Search
English Turkish Sentence Translations Page 18877
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You’re just a common and an ordinary woman. | Sıradan ve pespaye bir kadınsın sadece. Neyine kapıldı anlam veremiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Do you have a secret backer? | Gizli bir destekçin mi var? Artık burada çalışmaya ihtiyacın yok mu? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Is it okay with you if I announce you seduced the CEO of Jang In Chemical? | Jang In Kimya'nın başkanını ayarttığını etrafa yaymam sıkıntı olmaz mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You know what would happen to you if there were that kind of scandal. | Böyle bir skandal çıkarsa şirketteki durumun | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It’s me, Gun. | Benim, Gun. Acıyor mu? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Please spread the rumor that… | Ne olur yay etrafa. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
…I tried my best to win Miss Kim Mi Young’s heart… | Kim Mi Young'un kalbini kazanmak için elimden geleni yaptığımı ama... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You were trash abroad... | Yurtdışında da rezil biriydin burada da rezil birisin. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Your bad character is still the same, too. | Boktan kişiliğin de hiç değişmemiş. Demek öyle ha? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’ll hire a consulting lawyer for my business in China... | Çin'deki faaliyetlerim için büronuzdan bir danışman avukat tutacağım ama bir şartla. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
This trash. | Bu rezil herif var ya, onu büronuzdan kovacaksınız. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Miss Kim Mi Young. | Kim Mi Young. Merhaba. Gidelim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Thank you for saving me back there. | Demin beni kurtardığınız için teşekkür ederim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Is this how you’ve lived so far? | Bu zamana kadar bu şekilde mi yaşadın? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Even though I turned you into strong glue? | Seni güçlü bir yapışkana döndürdüğüm halde? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’m sorry. | Üzgünüm. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
By the way, why do you keep touching your belly? | Bu arada ne diye sürekli göbeğine dokunuyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Do you have a pot belly? | Koca göbekli misin yoksa? Koca göbeklisin, öyle değil mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Yes. Yes. | Evet, doğru diyorsunuz. Kocaman bir göbeğim var. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
This is what you call a pot belly. | Koca göbek dediğiniz böyle olur. Nereden bildiniz? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I look small, but… | Ufak tefek görünürüm ama küçüklüğümden beri koca bir göbeğim var benim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You’re very sharp. | Zehir gibisiniz. Evet, koca göbekliyim ben. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Daddy. | Baba. Babacığım! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Be quiet. | Sessiz olsana. Kime baba diyorsun öyle? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Daddy! | Baba ya! Sessiz ol. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Daddy. | Babacığım! Babacığım mı? Baba. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It… It isn’t a pot belly, is it? | Bu, koca bir göbek değil, öyle değil mi? Koca göbekliyim işte. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Oh! Something’s moving! | Amanın! Bir şey hareket ediyor! Neden bahsediyorsunuz? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
A baby's in there? | Bebek mi var orada? Benim bebeğim, değil mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Right? Right? | Öyle değil mi? Haksız mıyım? Baba mı olacağım? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
No, it isn't. | Hayır, olmayacaksınız. Sizin bebeğiniz değil. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mi Young. | Mi Young, ne olur doğur bu bebeği. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You have to! Really! | Doğurman gerek! Ciddiyim! Baba diyor ya! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Daddy! Daddy. | Baba! Baba! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Congratulate her! | Kutlayın onu! Kim Mi Young hamile! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What’s wrong with you all of a sudden? | Aniden ne oldu böyle? Canını sıkan bir şey mi var? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
By the way… | Bu arada o günden sonra Se Ra'yı gördünüz mü? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Yes... | Evet. Gördüm. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
That's good. | İyi o zaman. Ben de görüşmüşsünüzdür diye düşünmüştüm. Gerçekten çok iyi. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Rock, paper, scissors! | Taş, kağıt, makas! Taş, kağıt, makas! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It’s you! You lost. | Sen çıktın! Kaybettin işte! Çabuk! Oyalanırsan eğlencesi kalmaz! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
One. | Bir, iki üç, dört, beş, altı... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Seven. | ...yedi, sekiz, dokuz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I'm done counting! | Önüm arkam sağım solum sobe! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Father. | Peder. Katolik değilim fakat bir itirafta bulunabilir miyim? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hmm. | Dinliyorum. Katolik olmasan da günah işleyebilirsin fakat... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Since I’m not Catholic... | Katolik olmadığımdan nasıl itiraf edeceğimi bilmiyorum. Bir sıkıntı olur mu? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Actually, I don’t know it well either. | Aslında ben de pek bilmiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You’re funny, father. | Komikmişsiniz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You don’t have to do this now… | İtirafını şimdi yapmana lüzum yok. Daha sonra yapabilirsin. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Father. | Peder, ben... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I think I’m pregnant. | ...sanırım hamileyim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I might not be, but... | Olmayabilirim ama sanırım öyleyim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ah… | Anladım. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Honestly, I’m scared. | Açıkçası korkuyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
When I think about having a child… | Çocuk doğuracağımı düşündükçe korkuyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
...but when I think about not doing it... | Ama bunu yapmadığımı düşününce de çok üzülüyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
And I'm scared about other people finding out. | Ayrıca tanıdıklarım... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
People like my mother, my sisters, or my colleagues. | ...annem, ablalarım ve iş arkadaşlarım falan öğrenecek diye de korkuyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hmm… | Anladım. Bebeğin babası bu durumdan haberdar mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
No. | Hayır. Bunu... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
...he has a woman he loves. | ...hoşlandığı bir kadın olduğu için söylemedim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
He'll suffer if I tell him... | Söylersem acı çeker. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
…and he's already been hurt enough... | Zaten benimle birlikte olduğu için yeteri kadar acı çekiyor. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I can take this alone. | Tek başıma çaresine bakabilirim. Onun da acı çekmesini istemiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Then go to a pharmacy right away… | O vakit hemen bir eczaneye gidip gebelik testi al ve... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
…and confirm whether or not you're actually pregnant. | ...gebe olup olmadığını doğruladıktan sonra bebeğin babasıyla bu konuyu konuş mutlaka. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Is it necessary to discuss it with him? | Onunla konuşmam gerekli mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Of course. | Elbette. Bebeğin babası o. Bebek üzerinde hem hakkı var, hem de sorumluluğu. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Even if it’s difficult for him or something he doesn’t want to do… | Zor ya da yapmak istemediği bir şey olsa da bu yükü taşıması gerek, anlaşıldı mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Okay. | Anladım. Bu arada yuvarlak, uzun ya da plak şeklinde olan ve... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
For example, there are round ones, elongated or plate shaped ones... | ...kağıttan yapılan testler var. Elektroniği de var. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You seem to know a lot about this, father. | Bu konuda oldukça bilgi sahibi gibisiniz, Peder. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It's common sense, child. | Daha çok sağduyu diyelim buna çocuğum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Thank you, father… | Peder, beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Cheer up. | Neşelen! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Bye. | İyi günler. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
*Hyung, you told me to wait in your office, so... | Abi, ofisimde bekle dediğin için ben de... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Don’t call me Hyung at work. | Bana işte abi deme. Başkan diye seslen, şapşal. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ah, okay, Hyung… | Tamamdır abi. Yani başkanım. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
If you go to the PR department… | Halkla ilişkiler bölümüne gidersen sana müdür muavini mevkii verecekler. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Assistant manager? | Müdür muavini mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Why? | Ne oldu? Seni tatmin etmedi mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
No, it’s just that… | Yok, ondan değil. Henüz şirket işlerinden pek anlamıyorum da. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You don’t know it well? | Pek anlamıyor musun? Hiç anlamıyorsun be. Hiç anlamıyorsun, yalan mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
That's right, I don't know it at all. | Doğru, hiç anlamıyorum bu işlerden. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I don't want special treatment just because I'm your brother. | Kardeşin olduğum için özel muamele görmek istemiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I've never said you were my brother... | Sana kardeşimsin demedim ki hiç. Bu yüzden özel muamele falan olmayacak. Ne zamandan beri. Bugünden beri. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
By the way, Mr. CEO… | Bu arada, başkanım bu paket size geldi. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It’s from Park Kyung Chul of Yeowol Island. | Yeo Wool Adası'ndan Park Kyung Chul göndermiş. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mr. Park. | Müdür Park. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mr. Lee. | Müdür muavini Lee, çık şimdi. Peki. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
How dare you put your feet on the CEO's desk? | Ne cüretle ayaklarını başkanın masasına atarsın? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ta dah! | Mükemmel! Bu ne ulan! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What is this? | Siz de kimsiniz? Kapatın şunu! Adamızın en büyük düşmanı Başkan Gun. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mr. CEO, what is this? | Başkanım, bu da ne böyle? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mata Hari, Miss Kim! | Kendisi adamızın en güzel kadını olur. Madam Kim! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Huh? | Amanın! Bu kadın... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Even though it's blurred... | Görüntü bulanık olmasına rağmen... Se Ra Hanım olmadığı ortada. Sa Jang! Ko Bong! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Oh! | Yoksa! Amanın! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |