Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 150693
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| or i have a bigger problem than i thought. | Ya da sandığımdan daha büyük bir problemim var demektir. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| your message sounded urgent. | Mesajın acildi. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i thought you were past your kleptomania stage, dad, | Hırsızlık aşamasını aştığımızı sanıyordum baba, | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| but i guess old habits die hard. | Ama eski alışkanlıklar zor ölüyor. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| if you are accusing me of some sort of thievery, i assure you, son, | Eğer beni bir çeşit hırsızlıkla suçluyorsan oğlum, seni temin ederim, | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i have no interest in your little baubles and trinkets. | ...senin ıvır zıvırınla hiç ilgilenmiyorum. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| you sure seemed interested in what used to be in my warehouse. | Depomdaki şeyle gerçekten ilgiliydin ama. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| what'd you do... pay off my security, bribe my scientists ? | Ne yaptın... Güvenliğime para mı ödedin, bilim adamlarıma rüşvet mi verdin? | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| you're telling me you misplaced your most prized possession ? | En değerli eşyanı kaybettiğini mi söylüyorsun yoksa? | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| oh, lex. lex, how many times have i told you ? | Lex, Lex. Sana daha ne kadar söyleyeceğim? | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| if you don't keep a watchful eye on the things you value, one day they will disappear. | Değer verdiğin şeyleri gözetmezsen, bir gün kaybolurlar. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i want it back now ! | Onu derhal geri istiyorum! | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i wish i could oblige, but, sadly, i had nothing to do with this unfortunate heist. | Keşke yapabilseydim, ama talihsiz soygunla bir ilgim yok. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i don't know what happened to you in that meteor shower, dad, | Sana o meteor yağmurunda ne oldu bilmiyorum baba | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| but i think you're more connected to what was in that warehouse than i ever realized. | ama sanırım sen o depodaki şeye hayal edebileceğimden daha çok bağlısın. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| please be careful, lex. you're a fragile man. i | Lütfen dikkat et, Lex. Sen hassas bir adamsın. Ben | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i don't want to see you shattered again by your delusions... | Hayaller görmeni istemem tekrar... | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| tell me you've managed to dig up at least a speck of dirt on lex. | Lex hakkında en azından biraz pislik bulabildiğini söyle bana. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i'll take an unpaid parking ticket at this point. | Bu noktada ödenmemiş bir park cezasını bile kabul ederim. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i told you, lois, lex keeps his dirty laundry in a cast iron hamper. | Sana söyledim, Lois, Lex kirli çamaşırlarını demir kasada saklıyor. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| look, i might have done this at first because of pride, but as i started thinking about it, i started to worry, | Bak önce buna gurur meselesi olarak başladım, ama düşündükçe endişeleniyorum. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| "what would lex luthor do with the power of public office ?" | Lex devlet gücüyle neler yapmaz? | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| you know, before we know it, he's gonna try to rule the world. | Daha biz anlayamadan dünyayı yönetmeye çalışır. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| well, if you're that worried about it, why don't you do something ? | Eğer endişeliysen neden bir şeyler yapmıyorsun? | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i plan to, but the one thing i plan on not doing is poking around inside his warehouses. | Planlıyorum, ama planlamadığım tek şey gidip depolarına göz gezdirmekti. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i can't believe after that whole "charlie's angels" escapade, all you found in there was a bunch of fertilizer. | O kadar Charlie'nin melekleri olayından sonra, tek bulduğunun gübre olduğuna inanamıyorum | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| it wasn't a complete waste of time. | Tamamen boşa değildi. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| no ? what did we manage to do besides put a scratch on my brand new car ? | Öyle mi? Yeni arabamı çizdirmekten başka ne başardık? | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| you got to experience the chills and thrills of journalism. | Gazeteciliğin heyecanını tecrübe etmiş oldun. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| thanks, but no thanks. | Sağol ama almıyim. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i don't know how you do it, chasing story after story that only leads to dead ends. | Nasıl yaptığını bilmiyorum, hikaye kovalayıp duruyorsun hepsi çıkmaza gidiyor. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i'd never be able to let go. | Ben asla dayanamazdım. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| that's usually how it starts. | Zaten öyle başlar. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i know how hard all this has been on you. how you holding up ? | Senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Nasılsın? | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i just don't know how i could be so gullible. | Nasıl bu kadar saf olabildim, hiç bilmiyorum. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i believed everything he said. | Söylediği her şeye inandım. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i would've done the same thing, son. you were trying to save your mother. | Ben de aynı şeyi yapardım, oğlum. Anneni kurtarmaya çalışıyordun. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| luckily she's safe now. i | Şanslıyız ki şimdi güvende. ben | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i think the best thing we can do is put all this behind us and move on with our lives, don't you ? | Bence bütün bunları geride bırakıp hayatımıza devam etmeliyiz, değil mi? | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| i'm not so sure. | Ben o kadar emin değilim. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| jor el's warning is still out there. | Jor el'in uyarısı hala orda bir yerde. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| your mother's virus was caused by fine, not by jor el. | Annenin virüsünü Fine yaptı, Jor El değil. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| he hasn't done anything yet and... | Henüz bir şey yapmadı ve... | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| for all we know, he might never do anything. | Bütün bildiğimiz, hiçbir şey yapmayadabilir. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| dad, we both know that jor el's not the type to just let things go. | Baba, ikimiz de Jor El'in kolayca vazgeçen biri olmadığını biliyoruz. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| clark, when it comes down to it, | Clark oraya gelirsek, | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| none of us are gonna be around forever. | Hiçbirimiz sonsuza dek yaşayamayacağız. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| now, we can't dwell on that. i think the trick is to just live your life to its fullest, | Şimdi buna bağlı kalamayız. Bence işin sırrı hayatını dolu dolu yaşamak, | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| make sure you spend as much time as you possibly can... | sevdiğin insanlarla elinden geldiğince çok zaman... | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| with the people you love. | geçirmek. | Smallville Solitude-1 | 2005 | |
| what are you doing in metropolis ? | Metropolis'te ne yapıyorsun böyle? | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| i had to pick up some tractor parts for my dad, and i got your text message, so | Babam için birkaç traktör parçası almak zorunda kaldım, sonra cep mesajını aldım | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| i brought you some brain food. | Sana biraz zeka açıcı yiyecek getirdim. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| i don't remember texting you. | Sana mesaj çektiğimi hatırlamıyorum. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| is that chow mein ? | Bu Chow Mein mi? | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| what were you working on ? | Ne üzerinde çalışıyordun? | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| oh, just some astronomy homework, you know... | Sadece biraz astronomi ödevi bilirsin işte... | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| numbers and equations and things that i don't really understand yet, but i'm starting to. | sayılar ve hesaplar, yani henüz anlamadığım şeyler, ama anlamaya başlıyorum. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| chow mein. | Chow Mein. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| oh, this was, uh... this was at your door. | Bu... bu kapıdaydı. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| oh, that's weird. | Bu tuhaf. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| let's open it. | Hadi açalım. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| "given your new major, i thought you might find this interesting... lex." | "Yeni bölümünü düşünürsek, bunu ilginç bulacağını tahmin ettim...Lex." | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| lex is sending you gifts ? | Lex sana hediye mi gönderiyor? | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| just a scratch. | Sadece bir kesik. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| it's a meteor rock, | Bir Meteor Taşı, | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| but i haven't seen one like this before. | ama daha önce böyle bir tane görmemiştim. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| i gotta go. my dad's probably waiting for those parts. | Gitmeliyim. Babam muhtemelen o parçaları bekliyordur. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| and bye. | Ve güle güle. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| has my deodorant gone south ? why is he in such a hurry to bail ? | Deoderantım mı çok kötü? Neden kaçmaya bu kadar hevesliydi? | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| i have no idea. | Hiç bilmiyorum. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| i guess clark's just not into geology. | Sanırım Clark jeolojiyi pek sevmiyor. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| what the hell's wrong with you ?! | Senin sorunun ne?! | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| clark, i know who you are. | Clark, kim olduğunu biliyorum. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| "Splinter" | :Bölüm Adı: "Kıymık Tanesi" | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| it's bad enough he owns half the state of kansas. now he wants to | Kansas'ın yarısına sahip olması yetmiyormuş gibi, şimdi de | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| tell us what we need to do with our lives. | bize yaşamlarımızla ne yapmamız gerektiğini söyleyecek. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| i know senator jennings asked you to run after he had to step down, | Senatör Jennings o çekildikten sonra seçime girmeni istediğini biliyorum | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| but i'm not gonna let you risk your health. | Ama hayatını riske atmana izin vermeyeceğim. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| sweetheart, i feel fine. i really do. i'm fine. | Tatlım, ben iyiyim. Gerçekten ben iyiyim. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| the election is in january. | Seçim ocakta. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| putting together a campaign in that amount of time... who knows what the stress could do to your heart ? | O kadar zamanda bir kampanya ortaya sürmek... Stresin kalbine ne yapacağını kim bilebilir? | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| what about watching lex luthor get sworn in as state senator ? that kind of stress could kill me. | Lex Luthor'un eyalet senatörü olmak için yeminini izlemek ne olacak? Asıl öyle bir stres beni öldürür. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| if you run, every reporter in kansas will be digging into our lives. | Eğer seçime girersen, Kansas'taki bütün muhabirler hayatlarımızı eşeleyecekler. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| what if somebody finds out about clark's secret ? | Ya birisi Clark'ın sırrını öğrenirse? | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| i think someone already has. | Sanırım biri çoktan öğrendi. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| clark, what happened ? | Clark, neler oldu? | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| someone ran me off the road on my way back from metropolis. | Metropolis'ten dönerken biri beni yolun dışına çıkardı. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| did you see who it was ? | Kim olduğunu gördün mü? | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| no. by the time i got back to the road, they were already gone. | Hayır. Yola döndüğümde çoktan gitmişlerdi. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| then i got a phone call, and a weird voice said, "i know who you are." | Sonra telefonum çaldı, ve garip bir ses "Kim olduğunu biliyorum." dedi. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| look, clark, | Bak Clark, | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| i think the best thing you can do is just stick to your normal routine. | Sanırım yapabileceğin en iyi şey normal rutin işlerine bağlı kalman. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| don't do anything unusual. | Olağandışı bir şey yapma. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| if these people are trying to expose you, then they're gonna be watching everything you do. | Bu insanlar seni açığa çıkarmak istiyorlarsa, o zaman yaptığın her şeyi izliyor olacaklar. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| let's not give them anything to gawk at. | Şaşkın şaşkın bakacakları bir şey vermeliyim ellerine. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| brutus and caesar. | Brütüs ve Sezar. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| jesus and judas. | İsa ve Yahuda. | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| they all started out as best friends. what happened ? | Hepsi en iyi dostlar olarak başladılar. Neler oldu? | Smallville Splinter-1 | 2005 | |
| well, if history teaches us one thing, | Eğer tarih bize bir şey öğrettiyse, | Smallville Splinter-1 | 2005 |