çok severim. E buyur o zaman. Karavanları daha çok. Buyur öyleyse. | Snatch-2 | 2000 | |
| Pikeys are well known for their skills of negotiation in business. | Çingeneler pazarlık yetenekleri ile ünlüdürler. Çingeneler pazarlık yetenekleriyle meşhurdur. Cingeneler pazarlik konusunda yetenekli olmalariyla taninirlar. Çingeneler pazarlık yetenekleri ile ünlüdürler. Çingeneler pazarlık yetenekleri ile ünlüdürler. Çingeneler pazarlık yetenekleri ile ünlüdürler. | Snatch-2 | 2000 | |
| ... on his return there will be ice cream. | ...on his return there will be ice cream. ...dönünce ona bir dondurma alacağım. ... döndüğünde dondurma var. ...dondugunde onu dondurma bekliyor olacak. ...dönünce onu bir dondurma bekliyor. ...dönünce onu bir dondurma bekliyor. ...dönünce onu bir dondurma bekliyor. ... döndüğünde dondurma var. | Snatch-2 | 2000 | |
| I don't see what the fuss is about. | l don't see what the fuss is about. Bu yaygaranın sebebini bir türlü anlayamadım. Gereksiz endişelendin. Bunca gurultu niye anlamiyorum. Bu yaygaranın sebebini bir türlü anlayamadım. Bu yaygaranın sebebini bir türlü anlayamadım. Bu yaygaranın sebebini bir türlü anlayamadım. Gereksiz endişelendin. | Snatch-2 | 2000 | |
| Look, I've helped you as much as I'm going to help you. | Look, l've helped you as much as l'm going to help you. Bak, Sana yardım elimden geldiği kadar yardım ettim. Sana yardım edeceğim kadar ettim. Bak, sana yardimci olabilecegim kadar yardim ettim. Bak, sana elimden geldiği kadar yardım ettim. Bak, sana elimden geldiği kadar yardım ettim. Bak, sana elimden geldiği kadar yardım ettim. Sana yardım edeceğim kadar ettim. | Snatch-2 | 2000 | |
| Why do I want a caravan that's got no wheels? | Why do l want a caravan that's got no wheels? Tekerlekleri olmayan karavanı neden almak isteyim ki? Tekerleksiz karavanı ne yapayım? Neden tekerlekleri olmayan bir karavan isteyim? Tekerlekleri olmayan karavanı götüme mi sokacam? Tekerlekleri olmayan karavanı götüme mi sokacam? Tekerlekleri olmayan karavanı götüme mi sokacam? Tekerleksiz karavanı ne yapayım? | Snatch-2 | 2000 | |
| I'll not have you fighting! You know what happens when you fight! | l'll not have you fighting! You know what happens when you fight! Seni dövüştüremem!Dövüşürsen ne olacağını biliyorsun! Dövüşmene izin vermem! Sonra ne olduğunu biliyorsun! Dovusmeni istemiyorum! Dovustugunde neler oluyor biliyorsun! Seni dövüştüremem! Dövüştüğünde ne olduğunu biliyorsun! Seni dövüştüremem! Dövüştüğünde ne olduğunu biliyorsun! Seni dövüştüremem! Dövüştüğünde ne olduğunu biliyorsun! | Snatch-2 | 2000 | |
| Want the money? I ain't fucked you. | Want the money? l ain't fucked you. Paramı istiyorsun? Ben seni s..kmedim ki. Parayı istiyor musun? Kazıklamadım. Parayi mi istiyorsun? Seni dolandirmadim. Paranı mı istiyorsun? Ben sizi sikmedim ki. Paranı mı istiyorsun? Ben sizi sikmedim ki. Paranı mı istiyorsun? Ben sizi sikmedim ki. Parayı istiyor musun? Kazıklamadım. | Snatch-2 | 2000 | |
| I'll fight you for it. You and me. | l'll fight you for it. You and me. Seninle dövüşeceğim. Sen ve ben. Onun için ikimiz dövüşelim. Bunun icin dovusucez, sen ve ben. Bunun için seninle dövüşeceğim. Sen ve ben. Bunun için seninle dövüşeceğim. Sen ve ben. Bunun için seninle dövüşeceğim. Sen ve ben. Onun için ikimiz dövüşelim. | Snatch-2 | 2000 | |
| I promise you, you want to stay down. | l promise you, you want to stay down. Sana söz veriyorum, Yerde kalmak isteyeceksin. İnan bana, kalkmak istemezsin. Sana soyluyorum, yerde kalsan iyi olur. Sana söz veriyorum, yerde kalmak isteyeceksin. Sana söz veriyorum, yerde kalmak isteyeceksin. Sana söz veriyorum, yerde kalmak isteyeceksin. İnan bana, kalkmak istemezsin. | Snatch-2 | 2000 | |
| This is sick. I'm out of here. | This is sick. l'm out of here. Bu hasta. Ben gidiyorum. Bu delilik. Gidiyorum. Bu sacmalik, ben gidiyorum. Bu saçmalık. Ben gidiyorum. Bu saçmalık. Ben gidiyorum. Bu saçmalık. Ben gidiyorum. Bu delilik. Gidiyorum. | Snatch-2 | 2000 | |
| ... was a gypsy bare knuckle boxing champion. | ...was a gypsy bare knuckle boxing champion. ...çıpkal yumruk boks şampiyonu olduğunu atlamışım. ... eldivensiz boks şampiyonuymuş. ...cingeneler arasi ciplak yumruk boks sampiyonuymus. ...çıplak yumruk boks şampiyonu olduğu ortaya çıktı. ...çıplak yumruk boks şampiyonu olduğu ortaya çıktı. ...tereddüt ediyorsun. ...çıplak yumruk boks şampiyonu olduğu ortaya çıktı. | Snatch-2 | 2000 | |
| ... Tommy knows he'll be buried with him. | ...Tommy knows he'll be buried with him. ...Tommy biliyordu ki kendiside onunla birlikte gömülecekti. ... onunla gömüleceğini biliyor. ...Tommy onunla birlikte gomulecegini biliyordu. ...Tommy biliyordu ki kendisi de onunla birlikte gömülecekti. ...Tommy biliyordu ki kendisi de onunla birlikte gömülecekti. ...Tommy biliyordu ki kendisi de onunla birlikte gömülecekti. | Snatch-2 | 2000 | |
| ... why a man died in their campsite? | ...why a man died in their campsite? ... ölen bu adamlar hakkında açıklama yapmak istesinlerki? ...niye açıklamak istesinler? ...bir adamin oldugunu aciklamak zorunda kalsinlar ki? ... ölen bu adamlar hakkında açıklama yapmak istesinler ki? ... ölen bu adamlar hakkında açıklama yapmak istesinler ki? ... ölen bu adamlar hakkında açıklama yapmak istesinler ki? | Snatch-2 | 2000 | |
| Tommy, "The Tit"... | Tommy, ''The Tit''... Tommy, ''Salak''... ''Salak'' Tommy... Memebasi Tommy,... ''Tırsık'' Tommy... ''Tırsık'' Tommy... ''Tırsık'' Tommy... | Snatch-2 | 2000 | |
| ... is praying. | ...is praying. ...dua ediyor. ... dua ediyor. ...dua ediyor. ...dua ediyor. ...dua ediyor. ...dua ediyor. | Snatch-2 | 2000 | |
| And if he isn't... | And ifhe isn't... Eğer etmiyorsa... Eğer etmiyorsa... Ve eger etmiyorsa... Eğer etmiyorsa... Eğer etmiyorsa... Eğer etmiyorsa... | Snatch-2 | 2000 | |
| It's Mickey Mouse. | lt's Mickey Mouse. Bu bir Mickey Mouse. Yani sahte. Yani Mickey Mouse. Bu bir Mickey Mouse yapımı. Bu bir Mickey Mouse yapımı. Bu bir Mickey Mouse yapımı. Kapıyı kilitle. | Snatch-2 | 2000 | |
| Bad Boy, I keep telling you, stick to being a gangster. | Bad Boy, l keep telling you, stick to being a gangster. Kötü çocuk, Ben sana iyi bir gangaster olmanın yolunu anlatıyorum. Sana hep dedim; gangster olarak kal. Kotu cocuk, Sana gangster olarak kalmani soylemistim. Kötü çocuk, Ben sana iyi bir gangster olmanın yolunu anlatıyorum. Kötü çocuk, Ben sana iyi bir gangster olmanın yolunu anlatıyorum. Kötü çocuk, Ben sana iyi bir gangster olmanın yolunu anlatıyorum. Sana hep dedim; gangster olarak kal. | Snatch-2 | 2000 | |
| It's only a fucking dog. | lt's only a fucking dog. Bu sadece bir köpek. Sadece bir köpek. O sadece lanet olasi bir kopek. Bu sadece bir köpek. Bu sadece bir köpek. Siktir git! Bu sadece bir köpek. Sadece bir köpek. | Snatch-2 | 2000 | |
| It better not be dangerous. | lt better not be dangerous. Tehlikeli olmalarından iyidir. Tehlikeli olmasın. Umarim zararli bir kopek degildir. Tehlikeli değildir umarım. Tehlikeli değildir umarım. Tehlikeli değildir umarım. Tehlikeli olmasın. | Snatch-2 | 2000 | |
| I want him to get used to the shop, don't l? | l want him to get used to the shop, don't l? Onu dükkana alıştırmaya çalışıyorum, yapmayımmı? Dükkana alışmasını istiyorum. Dukkana alismasini sagliyorum. Onu dükkana alıştırmaya çalışıyorum, yapmayayım mı? Onu dükkana alıştırmaya çalışıyorum, yapmayayım mı? Onu dükkana alıştırmaya çalışıyorum, yapmayayım mı? | Snatch-2 | 2000 | |
| Don't worry about the dog. I'm not. | Don't worry about the dog. l'm not. Köpeği merak etme. Etmiyorum. Köpeği merak etme. Etmiyorum. Kopek icin endiselenme. Endiselenmiyorum. Köpek için endişelenme. Endişelenmiyorum. Köpek için endişelenme. Endişelenmiyorum. Köpek için endişelenme. Endişelenmiyorum. Köpeği merak etme. Etmiyorum. | Snatch-2 | 2000 | |
| What can I do for you? | What can l do for you? Senin için ne yapabilirim. Ne istiyorsun? Senin icin ne yapabilirim? Senin için ne yapabilirim, Boris? Senin için ne yapabilirim, Boris? Senin için ne yapabilirim, Boris? Ne istiyorsun? | Snatch-2 | 2000 | |
| I have a job for you. | l have a job for you. Senin için bir işim var. Sana bir iş var. Sana gore bir isim var. Senin için bir işim var. Senin için bir işim var. Senin için bir işim var. Sana bir iş var. | Snatch-2 | 2000 | |
| I already have a job. | l already have a job. Benim zaten bir işim var. Benim bir işim var. Benim zaten bir isim var. Benim zaten bir işim var. Benim zaten bir işim var. Benim zaten bir işim var. Benim bir işim var. | Snatch-2 | 2000 | |
| I want you to hold up a bookies. | l want you to hold up a bookies. Gişeleri soymanı istiyorum. Bir bahisçiyi soymanı istiyorum. Senden bir bahisci tutmani istiyorum. Bir bahisçiyi soymanı istiyorum. Bir bahisçiyi soymanı istiyorum. Bir bahisçiyi soymanı istiyorum. Bir bahisçiyi soymanı istiyorum. | Snatch-2 | 2000 | |
| I have stones to sell... | l have stones to sell... Satılık taşlarım var... Benim satacak taşlarım... Satilik taslarim var. Satılık taşlarım var... Satılık taşlarım var... Satılık taşlarım var... Benim satacak taşlarım... | Snatch-2 | 2000 | |
| ...so if I am not rushing you.... | ...so if l am not rushing you.... ...yani eğer seni rahatsız etmiyorsam... Acele edersen iyi olur. ...ve eger seni cok aceleye getirmiyorsam.... ...yani eğer seni acele ettirmiyorsam... ...yani eğer seni acele ettirmiyorsam... Çanta nerede? ...yani eğer seni acele ettirmiyorsam... | Snatch-2 | 2000 | |
| I am not in Rome, Doug. | l am not in Rome, Doug. Ben Romada değilim, Doug. Ama Roma'da değilim. Ben Roma`da degilim, Doug. Ben Roma'da değilim, Doug. Ben Roma'da değilim, Doug. Ben Roma'da değilim, Doug. | Snatch-2 | 2000 | |
| I am in a rush. | l am in a rush. Acelem yok. Acelem var. Benim acelem var. Acelem var. Acelem var. Acelem var. | Snatch-2 | 2000 | |
| I got to make the bookies. | l got to make the bookies. Gidip gişeleri görmeliyim. Bahisçiye yetişeceğim. Bahiscileri ayarlamam lazim. Bahisçiye gitmeliyim. Bahisçiye gitmeliyim. Bahisçiye gitmeliyim. Bahisçiye yetişeceğim. | Snatch-2 | 2000 | |
| Do you know something that I don't? | Do you know something that l don't? Benim bilmediğim bir şey mi biliyorsun? Bildiğin birşey mi var? Bilmedigim birsey mi biliyorsun? Benim bilmediğim bir şey mi biliyorsun? Benim bilmediğim bir şey mi biliyorsun? Benim bilmediğim bir şey mi biliyorsun? Bildiğin birşey mi var? | Snatch-2 | 2000 | |
| Bubbe, I probably know a lot you don't. | Bubbe, l probably know a lot you don't. Bubbe, elbette ben senin bilmediğin bir çok şeyi biliyorum. Muhtemelen senin bilmediğin çok şey biliyorum. Bubbe, Muhtemelen bilmedigin bir cok sey. Bubbe, muhtemelen senin bilmediğin birçok şey biliyorum. Bubbe, muhtemelen senin bilmediğin birçok şey biliyorum. Bubbe, muhtemelen senin bilmediğin birçok şey biliyorum. | Snatch-2 | 2000 | |
| Of course I am. | Of course l am. Elbette. Öyleyim tabii. Tabi ki oyleyim. Elbette öyleyim. Elbette öyleyim. Elbette öyleyim. | Snatch-2 | 2000 | |
| Of course I have. | Of course l have. Tabii ki var. Gittim tabii. Tabi ki aldim. Tabii ki var. Tabii ki var. Tabii ki var. | Snatch-2 | 2000 | |
| I don't want that dog dribbling on my seats. | l don't want that dog dribbling on my seats. Köpeğinin koltuklarımın üzerine salyalarını akıtmasını istemiyorum. Koltuğuma salya akıtmasın sakın. O kopegin koltuklarima salyalarini akitmasini istemiyorum. O köpeğin koltuklarımın üzerine salyalarını akıtmasını istemiyorum. O köpeğin koltuklarımın üzerine salyalarını akıtmasını istemiyorum. O köpeğin koltuklarımın üzerine salyalarını akıtmasını istemiyorum. Koltuğuma salya akıtmasın sakın. | Snatch-2 | 2000 | |
| While I'm at the wheel, it's my car... | While l'm at the wheel, it's my car... Ben direksiyondayken bu benim arabam... Ben direksiyondayken, benim. Ben direksiyondayken, benim arabamdir... Ben direksiyondayken bu benim arabam... Ben direksiyondayken bu benim arabam... Ben direksiyondayken bu benim arabam... Ben direksiyondayken, benim. | Snatch-2 | 2000 | |
| I can't believe you found it. Where'd it go? | l can't believe you found it. Where'd it go? Bu adamı bulduğuna inanamıyorum. Nereye gitti o? Bulduğuna inanamıyorum. Nereye gitmiş? Onu bulduguna inanamiyorum. Nereye gitmis? Onu tekrar bulduğuna inanamıyorum. Nereye gitmişti? Onu tekrar bulduğuna inanamıyorum. Nereye gitmişti? Onu tekrar bulduğuna inanamıyorum. Nereye gitmişti? Bulduğuna inanamıyorum. Nereye gitmiş? | Snatch-2 | 2000 | |
| It went back to the gyppos. | lt went back to the gyppos. Çinegenelere geri döndü. Çingenelere dönmüş. Cingenelere geri gitmis. Çingenelere geri döndü. Çingenelere geri döndü. Çingenelere geri döndü. Çingenelere dönmüş. | Snatch-2 | 2000 | |
| Well, I don't know. I'm not a dog, Sol. | Well, l don't know. l'm not a dog, Sol. Şey, Bilmiyorum. Ben bir köpek değilim, Sol. Bilmiyorum. Köpek değilim, Sol. Bilmiyorum. Ben kopek degilim, Sol. Ben nerden bileyim. Ben bir köpek değilim, Sol. Ben nerden bileyim. Ben bir köpek değilim, Sol. Ben nerden bileyim. Ben bir köpek değilim, Sol. Bilmiyorum. Köpek değilim, Sol. | Snatch-2 | 2000 | |
| It's like he's a fucking homing beacon. | lt's like he's a fucking homing beacon. Lanet bir deniz fenerine benziyor. Bir sinyale gidiyor gibi. Sanki herif lanet olasica bir isaret fisegi. Lanet bir deniz fenerine benziyor. Lanet bir deniz fenerine benziyor. Lanet bir deniz fenerine benziyor. | Snatch-2 | 2000 | |
| I thought you said he could drive, Sol. | l thought you said he could drive, Sol. Sürebildiğini söylemiştin, Sol. Araba kullanabiliyor dememiş miydin? Arabayi kullanabilir demistin, Sol. Sürebildiğini söylemiştin, Sol. Sürebildiğini söylemiştin, Sol. Sürebildiğini söylemiştin, Sol. Araba kullanabiliyor dememiş miydin? Sürebildiğini söylemiştin, Sol. Çanta nerede? | Snatch-2 | 2000 | |
| It's a fucking anti aircraft gun, Vincent. | lt's a fucking anti aircraft gun, Vincent. Bu bir uçaksavar silahı, Vincent. O bir uçaksavar tüfeği, Vincent. Bu lanet olasi bir ucak savar, Vincent. Bu bir uçaksavar, Vincent. Bu bir uçaksavar, Vincent. Bu bir uçaksavar, Vincent. | Snatch-2 | 2000 | |
| I want to raise pulses, don't l? You'll raise hell, never mind pulses. | l want to raise pulses, don't l? You'll raise hell, never mind pulses. Olaya heyecan katmak istemiştim. Bizi cehennemlik edeceksin. Korku yaratmak istiyorum. Ne korkusu, cehennem yaratırsın. Biraz heyecan yaratmak istedim. Heyecani birak, cehennem bile yaratirsin bununla. Biraz nabız hızlandırmak istedim. Cehennemi hızlandıracaksın ne nabzı. Biraz nabız hızlandırmak istedim. Cehennemi hızlandıracaksın ne nabzı. Biraz nabız hızlandırmak istedim. Cehennemi hızlandıracaksın ne nabzı. Korku yaratmak istiyorum. Ne korkusu, cehennem yaratırsın. | Snatch-2 | 2000 | |
| It's too tight. | lt's too tight. Çok dar. Çok dar. Cok dar. Çok dar. Çok dar. Çok dar. | Snatch-2 | 2000 | |
| Of course I am. | Of course l am. Tabii ki öyleyim. Öyleyim tabii. Tabi ki oyle. Tabii ki öyleyim. Tabii ki öyleyim. Tabii ki öyleyim. Öyleyim tabii. | Snatch-2 | 2000 | |
| It's all right. no, don't move it now. | lt's all right. No, don't move it now. Tamam. Hayır, şimdi hareket etme. Tamam. Artık kımıldatma. Tamam tamam. Hayir, hareket etme. Tamam oğlum sakin ol. Hayır, şimdi hareket etme. Tamam oğlum sakin ol. Hayır, şimdi hareket etme. Tamam oğlum sakin ol. Hayır, şimdi hareket etme. | Snatch-2 | 2000 | |
| I didn't see it. | l didn't see it. Görmedim. Görmedim. Onu gormedim. Görmedim. Görmedim. Görmedim. Görmedim. | Snatch-2 | 2000 | |
| It's a four ton truck. It's not like it's a packet of fucking peanuts. | lt's a four ton truck. lt's not like it's a packet of fucking peanuts. Bu 4 tonluk bir kamyon. Bir paket çerez değil. Dört tonluk kamyon. Bir paket fındık değil ya. Dort tonluk bir kamyon. Bu lanet olasi bir paket fistik filan degil ki. Bu 4 tonluk bir kamyon. Bir paket fıstık değil ki. Bu 4 tonluk bir kamyon. Bir paket fıstık değil ki. Bu 4 tonluk bir kamyon. Bir paket fıstık değil ki. | Snatch-2 | 2000 | |
| It was at a funny angle. | lt was at a funny angle. Açı tersti, görmedim. Kötü bir açıdaydı. Kotu bir acidaydi. Ters bir açıydı. Ters bir açıydı. Ters bir açıydı. Kötü bir açıdaydı. | Snatch-2 | 2000 | |
| It's behind you, Tyrone. | lt's behind you, Tyrone. Senin arkandaydı, Tyrone. Arkanda, Tyrone. Tam arkandaydi, Tyrone. Arkanda duruyor, Tyrone. Arkanda duruyor, Tyrone. Arkanda duruyor, Tyrone. Arkanda, Tyrone. | Snatch-2 | 2000 | |
| Give me that squeaky toy. It shut him up last time. | Give me that squeaky toy. lt shut him up last time. Şu gıcırdayan oyuncağı bana ver. Bu susturuyor onu. Şu öten oyuncağı ver. Geçen defa susturmuştu. Su oten oyuncagi verin. Gecen sefer onu oyalamisti. Şu gıcırdayan oyuncağı bana ver. Geçen sefer onu susturmuştu. Şu gıcırdayan oyuncağı bana ver. Geçen sefer onu susturmuştu. Şu gıcırdayan oyuncağı bana ver. Geçen sefer onu susturmuştu. Şu öten oyuncağı ver. Geçen defa susturmuştu. | Snatch-2 | 2000 | |
| He was half his size. I didn't expect him to get hurt. | He was half his size. l didn't expect him to get hurt. Onun yarısı kadardı. Onu incitebiliceğini düşünmemmiştim. Onun yarısı kadardı. Canını acıtacağını sanmadım. Onun yarisi boyundaydi. Canini yakabilecegini ummamistim. Onun yarısı kadardı. İncinebileceğini beklemiyordum. Onun yarısı kadardı. İncinebileceğini beklemiyordum. Onun yarısı kadardı. İncinebileceğini beklemiyordum. Onun yarısı kadardı. Canını acıtacağını sanmadım. | Snatch-2 | 2000 | |
| I fail to recognize the correlation... | l fail to recognize the correlation... Sana 10 bin kaybedip,Gorgeous u hastenelik etmekle ... On bin papel kaybedip... Ben, Onbin`i kaybetip, Ayi George`un hastanelik olmasina neden olmakla Sana 10 bin kaybedip, Muhteşem'i hastenelik etmekle ... Sana 10 bin kaybedip, Muhteşem'i hastenelik etmekle ... Sana 10 bin kaybedip, Muhteşem'i hastenelik etmekle ... | Snatch-2 | 2000 | |
| ...between losing 1 0 grand, hospitalizing Gorgeous... | ...between losing 10 grand, hospitalizing Gorgeous... ...iyi bir anlaşmanın... ...Müthiş'i hastanelik etmekle ucuz fiyat arasındaki bağı... ...Iyi bir anlasma yapmanin... ...iyi bir anlaşmanın... ...iyi bir anlaşmanın... ...iyi bir anlaşmanın... ...Müthiş'i hastanelik etmekle ucuz fiyat arasındaki bağı... | Snatch-2 | 2000 | |
| How much you gonna pay us? 1 0 K. | How much you gonna pay us? 10 K. Bize ne kadar verecek? 10 bin. Ne kadar alacağız? On kağıt. Bize ne kadar odiyeceksin? Onbin. Bize ne kadar ödeyeceksiniz? 10 bin. Bize ne kadar ödeyeceksiniz? 10 bin. Bize ne kadar ödeyeceksiniz? 10 bin. Ne kadar alacağız? On kağıt. | Snatch-2 | 2000 | |
| I'll do it for a caravan. | l'll do it for a caravan. Bunu bir karavn için yaparım. Bir garavana olur. Bir karavan karsiligi yaparim. Bunu bir karavan için yaparım. Bunu bir karavan için yaparım. Bunu bir karavan için yaparım. Sinirimi sen bozdun. | Snatch-2 | 2000 | |
| Top of the range and all that. It was us that wanted a caravan. | Top of the range and all that. lt was us that wanted a caravan. Limiti aşma, o kadar. Sadece bir karavan istedim. En kıyağından. Karavan isteyen bizdik. Soyle, sinif`inin en iyilerinden bir tane. Karavan isteyen bizdik. Türünün en iyisini ve o kadar. Karavan isteyen taraf bizdik. Türünün en iyisini ve o kadar. Karavan isteyen taraf bizdik. Türünün en iyisini ve o kadar. Karavan isteyen taraf bizdik. En kıyağından. Karavan isteyen bizdik. | Snatch-2 | 2000 | |
| It's not for me. It's for me ma. | lt's not for me. lt's for me ma. Bu bana göre değil. Anama göre değil. Benim için değil. Anama. Benim icin degil. Annam icin. Benim için değil. Ennem için. Benim için değil. Ennem için. Benim için değil. Ennem için. Benim için değil. Anama. | Snatch-2 | 2000 | |
| If I didn't have the replacement pikey... | IfI didn't have the replacement pikey... Eğer ben çingeneyle değiştirmesem... O göçebeyi ikna etmesem... Eger su cingeneyi bulmasaydik... Eğer ben çingeneyle değiştiremeseydim... Eğer ben çingeneyle değiştiremeseydim... Eğer ben çingeneyle değiştiremeseydim... | Snatch-2 | 2000 | |
| I don't care if he's Muhammad " I'm Hard" Bruce Lee... | l don't care if he's Muhammad ''l'm Hard'' Bruce Lee... Muhammad, Bruce Lee veya başka biri olması umrumda değil... Muhammmed, '' Ben Zalimim'' Bruce Lee olsa da umurumda değil. Muhammed Ali ya da Bruce Lee bile olsa umurumda degil... Muhammed Ahmet Bruce Lee bile olsa umurumda değil... Muhammed Ahmet Bruce Lee bile olsa umurumda değil... Muhammed Ahmet Bruce Lee bile olsa umurumda değil... Muhammmed, '' Ben Zalimim'' Bruce Lee olsa da umurumda değil. | Snatch-2 | 2000 | |
| I lose all bets at the bookies. You can't change fighters. | l lose all bets at the bookies. You can't change fighters. Bütün bahisleri kaybedeceğim. DÖvüşçüyü değiştiremezsiniz. Bahisleri kaybederim. Değiştiremezsin. Oynanmis tum bahisleri kaybederim. Dovusculeri son anda degistiremezsiniz. Bütün bahisleri kaybederim. Son anda dövüşçü değiştiremezsiniz. Bütün bahisleri kaybederim. Son anda dövüşçü değiştiremezsiniz. Bütün bahisleri kaybederim. Son anda dövüşçü değiştiremezsiniz. Bahisleri kaybederim. Değiştiremezsin. | Snatch-2 | 2000 | |
| So, no, I don't have my fight, do l, you fucking prat? | So, no, l don't have my fight, do l, you fucking prat? Yani, hayır, dövüş yok. var mı? seni lanet salak? Yani maç benim değil. Anladın mı, geri zekalı? Bu durumda, hayir, istedigim dovus olmayacak, oyle degil mi seni lanet olasica zirvaci. Yani, hayır, dövüş olmuyor. Değil mi seni amına koduğum? Yani, hayır, dövüş olmuyor. Değil mi seni amına koduğum? Yani, hayır, dövüş olmuyor. Değil mi seni amına koduğum? Yani maç benim değil. Anladın mı, geri zekalı? | Snatch-2 | 2000 | |
| This is the one place I didn't want to be.: | This is the one place I didn't want to be: İçinde bulunmayı hiç istemediğim bir noktadayım şu anda: Olmak istemediğim tek yerdi.: Iste icinde olmak istemedim bir durum; İçinde bulunmayı hiç istemediğim bir noktadayım şu anda... İçinde bulunmayı hiç istemediğim bir noktadayım şu anda... İçinde bulunmayı hiç istemediğim bir noktadayım şu anda... | Snatch-2 | 2000 | |
| And I shall be under it when it breaks. | And l shall be under it when it breaks. Ve o buz kırıldığında ben onun altında olacağım. Kırılınca ben altında olacağım. Ve buz kirilip dustunuzde altinizda ben bekliyor olacagim. Ve o buz kırıldığında ben onun altında olacağım. Ve o buz kırıldığında ben onun altında olacağım. Ve o buz kırıldığında ben onun altında olacağım. | Snatch-2 | 2000 | |
| I don't know. I'm not his mother. But I'm seeing him later. | l don't know. l'm not his mother. But l'm seeing him later. Bilmiyorum. Ben onun annesi değilim. Ama onu az sonra göreceğiz. Bilmiyorum. Annesi değilim. Onu sonra göreceğim ama. Nerden biliyim, annesi miyim. Ama onu daha sonra gorucem. Bilmiyorum. Ben onun annesi değilim. Ama onu az sonra göreceğim. Bilmiyorum. Ben onun annesi değilim. Ama onu az sonra göreceğim. Bilmiyorum. Ben onun annesi değilim. Ama onu az sonra göreceğim. Bilmiyorum. Annesi değilim. Onu sonra göreceğim ama. | Snatch-2 | 2000 | |
| Is there gambling involved? It's a boxing match, Avi. | ls there gambling involved? lt's a boxing match, Avi. Kumar da dahil mi? Bu bir boks maçı, Avi. Bu maçta kumar var mı? Bu bir boks maçı, Avi. Kumarla bir ilgisi var mi? Bu bir boks maci, Avi. İşin içinde kumar var mı? Bu bir boks maçı, Avi. İşin içinde kumar var mı? Bu bir boks maçı, Avi. İşin içinde kumar var mı? Bu bir boks maçı, Avi. | Snatch-2 | 2000 | |
| You're talking about Franky " I've got a problem with gambling" Four Fingers. | You're talking about Franky ''l've got a problem with gambling'' Four Fingers. Sen Franky 'Benim Kumar ile bir problemim var' dört parmak ile... Dört Parmak '' Kumarla başım dertte'' Franky'den söz ediyorsun. Kumar oynama sorunu olan dort parmakli Franky`den mi bahsediyorsun? Sen Dört Parmak 'Benim Kumar ile bir problemim var' Franky hakkında... Sen Dört Parmak 'Benim Kumar ile bir problemim var' Franky hakkında... Sen Dört Parmak 'Benim Kumar ile bir problemim var' Franky hakkında... | Snatch-2 | 2000 | |
| Avi, I'm not telepathic. | Avi, l'm not telepathic. ...konuşuyorsun. Avi, ben telepatik değilim. Telepatik değilim. Avi, benim telepatik guclerim yok. ...konuşuyorsun. Avi, ben telepatik değilim. ...konuşuyorsun. Avi, ben telepatik değilim. ...konuşuyorsun. Avi, ben telepatik değilim. Telepatik değilim. | Snatch-2 | 2000 | |
| You're plenty stupid, I'll give you that. | You're plenty stupid, l'll give you that. Sen çok salaksın. Sana onu vereceğim. Hakkını vereyim, çok aptalsın. Yeteri kadar salaksin, sana bu kadarini soyliyeyim. Sen çok salaksın. Sana bunu söyleyebilirim. Sen çok salaksın. Sana bunu söyleyebilirim. Sen çok salaksın. Sana bunu söyleyebilirim. Hakkını vereyim, çok aptalsın. | Snatch-2 | 2000 | |
| I have no idea. | l have no idea. Hiç bir fikrim yok. Hiç fikrim yok. Hicbir fikrim yok. Hiçbir fikrim yok. Hiçbir fikrim yok. Hiçbir fikrim yok. Hiç fikrim yok. | Snatch-2 | 2000 | |
| And I'm not talking about his fucking foreskin. | And l'm not talking about his fucking foreskin. Ve ben onun sünnet olmasından bahsetmiyorum. Sünnet etmeyi kastetmiyorum. Ve ben sunnet etmekten bahsetmiyorum. Ve ben onun sünnet olmasından bahsetmiyorum. Ve ben onun sünnet olmasından bahsetmiyorum. Ve ben onun sünnet olmasından bahsetmiyorum. | Snatch-2 | 2000 | |
| I'm sure he can pay. | l'm sure he can pay. Ödeyebileceğinden eminim. Eminim öder. Eminim odiyebilir. Ödeyebileceğinden eminim. Ödeyebileceğinden eminim. Ödeyebileceğinden eminim. Eminim öder. | Snatch-2 | 2000 | |
| Do you hear that? I'm coming to London! | Do you hear that? l'm coming to London! Duydunmu? Ben Londraya geliyorum! Duydun mu? Londra'ya geliyorum! Bunu duydun mu? Londra`ya geliyorum. Duydun mu, Doug ? Londraya geliyorum! Duydun mu, Doug ? Londraya geliyorum! Duydun mu, Doug ? Londraya geliyorum! Uçmuş mu bu? | Snatch-2 | 2000 | |
| I don't like leaving my own country... | l don't like leaving my own country... Ben kendi öz ülkemi terk etmeyi sevmem... Ülkemi terk etmeyi sevmem. Ulkemi terketmeyi sevmiyorum... Ben ülkemi terketmeyi sevmem... Ben ülkemi terketmeyi sevmem... Ben ülkemi terketmeyi sevmem... | Snatch-2 | 2000 | |
| I hope you can appreciate the concern I have for my friend Franky. | l hope you can appreciate the concern l have for my friend Franky. Umarım arkadaşım Franky konusundaki kuşkularımı takdir edersin. Dostum Franky için duyduğum kaygıyı anlayacağını umarım. Umarim arkadasim Franky icin olan endisemi anliyorsundur? Umarım arkadaşım Franky konusundaki kuşkularımı takdir edersin. Umarım arkadaşım Franky konusundaki kuşkularımı takdir edersin. Umarım arkadaşım Franky konusundaki kuşkularımı takdir edersin. Dostum Franky için duyduğum kaygıyı anlayacağını umarım. | Snatch-2 | 2000 | |
| I'll find him, and you'll help me find him. | l'll find him, and you'll help me find him. Onu bulacağım ve sen de bana bulmamda yardım edeceksin. Onu bulacağım. Yardımınla. Onu bulacagim, ve sen onu bulmama yardim edeceksin. Onu bulacağım ve sen de bana bulmamda yardım edeceksin. Onu bulacağım ve sen de bana bulmamda yardım edeceksin. Onu bulacağım ve sen de bana bulmamda yardım edeceksin. Onu bulacağım. Yardımınla. | Snatch-2 | 2000 | |
| How am I gonna get it out? | How am l gonna get it out? Onu ordan nasıl alacağım? Nasıl çıkaracağım? Bunu nasil disari cikarticaz? Onu ordan nasıl alacağım? Onu ordan nasıl alacağım? Onu ordan nasıl alacağım? Nasıl çıkaracağım? | Snatch-2 | 2000 | |
| It will probably cough it up. | lt will probably cough it up. Herhalde tükürür. Muhtemelen oksururken kendinden cikar. Muhtemelen öksürüp atacaktır. Muhtemelen öksürüp atacaktır. Muhtemelen öksürüp atacaktır. Herhalde tükürür. | Snatch-2 | 2000 | |
| I hope not. | l hope not. Umarım olmaz Umarım olur. Umarim olmaz. Umarım olmaz Umarım olmaz Umarım olmaz | Snatch-2 | 2000 | |
| Private night tonight, chaps. I'm well aware of that, my son. | Private night tonight, chaps. l'm well aware of that, my son. Bu gece özel gece,ahbap Bundan çok iyi haberdarım,oğlum. Beyler, bu gece özel. Çok iyi biliyorum. Bu gece ozel, beyler. Bunun farkindayim evladim. Bu gece özel gece,ahbap Bundan çok iyi haberdarım, oğlum. Bu gece özel gece,ahbap Bundan çok iyi haberdarım, oğlum. Bu gece özel gece,ahbap Bundan çok iyi haberdarım, oğlum. | Snatch-2 | 2000 | |
| Oh, really? I thought it was the front. | Oh, really? l thought it was the front. Oh, gerçektenmi? Ön taraf olduğunu zannetmiştim. Sahi mi? Ben ön giriş sanmıştım. Gercekten mi? Ben on kapi zannetmistim. Oh, gerçekten mi? Ben ön taraf olduğunu zannetmiştim. Oh, gerçekten mi? Ben ön taraf olduğunu zannetmiştim. Oh, gerçekten mi? Ben ön taraf olduğunu zannetmiştim. | Snatch-2 | 2000 | |
| I'm not looking for Vegas or for legal. | l'm not looking for Vegas or for legal. Ben Vegas veya legal aramıyorum. Vegas ya da yasal aramıyorum. Vegas olmasi ya da yasal olmasi umrumda degil. Ben Vegas veya legal aramıyorum. Ben Vegas veya legal aramıyorum. Ben Vegas veya legal aramıyorum. Vegas ya da yasal aramıyorum. | Snatch-2 | 2000 | |
| I'm looking for Franky. | l'm looking for Franky. Ben Franky i arıyorum. Franky'yi arıyorum. Ben Franky`i ariyorum. Ben koduğumun Franky'sini arıyorum. Ben koduğumun Franky'sini arıyorum. Ben koduğumun Franky'sini arıyorum. Franky'yi arıyorum. | Snatch-2 | 2000 | |
| I know that, and he said he's gonna be here. | l know that, and he said he's gonna be here. Biliyorum, burada olacağını söyledi. Biliyorum. Buraya geleceğini söylemişti. Biliyorum, burda olacagini soyledi. Biliyorum, burada olacağını söyledi. Biliyorum, burada olacağını söyledi. Biliyorum, burada olacağını söyledi. Biliyorum. Buraya geleceğini söylemişti. | Snatch-2 | 2000 |