Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 145925
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Stop it, Gianni! | Kes şunu Gianni. Nedir bu evraklar? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Receipts for what I've sold | Sattığım şeylerin makbuzları. Sık sık paraya ihtiyacım oluyor. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I can't live on the pittance Gilardini doles out | Gilardini'nin verdiği az miktarda parayla geçinemem. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Hasn't Sandra told you? | Sandra sana anlatmadı mı? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I've chosen a difficult calling | Bir meslek seçmem çok zor oldu. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
She said you have many interests | Sandra birçok şeye ilgin olduğunu söyledi. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Meaning none. True, I used to be like that | Yani hiçbir şeye. Doğru, eskiden öyleydim. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Then I started writing for certain papers | Sonra biraz yazmaya başladım. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Oh, trivial society stuff not serious | Toplum hakkında sıradan yazılar, ciddiye alınacak şeyler değil. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
But I made a discovery I love to write | Ama bir şeyi fark ettim. Yazmayı sevdiğimi. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
So I started a novel | Böylece bir romana başladım. Editörüm çok beğendi. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Story of my adolescence | Hikâye ergenlik yıllarım hakkında. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
See, she never had any faith in her brother | Görüyor musun, kardeşine asla inanmaz. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Wait till I'm rich and famous | Zengin ve meşhur olduğum zaman görürsün. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
But unfortunately that day's far off | Ama maalesef o günler çok uzakta. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
So, when I'm broke... | Bu yüzden, parasız kaldığım zaman buraya geliyorum. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Silver missing, fewer pictures | Eksilen gümüşleri, giden tabloları. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
All this belongs to Sandra and me, you know | Bütün bu eşyalar Sandra ve bana ait. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I admit I have no right, but I owe a lot | Bunu yapmaya hakkım yok biliyorum, ama çok borcum var. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I'll pay you back, Sandra. With interest | Borcumu ödeyeceğim Sandra. Hem de faiziyle. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I think you did right | Bence doğru olanı yapmışsın. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Does Gilardini know about this? | Gilardini bunları biliyor mu? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Of course. He thinks you do too | Elbette. Senin de öyle yaptığını sanıyor. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Why didn't you tell me about it? | Neden bana bunları söylemedin? Seni endişelendirmek istemedim. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Tell me why I should live like a pauper | Neden her paraya ihtiyacı olduğunda... | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
run down to mother's place every time I need money? | ...annesinin evine koşan bir fukara gibi yaşayayım ki? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
We must decide, Sandra | Bir karar vermeliyiz Sandra. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Tomorrow our garden becomes a park dedicated to father's memory | Yarın bahçemiz babamızın anısına bir parka dönüşecek. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
So at least someone will enjoy it | Bu en azından birilerini memnun edecek. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
But what about the house? | Peki ya ev ne olacak? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Is it to crumble away? We can't afford another such gift | Harap olup gidecek mi? Başka bir bağış yapmaya gücümüz yetmez. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Let's sell the furnishings and rent if selling upsets you | Eğer evi satmak seni üzüyorsa, eşyaları satalım ve evi kiraya verelim. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Have you a serious proposal? | Aklında bir şey mi var? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Just that... I want your consent | Sadece bu. Senin de razı olmanı istiyorum. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Sandra, wait, Sandra... | Sandra, dur. Sandra... | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
You're angry | Çok kızgınsın. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
If I've done anything to annoy you, | Canını sıkacak bir şey yaptıysam, lütfen bağışla beni. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I don't like you undressing in front of me | Karşımda üstsüz dolaşmandan hoşlanmıyorum. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Quite correct, Sandra | Anlaşıldı Sandra. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I beg your pardon... excuse me | Çok özür dilerim. Affedersin. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
one moment. | Bir dakika izin verin. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Aren't you going to offer a drink? | Bir şeyler içmeye davet etmeyecek misin? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
There's nothing in the house | Evde hiçbir şey yok. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
That's like Forsca. Never thinks of it | Her zamanki Forsca. Bu tür şeyleri hiç düşünmez. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
We'll go for supplies and drop in at the bar | Gidip bir şeyler alalım, bara da uğrarız. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Been there? | Daha önce gittin mi? Henüz hiçbir yere gitmedim. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
She wants to keep you shut up. But you rebel, don't you? | Seni kapalı kapılar ardında tutmak istiyor. Ama sen bir asisin, öyle değil mi? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
How stupid you talk, Gianni | Aptal aptal konuşma Gianni. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Get out, both of you | Siz ikiniz gidin. Ben burada kalmak istiyorum. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
and get some rest | Biraz dinleneceğim. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Then we'll all stay | O zaman biz de gitmeyelim. Hayır, lütfen git. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
and I'll go to bed | Ben yatacağım. Böyle yapma. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
We've a thousand things to talk over, | Konuşacağımız binlerce şey var. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
and you want to sleep! | Ama sen uyumak istiyorsun. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
The thousand things will keep till morning, when I'm rested, calm | O binlerce şey sabaha kadar bekleyebilir. Dinlenince daha sakin olurum. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Please order wine when you're out | Lütfen içecek bir şeyler almayı unutmayın. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
And try to come in quietly | Ses çıkarmamaya çalışın. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I might wake you | Seni uyandırabilirim. Hayır, beni rahatsız etme. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I'll sleep in my old bed | Eski yatağımda yatacağım. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I don't like the guest room | Misafir odasından hoşlanmıyorum. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Over the centuries, landslides have been burying | Yüzyıllar boyunca, heyelanlar bu antik şehri... | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
this ancient town | ...toprağın altına gömdü. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
All attempts to prevent them have proved futile | Tüm önleme girişimleri sonuçsuz kaldı. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Over there stands San Giusto | Şurası San Giusto. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Volterra is the only town I know condemned to die of disease... | Volterra ölüm hastalığıyla lanetlenmiş bildiğim tek yer. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
like most human beings | Tıpkı çoğu insanın olduğu gibi. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
No! Be careful | Hayır. Dikkatli ol. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Slides occur even down here | Burada bile kayma olabilir. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
This is Camaldoli Abbey | Bu Camaldoli Manastırı. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
The monks had to leave for fear of being buried alive | Keşişler diri diri toprağa gömülme korkusundan kurtulmak zorundaydılar. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Here's the church of San Giusto 16th Century at its best | İşte San Giusto Kilisesi. 16. yüzyılın en güzel eseri. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Excuse me. | Affedersin. Şehriniz muhteşem, sen de harika bir rehbersin... | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Do you know I'm very much in love with your sister? | Kız kardeşini çok sevdiğimi biliyorsun, değil mi? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
She has spoken of you and the family | Bana senden ve ailenizden bahsetti. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
For me, however, Sandra was born when we met in Geneva | Benim için, nasıl olduysa, Sandra Cenova'da tanıştığımız zaman doğdu. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
She had a job as interpreter where I worked | Çalıştığım yerde tercüman olarak çalışıyordu. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Was she good? | İşinde iyi miydi? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
She showed great courage | Auschwitz'i araştırdığımız süre boyunca... | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
during our investigation of Auschwitz | ...büyük cesaret gösterdi. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Particularly with survivors who had been imprisoned with your father | Özellikle babanla birlikte hapsedilmiş, katliamdan sağ çıkanlarla birlikteyken. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Before we started the inquiry I thought I knew everything about your sister... | Araştırmaya başlamadan önce kardeşin hakkında her şeyi bildiğimi sanıyordum. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
but during this inquiry about a man | Ama bu araştırma süresince karşımıza çıkan bir adam her şeyi değiştirdi. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
a stranger to me and also practically to his own daughter... | Benim için yabancı olan biri, aynı zamanda kendi kızı için de öyle olan biri. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I came to realize I didn't know Sandra at all | Sandra hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Have you been in love? | Hiç âşık oldun mu? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
It happens | İnsanın başına geliyor. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Then you too have felt this sudden curiosity... | O zaman sen de bu ani meraka kapılmış olmalısın. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
this desire to know all about a loved one | Bu sevdiğin kadın hakkında her şeyi öğrenme arzusuna. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
It's a curiosity that doesn't last | Bu merak hiçbir zaman bitmez. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
One loves a woman for what she is, | Bir erkek bir kadını olduğu gibi sever. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
not for what she was or will be | Eskiden ne olduğunu ya da gelecekte ne olacağını düşünerek değil. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I used to think that too, but not now | Ben de eskiden öyle düşünürdüm, ama şu anda öyle düşünmüyorum. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Tell me about your sister | Bana kardeşinden bahset. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Her life here | Buradaki hayatından. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
Her first love | İlk aşkından mı... | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
or loves? | ...yoksa tüm aşklarından mı? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I wouldn't dream of asking that | Bunu öğrenmek için sormadım. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
What then? | Ne öğrenmek istiyorsun peki? | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I want to know about her life here | Buradaki hayatını öğrenmek istiyorum. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |
I'm a foreigner. Everything is so different in my country | Buralara yabancıyım. Benim ülkemdeki her şey buradakinden çok farklı. | Sandra-1 | 1965 | ![]() |