Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20057
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Thought it might help | Dün geceden sonra bir şeyler atıştırmanın... Sizin hayatınızda özel biri var mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
to have some comfort food after last night. | ...iyi hissettirebileceğini düşündüm. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Look, I appreciate it. | Bak minnettarım ama... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But nothing puts off my appetite quite like being murdered. | ...öldürülmek kadar iştahımı kaçıran bir şey yok. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You know, I I I don't mean to minimize your death, | Ölümünü azımsamak istemem ama... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but as far as being stabbed, | ...bıçaklanıp sırtının kırıldığını... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
breaking your back, | ...ve sırrının ortaya çıkmasına ramak kaldığını sayarsak... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
well, I'd say the situation ended relatively well. | ...durumun nispeten iyi sonlandığını söylemeliyim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'll be sure to write Adam a very nice thank you note. | Adam'a güzel bir teşekkür notu yazacağım kesin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You know, the way he did it... | Biliyor musun, adam boğazımı keserken öldürüş şekli... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
it was so cold, so callous. | ...o kadar soğuk kanlı, o kadar duygusuzdu ki. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, well, in his defense, he had to act quickly. | Evet ama elini çabuk tutması gerekiyordu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I mean surgically. | Cerrahi olarak yani. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Of course, it proves that he does really | Tabii ki, bu seninle alâkalı durumu bildiğinin kanıtı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He knows everything about me, | O benim hakkımda her şeyi biliyordu... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
which means he knows about you. | ...bu da demek oluyor ki seni de biliyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, so? So what if he does? | Yani? Biliyorsa ne olmuş? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Only means he knows | Ancak herkes gibi... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
that I'm a regular schnook like everyone else. | ...sıradan gerzek biri olduğumu bilebilir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, please, Abe. | Lütfen Abe. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I've seen what this man is capable of. Now, listen. | O herifin neler yapabildiğini gördüm. Şimdi, dinle. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
There's no sense in worrying about me, all right? | Benim için endişelenmeyi bırak tamam mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Not me. | Benim için değil. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Besides, I have, um, scarier people to see today. | Ayrıca bugün göreceğim daha korkutucu insanlar var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Such as? | Kim mesela? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm off to see the Frenchman at the hospital. | Frenchman'nı hastanede ziyarete gideceğim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I owe her an apology. | Ona bir özür borçluyum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
If I'm not back by tomorrow... | Eğer yarına kadar dönmezsem, polisi ara. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Kid spends all day reading about psychos, | Çocuk tüm gününü psikopatları okuyarak geçiriyor... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
had no clue his own father was a murderer. | ...ama babasının bir piskopat olduğundan haberi bile yoktu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We should have seen this all sooner. | Bütün bunları daha erken farketmeliydik. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Mark Bentley was standing right here in the station. | Mark Bentley burada dikiliyordu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
If we'd have figured it out then, he may still be alive. | Olayı çözmüş olsaydık, hâlâ hayatta olabilirdi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Regardless of how it happened, | Ne olursa olsun hatırlaman gereken şey artık katilin durdurulduğu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
How you holding up? | Nasıl tutunuyorsun? Bir can almak iz bırakır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
no matter how strong you are, | Ne kadar güçlü olursan ol birine içini dökmek her zaman için iyi bir fikirdir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Lieutenant, I I'm fine. | Teğmen. Ben iyiyim. Gerçekten. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We may never understand those who kill so easily | Gösteriş için, bu kadar kolay öldürenleri asla anlayamayız. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But perhaps that's why we're so fascinated with them. | Ama belki de onlara hayran kalmamızın nedeni budur. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We read about their exploits out of curiosity. | Merakımızdan serüvenlerini okuruz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Our fascination with the macabre | Ölüme duyduğumuz hayranlık, her şeyi gerçek dışı kılar. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But the truth is that everyone has the capacity to kill. | Ama gerçek şu ki öldürmek için herkesin kapasitesi vardır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The real question is, | Asıl soru şudur sonrasında bununla yaşarız? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hey, I'll take a double whiskey, whatever's well. | Duble viski alayım, hangisi olursa olsun. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No, you will not. | Hayır, almıyorsun. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Life's too short to waste on cheap alcohol. | Hayat ucuz içki ile harcanmayacak kadar kısa. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Macallan 25, please. My treat. | Macallan yirmi beş lütfen. Ben ısmarlıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Is that your way of apologizing? | Bu bir tür özür mü? Haklıydın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Investigating behind your back was a poor decision on my part, | Arkandan soruşturma yürütmek kötü bir karardı... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I could have jeopardized the case. | ...davayı tehlilkeye attım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's not only that, Henry. You could have been killed. | Sadece o değil, Henry. Öldürülebilirdin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
If you had gotten cornered by Mark Bentley the way I was, | Benim gibi Mark Bentley tarafından köşeye sıkışsaydın büyük ihtimal... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
he could have seriously hurt you. | ...sana ciddi bir şekilde zarar verebilirdi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I mean, it's not like I... | Yani, benim başka seçeneğim yoktu değil mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You've never done that before, have you? | Daha önce yapmamıştın öyle değil mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Taken a person's life? | Bir insanın canını almak. Ama bu işimin bir parçası. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It is, and you do your job very well. | Öye ve işini gayet iyi yapıyorsun. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm glad you're feeling so awful. | Bu kadar kötü olmana sevindim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You know, Henry, you are not the best drinking buddy. | Henry, sen kesinlikle en iyi içme partneri değilsin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The day that killing another person doesn't affect you, | Günün birinde başka birini öldürdüğünde etkilenmiyorsan... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
that's when you've got real problems. | ...işte o zaman gerçek bir sorunun var demektir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm glad to see you're evolving. | Gelişmekte olduğunu gördüğüme sevindim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
How so? | Nasıl yani? Titriyorsun. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Welcome to the modern age, Henry. | Modern çağa hoş geldin, Henry. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Should I be looking over my shoulder? | Arkama bakmam gerekiyor mu? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You sound paranoid, Henry. | Paranoyaklaşmış gibisin Henry. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Why? I was only doing you a favor. | Neden? Sadece sana küçü bir iyilik yaptım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
When you cut my throat... | Boğazımı keserken... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You placed the knife exactly two inches below my jaw. | ...bıçağı çenemin 2 santim altına, tam da olması gereken yere yerleştirdin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Clinically speaking, your technique was masterful. | Klinik açıdan bakarsak tekniğin ustacaydı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
When you suffer from our condition, you realize... | Acı çekmemen için durum bunu gerektiriyordu... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
murder, it's just a part of life. | ...öldürmek, hayatın bir parçası. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's like breathing. | Nefes almak gibi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You've never done it before, have you, Henry? | Daha önce hiç yapmadın değil mi Henry? Hayır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And I see no reason to start. | Başlamak için de bir sebep göremiyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You say that now, | Şimdi böyle diyorsun ama hâlâ nispeten genç bir adamsın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Just give it time. | Biraz zaman ver. Seni tanıyorum, Henry. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Not as well as you think. | Sandığın kadar iyi tanımıyorsun. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
His father's Lawrence Forester. | Eve gidip değiştirecek vakit bulamadım. Güzel durmuş. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
A billionaire's son living up here like this? | Yo, yo, o ev için değil. Villa için. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yes. | Yani en az 1 düzine boya katını yok edebilecek kadar derine inmiş. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Roman numerals. | Kloroflorokarbon, 70'lerde, saç spreyi gibi aerosollerde kullanılırdı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No. | Merhaba. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Divorced five years, but yes. | Hayranları mıydın? O davada devriye polisiydim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
that we gathered from Tyler's apartment | Yüzde 90. Sorun şu ki, hiç akrabası yok. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, sometimes what we don't know doesn't hurt us, right? | Telefona bakman lazım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, that was kind of you. Mm. | Hatta ilk kez delil olarak 1850 yılında Belçika'da bir duruşmada kullanıldı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
what we don't know does hurt us. | Ama kökenleri taa ilk yüzyılın Romalı doktoru Celsus'a kadar gidiyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Are you referring to... | ...ona satışı yapanı da çok kolay bir şekilde buluruz... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Just once! | Bu konudan bahsetmek ister misin? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He will forever be in our hearts. | Bence, | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The one with the facial hair, agitated breathing, sweating, | Otopsisi gizlilik içerisinde yürütülecek dendi bana. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
When was the last time you saw Tyler? | Bu saatte nasıl girdin? Sıçan gibi bodrumda sürünerek mi? Haberin kaynağı bendim. Anladın mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh... | O zaman cesedini neden taşımadın? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Do you have a mirror on you? | Richard'ı ben öldürmedim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
H Henry... | Ailemin gözünde ancak bir ışıltıydım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
to spend the summer. | Listede adınız yok bayan. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Though I believe it was Paul that she was dating. | Lütfen acele eder misiniz? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
commitment to helping others. | ...davranışlarında bir tuhaflık var mıydı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Have you? On a cruise? | ...sonunun nereye varcağını çok iyi biliyoruz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |