• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18533

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
And I'm not here to be poked and prodded Kendini kanıtlamaya çalışan bir 1. Sınıf Tıp Fakültesi öğrencisi değilim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
This is ridiculous. İnanamıyorum. Bob! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
This is bullshit. Saçmalık! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
RENZLER: Bob. Bob. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Bob, if you can't answer a question, Bob, sorunun cevabını veremiyorsan detaylar üzerinde çalışıyoruz dersin... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
You don't storm out on these guys ...mızıkçı bir çocuk gibi kalkıp öyle herkese ateş püsküremezsin, tamam mı? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
We're going back in there. This is business, Bob. It's not personal. Oraya gideceğiz. İş bu, Bob. Kişisel alma. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
That was personal. O gördüğün şey kişiseldi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I mean, he completely blew my plan, right out of the gate. O odadan çıkmasıyla planımı tamamen berbat etti. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Okay, I get that he's a loose cannon, Tamam kontrolünü kaybetmiş olabilir, ama sen hala ilmine inanıyor musun? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Honey, if I don't raise $10 million in capital, Tatlım, 10 milyonluk bir sermayemiz olmazsa... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
his science doesn't matter. At all. ...ilmi yerin dibine batsın. O kadar. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
What's going on with his arm? Koluna ne oldu öyle? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Hey, buddy, you okay? İyi misin aslanım? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
You all right? I can't throw them anymore. İyi misin? Artık fırlatamıyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
When did this happen? Ne zaman oldu bu? Bilmiyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
You should help him, Daddy. Ona yardım etmelisin, baba. İyi fikir. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Okay, here we go. You ready? Tamam, haydi bakalım. Hazır mısın? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
1, 2... Bir, iki... Suya! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
That was a good shot. We can do better than that. İyi atıştı, fakat daha iyisini yapabiliriz. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Try again. Let's make, like, a little pellet. Tekrardan yuvarlaklaştıralım bakalım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Here, ducky, ducky. Al bakalım badi badi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Ready? 1, 2, 3. Hazır mısın? Bir, iki, üç! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Give me another piece, John. Bir parça daha ver, John. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I can just throw them. Hepsini atacağım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
And you do all the laughing, and I'll do all the throwing. Gülme işini sen yap, bunları da ben atayım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
JOHN: That's good, the ducky shared. Harika, ördekçikler paylaşıyor. Gördün mü? Evet. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
We're out of time. Zamanımız azalıyor. Biliyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
He doesn't have the strength to throw a piece of bread to a duck. Ördeğe ekmek atacak kadar bile gücü kalmamış. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
It scares the hell out of me. Bu beni çok korkutuyor. Beni de. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
John, what are you doing? John, ne yapıyorsun? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm offering Renzler a deal he can't turn down. Renzler'e reddedemeyeceği bir teklif yapacağım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Excuse me. Morning. Dr. Renzler? Affedersiniz. Günaydın. Dr. Renzler? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Dr. Renzler? Dr. Renzler. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Sir, good morning. Günaydın efendim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
John Crowley. Crowley? John Crowley. Crowley mi? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Yes, sir. What are you doing here? Evet efendim. Ne işin var burada? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I understand from your secretary that Sekreterinizden öğrendim, bir aylığına Fransa'ya gittiğinizi biliyorum. Doğru. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I have a proposal for you, and I was hopeful Sizin için bir teklifim var. Bakabileceğinizi ummuştum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Fine. I'll read it in the car. It might interest you. Tamam, arabada okurum. İlginizi çekecektir. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Good, thank you. Güzel, teşekkürler. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Does Stonehill know about this? Stonehill bunu biliyor mu? Tabii. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
And he's okay with these terms? Bu şartları kabul etti mi peki? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
All I need is your signature. Tek ihtiyacım olan imzanız. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
JOHN: Bob! Bob! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Hi. Bob. Selam, Bob. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
What'd you do to yourself? Ne yaptın öyle? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I got the investment from Renzler. Renzler'den parayı sağladım. Ne yaptın? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Listen, I want you to Dinle, okumadan önce... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
think about something before you read that. ...bir şeyi düşünmeni istiyorum. Bu da ne be? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Under the circumstances, this is the best deal that we could ever get. Bu şartlar altında alabileceğimiz en iyi anlaşma buydu. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
This isn't a deal. This is the terms of our surrender, for... Bu anlaşma falan değil ki. Kayıtsız şartsız teslim olmak! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Renzler comes in for a couple million now, Renzler sırf bize baştan birkaç milyon verdi diye... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
and you give him the option of jumping in as a full partner later? ...ona ileride kar edersek tam ortak olma fırsatı mı veriyorsun? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Well, after sabotaging our meeting, Sen toplantıyı sabote edince etkileyici bir şey yapmam gerekiyordu. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
And you promise him we'll be in clinical trials in a year? Ona klinik aşamasına bir yıl içerisinde hazır olacağımızı mı söyledin? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
We can do this, Bob. All right? Başarabiliriz, Bob. Tamam mı? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
We work harder, we push ourselves, we work around the clock. Daha çok çalışırız, kendimizi zorlarız, tam gün çalışırız. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Why don't you just give 'em my balls in a jelly jar? Oldu olacak hayalarımı bir kavanoza koyup da verseydin. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
There's no other way I could get them to come back to the table. Bizimle tekrar masaya oturmalarını sağlamanın başka yolu yok. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Who needs the bastards anyway! O adi heriflere kimin ihtiyacı var zaten? O adi heriflere kimin ihtiyacı var ki? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Without Renzler, there's no reason for us Renzler olmadan, diğer yatırım gruplarını düşünmemiz bile mümkün değil. Renzler olmadan diğer yatırım şirketlerini düşünmemiz bile hayal. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Fine! Then I won't think about other venture groups! İyi! O zaman, diğer yatırım gruplarını düşünmem! Tamam! O zaman diğer yatırım şirketlerini de düşünmem! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Great! Harika! Güzel! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Spend the rest of your life dreaming up Hayatının geri kalanını harika fikirler uydurup, sermaye bulamayarak harca. Hayatının geri kalanını finansal destek bulmayan harika fikirleri düşünerek geçir. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Draw brilliant diagrams on the wall that cure diseases in theory, Duvara hastalıkları teoride iyileştiren dâhice grafikler çiz... Teoride hastalıkları iyileştiren fakat iş uygulamaya geldiğinde... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
but never help a single human being in reality. ...ama gerçekte tek bir insana bile yardım etme. ...kimseye faydası dokunmayan harika şemaları duvarına çiz dur. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
What'd you do? Let me see it. Ne yaptın? Dur bakayım. Ne oldu? Bir bakayım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
It's just barely... Let me see. Sadece azıcık Bakayım. Pek de... Bakayım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Put pressure on it. Üzerine bastır. Üzerine bastır. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Got your blood all over this thing. Bunun her tarafına kanını bulaştırmışsın. Kanını bunun her tarafına bulaştırmışsın. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Want me to add a drop of mine, make it official? Resmileştirmek için benim de kanımı basmamı mı istiyorsun? Üstüne benimkini de ekleyip resmileştirmemi ister misin? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm not paying a dollar more than 22,000 a unit, okay? Parça başına 22.000 dolardan fazlasını ödemem, tamam mı? Bir ünite için 22.000 dolardan fazlasını ödemiyorum, tamam mı? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm not doing it. Ödemem. Ödemiyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Hi, Bob. Merhaba, Bob. Merhaba Bob. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
These guys make me feel old. Bu çocuklar kendimi yaşlı hissetmeme neden oluyor. Bu adamlar bana kendimi yaşlı hissettiriyor. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Scientists get all sensible and careful when they get old. Bilim adamları yaşlandıklarında daha hassas ve dikkatli olurlar. Bilim adamları yaşlanınca hassas ve dikkatli olurlar. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Young ones like risk, Genç olanlar risk almayı sever... Genç olanları risk almayı sever. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
not afraid of new ideas, ...yeni fikirlerden korkmazlar... Yeni fikirlerden korkmazlar. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
and you can pay 'em less. ...ve onları daha ucuza çalıştırabilirsin. Bir de onlara daha az para ödersin. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
We all believe in Bob Stonehill's Bob Stonehill'in cesur hayaline hepimiz inanıyoruz, yoksa burada olmazdınız. Bob Stonehill'in cesur hayaline hepimiz inanıyoruz, aksi halde burada olmazdınız. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
But to reach clinical trials inside of a year, Ama bir yıl içinde klinik deney aşamasına geçmek için... Fakat klinik numune test safhasına geçebilmek için... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm gonna have to ask you to commit to a brutal schedule. ...sizden kendinizi acımasız bir iş takvimine adamanızı isteyeceğim. ...sizden kendinizi amansız bir iş temposuna sokmanızı istiyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Ladies and gentlemen, reset your watches to Priozyme Time. Bayanlar ve baylar, saatlerinizi Priozyme Saati'ne göre ayarlayın. Bayanlar ve baylar, saatlerinizi Priozyme Saati'ne göre ayarlayın. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
How long? Ne kadar sürer? Üç, dört saat. Ne kadar? Üç, dört saat. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Well, if you can get it any quicker, that'd be good. Daha çabuk yapabilirsen iyi olur. Daha hızlı olabilirsen iyi olur. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
NILES: I'll try. Denerim. Denerim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
MAN: Come on. Haydi ama. Hadi ama. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
STONEHILL: Vinh, check the breakers. VINH: Got it. Vinh, şalterleri kontrol et. Tamamdır. Vinh, şalterleri kontrol et. Tamamdır. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
VINH: No, the whole building's out. Hayır, bütün binanın gitmiş. Yedek jeneratörü çalıştırın. Hayır, tüm binanınki gitmiş. Yedek jeneratörü devreye sokun. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
We... Wait, wait, wait. Ama bizim Bekle, bekle, bekle. Biz... Bekle, bekle, bekle. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
STONEHILL: You never bothered to buy a backup generator? Yedek jeneratör almaya zahmet bile etmedin mi? Bir tane bile yedek jeneratör alma zahmetini gösteremedin mi? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
We're in the middle of tornado country, Kasırga bölgesinin ortasındayız... Tanrı aşkına, kasırga bölgesindeyiz. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
4 months of work pissed away! Dört aylık çalışma boşa gidecek! Dört aylık çalışma ziyan oldu! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm sorry, sir. Your card, it's been denied. Üzgünüm, beyefendi. Kartınız reddedildi. Ne? Üzgünüm, beyefendi. Kartınız reddedildi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
It got maxed out. I bought the roller bottle unit for the lab. Limiti dolmuş. Laboratuar için silindir şişe ünitesi almıştım. Limit dolmuş. Laboratuar için silindir şişe almıştım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Shit, I... Kahretsin, ben... Kahretsin. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Hi, here you go. Thanks. Merhaba, buyurun. Teşekkürler. Merhaba, buyurun. Teşekkür ederim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
DRIVER: Sir. Beyefendi. Beyefendi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Fiona's in Mexico this week. They've got pyramids there. Fiona bu hafta Meksika'da. Orada piramitler var. Fiona bu hafta Meksika'da. Orada piramitler varmış. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 18528
  • 18529
  • 18530
  • 18531
  • 18532
  • 18533
  • 18534
  • 18535
  • 18536
  • 18537
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim