• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18535

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
I'm expecting great things. Güzel sonuçlar bekliyorum. Tabii efendim. Harika şeyler bekliyorum. Tabii efendim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I've got some pretty good ideas Dört çekirdek enzim grubu arasında haberi yayma konusunda... Dört çekirdek enzim grubu arasındaki bilgi akışını... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
between the 4 core enzyme groups. ...güzel fikirlerim var. ...hızlandırmak için oldukça güzel fikirlerim var. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Whoa, John, slow down. That's not our established procedure. Yavaş ol John. Prosedürümüz bu değil. John, yavaş ol. Yerleşmiş yöntemimiz bu değil. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Pardon me? Efendim? Affedersiniz? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
The 4 core teams are essentially Dört çekirdek takımı aslında birbirleriyle rekabet içindeler. Aslında dört çekirdek grup birbiriyle çekişme içerisindedir. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
It's an entrepreneurial model. It works. Bu bir girişimci modelidir. İşe yarar. Bu bir girişimci modelidir. İşe yarar. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
for allowing sharing scientific insights ...bilimsel anlayışların paylaşımına izin verecek birkaç kanal olması lazım. ...olacak olan görüşlerin paylaşıldığı bir iletişim kanalı olmalı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
John, in the interest of saving us time, let me be blunt. John, zaman kaybetmemek adına açık konuşayım. John, zaman kaybetmemek adına açık konuşayım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Most of the scientists here don't like the idea Buradaki bilim adamlarının çoğu... Buradaki çoğu bilim adamı Pompe programının başında... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
of having a non scientist as senior VP of the Pompe program. ...bilim adamı olmayan birinin, Pompe'nin başkan yardımcısı olmasını istemiyor. ...bilim adamı olmayan birinin bulunmasından hoşlanmıyor. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Especially one whose objectivity Özellikle çocukları hasta olduğundan... Özellikle de çocukları hasta olduğu için... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
might be clouded by having children with the disease. ...nesnelliği belirsiz olabilecek birini istemiyorlar. ...nesnelliği şüpheli olabilecek olan birinden. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm telling you this in your own best interests. 1 Bunu senin iyiliğin için söylüyorum. Bunu sadece senin iyiliğin için söylüyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Erich wanted to buy Stonehill's ideas, Erich, Stonehill'in fikirlerini satın almak istedi... Erich, Stonehill'in fikirlerini satın almak istemişti... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
and he couldn't do that without also ...ve ilacın bir parçası olarak seni de yutmadan bunu yapamazdı. ...fakat bunu sizi bir hapmışsınız gibi yutmadan yapamadı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
My advice to you, John, is to keep your head down. Sana tavsiyem, başını önüne eğmendir John. John, sana sesini fazla çıkarmamanı tavsiye ederim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Thank you for that wisdom. Akıl verdiğin için teşekkür ederim. Hiç önemli değil. Tavsiyen için teşekkür ederim. Bir şey değil. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
STONEHILL: This is my lab now! Get out! Burası artık benim laboratuarım. Çık dışarı! Burası artık benim laboratuarım. Çık dışarı! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm just trying to explain the protocol! Ben sadece protokolü açıklamaya çalışıyorum. Ben sadece protokolü açıklamaya çalışıyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
STONEHILL: You're wasting my time. Zamanımı harcıyorsun. Dr. Stonehill. Vaktimi harcıyorsun. Dr. Stonehill. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Fine. Shoo. Pekala. Pekâlâ. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I just dropped by to say that I think Sanırım diğer üç çekirdek takımıyla bir diyalog başlatma fırsatını... Ben sadece galiba diğer üç çekirdek takımıyla bir diyalog içine... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
The other core teams? Core teams. Diğer çekirdek takımları mı? Çekirdek takımları. Diğer çekirdek takımlar? Çekirdek takımlar. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Core bullshit. Çekirdek saçmalığı. Çekirdek saçmalığı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'll come back another time. Sonra gelirim ben. Başka zaman gelirim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
DR. WALDMAN: The decline in muscle strength is very troubling, of course, Kas gücündeki zayıflama çok sıkıntı vericidir tabii ki. Kas gücündeki zayıflama tabii ki çok sıkıntı vericidir... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
but it's really, in both kids, Ama gerçekten, her iki çocuktaki... ...fakat iki çocuk için de... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
the organ enlargement, the liver, and especially the heart, ...organ büyümesi, karaciğer ve özellikle kalp... ...asıl tehlike oluşturan şeyler özellikle akciğer... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
that's the real threat to their lives. ...hayatları için gerçek tehlikeyi oluşturuyor. ...ve kalpte oluşan organ büyümesi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
We'll continue to monitor the rate of cardiac enlargement. Kalp büyüme oranını izlemeye devam edeceğiz. Kalp büyüme oranını takip etmeye devam edeceğiz. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
We'll keep tabs on their other organs... Organlarını gözlemlemeye devam Ne kadar sürecek? Organların üzerinde gözlem yapma Ne kadar? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I don't like to predict. JOHN: Please. Kehanette bulunmayı sevmem. Lütfen. Tahminde bulunmayı sevmem. Lütfen. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Dr. Waldman, we won't hold you to it. Dr. Waldman, sizden söz istemeyeceğiz. Sadece bir şeyler öğrenmemiz lazım. Dr Waldman, bunu sizden bilmeyeceğiz. Sadece bir şeyi öğrenmemiz lâzım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
if there's another respiratory crisis, all bets are off, ...bir solunum krizi daha olursa sonucu bilemeyiz... Bir solunum krizi daha olursa artık umut kalmaz. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
but otherwise, ...ama olmazsa... Fakat olmazsa... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Megan, maybe a year. ...Megan'ın belki bir yılı var. Megan, belki bir yıl. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Patrick, less. Patrick'in daha az. Patrick, daha az. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
WENDY: Marcus. Hmm? Marcus. Marcus. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Get the phone. What? Telefonu aç. Ne? Telefona bak. Ne? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
The phone. Who is it? Telefon. Kim? Telefon. Kim o? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
MARCUS: Hello? Efendim? Merhaba. Marcus ile mi görüşüyorum? Alo? Alo. Marcus'la mı görüşüyorum? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Yeah, yeah. What time is it? Evet. Saat kaç? Özür dilerim. Vakit geç. Evet, evet. Saat kaç? Özür dilerim, geç saatte aradım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
It's John Crowley. Ben John Crowley. John, ne haber? Benim, John Crowley. John, nasılsın? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Hey, look, I gotta ask you a favor. Bak, senden bir iyilik istiyorum. Dinle, senden bir iyilik istiyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Morning, Gavin. Morning, sir. Günaydın Gavin. Günaydın efendim. Günaydın Gavin. Günaydın efendim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Is my 11:00 with Henessey confirmed? Henessey ile 11:00'daki görüşmem teyit edildi mi? Henessey ile saat 11'deki görüşmem teyit edildi mi? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Yes, and there's the breakfast meeting down in the cafeteria. Evet ve kafeteryada kahvaltı toplantısı var. Evet. Bir de kafeteryada kahvaltı toplantısı var. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Breakfast meeting? Kahvaltı toplantısı mı? Kahvaltı toplantısı mı? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
There was an e mail that came in over the weekend. Hafta sonu bir mail gelmişti. Hafta sonu bir e posta gelmişti. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Everyone on the Pompe project was invited. Pompe projesindeki herkes davetliydi. Pompe projesindeki herkes davet edildi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
AILEEN: Um, something that people ask me all the time Nasıl oldu da iki tane Pompe hastası çocuğumuzun olduğunu soruyor insanlar hep. İnsanlar sürekli "Nasıl oldu da iki tane Pompe hastası çocuğumuz oldu?" diye soruyor. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
By the time we realized that Megan had Pompe, Megan'ın Pompe hastası olduğunu öğrendiğimiz sıralar... Megan'da Pompe hastalığı olduğunu öğrenmeden önce... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I was already pregnant with Patrick. ...Patrick'e hamileydim. ...Patrick'e hamileydim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I mean, I can't tell you how many doctors we saw, Kaç tane doktorla görüştüğümüzü bilmiyorum. Size kaç tane doktorla görüştüğümüzü anlatamam bile. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
and the message was always the same, Ama haber hep aynıydı: Söylenen hep aynıydı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
that there is no drug to treat Pompe. Pompe hastalığını tedavi edecek ilaç yok. "Pompe'yi tedavi edebilecek bir ilaç yok." Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
But thanks to you, all of you, that message is changing. Ama sizin, hepinizin sayesinde, bu haber değişiyor. Fakat sizler sayesinde bu söylenen şey değişiyor. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
What you've given us, and a lot of other families, is hope. Bize ve diğer birçok aileye ümit veriyorsunuz. Bize ve diğer pek çok aileye umut veriyorsunuz. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
So, thank you. Teşekkür ederim. Bu yüzden size teşekkür etmek istiyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Good job, Aileen. Harikaydın, Aileen. İyi iş çıkardın Aileen. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Now I'd like to welcome the Temple family, Şimdi de, ta Georgia'dan buraya bizimle birlikte olmaya gelen... Şimdiyse bugün bizimle beraber olmak için... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
who've come all the way from Georgia to be with us here today. ...Temple ailesini davet etmek istiyorum. ...Gürcistan'dan buralara kadar gelen Temple ailesini takdim etmek istiyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Thanks, John. Teşekkürler, John. Teşekkür ederim John. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm Marcus. Ben Marcus. Ben, Marcus. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
This is my wife, Wendy. Eşim, Wendy. Bu da eşim Wendy. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Our daughter Lauren, our oldest daughter, Kızımız Lauren, büyük kızımız. Kızımız Lauren, en büyük kızımız... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Lauren wanted to come today and say hi to all you guys. Lauren bugün buraya gelip, size merhaba demek istedi. Lauren bugün buraya gelip size selam vermek istemişti. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
She's a little weak, Biraz güçsüz... Biraz halsiz... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
but she wanted us to show you guys her picture ...ama size resimlerini göstermemizi... ...fakat size fotoğrafını göstermek... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
and to send you her love. ...ve sizin de ona sevgilerinizi yollamanızı istedi. ...ve sevgilerini iletmek istedi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
And this is our daughter, Megan. Bu da kızımız, Megan. Bu da kızımız Megan. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
The most beautiful girls are named Megan. Megan adındaki kızlar en güzel kızlardır. Güzel kızların adı Megan oluyor. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Megan is 4 months old, and you can't see it yet, Megan 4 aylık ve henüz belli olmuyor... Megan dört aylık. Şu an anlayamazsınız fakat... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
but she has Pompe, too. ...ama o da Pompe hastası. ...o da Pompe hastası. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I can't tell you what it means to us Çocuklarımız için bir ilaç yapmaya çalışmanızın... Çocuklarımız için bir ilaç üzerinde çalışmanızın... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
to have all of you working on a medicine for our children. ...bizim için ne ifade ettiğini kelimelerle anlatamam. ...bize neler ifade ettiğini anlatamam bile. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Thanks so much. Çok teşekkür ederim. Teşekkürler. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Hey, Kent. John. Selam, Kent. John. Kent? John. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
In medical research, John, objectivity is key. Tıbbi araştırmalarda nesnel olmak çok önemlidir John. John, tıbbî araştırmada kilit nokta nesnelliktir. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
If researchers get all emotional, Araştırmalar tamamen duygu sömürüsü haline gelirse... Araştırma duygusallaşırsa... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
all desperate to help suffering patients, they'll cut corners. ...tedavisi olmayan hastalık sahibi bütün hastalar işin kolayına kaçacaktır. ...hastalıklarına çare arayan tüm hastalar işin kolayına kaçacaktır. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
It's counterproductive. Bu amaca zarar vermektir. Bu zarar verici bir şey. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Counterproductive is having 4 core teams of scientists Amaca zarar veren şey, aynı hastalık üzerinde çalışan... Asıl zarar verici olan şey dört tane çekirdek bilim adamı takımının... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
working together on the same disease, ...dört tane çekirdek bilim adamı takımı olup bunların birbirleriyle konuşmaması. ...aynı hastalık üzerinde çalışması ve birbirleriyle iletişim içinde olmamalarıdır. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Most of these guys have never even seen a kid with Pompe before. Buradaki adamların çoğu ömründe Pompe hastası bir çocuk bile görmemiştir. Bu adamların çoğu hayatında hiç Pompe hastası bir çocuk görmedi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I don't see how that's relevant. Konuyla alakasını anlayamadım. Bunun konumuzla ne ilgisi olduğunu anlamıyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Did you see Erich? That's the kind of motivation that we need. Erich'i görmedin mi? Bizim işte öyle bir motivasyona ihtiyacımız var. Erich'i gördün mü? İşte bize gereken motivasyon o. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm gonna ask him to get the core team Çekirdek takımının rekabeti bırakıp diğerleriyle birlikte çalışmasını isteyeceğim. Ondan, çekirdek takımların rekabeti bırakıp... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Create a leadership team. Bir öncü takım yaratmasını isteyeceğim. Öncü bir takım oluşturmasını isteyeceğim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Well, if you hope to sell this leadership team idea, Bu öncü takım fikrini kabul ettirmek istiyorsan... Bu öncü takım fikrini kabul ettirmek istiyorsan... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
there's only one way to convince Erich. ...Erich'i ikna etmenin tek bir yolu var. ...Erich'i ikna etmenin tek bir yolu var. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
And what's that? Neymiş o? Nedir o? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Keep your guy, Stonehill, off the team. Stonehill denen adamı o takımdan çıkar. Adamın Stonehill'i takımdan uzak tutmak. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
In his short tenure here, he's managed to alienate Burada bulunduğu kısa süre içinde... Buradaki kısa görev süresi içinde... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
You can't put him on a team that's supposed to build cooperation. Elbirliği yapılacak bir takıma onu koyamazsın. İşbirliği yapılacak bir takıma onu alamazın. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
then do what you have to do. ...sonra da yapman gerekeni yap. ...sonra da yapman gerekeni yap. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
That's it. Yetti artık. Yeter artık. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Dr. Stonehill, please. Dr. Stonehill, lütfen. Dr. Stonehill, lütfen. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Turn it down. Yes. Sesini kısın. Evet. Kısın. Evet. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 18530
  • 18531
  • 18532
  • 18533
  • 18534
  • 18535
  • 18536
  • 18537
  • 18538
  • 18539
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim