Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 13928
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Yeah, you could be rich. Yeah, rich enough to stop drinking | Zengin olabilirsin. Evet, burada verdikleri ucuz ve adi... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
the rotgut swill they serve here. | ...içkileri içmeyi bırakacak kadar zengin. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Hey, Josie. | Josie. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
About that long running Nelson Murdock tab... | Şu uzun soluklu Nelson Murdock adisyonu var ya... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, yeah, I'll add it on. No. | Evet, evet ona eklerim. Hayır. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
We're, uh... we're gonna settle up. | O hesabı kapatacağız. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Close us out, Josie. We're done here. | Hesabımızı kapat Josie. Buradaki işimiz bitti. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Karen Page, what the hell are you still doing here? | Karen Page, hâlâ burada ne işin var? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
It's Christmas Eve. | Noel arifesindeyiz. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Shouldn't you be home celebrating with all that family that you... | Diğer herkes gibi evde katlanamadığı ailesiyle birlikte olup... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
can't stand, like everybody else? | ...kutlama yapman gerekmez miydi? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Oh, no, I'm sorry. I must be projecting. | Olamaz, üzgünüm. Kendimi belli ettim galiba. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
can't seem to stop staring at a blank screen. | ...boş ekrana bakmayı bırakamamış gibi görünüyorum. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Writer's block. Mmm. | Yazar bloğu. İlacı bu. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Scotch. That helps you write? | Viski. Yazmana bu mu yardım ediyor? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
No, it just... helps me not care so much. | Hayır, o sadece... çok fazla takmamama yardımcı oluyor. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, well, that's definitely my problem. | Evet, benim sorunum da bu. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I care, probably too much, about all of it. | Herhalde her şeyi çok fazla umursuyorum. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I don't even know if I should start with... | Rehine kriziyle mi yoksa Frank'le mi... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
the hostage crisis, or Frank, or vigilante justice | ...yoksa suçlu adaletinden mi başlasam bilmiyorum... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
That's just... that's just garbage. | Bunlar sadece çöpten ibaret. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Well, it's news. No, it's not. | Bunlar haber ama. Hayır, değiller. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Not anymore. I mean, all the facts about that have been reported already. | Artık değiller. Yani tüm bunlar hakkındaki... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
If you... if you really wanna torture yourself this holiday, | Eğer gerçekten bu tatil zamanında kendine işkence etmek istiyorsan... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
go ahead, be my guest. | ...gel de misafirim ol. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
But at least write something new. | Fakat en azından yeni bir şeyler yaz. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Something different. | Değişik bir şeyler. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Something that only you can write. Right. Which... | Sadece senin yazabileceğin bir şeyler. Tabii. Peki ne olabilir? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
The truth. | Gerçekler. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Your truth, Karen. | Senin gerçeklerin Karen. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
All of it. Everything that you've been through. | Hepsi. Yaşadığın her şey. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Don't pull any punches. | Belki de hep böyle olacaktır. Sakın lafını esirgeme. Burası New York. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Prove 'em wrong. Tell them something they don't know. | Onlara yanıldıklarını kanıtla. Onlara bilmedikleri bir şey anlat. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Hell, I'd read the shit out of that. | Ben olsam böyle bir şey okurdum. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Happy Hanukkah. | Hanuka bayramın kutlu olsun. Evet. Yakalamayı sen yap. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I'll expect 2,000 words in my inbox before Santa shows up. | Noel Baba gelmeden e postamda 2000 kelimelik bir yazı istiyorum. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
"What is it, to be a hero? | "Kahraman olmak nasıl bir şeydir? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Look in the mirror and you'll know." | Aynaya bakarsanız anlarsınız." | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
"Look into your own eyes and tell me you are not heroic, | "Kendi gözlerinize bakıp bana kahraman olmadığınızı söyleyin... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
that you have not endured, or suffered... | ...sebat etmediğinizi ya da acı çekmediğinizi... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
or lost the things you care about most. | ...ya da en çok değer verdiğiniz şeyleri kaybetmediğinizi söyleyin. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
And yet, here you are... | Hâl böyleyken, yine buradasınızdır... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
a survivor of Hell's Kitchen... | ...en hareketli yer olarak bilinen... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
the hottest place anyone's ever known. | ...Hell's Kitchen'da sağ kalanlardan biri. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
A place where cowards don't last long. | Korkakların yaşayamadıkları bir yer. O yüzden bir kahraman olmalısınız. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Some more than others, but none of us alone. | Bazılarımız diğerlerinden biraz daha fazla fakat hiçbirimiz yalnız değiliz. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Some bloody their fists trying to keep the Kitchen safe. | Bazıları yumruklarını kana bulayıp Kitchen'ı güvende tutmaya çalışır. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Others bloody the streets in the hope they can stop the tide, | Bazıları da akıntıyı durdururum umuduyla sokakları kana bular... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
the crime, the cruelty... | ...suçu, zulmü... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
the disregard for human life all around them. | ...insan yaşamına olan umursamazlıkları etraflarını sarmıştır. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
But this is Hell's Kitchen. | Fakat burası Hell's Kitchen. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Angel or devil, rich or poor, young or old, you live here. | İster melek ya da şeytan, zengin ya da fakir, genç ya da yaşlı olun, burada yaşıyorsunuz. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
You didn't choose this town. It chose you. | Bu şehri siz seçmediniz. O sizi seçti. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Because a hero isn't someone who lives above us, keeping us safe. | Çünkü kahramanlar kendini insanlardan üstün görerek yaşamazlar, bizi güvende tutarlar. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
A hero is not a god or an idea. | Kahramanlar, ne bir tanrı ne de bir fikirlerdir. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
A hero lives here... | Kahramanlar burada yaşar... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
on the street, among us, with us. | Bitti! Buna yoğunlaş bakalım. ...sokakta, aramızda ve bizimledirler. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Always here but rarely recognized. | Her zaman burada fakat çok az tanınır. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Look in the mirror and see yourself for what you truly are. | Aynaya bakın ve aslında ne olduğunuzu görün. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
You're a New Yorker. | Siz New York'lusunuz. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
You're a hero. | Bir kahramansınız. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
This is your Hell's Kitchen. | Burası sizin Hell's Kitchen'ınınız. Evinize hoş geldiniz." | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Thanks for meeting me. | Geldiğin için teşekkürler. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
What am I doing here, Matt? | Burada ne işim var Matt? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I, uh... I have something. | Elimde bir şey var. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
No, I don't want it. I have something... | Hayır, istemiyorum. Elimde görmeni istediğim... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
that I need you to see. | ...bir şey var. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I'm Daredevil. | Ben Daredevil'im. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
and this could go on all night. All right. | Bunu bütün gece sürdürebiliriz. Tamam. Bu bütün gece sürebilir. Aynen öyle. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
And it ain't gonna get any easier. | Ve gittikçe kolaylaşmaya başlamayacak. Acın da azalmayacak. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
No, it's not. Besides, you don't want to find out | Hayır, kolaylaşmayacak. Hem bavulun içinde ne olduğunu... Hayır, azalmayacak. Ayrıca, çantanın içinde... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
what's in the suitcase. | ...öğrenmek bile istemezsin. ...ne olduğunu öğrenmek istemezsin. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
He ain't talking, mr. Franzine. | Konuşmuyor, Bay Franzine. Konuşmuyor, Bay Franzine. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Whoever put you up to this isn't worth it. | Seni buraya kim koyduysa bunlara değmez. Bunu sana kim yaptırıyorsa, inan bana değmez. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You've done your job. You can leave right now. | Sen işini yaptın. Hemen şimdi gidebilirsin. Görevini yaptın. Hemen şimdi çıkıp gidebilirsin. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Just tell me who you really are. 1 | Sadece bana kim olduğunu söyle. 1 Sadece bana gerçekten kim olduğunu söyle yeter. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Cop? Fed? | Polis mi? Federal ajan mı? Polis misin? Federal ajan mısın? 1 | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You better tell him. | Ona söylesen iyi edersin. Söylesen iyi edersin. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Tell him. | Söyle ona. Söyle ona. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
he's done. | İşi bitti. Adam bitti. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Dean... | Dean... Dean... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Get rid of him. | Kurtul ondan. ...kurtul şundan. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
We leave in the morning. | Sabah gidiyoruz. Sabah gideceğiz. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You guys are doing nothing for the stereotype. | Klişe olmamak için hiçbir şey yapmıyorsunuz. Yaptıklarınız hiç stereotipe uymuyor. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
This better be good. I haven't seen 7:00 a.m. Since 1992. | Önemli olsa iyi olur. 1992'den beri saat 7.00'de kalkmadım. Önemli olsa iyi olur, 1992'den beri hiç sabah 7'de kalkmamıştım. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Sorry, lieutenant shaw. | Üzgünüm, Teğmen Shaw. Üzgünüm, Teğmen Shaw. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Captain maynard told us to To wait for you. | Yüzbaşı Maynard sizi beklememizi söyledi. Başkomiser Maynard, sizi beklememizi söyledi. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
badly beaten and abandoned on the side of the road. | Kötü bir şekilde dövülmüş ve yol kenarına atılmış. ...fena halde dövülüp yolun kenarına bırakılmış. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
He had electrical burns on the skin. It looked like he'd been tortured. | Derisinde elektrikten kaynaklanan yanıklar var. İşkence yapılmışa benziyor. Derisinde elektrik yanıkları var. Görünüşe göre işkence yapılmış. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
How did you find him? | Onu nasıl buldunuz? Adamı nasıl buldunuz? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Blind luck, really. | Kör şansı, aslında. Tamamiyle şansa. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
We were running late at the end of our shift, | Nöbetimizin sonuna geliyordu,... Vardiyamızın sonuna gelmiştik... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
so we cut across mission street access road. | ...biz de geçiş sokağına çıktık. ...Mission caddesi Access yolundan geçiyorduk... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
There he was. | İşte oradaydı. ...ve işte oradaydı. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
All right. I'll get back to you. | Tamam. Tekrar arayacağım. Pekala, sana geri döneceğim. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Lieutenant shaw. | Teğmen Shaw. Teğmen Shaw. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What can I do for the federal bureau of intimidation? | Federal Göz Korkutma Bürosu için ne yapabilirim? Federal Göz Korkutma Bürosu için ne yapabilirim? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
That obvious, huh? | O kadar açık, öyle mi? O kadar belli oluyor mu? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Painfully so. | Acı derecede. Korkarım evet. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Special agent hollis, special agent boyle. | Özel Ajan Hollis, Özel Ajan Boyle. Özel Ajan Hollis, Özel Ajan Boyle. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |