Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20048
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
For the dead, all is forgotten. | Ölümde herşey unutulur. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But all is not lost because they're remembered by us. | Ama herşey kaybolmaz çünkü biz hatırlamaya devam ederiz.. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Some we think of fondly, others less so. | Bazı insanlar sevgiyle anarken bazılarını pek öyle anmayız. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
A few are remembered by many, | Çok az kişi birçok kişi tarafından hatırlanır... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
and some by only a few. | ..ve çoğunu da yalnızca birkaç kişi hatırlar. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Promise me we will never be like Gloria and her husband, | Ahududulu mu? Evet. Bana asla Gloria ve kocası gibi olmayacağımıza, birbirimizi hep.. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
that we'll always love each other. | ...seveceğimize söz ver. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, never like them. Of course. | Asla onlar gibi olmayacağız tabii ki. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
My Henry. | Benim Henry'm. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Someday I'll be gone and you'll still be here. | Birgün ben gideceğim ve sen burada kalacaksın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
This may be rash... | Bu biraz yersiz görünebilir... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I don't know what the future holds. | Gelecekte bizi ne bekliyor bilmiyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But as long as I'm alive... | Ama ben yaşadığım sürece... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Çeviren: Bahattin AKKAYA twitter: @amistad1453 | Forever-1 | 2014 | ![]() |
|
My name is Henry Morgan. My story is a long one. | Benim adım Henry Morgan. Uzun bir hikâyem var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Something happened nearly two centuries ago... | Yaklaşık iki yüzyıl önce bir şey oldu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
So, I currently work for 1 | New York'un adli tabip bürosunda çalışıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hey. Yo, Raul. | Hey. Raul. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What'd that bag do? | O torba sana ne yaptı? Kız arkadaşından falan mı sinirini çıkarıyorsun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I just got a lot on my mind. That's all. | Aklımda bir sürü şey var. Hepsi o. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I appreciate it, little man, | Sağ olasın ufaklık ama bunu kendi başıma hâlletmeliyim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but I got to take care of this on my own. | Ne yapıyorsunuz siz?! | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'll see you tomorrow? | Yarın görüşür müyüz? Evet. Emin olabilirsin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. You bet. | Baban. Şansına o çoktan öldü. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
3 Gün Sonra | Forever-1 | 2014 | ![]() |
|
I shouldn't even be showing you this yet. | Şimdiden göstermemem gerekirdi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Junkies and homeless people? | NasıI bir ömür sürdüğünü, acılarını... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
All the buildings in this neighborhood | Bu civardaki tüm evler 200 sene önce inşa edilmiş. 91 yaşındayım ben, hiçbir zaman iyi olmayacağım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That piece that we were looking for | Hani oturma odasını bir araya getirsin diye aradığımız eser vardı ya? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, no, not for that house... | Yo, yo, o ev için değil. Villa için. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
This is an antique shop, not a museum. | Burası bir antika dükkanı, müze değil. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But that doesn't mean we have to sell to just anyone. | İyi de bu önümüze gelene satalım anlamına gelmiyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What do you want for it? | Ne kadar istiyorsunuz? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'll be back... | Ucuz satışınız için tekrar geleceğim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She seemed upset. | Üzgün görünüyordu. İnsanlarda öyle bir etkisi var. Trash Bar demek. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh, miss! | Bayan! Siz... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What are you, uh...? | Sansasyonel bir davaya hazır mısın? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I've been trying to reach you. | Sana ulaşmaya çalışıyordum. Bir telefon al kendine. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Ah. | Korumalar çıkışlara yerleştirilmişler, pek bir şey söyleyemediler. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Really? | Katilini bile bulabiliriz... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You think this neighborhood is rough now? | Bu mahallenin sert olduğunu düşünüyor musun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
When I first started on the job, | İşe ilk başladığım zamanlarda burada haftada bir cinayet olurdu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Should have seen it in the '80s. | Sen bir de 80'lerde görecektin buraları. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
A century before that, on the week of August the 5th, | Ondan önceki yüzyılda, 5 Ağustos haftasında... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Thank God for air conditioning. | Neyse ki klima denen bir şey var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Every generation likes to think | Her nesil bir öncekinden daha çok geliştiğini düşünmeyi seviyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
that progress is inevitable, | Sürecin kaçınılmaz oluşunu ve... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
that the future holds less misery and suffering than the past. | ...gelecekte geçmişten daha az dert ve acı olacağını. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But the truth is, some things never change. | Ama doğrusu, bazı şeyler asla değişmez. İnsanlar, mekanlar, sevdikleri, sevmedikleri hepsi gitti. Sonsuza dek yok oldular. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
History has a way of repeating itself. | Tarihin kendini tekrar etme gibi bir yöntemi var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's just most people don't live long enough to see it happen. | Ama ne var ki çoğu insan buna şahit olacak kadar yaşamıyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Henry. | Henry. iyi misin? Evet. Evet iyiyim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yes. Yes, fine. | Korku, kızgınlık... Hiçbir zaman bilemeyeceğiz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Henry, let's go. | Henry, gidelim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Doc. | Doktor. Ceset burada. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Decomp, obviously. No I.D. | Belli ki çürümüş, üzerinde kimlik yok. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
he still has a name, detective. | ...bir adı olduğunu unutmamak gerek, dedektif. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What's more, the victim recently stepped in | Dahası kurban bir tür kaucuk tozuna basmış. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yet there's no footprints. | Ama ayak izi yok. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hmm, that's curious. What? | İşte bu ilginç. Ne? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
for his head trauma... | Etrafta bu kadar çok gazetecinin olması çılgınca değil mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Told you he had a name. | Size bir adı var demiştim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I understand there is a backlog. | Birikmiş işleriniz olduğunu anlıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Of course I understand that toxicology is a science... | Ve toksikolojinin bir bilim dalı olduğunu da anlıyorum... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hello? | Bana haber vermeden üç hafta gitmezdi öyle. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
They're telling me that Raul's toxicology report | Raul'un toksikoloji raporunun çıkması iki hafta sürecekmiş. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
you are gonna end up burned out | Bu Gloria Carlyle için tam bir cadıydı diyorlar. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Don't get me wrong. | Sakın yanlış anlama burada olmak benim için bir zevk... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but what exactly are we looking for? | ...edinmediği sürece yetimhaneye gidecek. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Didn't the cops already do that? | Ve senin yüzünden kaçırdım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
as our colleagues over at the toxicology lab. | ...meslektaşlarımız kadar büyük bir yoğunlukla. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Rats. | Sıçanlar. Sesi duyuyor musun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh, yeah, we're in New York. | Evet New York'tayız. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
If the rats ate Raul | Peki, birini gitarla öldürmek istesen bile... Raul'u sıçanlar yemişse ve Raul'da da eroin varsa... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Ah, yes. | Doğru ya. Sıçanların lassa sıtması, hanta virüsü,... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That's... That's great advice. | Bu harika bir öneri. Teşekkürler. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Ooh! Wow, that's a big one. Come here. | Amma da büyükmüş ha! Gel bakalım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Why on earth haven't you moved his body? | O zaman cesedini neden taşımadın? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
His body's a breeding ground for disease. | Yapanı aramayı bırakacaklar mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What was his name? | Adı neydi? Göçmenin teki. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Tell me, you don't happen to know a Raul Lopez? | Raul Lopez'i tanımıyorsun değil mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Did you ever sell to him? | Ona hiç satış yaptın mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Can't imagine that being good for business. | Bu işine yarasa neler olur düşünemiyorum bile. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
First, I'd like to sample some of your wares. | Mallarından bazılarını örnek olarak almak istiyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What? | Ben Abe, Abe. Gel hadi, uyan. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Give me $40. | 40 dolar ver. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Let me get this straight. | Bakalım doğru anlamış mıyım: | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Were you, Henry? | Değil mi Henry? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
20 years on the job... | 20 yıllık deneyimime göre konuşuyorum: | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That's got to be the dumbest piece of police work | Pekala, ne oldu? Anlat bakalım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I have ever heard of. | Richard'ı ben öldürmedim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Are those... | Tamam bir şey söyleyebilir miyim? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
so I just got the whole nest. | Birkaç teklik ve sihirli mantardan sonra pişman bir ışıltıydı gerçi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Make that the second dumbest. | Siz şunu en aptal ikinci yapın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Look, I know that this is difficult. | Bunun zor olduğunu biliyorum. Bu o. Raul. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Listen, if you need a moment... | Yalnız kalmak istiyorsan... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
When were you to be married? | Ne zaman nişanlandınız? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
When was the big day? | Eisenhower yönetimdeyken. Lyle ve benle birlikte PS6'ya gitmişti. Büyük gün ne zamandı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Raul and I were supposed to be married this spring. | Raul ile bu bahar evlenmemiz gerekiyordu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You know, according to his record, | Sabıkasında yazanlara göre nişanlınız madde kullanıyormuş. | Forever-1 | 2014 | ![]() |