Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19984
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Buch... | Bu kendi fikri olamaz. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| It is possible that it will raised ... | Bence adam evli olduğu için bahsetmemişti. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| The case is about the soldiers have now been killed. | Dışarıdan gelenler de gerek. Yemek, tamirciler, vesaire. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| It does not make the situation better. What did Monberg have hide? | İlk maddemiz nedir? Arama emri var. Bunlar nedir? İlk maddemiz nedir? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| He may have escaped on another vessel. | Bu adam neden bu kadar önemli? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| directly connected to the other terrorist related killings. | Silahını çektin. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Neither Intelligence nor the police have... | Onlarla ayrı ayrı görüşeceğiz. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| But first you take some days off. We're just ... | Tamam. Lund, Eva Lauersen birkaç kez aradı. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| If everything is arranged? | Boils Randevu Servisi Özel Randevular | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| You think of the army. Explosives were stolen from the barracks. | Oğlu öldü. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Someone in the army has a motive. Insane speculations. | İşte, bunu alabilirsin. Çok güzeller. Bunu da. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Do not put a finger wrong. Are we completely agreed? | Oraya gelir diye tahmin ediyorum. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Don't tell me to turn the other cheek. Give me the money. | Avukatı 7'de gelmeliydi ama 9'da geldi. Tamam. Çekilin. Verin şoku. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| I'll just help the babysitter to discard it. Just a oment. | Bu olayla bir ilgisi yoktu. Şimdi onu evine getirmemiz gerekiyor. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Major Søgaard doesn't answer his phone. | Çok hırslı birisiniz, değil mi? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| The offender must have lured it out of him. | Hadi bugün gidip bir bebek arabası alalım. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| When I downloaded the auditors report Thursday evening, there was no guard. | Yiyecek bir şeyler getirdim. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| As you can see the burglar is still in here. | Kardeşlerini neşelendirmek için resim çizdiler. Kardeşlerini neşelendirmek için resim çizdiler. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| I presume that your technicians can explain how ... | Onları birbirine bağlayacak bir şey çıkmazsa, o zaman olay biter. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| ... the explosives were taken off the shelf over here. | Anlaşılan hükümet, | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Nobody noticed anything because Intelligence is often here. | Ben binaya girdim, o arabada bekliyordu. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| A hole was cut in the fence. Perhaps to distract us. | Çok üzgünüm. Anlaşmamız yatar. Çok üzgünüm. Anlaşmamız yatar. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Or else we will arrest you. | Otopsinin Jutland yerine neden burada yapılmasını | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| It was a very dangerous area. We had done everything we could... | Hayır, öğrencilerle pek kaynaşmam. Yoğun bir programım var. Eşim hamile. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Have you checked this all out personally? It is a part of my job. | Alerjik bir tepkiyse, ki değil... | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| My second in command kept me informed. | Mavi iris. Mavi iris. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| I know that there are two ... Do you have a moment? | Bankalarımızda o miktarda nakit para yok. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Two minutes. | Günün spesiyalitesi çok güzel. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| This is an unpleasant experience. But we have to investigate. | Her gün 5.30 ile 6.00 arası ne yaparım ben? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| I'm a little busy, so... You'll ruin the whole country. | Oliver Schandorff? Oliver Schandorff? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| you might as well make everything public. It is your choice. | Hayır. Hayır. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Mama... Hello, darling. | Adı nedir? Henning Kofoed. O yüzden hakimin tutuklanmanı isteyeceğini sanmam. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| It's okay, honey. They just borrow it. | Belediyeyi diyorum. Neler oluyor? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Come in. | Bu doğru değil! Otele dönmedin. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| How much will you need? Just 600. | Bu gazetecinin iddiası. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| I have a few questions about your deployment with Team Aegir. | Arama köşedeki çamaşırhaneden yapılmış. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| There was no officer. Nobody called Perk. | O zaman neden telefonunu devre dışı bıraktı? Ayrıca arabayı nereden buldu? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| How can you be sure nothing happened? | Sonra karısının yanına döner. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Okay. His real name is Per K. Moller. | Şimdi Bremer kazanacak. Anahtarlar sende. Kapıları aç. Seçim gecesi birlikte açmayı umuyordum... Hayır. Ben bunun nasıl olabildiğini bilmek istiyorum. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Got a minute? Yes of course. I just want to say thanks. | Hayır! Theis! Theis. Her şey kontrol altında. Olav'ın evini aradım. Orada değil. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| There is a connection between Monberg and the old military matter. | Başbakan ne derse desin, oy veren seçmenler... | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| provided by the ministry. | Bilemiyorum... | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| One of the soldiers he met was. Jens Peter Raben. | Tanrım... | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Sit down. My husband is overseas, but maybe I can help. | Onu bulacaklar. Tamam mı? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| When did your son die? In the month of May. About two years ago. | Ama bunu üstüne alınmamalısın. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| She asked all sorts of questions. | Karısı polisin hâlâ okulda olduğunu söylemiş. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| What does Intelligence know of the group? Raben was squad leader. | Kocanız aptalca bir şey yapabilir. Siz öyle düşünüyorsunuz ama o hiçbir şey yapmadı. Bir şey yok diyorsam yoktur. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| And the rest? Raben, is a fugitive. | Araç suya atıldığında kız hâlâ hayattaymış. Araç suya atıldığında kız hâlâ hayattaymış. Kimliğini istemek zorundayım. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| It was a Defence case but the Minister of Justice was called in. | Arap. Sorgulamaya gelmemiştir. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| It was a nice funeral. Did you have contact with the investigation? | Ambulans çağırdınız, ilk müdahaleyi yaptınız... Hayır, bağlantı kurulamıyor diyorlar. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| We're about to speak to the army chaplain and Major Søgaard. | Bunu komik mi buluyorsunuz? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| The mother of the deceased will have to be there. I can't go along with it here. | Şiltede, masada ve yerde kan var. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| We have not found reason enough. | Fikre alışman biraz zaman alabilir. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Søgaard refuses to come for questioning. | Söylemek zor. Pek sıcak biri değildir. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| The chaplain never came to the meeting. | Mogens'ı önce gazetelerde ve televizyonda savundun sonra da kalkıp adamı kovdun! | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| He could never do anything to the chaplain. | Hastalandın. Bıçağı bırak da konuşalım. Hastalandın. Bıçağı bırak da konuşalım. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Leave the key in the ignition. | Troels... | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Farther away. | Kızınızı Kemal öldürmedi. Ama Theis adamı kaçırdı. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| She visited Myg, Grüner, Thomsen. | Artık elimizde eski davadan sorumlu olan... Bu Adalet Bakanı değil mi? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Søgaard told the family, that they should not see the body. | Taburcu edilmemiş miydi? Komplikasyonlar oluşmuş. 1 | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| That's why I have convened the meeting. | ...senin için endişeleniyoruz. Bir açıklama almak için personelimle görüşmem gerek. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Thomsen will present something to us that will explain it. | Peki. Hemen bana faksla. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Maybe I was mistaken about Monberg. Maybe he has not been alone. | Sözleşmesine baktım. Troels Hartmann, cinayeti çözmede polisle işbirliği içinde olduklarını... Troels Hartmann, cinayeti çözmede polisle işbirliği içinde olduklarını... | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| We have to get busy. Can we finish up? | Bilemem. Ben hiç gitmedim. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Per K. Møller was nicknamed Perk and was on Team Aegir. | Sadece politika konuşacağız. Kimi arıyorsunuz? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Søgaard and the chaplain would not want them to see the corpse. | Benim küçük kızın kulağı iltihap kapmış. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Now you must sleep. Tomorrow we'll make your room beautiful. | Çok güzel bir yemekti. Sağ ol. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| They have found the chaplain. He says Jens threatened him with a gun. | Ne oldu? Bengt'le sorun yaşamanıza üzüldüm. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Explosives were found at the barracks. You and Søgaard were interviewed. | Evet Ne kadar iş kaldı? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| There are certain sides of Jens you do not know. | 3. GÜN İşte bu duruma düşmek istememiştik. 3. GÜN İşte bu duruma düşmek istememiştik. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| He volunteered for Iraq. He simply had to leave, Louise. | Şoför itiraf etti mi? Etmedi, etmeyecek de. Çünkü o yapmadı. Şoför itiraf etti mi? Etmedi, etmeyecek de. Çünkü o yapmadı. Onu gördün mü? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Eat. It's delicious. | Evet, belki açılırken o da teknedeydi. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Is there no dessert? | Polise hiçbir şey bilmediğimi söyledim. Basın danışmanımı arayabilirsin. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| There will be a disciplinary matter. Her replacement. | Sorun değil. Adam şurada oturuyor işte. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| No, it was his idea. I knew nothing. | Boils Randevu Servisi Özel Randevular | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| what falls within the rules and regulations. | Gerekli olduğunu sanmıyorum. Brix bunu buldu. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Either it will be your funeral or Lund's. | Neredeydin? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Do you understand what I'm saying? | Politik olarak birbirimize güvenemeyeceksek daha sonra yüzüne nasıl bakacağım? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| I'll hand over your head, but this must be solved. | Yetişiriz. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Can you to ask if we can do something? | Neler oluyor? Maliye Bakanı burada. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Why don't we arrest him? Raben is the last of the group. | Hayır mı? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| We are better equipped. You still have Lund ... | ...tam olarak aynı şeyi söyledi. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Yes, yes. | Programı iptal ettik. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Raben always did 10% extra. | Ama tebrik ederim. Teşekkürler. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| We only have a few minutes. | Ama dava dosyasını bulduk. Jutland limanında... | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| My dad says you feel guilty. | Bu saçmalığı yazarsan, bütün yıl... | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| How are you? Fine. | ...ve yön değiştirip sol akciğerine saplanmış. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| I had a meeting with her, shortly before she was killed. | Sizin için bir anlamı olan ilahileri seçmek çok önemlidir. Sizin için bir anlamı olan ilahileri seçmek çok önemlidir. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| You did not say a damn thing. Not even, when she was killed. | Geliyorum. Tamam. Araba hiç geçmedi. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Yes. | Eve gelmeden telefon ederim. Böylece çıkacağın zamanı bilirsin. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Thank Plough. Krabbe is still impatient. He wants to talk to you. | İlk görüşmemizde bundan bahsetmemiştiniz. Doğru. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| I've got 24 hours. Send him back to the Prime Minister. . | Hiç acele etme. ...varsayımı üzerinden ilerliyoruz. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Who was in charge of the exhumation? The question is redundant. | Bankalarımızda o miktarda nakit para yok. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| broadened her investigation into the role of local politicians. | Güney Limanı'nda var ama... Nerede? Tüm bilgiler sizde var. Lund. Beni dinle. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| It will compromise your relationship with the police. | Ya telefon ederse? | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| I hereby pronounce you man and wife. | Tek söylediği buydu. "Sarah". | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| It is this way. | Adı nedir? Henning Kofoed. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| he focus is on a certain officer. Is it a coverup? | Kimse bir şey görmemiş. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Why did you have the man exhumed? It was also a mistake. | Yine de güzel hikaye. Lund'la konuşsan iyi olur. Nerede olduğunu biliyorum. | Forbrydelsen-1 | 2007 | |
| Doctors had given the green light... | Şu görüntü kaydının nereden geldiğini öğrenebildiniz mi diye soracaktım? | Forbrydelsen-1 | 2007 |